Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 21 Nisan 2019 Düzenli kahvaltı korur... Günümüzde her dört çocuktan biri kilo problemi yaşarken, maalesef halk arasında “Kilolu çocuk daha sağlıklıdır” algısı çok yaygın. Araştırmalar, be MERVE SAATÇİ Türk Kalp Vakfı beklik, çocukluk ve ergenlik çağın Diyetisyeni da oluşan şişmanlığın; yetişkinlikte diyabet, kardiyovasküler hastalıklar gibi birçok sağlık problemi ile yakından ilişkili olduğunu ortaya çıkardı. Aşırı kilo, dış görünümü bozarak çocukların psikolo jisini olumsuz etkileyebilir ve hormonal değişikliklere neden olarak ergenliğin başlamasını geciktirebilir. Ço cukları obeziteden korumak, ebeveynlerin görevi... Beslenme anne karnında başlar. Araştırmalar doğum ağırlığı yüksek olan bebeklerin ilerleyen yaşlarında obez olma riskinin daha yüksek olduğunu gösteriyor. Bu yüzden gebelik döneminde ideal kilo artışı annenin olduğu kadar bebeğin sağlığı için de önemli. HER AĞLADIĞINDA BESLEMEYİN! Tat reseptörleri bebeklik çağında gelişmeye başlar. Bu dönemde bebeğinize verdiğiniz besinler onun ilerdeki besin seçimlerini de etkileyecektir. Bu yüzden, anne sütünden sonra verilecek ilk besin şeker değil; yoğurt, yumurta, meyve suyu, meyve ezmesi, sebze, tahıllı çorbalar gibi besinler olmalı. Bebeklik döneminde; ağlama, kızgınlık gibi durumlarda her defasında beslemeniz sonucunda, bebek bu duyguları açlık olarak yorumlar ve fizyolojik olmayan bir beslenme davranışı geliştirir. Bu da çocukların yetişkinlik döneminde, aynı duygular karşısında aşırı ye mek yeme davranışı göstermelerine neden oluyor. Çocuklara sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandırabilmek için ailenin rol model olma konusundaki hassasiyeti ve ebeveynler arasındaki tutarlılık önemlidir. Sizin alışkanlık ve seçimlerinizin çocuklarınızı da etkileyeceğini unutmayın. BESLENME ÇANTASINDE NE OLMALI? u Çocuğunuzun yemesini istemediğiniz besinleri evde bulundurmayın. Market alışverişlerinde daha sağlıklı ve besin değeri yüksek besinleri tercih edin. u Düzenli kahvaltı yapmak obeziteden koruduğu gibi çocuklarda okul performansını artırıcı etkiye de sahiptir. Çocuğunuzun kahvaltısında süt, peynir, yumurta, ekmek ve yeşilliğe yer vermeye çalışın. u Çocuğunuz okul çağında ise beslenme çantasına koyduğunuz şeyleri tekrar gözden geçirin. Abur cubur, çikolata, bisküvi yerine; ceviz, fındık gibi sağlıklı kuruyemişler, meyve, süt, küçük bir tam tahıllı ekmeğe yapılmış peynirli sandviç daha sağlıklı seçimler olacaktır. u Çocuğunuza sağlıklı beslenme ve besinler konusunda bilgi verin. Bu tarz eğitimler çocuklarınızın sadece evde değil okulda, markette, dışarıda yaptıkları besin seçimlerinin daha sağlıklı olmasını sağlayacaktır. u Çocuğunuz kilosu konusunda kendisini kötü hissederse bu durum daha çok yemesine veya bazı yeme bozukluklarına sebep olabilir. Bu yüzden onu baskı altına almayın, suçlama ya da cezalandırma gibi davranışlarda bulunmayın. u Çocuklukta kazanılan beslenme alışkanlıklarının tüm yaşamı etkilediğini unutmayın. Ailedeki yeme alışkanlıkları ve fiziksel aktivite düzeyi hakkında yapabileceğiniz olumlu değişiklikler için mutlaka bir uzmana başvurun. HANGİ MÜZİK ALETİ? u El küçükse keman u Çok küçük değilse çello u Piyano için uzun parmaklar daha iyi olur u Nefesli sazlar için dudak ve dişlerin uygun olması lazım. Cadı ile Maestro ve Orkestra Fareleri’nin üçüncüsü çıktı... Bu orkestra uçuyor “ U çan Orkestra”, küçük çocukları klasik müzikle çok eğlenceli bir biçimde tanıştırıyor. Celal Üster’in çevirdiği masalı, Tilbe Saran, Brandenburg Devlet Orkestrası eşliğinde seslendiriyor. İngiliz besteci ve orkestra şefi Howard Griffiths’in, 510 yaş aralığındaki çocuklar için kaleme aldığı “Cadı ile Maestro” ve “Orkestra Fareleri” kitaplarının ardından serinin üçüncü kitabı Uçan Orkestra da Doğan Egmont’tan yayımlandı. Karin HellertKnappe’nin çizimleriyle bezeli bu kitapta sizi neler bekliyor? Hınzır şakalar yapmaya meraklı “Huysuz” bir cüce, cadı süpürgelerinin üstünde zamanda yolculuğa çıkan uçan bir orkestra ve Bach, Mozart, Beethoven, Rossini ve Çaykovski. Tabii orkestra şefi Maestro ve keman çalmayı çok seven Cadı’yı da unutmamak gerek. Griffiths’le kitaplar, çocuklar ve müzik üzerine konuştuk. u Bu kitapları neden yazdınız? Ben hep çocuk konseri vermiştim. Çok başarılı oldu ama kitap olarak yapmak çok zor. Kitap bambaşka. Yazmaya hep ilgim vardı. Sanırım 2011 yılında, Fazıl Say konseri için bulunduğum Antalya’da bir gün boştum. Su Otel’de kalıyordum ve her yer bembeyazdı. Yatağa yattım ve bu kitapların temelini o gün, bembeyaz odada attım. Bu kitaplarla çocuklarda klasik müziğin ilk tohumlarını atmak istedim. Birinci kitap orkestranın yapısını anlatıyor, ikinci kitap, notaları ve süslemeleri, üçüncü kitap ise bazı bestecileri ve eserlerini tanıtıyor. Her kitapta CD, son kitapta QR var. Seneye bu mevsimde İzmir’de de konser olacak. İlgi varsa tamam u Kitaplar ve konserlere çocuklara en çok neyi aktarmak istiyorsunuz? Konserden çıkınca ilgi varsa tamamdır demek. Dinlemek ister, çalmak ister, şarkı söylemek ister. Müzik ruh için çok iyi bir şey. Ayrıca koordinasyon yeteneği sağlar, sosyal yetenekleri geliştirir, grup çalışmasına yöneltir. Müzik müthiş bir disiplin gerektirir. Yaratıcılık disiplin ister. Çocuklar enstrümanı öğreniyor ama tek başına çalıyor. Mutlaka başkalarıyla beraber çalmala rı lazım. Arkadaşlarıyla küçük li olacak. 1.5 sene sonra ilk bir grup kurmaları için an konseri veririz. nebabalar teşvik etmeli. Ayrıca İsviçre’de Herkesin kulağı var. üç kitabın animas Bir yakınınızdan ge yon filmi yapıla len telefonu açtığı cak. Bu kitap nızda hemen anlar lar Almanya sınız iyi bir şey mi ve İsviçre’de yoksa kötü bir şey okullarda kul mi diyecek. Bu da lanılıyor. Zan kulağınız olduğu nedersem anlamına geliyor. öçal’la konser Howard Griffiths Türkiye’de de bazı okullarda okutuluyor. u Çocuk kaç yaşında enstrüman çalmaya 9 yıl kaldım başlamalı? Japonya’da çocuk ları enstrüman çalmaya 3 yaşında anneleriyle başlatan bir sis Griffiths, son kitabının konseri için bir haftalığına Türkiye’ye geldi. “Her okulun bir korosu, bir orkestrası olması lazım” diyor. u Türklerin klasik müzikle ilişkisi nasıl? Türkiye’ye 1971 senesinde geldim 9 tem var. Avrupa’da çocuğa ve sisteme sene kaldım Ankara Devlet Opera ve bağlı. Bence 56 yaşından önce başla Balesi’nde çalıştım. O zaman 3 orkestra maya gerek yok. vardı, şimdi 2025 orkestra var ve her Ama başladıktan sonra her gün 15 orkestranın da dinleyicisi var. Demek ki 20 dakika çalması lazım. Ben çocukla dinleyen çok arttı. ra ‘dişlerinizi hergün 23 dakika fırça u Çocuklar klasik müzikle nasıl ta lıyorsunuz. Okuldan gelince bunun 5 nışmalı? misli çalışacaksınız’ diyorum. Evde bir ortam, ilgi olmalı. Konser u Yeni bir kitap yazacak mısınız? ler bir aile etkinliği olsun. Sonrasın Dördüncü kitapta İpek Yolu’nda da evde üstünde konuşulabilir. Konsere ki enstrümanları anlatacağım. Ortaçağ, gitmeden önce bilgi alın, seçim yapın. Avrupa’daki yaşam, sonra Türkiye’ye Çocukların bir konseri başından sonu geleceğiz 45 ülkeden enstrümanları ta na kadar izlemesine gerek yok. İlk yarı nıtacağım. Türkiye’den darbuka olacak da çıkın, sonra dondurma yemeğe gidin. ve Burhan Öçal çalacak. Çok eğlence Rehber odası FİGEN ATALAY Uçan Orkestra, müzik aletlerini ve klasik müziğin önemli isimlerini çocuklara eğlenceli şekilde anlatıyor. Almanya ve İsviçre’de okullarda okutulan bu kitapları, keşke Türkiye’deki tüm öğrenciler de müzik derslerinde görebilse... “ N eyse ki bu orkestra başka hiçbir orkestraya benzemiyordu, başkemancısı gerçek bir cadıydı. Müzik delisi olduğundan karanlık ormandaki evini terk etmiş, dostlarıyla birlikte müzik yapabilmek için orkestranın yanına taşınmıştı. Maestro mektubu gösterince cadının dudaklarında belli belirsiz bir gülümseyiş belirdi, elini cebine atıp mor camlı garip bir gözlük çıkardı, gözlüğü gözüne takınca da o belli belirsiz gülümseyiş yavaş yavaş bütün yüzüne yayıldı, ağzı kulaklarına vardı. Heyecanlı heyecanlı açıkladı orkestraya: ‘Bu mektup kuzenlerimden geliyor; cadıların altı ay sonraki yazdönümü gecesi toplantılarında bir konser vermemizi istiyorlar.’ Orkestra heyecan içinde hoplayıp zıplamaya başladı; kemanlarını gıcırdattılar, trompetlerini öttürdüler, davullarını gümbürdettiler, ortalığı curcunaya çevirdiler! Orkestrayı ilk yatıştıran Maestro oldu; 13/16’lık çok karmaşık birkaç ölçü çaldırarak onları sakinleştirmeyi başardı. ‘Harika bir haber bu,’ dedi, ‘bu bizim ilk turnemiz olacak. Herkes çok uzaklardan bizim konserlerimizi dinlemeye geliyor, ama biz buradan başka bir yerde hiç konser vermedik. İyi güzel de oraya nasıl gideceğiz? Cadılar toplantısı dünyanın öbür ucunda, otobüsle gidilemeyecek kadar uzakta, 90 çalgı için uçak bileti alacak paramız da yok...’ Çalgıların heyecanı balon gibi sönüverdi, hevesleri kursaklarında kalmıştı.” Kitaptan bir bölüm Cadılar toplantısı Paspas Hayvanları en çok çocuklar sever Pati günlükleri Den iz Yavaşoğulları cdenizy@gmail.com Ailelerin katkısıyla hayvanlarla en samimi sevgi ilişkisini çocuklar kuruyor. Bu sevgiyi ileriye taşımaları için gözlerinin önünden olumsuz örnekler Çocukluğum sokak köpekleriyle geçti. Onlar, sabahtan akşama kadar sizinle gezer, akşam kapınızın önünde yatar, aynı heyecanla ertesi günü beklerler. Sizi sever, korur, bitmek tükenmek bilmeyen enerjinize eşlik eder, karşılığında ise sadece sevgi isterler. O zamanlar belediyelerin zehirleme uygulamalaır normal kabul edilirdi. En iyi arkadaşlarımızın can cekişerek, acı içinde ölmelerine defalarca şahit olduk. Elimizde sarımsaklı yoğurtla, ağlayarak hayvanların acıyla kasılan bacaklarını düzeltmeye çabalarken, o küçücük yaşta hayata karşı çok şey yitirdik. Şimdi aradan çeyrek asır geçti. Aynı tas, aynı hamam.Sözlerin tutulmasını, hayvana şiddetin artık suç sayılmasını istiyoruz. Öyle üzücü ki sahipli hayvana şiddet ka araba çizmek gibi. Sahipsiz hayvana şiddetin ise hiçbir yaptırımı yok. Batıkent katillerinin sırıta sırıta gezmeleri bu sebepten. Çocuklar bilinçli Geçen gün 910 yaşlarında ikiz erkek kardeş, köpeğim Luna’yı sevmek için yanıma geldi. Başladılar bir ağızdan anlatmaya: “Babaannemin köpeği var ne zaman gitsem yüzümü yalıyor, onu çok seviyoruz. Aslında yaşlı ama çok obur, bir de uyurken horluyor. Büyüyünce köpek istiyoruz.” Ben de gayri ihtiyari “ileride alırsınız” dedim sonra “sahiplenirsiniz yani” diye eklerken “Pet shop’tan asla almayız. Sokaklar, barınaklar terk edilen hayvan kaynıyor” dediler. Çeyrek asırda çocukların algısı değişti ve gelişti, ama ülkenin yasaları onların gerisinde kaldı. leri ne yapıyordur. Mesela çocukları hayvan katillerinin neden serbest bırakıldığını sorduklarında nasıl açıklıyorlardır. Siz iyi ve kötüyü öğretiyorsunuz ama devletin akıllara ve vicdanlara yansımayan adaleti kavram karmaşası yaratıyor. adalet ihtiyacı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na iki gün kaldı. Çocuklar, böyle acılarla ve bu tip sorgulamalarla cebelleştikleri bir dünyayı hak etmiyorlar. İyiliğin, vicdanın doğru karşılık bulduğu bir adalet sistemi hepimizin ihtiyacı. Ama ben bu hayvan koruma kanununu en çok da çocuklar için istiyorum. Aynı travmaları yaşamasınlar istiyorum. Tüm çocukların ve sizlerin bayramını kutluyorum. Çocuklara iyi bir dünya, dünyaya da iyi çocuklar bı silinmeli. bahat, “mala zarar” olarak görülüyor, yani Kim bilir böyle duyarlı çocukların anne rakmak dileğiyle. u 5 yavru yuva arıyor. İstanbul – İletişim: Instagram/@popequeen u Acil yuva arıyor. Edirne 0541 573 1622 u Paspas, yuva arıyor. 3 yaşında, erkek. İstanbul – 0532 154 88 62