Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    
                
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                13 MAYIS 2018, PAZAR Erel Eryürek  SAYFA 7 Müzik  Teknoloji nelere kâdir! Abba’dan ‘Avatar’lı dönüş  Bazı müzisyenler küllerinden doğuyor, bazıları hiç gitmiyor, bazıları ölse de hâlâ aramızda, bazıları yaşarken kendini yok ediyor...70’lerin göz kamaştırıcı pop grubu Abba, 35 yıl direnç  Instagram hesabındaki açıklamadan öğrendiğimize göre, 35 yıl sonra dörtlünün stüdyoya girmesine sebep şuydu: Abba avatar turne projesi! Bir araya gelmişlerdi ama dünya turnesine onların 1979’daki halleriyle avatarları, yani hologramları çıkacaktı. Böylelikle  atles, İsa’dan daha şöhretli” sözünü hatırlayın (ki bunun üzerine plakları ABD’de muhafazakârlar tarafından ate  gösterdikten sonra birleşti döndü, hem de nasıl! Abba’nın tekrar bir araya geldiği haberi çığ gibi büyüdü. Haber doğru ama eksikti. Grubun Instagram hesabından yaptığı açıklamadan öğrendiğimize göre, 35 yıl sonra dörtlünün stüdyoya girip iki parça yapmasına sebep olan daha büyük bomba vardı: Abba avatar turne projesi. Bir araya gelmişlerdi, evet, ama dünya turnesine onlar değil, onların 1979’daki halleriyle ava  hologram teknolojisiyle ilk dijital turneyi hayata geçiren Abba oluyordu.  şe verilmişti). Ölümsüz olmak için erken ölmeye de gerek yok artık. Çok ileri gidilmiş sayılmazsa, biraz da İsa gibi “ölümü aşmak” son derece yeterli. Efsaneleşmek müthiş, ama...  tarları, yani hologramları çıkacaktı. Böylelikle hologram teknolojisiyle ilk dijital turneyi hayata geçiren Abba olacaktı. İsveçli grubun özel bir TV programı için hazırladığı iki parça yıl sonunda gün ışığına çıkar çıkmaz avatar turnelerinde de seslendirilecekti.  Müzikal kariyerlerinde bitişini ilan eden grupların tekrar bir araya gelmesi “ölümü aşmaya” benzetilebileceği gibi, ticari bir konu aynı zamanda. Pop pazarının ölülerin geride  ‘Mamma Mia’ hâlâ sahnede  bıraktığı “kırıntılar”ın para ettiği “toplama kampı”na döndü  İsmini Agnetha Fältskog, AnniFrid Lyngstad, Björn Ulvaeus, Benny Andersson’un baş harflerinden alan Abba cephesinden yayılan haberler bu kadarla bitmiyor. Toplam yaşı 284 olan dörtlünün, tüm dünyada 440 şehirde 60 milyon insanın izlediği, birkaç yıl önce Türkiye’ye de gelen “Mamma Mia” müzikalleri hâlâ devam etmekte. Üstüne bir de baştan sona Abba müziklerinin çaldığı, 2008’de ilki vizyona giren aynı isimli ve dev kadrolu devam filminin de bu yazın en ferahlatıcı ve eğlenceli filmlerinden biri olması bekleniyor. Eskinin şöhretli popçuları müzi  ca, müziği hiç bırakmamalarını diliyoruz. Ancak Abba gibi ya da şimdilerde country müzik kisvesi altında yeni bir albüm çıkaran, aslında bildiğimiz pop müzik yapan  ğünü unutmamalı. Kampın du  varları, gerçek dünyayla ilk te  masta anıları yerle bir edeceği  için tel örgülerle çevrili olsa da  İsveçli efsane grup  pazar sahiplerinin delmekten  Abba’nın özel bir TV  kaçınmadığı. Jim Morrison, Ja  programı için hazırladığı iki parça yıl sonunda gün ışığına çıkar çıkmaz avatar turnelerinde de seslendirilecek.  nis Joplin, Bob Marley, Jimi Hendrix ve elbette Prince ya da David Bowie gibi isimler, dünya eskise de ticari anlamda da öldükleriyle kalmayacak ve bı  rakılmayacak müzisyenlerden  lı yani. Ayrıca pop müziğin sadece gençlere yö  bazıları.  nelik bir tür olduğu saçmalığına Beatles gibile  Abba’yı 70’lerdeki haliyle anılarında yaşatan  rin sağladığı dolaysız ve neşeli bir yerden baka lar, 35 yıl sonra avatar olarak karşımıza çıkacak  biliriz: Pop müzik yetişkin olmanın ön basama olmalarına kızgınlar mı henüz bilemeyiz. Sos  ğı değil, gençliği yersiz ve zamansız yaşatmaya yal medya hesaplarına bakarsak, Abba için di  muktedir, ebedi bir duygu durumu.  ri olmanın delişmen bir cazibesi olduğu ortada.  Üstelik günümüz teknolojileri sayesinde ar  Efsaneleşmek elbette müthiş ama hâlâ yaşarken,  tık yaşlı ve genç, hatta ölü ve diri olan tüm mü yavan ve bayat bir konserveden farksız. Üste  ği bıraksa bir türlü,  Kylie Minogue söz  zisyenler müzik yapabiliyor. George Harrison’a lik müzikale izin verip yıllarca ve aptalca ikon  bırakmasa bir türlü.  konusu olunca, bazı Beatles grubunun tekrar bir araya gelme ihti  laşma talihsizliği yaşadıktan sonra, “oldies” par  Eğri oturup doğru  larımız “bir tık” yü  maliyle ilgili soruya verdiği, “John ölü oldu  tilerinin değil, 2018’in en yenilikçi pop figürle  konuşacaksak, isim Agnetha Fältskog, AnniFrid Lyngstad, Björn Ulvaeus,  zümüzü ekşitiyoruz.  ğu müddetçe hayır” cevabından sonra, 90’lar  ri arasına girmelerinin de hiç mahsuru yok, hatta  leri Bob Dylan veya Rolling Stones olun  Benny Andersson’un baş harflerinden adını alan Abba, 1970’lerin unutulmaz pop gruplarındandı.  Oysa müzisyenliğin yaşı yok; olmama  da onun “hayaletimsi” sesiyle çıkan albümlerini ve de Lennon’un yaşarken söylediği “Be  “über cool” bile sayılabilir bu!.. erel.eryurek@gmail.com  MÜJDE YAZICI ERGİN  Tüm rolleri yerine getiriyor veya getirir gibi yapıyor  Her devrin canlısı Sibel!  ‘Müzikal’ bir albüm Özgür'e bir ‘Haller’ olmuş!  Planlanan veya “arzu edilen” Türkiye’nin “legal” müzik kadrosunda Sibel Can da var. Saray davetlerinde de Sibel Can var, Afrin şehitleri için  Sibel Can, Türk toplumunda kadına biçilen tüm rolleri yerine getiriyor veya yerine getiriyor gibi yapıyor. Toplum dokusuna uyumu da kalıcılığı da  yen tombul, cevval ablasına yetecek derecede, kendine has ses tınısıyla, şarkıcılığını belli bir kitleye kabul ettirmeyi başarmış bir kadın. En önemli sığınağı sesi ve  yapılan şarkıda da, yine devlet tarafından onaylanmış ünlülerin Hatay ziyare  buradan geliyor.  arabesk şarkı söyleme becerisi. Yeri gelince en hüzünlü haline bürünüp bir “Be  tinde de... Metrekareye 10 botoks, 15  rivan” türküsü patlatır, gözünden yaşlar  plastik cerrahi ameliyatının düştüğü,  akar; yeri gelir “Lale devri çocuklarıyız  hiçbir politik söylemi olmayan maga  biz zamanımız geçmiş” diye duygulanır.  zin figürlerinin katıldığı Hatay gezisin  “Adını dağlara yazdım yârim” diye cilve  den sonra sosyal medyada en çok Sibel  lenirken bir anda “Bu devirde kimse sul  Can’ın (büyük ihtimalle düşünerek giy  tan değil, bezirgân değil / Bu kadar gü  diği) asker yeşili elbisesinden görünen  venme hiç kendine / Kimse şah değil, pa  göğüs uçlarının konuşulması ise olduk  dişah değil” diye baldırlarını aça aça sah  ça ironik.  nede oradan oraya koşar. Türkiye gibi bir  Sibel Can, hiçbir şey yapmasa da ma  ülkede dansözlükten şarkıcılığa evrilmiş  vi gözleri, balık etli, işveli cilveli halle  olan Sibel Can, bu toplumun nelere, ne  riyle Türkiye’yi avucuna almayı başa  tür sahtelik ve gerçekliklere hayranlık du  rabilecek “kıvraklıkta”, Türk tipi sek  yacağını iyi bilen bir isim. Bütün hileleri  si bir kadın figür...90’lı yıllarını tele  bildiği ve her devre uyum sağladığı için  vizyonlarda ağlayarak geçiren, yıllarca  de İstanbul’dan Miami’ye kadar büyük  evlilikleriyle gündeme gelip her döne  bir servetin sahibi.  me uyum sağlayabilen Sibel Can, Türk  toplumunda kadına biçilen tüm rolleri yerine getiriyor veya yerine getiriyor gibi yapıyor. Toplum dokusuna uyumu  Her devri dokuz 		 canla kapayacak  da, kalıcılığı da buradan geliyor.  Sibel Can, benzerleri olan Seda Sayan,  Sibel Can’ın en büyük numarasının  Ebru Gündeş, Hülya Avşar sınıfının na  altında, yıllardır masumiyet, utangaçlık  zik, hassas, diğerleri gibi yırtıcı görünme  satıp aslında pek çok şeyden utanma  derdi olmayan bir üyesi. Sürekli kontrollü  ması yatıyor.  olduğu ve birilerine “Senin saçlarını yo  Dansözlükten 		  larım” derken görünmeyeceği için geriye özel hayatı ve şarkıları kalan Sibel Can,  şarkıcılığa evrilme  her dönem kendini canlı tutmayı biliyor. Şu ana kadar yaptığı en iyi şey gençleri  Üsküplü müzisyen bir babanın kı  yakalamak için veya amacı her ne ise ar  zı olan Sibel Can, 1970 yılında İstan  tık, yeni yayımlanacak albümünde Eypio  bul, Fatih’te dünyaya gelmiş. Arşiv  ile çalışmış olması.  lere göz atınca çıkıyor ki 1988 yılın  Rap’e de mahallemizin çılgın ablası gi  da TRT’de Aziz Üstel’in konuğu oldu  Topkapı’yı izledikten sonra oryantal olmaya karar  bi karikatür kıvamında yaklaşıp bundan  ğu bir programda henüz 18 yaşında olmasına rağ verdiğini, ailesine bunu zor kabul ettirdiğini be  da kendine bir dilim pasta kesecektir.  men tıpkı şimdiki gibi yanlış yapmamak için kısa lirten Can, daha sonra Türk sanat müziği dersleri  Bugün de, yarın da Sibel Can, her devri dokuz  ve özet cümleler kuruyor, gözlerini süze süze, ağ alarak tamamen müziğe yöneldiğini anlatıyor.  canla kapayacaktır.  zını büze büze konuşuyor. Bu programda Nesrin  Sibel Can, bir mahallenin parmak ucunda yürü  mujdeyazici@gmail.com  Ayyuka grubu vokali ve gitaristi Özgür Yılmaz, ilk solo albümü Ora’dan sonra ikinci albümü “Haller” ile tekrar karşımızda. 10 şarkıdan oluşan albümdeki besteler Özgür Yılmaz’a ait. ‘Haller’i ‘müzikal’ bir albüm olarak değerlendirmekte fayda var. Zira müzik, vokallerin bir hayli önüne geçmiş durumda. Bunu kötü anlamda söylemiyorum. Sözler varoluşsal mevzular, kararsızlık, yalnızlık, hayat yorgunluğu arasında gidip gelse de albümde insanı en çok çeken şey melodiler. Yılmaz’ın şarkıları indie sularında başlayıp blues’a hatta yer yer psychedelic’e kadar uzanıyor. Modern türkü formunda bir girişle başlayıp yine blues’a kayan “Tembelin Türküsü” gibi farklı sularda gezinen şarkılar mevcut. “Kavşak”taki göz ardı edilmemesi gereken sololar, “Tufandan Önce” gibi southern rock şarkısı, belki de bu formatta bestelenmiş sayılı şarkılardan olarak gözümüze çarpıyor. Türkiye’nin alternatif müzik hattında ihtiyaç duyduğumuz albümler listesine rahatlıkla koyabileceğimiz Tantana Records’tan çıkan “Haller” albümü uzun zamandır aynı şeyleri temcit pilavı gibi önümüze süren isimlerin arasından sıyrılmayı başarıyor ve anında playlist’imizdeki yerini alıyor. Özgür Yılmaz, farklı yollardan bize seslendiği albümündeki son zamanların gerçekten ‘iyi’ müziğini bizlere dinletiyor. BURAK SOYER  C MY B   
            
    
