18 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 1 HAZİRAN 2014 / SAYI 1471 Elimde olsa hep sinema filminde oynardım Dilşad Çelebi, “Bugünün Saraylısı” adlı dizide sevgilisini başka birine kaptıran kötü ruhlu bir kadını canlandırıyor. Bundan önceki dizilerinde de bu rolden kurtaramamış yakasını. Dizilerde oynamasına karşın gönlü sinemadan yana. “Dalgaları Aşmak” filminde Emily Watson’ın oynadığı Bess McNeill karakteri için “Severek oynardım gibi geliyor” diyen Çelebi’nin yazdığı çocuk kitabı serisi basıldı. Ama asıl hayali, fantastik bir dizi film senaryosu. TÜRKÜ ŞAHİN A Otelciliğin Nirvanası ntalya’ya her yıl 12 milyon turist geliyor. Türkiye’nin turizmden sağladığı 35 milyar dolar döviz gelirinin önemli bir kısmını bu şehir sağlıyor yani. Kemer Beldibi’nde, 3 bin 200 çam ağacı, 400’ün üzerinde bitki çeşidi, yüzlerce 300400 yıllık zeytin ağacıyla farklı peyzaj özelliklerine sahip, beyaz ahşap Maldiv tarzı villaları, bahçeye ve havuza açılan odaları, 24 saat açık restoranları, Las Vegas’ı aratmayan şov ve animasyonları, ayrıcalıklı yaşam felsefesiyle yeni bir otel kapılarını açtı turizm dünyasına. Nirvana Lagoon Villas Suites&SPA, Kilit Şirketler Grubu Crystal Hotels D ilşad Çelebi son dönemde dizilerden tanıdığımız bir oyuncu. Birlikte aldığımız Görsel Kültür dersinde önümde oturuyordu ve saçlarından tanıdım onu. Oyunculuk aslında kariyer planları arasında yokmuş. Bu işi yapmadan nefes alamam iddiasında olanlardan da değil. Başka bir hayatta başka bir işi de severek ve başarılı bir şekilde yapabilirdi anladığım kadarıyla... Daha çok hayatı yaşıyor. Varoluşçu yazarları ve seyahat etmeyi seviyor, İstanbul trafiğinin zor koşullarına rağmen bisiklete biniyor. Sonbaharda ise bir süredir üzerinde çalıştığı çocuk kitabı serisi yayımlanacak… Oyunculuk kariyerin nasıl başladı? Kuzenimi kayıt ettirmek için bir ajansa gidecektik, onunla birlikte benim de kaydımı yaptırdık. Önce bir iki reklam teklifi geldi, ama ciddi bir şekilde dizilerde oynamayı ben de ummuyordum. Seninle bir sanat tarihi yüksek lisans programında tanıştık. Oyunculuğa olmasa da sanata ilgin mutlaka vardı diye düşünüyorum, ya da sinemaya? İzleyici olarak sinemaya ya da oyunculuğa olan ilgim Erasmus programıyla Danimarka’ya gitmeme kadar uzanıyor aslında. Başka bir ülke yerine Danimarka’yı seçmemin nedeni ise Dagur Kari ile tanışma hayalimdi. İki arkadaş onunla tanışmak için elimizden geleni yaptık ve onu orda bulunduğum dönemin ancak sonlarında yakalayabildim çünkü İzlanda’ya yerleşmişti. Danca konuştuğu bir konferansta hiçbir şey anlamadan iki saat oturduktan sonra kendisiyle görüşebildik. Onun filmlerinde oynamayı o zaman da çok isterdim mesela, ama bu daha çok onun işlerine olan hayranlığımla ilgili bir mesele idi... Seyahat etmeyi ve bu bahaneyle farklı şehirlerdeki müzeleri gezmeyi de çok seviyorum. Örneğin yakın bir arkadaşım New York’ta yaşadığı için bir buçuk ay gibi bir süre orda kalma şansım oldu geçtiğimiz yaz. Museum of Modern Art’ı gezmek için bir müze kartı edindim ve böylece hızlı ve üstünkörü olmayan iki saatlik kısa ve daha sık ziyaretlerle gezdim Moma’yı. Yine ablam Paris’te yaşadığı için oradaki sanat etkinliklerini takip etme fırsatım da oluyor onu ziyarete gittiğimde. İstanbul’u da çok seviyorum. Danimarka’dayken İstanbul’u İstanbul yapan şeyleri çok özlerdim. Normalde Eminönü sık gittiğim bir semt olmasa da onu bile çok özlüyordum mesela. Sevdiğin, filmlerinde oynamayı arzu ettiğin yönetmenlerden başka kimler var mesela? Ya da beğendiğin oyunculardan... Lars von Trier’i çok severim. Türkiye’de yine Nuri Bilge Ceylan’ı, Reha Erdem’i beğeniyorum. Dalgaları Aşmak’ta Emily Watson’un oynadığı Bess McNeill karakterini severek oynardım gibi geliyor. Juliette Binoche gerçekten hayranlıkla izlediğim bir karakter oyuncusu, daha genç kuşaktansa yine Charlotte Gainsbourg’u çok beğeniyorum. Müzik de yapıyor ve bence o konuda da gayet başarılı. Oynamış olduğun bir sinema filmi var mı? Henüz bir sinema filminde oynamadım, ilerleyen vakitlerde çekilmesi planlanan bir proje ile ilgili sözlü olarak anlaşmış olsak da kâğıt üzerinde henüz bir şey yok. Elimde olsa muhtemelen birçok oyuncunun isteyeceği gibi yalnızca sinema filmlerinde oynamayı tercih ederdim. Türkiye’de dizi sektörü ne yazık ki izleyiciye ve reytinge bağlı hareket eder bir durumda. Ben tek bölümlük kurgulanan dizileri daha bir severek izliyorum o yüzden. Uzun sürdüğünde ister istemez izlenme kaygısı işin içine giriyor, kurguda izleyicinin talepleri doğrultusunda gelişen değişikliklere gidiliyor ve senaryonun kalitesi düşüyor. Türkiye’de dilediğin kalitede bir filmde oynamak ne kadar mümkün peki? Film endüstrisinde hâlâ büyük zorluklar yaşanıyor, filmler izleyicisine ulaşamıyor. Dilediğin tarzda bir filmde oynayabilirsin belki ama ulaşmak istediğin kitleye ulaşabilir misin şüpheli. Türkiye’de çekilen, büyük emeklerle hazırlanan filmlerin binlercesi vizyona girmeden arşivdeki yerlerini alıyor örneğin... Bu çok acı bir durum, zaten farklı şehirlerin imkânları bile birbirinden çok farklı. İstanbul’da yaşamak bu yönden baktığımızda gerçekten bir şans, vizyona giren yerli ve yabancı film sayısı birçok başka şehre göre çok daha fazla. Seni son zamanlarda hep kötü kadın rollerinde gördük, gerçek “sen”i ne derece yansıtıyorlar? Dizilerde son dönemde kötü kadını oynadığım rollerle izleyici karşısına çıkmama rağmen çok çocuksu bir tarafım var. Bunu laf olsun diye söylemiyorum. Ailemde, çevremde ölümü tatmışlığım da var. Hatta ölü hayvan fotoğrafı çekmeyi seviyorum, bunu bu şekilde söylediğimde insanlar acayip karşılayabiliyorlar ancak o fotoğrafları bende duygu uyandırdığı için, dürtüsel bir ilgiyle çekiyorum. Çocuk kalmış bir yanım var, sık sık hayal kuruyorum. Örneğin çocukken bir kafede otururken insanların dans etmeye başladıklarını, hayatın bir müzikal olduğunu hayal ederdim. Ölümü yaşamanın da herkesi büyüttüğünü düşünmüyorum. Ölüm, üzerine kafa yorduğunuzda idrak edebildiğiniz ideolojik bir mesele. Onunla pratikte yüzleşmek onu kavramakta her zaman etkili olmuyor. Bu yüzden ölü hayvan fotoğrafları çekmek bir ölümle yüzleşme arayışı olarak bile görülebilir. Başka hangi yaratıcı alanlarla ilgileniyorsun? Aslında fen lisesi mezunu ve bilgisayar bilimleri okumuş olmam fenmatematiğe eğilimim daha fazlaymış gibi gösterse de edebiyat en vazgeçemediğim alan oldu bugüne kadar. Kısa zaman önce bir çocuk kitabı serisi yazdım, basıldı bile, ancak yayımlanması sonbaharı bulacak. Üzerinde çalıştığım, henüz tamamlamadığım bir roman projem de var. Bunun dışında fantastik bir dizi için senaryo yazmayı hayal ediyorum. Türkiye’de bir iki örneği yapıldı ancak pek tutmadı ne yazık ki. Ölümden bahsetmişken, varoluşçu yazarları çok seviyorum. Camus ve Sartre en severek okuduklarımdandı. Vüs’at O. Bener’i de çok beğeniyorum. Italo Calvio ise en sevdiğim, hayalperest tarafına yakınlık hissediyorum. l zincirinin 14’üncü halkası. Lüks, konfor ve peyzaj zenginliğini aynı çatı altında buluşturmayı hedefleyen otel, 160 dönüm alanda, ağaçlar arasında, denizin hemen kıyısında. Toplam 524 odaya sahip. Üstelik bunların 115’i ahşap Maldiv tarzında villadan oluşuyor. 2 bin 200 metre SPA alanıyla bütün yılın stresini atmak için tatili iple çeken insanlara zihinsel ve bedensel huzuru bir arada sunuyor otel. Kilit Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi, Crystal Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Kilit’in “Üst segment misafirlere A Plus hizmet vermeyi amaçlıyoruz” demesi bundan. Kilit Şirketler Grubu turizm sektöründeki 34 yıllık tecrübesiyle, Türkiye’nin en güzel tatil destinasyonlarında 13 turistik tesise sahip. Ancak Nirvana bunlar arasında ayrı bir yerde duruyor. Oldukça iddialı Kilit, “Türk turizmine yeni bir tesis kazandırmanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz. Otelciliğin Nirvanası olarak nitelendirdiğimiz Nirvana Lagoon Villas Suites&SPA’nın A plus hizmeti ile üst segment misafirlere hizmet amaçlanıyor. Otel Antalya ve Kemer bölgesine de yeni bir değer kazandıracak. Türkiye’nin en iyi tesisini yaptığımızı iddia ediyoruz” diyor. Nirvana’yı daha başka tesisler de izleyecek. l İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Miyase İlknur Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Aykut Küçükkaya Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi:?Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli / İstanbul (0212) 343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdürü: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü: Hakan Çankaya Reklam Müdürü: Beste Paydaş Ertan Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı (0212) 251 98 74/75 (0212) 343 72 74 (554555) Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt / İstanbul Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir Yerel süreli yayın [email protected] @cumdergi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle