Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 12 OCAK 2014 / SAYI 1451 İstanbul için toplu akıl yürütme vakti Nextistanbul İstanbullular için harekete geçirilmiş yeni bir fikir platformu. Oluşumun hedefi, sosyal ve ekonomik farkları aşacak toplu bir akıl yürütme noktası olmak. N de bereketli sonuçlar doğurdu. extistanbul, İstanbullular Ayrıca tüm bunların “şehrin için kentle fikirlerini bir parçasını sahiplenme” paylaşmaları amacıyla konusundan başlaması bizim kurulmuş bir fikir platformu. için ayrı önem taşıdı. Gezi Mahalleden semte, ilçeden kent olaylarından ziyade, sonrasında geneline kadar çok sayıda oluşan forumlar ve bu forumların sorun hakkında fikirler bu ortak genellikle kentsel konulara platformda paylaşılıyor. odaklanması, bizim için oldukça Nextistanbul yürütücüsü, mimar Söyleşiler: ilham vericiydi. İnsanların ve kentsel tasarımcı Derya DENİZ birbirleri ile konuşmaya, Aguday’la oluşumdan bahsettik. ÜLKÜTEKİN tartışmaya çalışmaları, patlayan Öncelikle, oluşumunuzdan enerjinin yaratıcı sonucuydu ve nasıl hayata ve tüm bunlar açıkça gösterdi ki kentliler geçiridiğinizden bahsedebilir misiniz? yaşadıkları yere dair söz söylemek istiyor Nextistanbul’u, İstanbul’un ve en önemlisi birlikte çok yararlı fikirler katılımcı kentsel fikir havuzu olarak üretebiliyorlar. Kent merkezinde veya tanımlıyoruz. Yapmaya çalıştığımız, İstanbullulara, kendi şehirlerine dair fikir üretebilecekleri, uzmanlar ile birlikte bunları geliştirebilecekleri, birbirleriyle ve uygulama yetkisi olan kurumlarla paylaşabilecekleri bir ortam yaratmak. Nextistanbul için, herkesin katılımına açık, yenilikçi yollarla kentsel fikir ve çözümler üreten bir kuluçka merkezi ve iletişim ortamı diyebiliriz. Bunu neden yapmak istediğimize gelince: Şehirleri canlı organizmalara benzetebiliriz. Hele ki İstanbul’dan bahsediyorsak, nabzı çok hızlı atan, kalıplara sığmayan, davranışlarını önceden kestirmenin çok zor olduğu bir “canlı” hayal etmek gerekiyor. Hal böyle olunca, bu şehri tek elden planlamak, geleceğine karar vermek, hem çok zor bir iş, hem de sağlıksız sonuçlar doğuruyor. Toplu akıl yürütme, birlikte düşünme hem kentlilerin hem yönetimlerin ihtiyacı olarak ortaya çıkıyor. Buna çare yaratmak adına, biz de planlamada katılımcılık konusunda dünyanın farklı şehirlerinde çalışmalar yürüten bir grup mimar, şehir plancı ve kentsel tasarımcı olarak geçtiğimiz temmuz ayı itibari ile Nextistanbul’u hayata geçirmeye karar verdik. Özellikle Gezi olaylarıyla birlikte kent söylemi üzerinde kutuplaşmalar çeperinde çıkan fikirler farklılık gösterse ve kent çeperleriyle merkezi arasındaki de, bunları ortaya koyacak ve geliştirecek, düşünce sosyal ve talep farklılıkları kayıt altına alacak ortama duyulan ihtiyaç ortaya çıktı. Bu açıdan oluşumun ne gibi ortak. Aynı zamanda yönetimler için de, bir önemi var? kamu tarafından benimsenen, başarılı Nextistanbul olarak, Gezi olaylarını bir uygulamalar yapabilmek, kamu ile iletişimi fırtınaya benzetiyoruz. Vatandaşlar ve karar kuvvetlendirmek adına böylesi paylaşım mekanizmaları arasında iletişim eksikliği ortamları bir fırsat. Bu sebeple Nextistanbul sebebiyle, kendini ortaya koyamayan, dışarı gibi, şehir sakinlerini çözüm yaratmak adına çıkamayan yaratıcı enerji birikti ve bir fırtına aktive eden oluşumların, bundan sonra çok gibi patladı. Bu patlama hem yıkıcı, hem daha önemli olacağına inanıyoruz. İstanbul’da tüm kent kesimlerini bir araya getirmek bir hayli zor bir şey. Bunun için ne gibi bir çalışma içindesiniz? Burada püf noktası, yaklaşım olarak biz İstanbulluları farklı kesimlere ayırmıyoruz. En fazla iki gruba ayırabiliriz: Kentsel konulara duyarlı olanlar ve duyarsız olanlar. Bu noktada hedef kitlemiz duyarlı olanlar elbette ve onlardan fikirlerini toparlayabilmek adına çeşitli yöntemler izliyoruz: İnternet ile haşır neşir olanlar için online olarak ortam sunuyoruz. İnternet ile arası iyi olmayan İstanbulluların fikilerini almak için ise yüz yüze buluşmalar, buluşmalara katılma durumu olmayanlar için de sahada etkinlikler düzenlemeyi O hedefliyoruz. Kentsel konularla politik konular zaman zaman birbirine karışsa da, İstanbulluların Nextistanbul’u politik fanatizmin ortaya konacağı bir alan olarak değil, beraber yaşadığımız bu şehirde, birlikte akıl yürütme aracı olarak görmesini öneriyoruz. Şu ana kadar ne gibi taleplerle karşılaştınız? Talepler sosyal, bireysel veya küçük bir bölgeye ait istekler olarak ayrılabilir mi? İstanbulluların ne gibi dertleri var? Şimdiye kadar gelen fikir ve önerilerde, ortak nokta ulaşım konusunda çözüm arayışı ama çok yerine özgü, çılgın veya gerçekçi fikirler de geliyor. İstanbul’u değiştirmek isteyenler kadar, olduğu gibi korumak isteyenler de var. Kendi yaşadığı yeri, sokağı, alanı öncelikle düşünenler çoğunlukta. Bu sayede Gezi olaylarına katılmayanların, olaylar hakkında ne düşündüğünü öğrenme şansınız da oldu mu? Tam olarak oldu diyemeyiz ama olayların hararetli olduğu günlerde, Gezi Parkı’nı park olarak korumak isteyen de, değiştirmek isteyen de fikirler geldi. Tüm bunların yan yana durması ve kayıt altında olması önemli bizim için. Yapılan yorum ve katkıların sayısı da epey fazlaydı. Bu durum, önerilerin içeriğinden ziyade, şehrin kaynayan noktasının neresi olduğuna dikkat çekmesi açısından ilginçti. l mail@nextistanbul.org www.facebook.com/nextist Nasuh’un izinde çağdaş matrakçı smanlıdan günümüze kadar pek çok geleneksel sanat, ya yok oldu, ya da güncelliğini yitirdi. Elbette bunda sanat camiasının yüzünü Batı’ya dönmesinden tutun da, yeni teknolojilerin, çağdaş sanatla ilişkilerinin hızla gelişmesi gibi pek çok neden sıralanabilir. Ancak bazı sanatçılar, günümüzde de bu geleneksel sanatların ve eserlerin izini sürmeye devam ediyor. Nükhet Erer de bu nadir isimlerden biri. Döneminin, oldukça işlevsel ve bilinen matraklarıyla, Matrakçı Nasuh’un izinden gittiği yolculuğuna, Matrakçı’dan Günümüze Sergisi’yle devam ediyor. TEB Özel Bankacılık Merkezi’nde 31 Ocak’a kadar görülebilecek bu sergide Erer, günümüzün anlatım tarzıyla bile örtüşen eserlere sahip olan Matrakçı Nasuh’un izinde, 21. yüzyıl uygulamalarını kendine has yorumuyla izleyiciye sunuyor. Önce matrak sanatından bahsedebilir misiniz? Matrakçı Nasuh’un (14801564), Kanuni’nin Irak seferi sırasında bütün menzilleri şematik resimlerle belirleyen kitabı, bu tarzda yapılan eserlerin ilkidir. Bu resimlerde yol boyunca gözlemlenen bütün topografik detaylar, konaklanılan şehirlerin bütün özellikleri kale, cami, bina, sur gibi şematik çizgilerle belirtilmiştir. Minyatürler klasik formda ve zeminde olmasına rağmen bugün dahi çok modern bir anlatım tarzı vardır. Bu sanat alanına ilginiz nasıl gelişti? 1986 yılında tezhip eğitimiyle başladığım geleneksel sanatlara minyatür çalışmalarıyla bugüne kadar devam ettim. Çalışmalarım, geleneksel minyatür tekniğinin günümüze uyarlanmış halidir. Minyatür çalışmaları kendimi özgürce ifade edebilme, tezhip eğitimiyle öğrendiğim disiplini ve boyama tekniklerini daha geniş bir biçimde uygulama imkânı sağladı Matrakçı Nasuh’un eserlerinin çağının ötesinde bir anlatımı olduğunu biliyoruz. Bunun yanında sizin için özel olan yanları neydi? Ben de Matrakçı’nın çalışmalarından yola çıkarak yaşadığımız yüzyılda çevremde yavaş yavaş yok olan eski evlerin, köşklerin, ormanların, yıllarımı geçirdiğim şehrin, mahallenin kendi kişiliğime has örneklerini vermek istedim. Bu minyatürler benim için belgesel bir değer taşıyor. Eserleri çalışırken, o günkü teknikleri mi kullandınız? Bu çalışmalar, klasik minyatür tekniğinin kullanıldığı, günümüz uyarlamalarıdır. Ekleyeceğiniz... Eserlerimin sergilenmesinde bana bu imkânı veren TEB Özel’e tekrar teşekkür ediyorum. l Nextİstanbul’un yürütücüsü Derya Aguday, mimarlık ve kentsel tasarımcılık yapıyor (solda). Nextİstanbul katılımcıları, düzenli aralıklarla buluşup İstanbul hakkındaki fikirlerini paylaşıyor (üstte). Fotoğraf: NERMİN GEYİK Minyatür ustası Nükhet Erer, Matrakçı’dan Günümüze sergisiyle, döneminin ustası Matrakçı Nasuh’u anıyor. K SELÇUK EREZ Sıçan deneyleri arşı karşıya bulunduğumuz ağır ve ciddi sorunlar günden güne çoğalıyor. Sadece birkaçına bakanın bile bunalmaması güç. a. Yolsuzluklar: Bu hafta, Times gazetesi, Türkiye’deki yolsuzluk skandalının Başbakan Erdoğan’ın “geleceğini tehdit ettiğini” açıkladı. b. Suriye’nin içişlerine karışmak: Suriye’nin muhalif örgütü Suriye Ulusal Koordinasyon Komitesi’nden Heysem Menna, Suriye’deki on bir insan hakları örgütünün, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde “Türkiye’yi teröre destek vermek ve terör gruplarıyla işbirliği yapmakla” suçlayacağını söyledi. c. Ekonomide bocalamak: Bu hafta Spiegel yazdı: Erdoğan oylarının çoğunu ekonominin iyi gitmesi nedeniyle toplamıştı. Ancak, Türk lirası son zamanlarda rekor düzeyde değer kaybetti, yabancı sermaye bir süredir azalmakta: Yabancılar paralarını çekmeyi sürdürürlerse sonuçta oluşacak ekonomik çöküntü, Erdoğan’ın oy yitirmesine neden olabilir. d. AB yerine Şanghay Beşli’sini istemek: Bir televizyon programında Başbakan, “Sayın Putin’e de söyledim, bizi Şanghay Beşlisi’ne alın, biz de AB’ye ‘allahaısmarladık’ diyelim, ayrılalım oradan. Bu kadar oyalamanın ne anlamı var” dedi ve ekledi: “Şanghay Beşlisi daha iyi, çok daha güçlü. Ortak değerlerimiz Şanghay Beşlisi’nde.” Doğru adı, “Şanghay İşbirliği Örgütü” olan bu örgüt, bölgedeki Amerikan nüfuzuna karşı oluşturulmuştur: Üyeleri, Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Tacikistan’dır. Batı’dan, özellikle ABD’den bu girişime çok sert tepkiler geldi. Gezi Olayları, Kürt Sorunu, AB, Mısır ve İsrail ile ilişkiler vb. daha pek çok giderek giriftleşen sorun karşısında ter dökmekteyiz. Her şeyin tek adamdan sorulduğu bir sistem oluşturduk. Bir kişi bunca sorunu nasıl halleder? Halledebilir mi? Ona ne olur? 1960’larda ABD’li araştırıcılar stresin organizmalara etkisini anlamak için sıçan deneyleri yapmışlardır: Önce bir tramplenden fırlayan sıçanlara, karşı duvardaki kapılardan birinin, çarpıldığında açıldığını, ardındaki odada yiyecek bulunduğunu öğretmişler. Araştırıcılar, bir süre sonra o kapıyı battal etmişler; kapı, sıçanlar buraya kuvvetle çarpsalar bile artık açılmamaya başlamış. Bu durumda psikolojisi bozulan sıçanların ikiye ayrıldıkları, bir bölümünün depresyona girip atlamaktan vazgeçtikleri, bir köşeye çekilip somurttukları görülmüş; bir bölümününse psikolojisi başka türlü bozulmuş: Dengeleri kaykılan bu sıçanların büyük bir inatla karşılarındaki duvarlara atlamayı sürdürdükleri, kafalarını, kırılıncaya kadar açılmayan kapılara çarptıkları gözlenmiş. Şimdi birbirimize soralım: Tüm sorunlarımızı bir kişiye yükleyip onu böyle sıçan deneyi yapar gibi izlemek hangi insanlığa sığar? l www.selcukerez.com C M Y B