Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 MART 2011 / SAYI 1302 5 Hakemlikte ayrımcılık eşcinsellikle sınırlı değil Halil brahim Dinçdağ belki cinsel yönelimi ve askerlik yapmadığı ortaya çıktığı için hakemlikten el çektirildi. Ancak öncesinde de yöneticileri tarafından pek sevilmiyormuş. Anlattığına göre meslekte yaşanan ayrımcılıklara ses çıkarmak dışlanmak için yeterli sebep. DEN Z ÜLKÜTEK N SELÇUK EREZ Son diktatör K entin en büyük spor salonu hıncahınç dolmuştu... Misafirler, ulusal ve uluslararası TV kanallarının otobüslerinin arasından güçlükle geçip giriyorlardı salona. Tören tam dokuzda başladı... Toplantıyı Birleşmiş Milletler (BM) Göçmenler Örgütü Başkanı açtı: “Bugün burada, dünyanın son diktatörünün emekliye ayrılması nedeniyle toplanmış bulunuyoruz. Samoza gibi, Çavuşescu gibi, Kaddafi gibi eski diktatörlerin, iktidarlarının ve yaşamlarının ne kanlı olaylarla son bulduğunu hatırlarsınız... ran Şahı’nın, Bin Ali’nin, Mübarek’in sonları da, bu kadar olmasa bile çok dramatiktir. Ancak, 2013’te kabul edilen “Birleşmiş Milletler Emekli Diktatör Hakları Deklarasyonu” ile bu değişmiş, eskiden hakları çiğnenen kadınlar, çocuklar ve “gay”ler gibi diktatörler de feci akıbetlerden kurtarılmışlardır. BM, diktatörlüğü “bir psikopatoloji yani bir akliruhsal engellilik hali olarak” kabul etmiş ve bu zavallıların devrildiklerinde öldürülmeyip yaşamlarını BM’ce denetlenen bakımevi kamplarında sürdürmeleri için gerekli önlemler alınmıştır. Arabistan ayaklanmalarından sonra geride kalan üç beş diktatör de gidince iktidarını ve ülkesinin canına okumayı sürdürmeyi başarabilen bir tek bu muhterem kalmıştı. Yargıyı, eğitimi, basını ele geçirmesinin bu başarısındaki rolü kuşkusuz büyüktür. Az sonra özel bir uçakla gideceği adada kendisini Kim Jong l ve Myanmar’ın emekli diktatörü general Than Shwe beklemektedirler... Son diktatöre özel bir plaket sunma görevi bana verildi... Bu ara, sizlere bir müjdem daha var: Bir diktatöre en fazla tahammül eden ülkenin halkı olarak Guiness Rekorlar kitabına girmiş oluyorsunuz. Kutlarım!” Konuşma sırası emekli diktatöre gelmişti. Buraya kadar kendisini tutabilen diktatör, mikrofonu görünce aniden sapıttı, kollarını sallamaya ve bağırmaya başladı: “Ben Arabistan’ın da lideriyim... nşallah Afrika’nın da eşbaşkanı olacağım... Hiçbir yere gitmem... Gerekirse burada şehit olurum.” Mikrofonun sesini kestiler, sahneye çıkan dört güllabici, diktatöre özel bir gömlek giydirdiler. Yaka paça bindirildiği ambulans, havaalanı yolunu tuttuğunda zavallının üstü çapraz çizilmiş resimlerini sallayanların sayısı az değildi. G [email protected] http://twitter.com/#!/selcukerez Fotoğraf: UĞUR DEM R Yardım vaatleri boş çıktı alil brahim Dinçdağ’ın hikâyesi Kafka romanlarını aratmayacak cinsten. Bir kısmını zaten biliyorsunuz. Dinçdağ Trabzon'da hakemlik ve radyo programcılığı yaparken l Temsilciliği’nin Merkez Hakem Kurulu'yla yaptığı askerlik yapmadığına yönelik yazışmalar ve sebebi olan cinsel yönelimi ortaya çıkınca bir anda Türkiye'nin gündemine oturmuştu. Basının kendisini bulmasını beklemeden “o hakem benim” dedi. O günden beri işler yolunda gitmiyor. Basının ilgisi üzerinden kalktıktan sonra adeta bir linç kampanyası başladı. Ne eski işlerine dönebiliyor ne de yeni bir iş bulabiliyor. şin komiği tüm bunları yolda yürürken tanınan bir şöhret olarak yaşaması. Bir anda basının ilgisini çektiniz ama bir süre sonra tüm olanlar unutuldu. Sonrasında neler yaşadınız? Dediğiniz gibi tüm basın ilgilendi. Herkesin gözü üzerimdeydi. Sonra basın kendi halime bıraktı, adeta “ne yaparsan yap” dedi. Çok iş başvurusu yaptım. Ancak hiçbiri “nedendir bilmem” kabul edilmedi. Mağazada ya da kafede bulaşıkcılık için bile başvurum oldu. Hâlâ arayışım devam ediyor. ş başvurularınızın reddedilmesinde tanınmanızın etkisi ne kadar? Çoğunluğu tanıyor ve o yüzden kabul etmiyor. Belki birkaçı başka sebeplerle kabul etmemiştir. Bir yandan da insanlar size şöhret gözüyle bakıyorlar. Evet, demin hastaneye gittik. Hemşire “Ben sizi tanıyorum” dedi. Şunu anlamıyorum. 32 yaşıma kadar aynı Halil brahim'dim. Kimliğimi açıkladıktan sonra değişmedim ki. Ben sizin yatak odanıza karışıyor muyum? Ben işimi nasıl yapıyorum ona bakın. Zaten kimliğimi açıklamak gibi bir niyetim de yoktu. Basın bir hafta manşetten haberi verdi. Ben de açıklamak zorunda kaldım. Günlük hayatınızda neler değişti? Sokağa çıktığımda herkes bana bakıyor. Rahat hareket edemiyorum ve önceden olduğu gibi her ortama rahat giremiyorum. Özel yaşantı diye bir şey kalmadı. En ufak bir hareketim bile gözaltında. Düşünün bir şeyler H paylaşıyorsunuz, hemen basın “bunu haber yapalım” diye arıyor. Hayatımı değiştiren en büyük şeyse yoğun tempodan bir anda sıfıra inmek. Elim kolum bağlı. Hakem arkadaşlarınızın yaklaşımı nasıldı? Hakem arkadaşlar arayıp destek verdi ama onlar da çekiniyor. Bölge sorumlusu Turgay Güdü hakemlere “Halil brahim’le görüşmeyin yoksa görev alamazsınız” dedi. stanbul'dan gelirken havaalanında arkadaşlar karşılamıştı. Kimlerin beni aldığının araştırılmasını istedi. Görevden alınmanızın asıl sebebi il temsilciliği mi? Oradan başlıyor. MHK’ye (Merkez Hakem Kurulu) kadar geliyor. l Temsilciliği MHK’ye başvurdu, onlar da görevime son verdi. Kâğıdımı gönderdiler. Ben de dilekçe yazdım. Dilekçeme cevap verileceğine basına açıklama yapıldı. Ben de, avukatım da iletişim kurmak için çok uğraştık ama hiçbir şekilde dönülmedi. Biz de istemeyerek tazminat davası açtık. sterdim ki beni muhatap alsınlar, karşılıklı görüşelim. Hakem camiası büyük destek verdi ama gizli tabii. Onların da hiçbiri yönetimden memnun değil. Türkiye’de hakem camiasında müthiş bir linç kampanyası var. Sizin hakem olmak için tüm kriterleriniz yeterli olabilir ama adamınız yoksa hiçbir şey olmaz. Federasyon Başkanı “Futbolda demokrasi yoktur” dedi. Daha ne beklersiniz? Ben size söyleyeyim. Bu sene Fenerbahçe’yi şampiyon yapacaklar. Trabzon’u ikinci yapıp “gönüllerin şampiyonu” diyecekler, Bursa’yı da üçüncü yapacaklar “hadi eyvallah” diye ligi bitirecekler. Bu federasyon Türk hakemliğini Marmara ve Ege'ye topladı. Doğuda ne hakem ne takım kaldı. ki FIFA hakemi Bülent Demirlek ve Vedat Yüksel şu anda il hakemliği yapıyor. Neden klasman düşürüldükleri de açıklanmadı. Bir kurum diyebilir ki “ben Halil brahim Dinçdağ’yla çalışmak istemiyorum”. Ancak bunun gerekçesini de açıklamak zorunda. Yoksa bunun adı linçtir. Linç kıstasları nelerdir? Türk hakemliği 2004'te dernek seçimlerinde ikiye bölündü. Dönemin yönetimi “Dediğimiz adama oy verirseniz görev alırsı Destek olacağını söyleyenler sözünü tuttu mu? Sinan Engin gibi televizyona çıkıp “elimden gelen yardımı yapacağım” diyenler oldu. Hiçbirinden yardım görmedim. Geçen gün Ali Ağaoğlu’nu aradım iş konusunda yardımcı olması için. Çünkü yardımsever olduğunu her fırsatta söylüyor. En azından referans olur diye düşündüm. Asistanı “iletelim” dedi. Sonra bana dönüp “Ali Bey çok yoğun sizinle görüşemeyecek” dediler. Gerçi bana söz vermemişti ama acaba eşcinsel olduğum için mi görüşmedi. Sadettin Saran arayıp destek vermişti. şsiz olduğumu söyledim. O da elinden geleni yapacağını söyledi. Radyosundan biri 2009 sezonu başında benle bir program yapacaklarını söyledi. Üç sezon oldu hâlâ arayacaklar. G Espirisentır Misafir şair Eski Alınganlık Bir yağmuru koymak var sabahın yanına Bir yağmuru şimdi üzgün boynuna Nehirlerin dinlediği seslerdik İçimizden sular geçti İçimizden sessizlikler, dalgınlıklar Baktık acımız bir perde Kapattık Gonca Özmen (belki sessiz) nız” dedi. O zaman da istedikleri adama oy vermedim diye üç ay görev alamadım. Fakat ben başladığımdan beri böyleyim. O yüzden fazla sevilmem. O zaman şu anki yönetimlere görev verilmiyordu. Şimdi de mevcut yönetim intikam alıyor. Hadi ben eşcinselim diye dışlandım. Alevi diye görev alamayan, Kürt olduğu için ayrımcılığa uğrayan hakemler var. Hatay’da Alevi olduğu için maç verilmeyen hakemler Meclis’e gitti. Olay hassas olduğu için hemen kapatıldı, arkadaşlar da görev almaya başladı. Kocaeli’nde 2008’de bir kadın hakemin erkek meslektaşıyla ilişkisi olduğu için hakemliğini bitirdiler. Erkek hakemi de profesyonel yaptılar. Yani hakem camiasında ayrımcılık sırf eşcinsellikle sınırlı değil? Yarın onlar göreve gelince bunlara aynısını yapacak. Belki ben bile hakemliğe dönerim ama bu yanlış. Niye intikam peşindeler. Siyasi, dini görüşlerimiz farklı olabilir ama hepimiz aynıyız aslında. G Sahibinin sesi Off the record Silgi kullanmadan resim yapma sanatına hayat denilmektedir. Artık çocuklara büyüyünce ne olacaksın diye sorduğunuzda “Ben büyüyünce iş arayacağım!” yanıtını alıyorsunuz. İbrahim Ormancı Profesyonel olma hakkımı istiyorum Hakemliğe geri dönmek istemenizin sebebi nedir? Zaten bu olay olmasa amatör seviyede 45 yaşıma kadar hakemlik yapma hakkım var. Fakat profesyonel olma hakkım elimden alındı. Ben onu geri istiyorum. “Sınava çağırdık gelmedi” diye yalan söylüyorlar. Ben belgelerle konuşuyorum. Yılda çıktığım maç ortalaması 100, not ortalamam 9. Sınavlardan gerekli notu aldım. Kaçıyorlar çünkü verecek cevapları yok. Bakın Turgay Güdü kendi hakemlerine “Trabzon’dan çok hakem düşecek, siz spor bakanına gidin, konuşun. Trabzon’dan çok kıyım yapmasın” diyor. Hakemler gidiyor. Bakan da Turgay Güdü’yü arıyor. O da “yok böyle bir şey, ben yollamadım” diyor. G Su piresi insandan daha fazla gene sahipmiş! Fazla gende gözüm yok, hava atacak kadar ossun yeter! Misafir çizer: Akdağ Saydut Yıllık iznini kullandığından, Ankara Kedisi’nin yalanını yayımlayamıyoruz. “Yandaş medya”, “candaş medya” derken, en sonunda da "canhıraş medya” yaratılacak. Kemal Ateş C M Y B C MY B Bir hayvan bir yalan Utandırma servisi Petşop