01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Zamane bilgelerinin peşinde DENİZ ÜLKÜTEKİN adık Battal ümit vermiyor, hayal satmıyor, sadece hakikatten konuşuyor. Kiminizi rahatsız edebilir, kiminiz “saçmalamış” diyebilirsiniz. Merak ettik konuştuk “Deliler Allah’ın casuslarıdır” diyor Battal, siz istiyorsanız inanmayın, o zamane bilgelerinin peşine düşmüş bile. “Metin Erksan'ın Tutkusu” belgeseliyle Türkiye’nin kültür odaklarından en önemlilerinden birinin mirasına sahip çıkıyor. Metin Erksan’la tanışmanız nasıl gerçekleşti? Dokuz Eylül SinemaTV Bölümü’nde doktora tezim Lütfi Ömer Akad, Metin Erksan ve Yılmaz Güney üzerineydi. Metin Erksan filmlerinin izini sürmeye başladım. “Kuyu” filmi beni çok etkilemişti. Siz bir hikâye anlatırsınız, karşınızdaki kendi hikâyesini dinler. Ben de kendi hikâyemi bulmuş olmalıyım ki Metin Erksan’la tanıştım, yıl 1994 olmalı. Kurtuluş Kayalı, Erksan için “bir kültür odağı” diyor. Türkiye’de kültür odaklı tartışmalar yetmişlerden sonra yoğunlaşıyor, ama o bu tartışmaları filmleriyle altmışlarda başlatmış. Metin Erksan’ın dünyasında sınıf meselesi Sevmek Zamanı’yla ortaya çıkar. Seksenlerde solcular sendikalarda göstermek için film istemeye geliyor. Erksan da “Sevmek Zamanı sinemada hiç yayımlanmadı, bunu vereyim, arkadaşlarınızla izleyin” diyor. Onlar da “Yok bize Yılanların Öcü’nü, Susuz Yaz’ı ver. Sevmek Zamanı’nı ne yapalım” diyorlar. O da “Ama ünlü Fransız Marksist sinema tarihçisi Georges Sadoul, Sevmek Zamanı’nı Yavuz Turgul, Sabahat Akkiraz, Metin Erksan ve daha birçok isim. Zamane bilgelerinin bize sunduğu kültürel mirasın bir koruyucusu var; Sadık Battal. Onun belgeselleri bize yitik zaman hikâyelerimizi yeniden hatırlatıyor. S ‘sınıf çatışmasının olağanüstü sadelikle ve en şiddietli biçimde yansıtıldığı film’ olarak yorumlamıştır” diyor. Çocuklar da “Aman bize Sevmek Zamanı’nı ver” diye karşılık veriyor. Bunu acı bir tecrübe olarak anlatıyor. Bizim bir şeyi görmemiz için Georges Sadoul’un göstermesi gerekmemeli. Lütfi Akad geleneksel Türk sinemasını daha çok temsil ediyor, Erksan ise taklit edilemez bir yerde. Geleneksel Türk sineması dışında bir insan dediniz ama bunu kendi kültüründen hikâyeler anlatarak yapıyor. Çünkü Türk sineması, başkalarının kültüründen hareketle başkalarının hikâyelerini anlatıyor. Metin Erksan, kendi kültüründen ilhamla gerçek hikâyemizi anlatıyor. Her şeyin kutsandığı bir dönemden geçiyoruz. Modernleşme tartışmaları benim alanım değil. Sosyologların incelemesi gerekir, ama hissediyorum, derin kırılmalar yaşanıyor. Sadık Yalsızuçanlar “İnsanların zihinlerindeki yarılmaları Metin Erksan filmlerinin satır aralarında okumak mümkün” diyor. Bu nesnel bilim çok anladığım bir şey değil. Sen de üniversite okudun ben de. Bize asla Âşık Veysel’i anlatmadılar. Batı’dan gelen her düşünceyi tartışmak zorunda mıyız? Olayı sinema açısından ele alırsak, kendi hikâyemizi anlatmamızdan çekinmemiz söz konusu mu? Sinemayı da insan yapar, hatayı da. Bilim de kılfını hazırlar. “Batılı ol” emri, insanımızın dengesini bozdu. Batı karşısında komplekse bir kapıldık, kendi hikâyemizi unuttuk. Gün geldi Metin Erksan’la yitik hikâyelerimizin peşine düştük. Belki ağır konuşuyorum, bilim putundan nemalanan herkes bana kızacaktır ama Görüntü yönetmeni Çetin Tunca ve Metin Erksan. Yıl 1975 bilim nesnel, duygusuz olacak, insanla asla ilgilenmeyecek öyle mi! Metin Erksan gibi insanlar o anlamda önemli. Çünkü Mevlana’nın pergel metodunu bire bir uygulayanlardan. O da şudur, bir ayağını hakikatin üzerine basacaksın diğer ayağınla da diğer tüm kültürleri dolaşacaksın. Taksim’deki buluşmamızda Metin Erksan, Türkiye’nin ekonomik, tarımsal, sosyal gücünü sormuştu ve hiçbirini cevaplayamamıştım. O bunların hepsini yani “Türkiye’nin kültürü kaç gram” biliyordu. “İstanbul kültür başkenti oldu, ne ihraç edeceğiz” diye sormuştu; kalakaldım. Biz ihraç etmedik de ithal ettik. Ama ihraç da edeceğiz. Çünkü kültürümüzden utanmamayı yeni öğreniyoruz. Batı’dan işaret bekleyen bir toplum durumundayken Metin Erksan bunun dışında kalmış. 1964’te Berlin’de dünyaya meydan okumuş. Şimdi dünyada kültürümüz tanınıyor. Devletin en üst noktalarından “Yılmaz Güney filmlerini anlasak daha farklı olurduk” açıklaması gelebiliyor. Metin Erksan, Yılmaz Güney, Lütfi Akad ve Yavuz Turgul; ne yapılacaksa bu isimler üzerinden yapılmalıdır, kare as bunlardır. Doğru insanları referans aldığımı düşünüyorum. Bazı yeni sinemacılarımız gibi sadece sinemayı değil insana dair her şeyi bilmeye çalışan isimler. Hacı Bektaşı Veli’ye, Yunus Emre’ye, Hatayi’ye “sorularımı cevaplar mısınız” deseydiniz “bu benim uzmanlık alanım değil” derler miydi? Metin Erksan’a, Yılmaz Güney’e bir soru sorsanız “uzmanlık alanım değil” derler mi? Geleceği kurabilmemiz için bu isimlere damardan bağlanmamız gerekiyor. Metin Erksan’ın evreni insanlara korkutucu geliyor, Yavuz Turgul’un ki de öyle. Bunu kavramak için kendimizi onlara teslim etmemiz gerekiyor. Ama biz Metin Erksan’ı teslim almaya çalıştık. Belgeselde de yetmişli yıllarda yaptığı birkaç melodramla değerlendirilmesi eleştiriliyordu. Sosyal alanlardaki tüm okulların Metin Erksan, Hüsrev Hatemi, Yavuz Turgul, Yücel Çakmaklı, Tolgay Ziyal ve yakında yapacağım Sabahat Akkiraz belgesellerini göstermeleri gerekiyor, yoksa tarih önünde hesap verirler. Okullarda bunlar gösterilmiyorsa ne gösteriliyor? Hiç olmazsa ABD sineması gösterseler çocuklar film yapmayı öğrenir, Avrupa sineması diyorlar, çocuklar iyice bunalıma giriyor. G Delilerle veliler aynı sularda gezerler Size deli gözüyle bakıyorlarmış. “Delilerle veliler aynı sularda gezerler, ama aralarında bir fark vardır, deliler bazen batarlar” der üstat Laing. Akıllıların asla bilmediği sulardır onlar. Beni o sularda görselerdi, kendilerinin de o sularda olmaları gerekirdi. Ortada pis bir yalan dönüyor. Anlayamadım hâlâ. Neden bu şekilde anılıyorsunuz? Metin Erksan niye anılıyor? Bu gerçi ananların sorunu, ama onlara da yardımcı olabiliriz; saltanat gözünden bakanlar vardır, çoğunluktadır. Bir de hakikatten bakanlar vardır, çok azdır. Eğer Kerbela yaşanmasaydı adalet duygusu ütopya olarak bile hayatımızda olmayacaktı, saltanatın hep doğru söylediğini sanacaktık. “Muaviye’ye dokunmayalım” yasası kutsanıyor. Dokunursak ne olacak? Dinden mi çıkacağız? Cumhuriyet’e dokununca ne oluyor? Cumhuriyet’ten mi çıkıyorsun? İşte sınıf meselesi bu. Ne oluyor? Muaviye akrabalarını yerleştiriyor, o tarihten bu yana başta olan her kimse akrabalarını yerleştirmiyor mu? Peygamber’in “işi ehline verin” diye bir sözü var. “Müslümana verin, namaz kılana verin” demiyor. Habil, Kabil tarafından öldürüldü, sonra kimse çocuğuna Kabil ismini koymadı. Habil’le Kabil aslında bir kişinin iki yanı. Aynı Yavuz Turgul’un Gölge Oyunu’ndaki gibi. Birçok kişi adını koymadığı halde Kabil olmayı seçti. Muaviye’ye “Hazreti” diyenler çocukların adını niye Muaviye koyamıyor. Ne engelliyor? Vicdan yasası tabii ki. Deniz Gezmiş’e kimse “Hazreti” demiyor, ama çocuklarının adı Deniz konuluyor. Çünkü o bir kahraman. Sinemacı olmaya nasıl karar verdiniz? Sinemacılık bir sınıfı işaret ediyor ve ben buna katılmıyorum. Edip Cansever’in şiirindeki gibi “ne gelir elimizden insan olmaktan başka”. Ali Şeriati’nin “İnsanın Dört Zindanı” diye bir kitabı var. Diyor ki insanı tarihi, çevresi, biyolojisi etkiler ama bunların hepsinden bilgiyle kurtulabiliriz. Dördüncü zindan “ben” zindanıdır. Ondan kurtulmaya bilgi yetmez, aşk gerekir. Siz ne kadar kurtulabiliyorsunuz? Bazen; her zaman kurtulsak Veysel'in yanında olurduk. Yedi yaşında bir çocuğa dahi Mozart aleyhine bir şey öğretilmez artık, ama Muharrem Ertaş’ı hor gösterebilirsiniz. Çünkü bilimin emri böyle. Batı birbirlerini tekzip ederek ilerliyor, zıtlıklar üzerine kurulu, Doğu’da mütemadiyen devam eden bir çizgi var. Yunus Emre, Pir Sultan Abdal’ı tekzip etmez. Doğu’da veliler ve deliler hayatın sigortasıdır. Anadolu’da delilik övülür hâlâ ama bir yandan da hâlâ Habermaas’a doğru gidiliyor. G C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle