Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
YIL 23 SAYI 1195 / 15 ŞUBAT 2009 Türkel Minibaş Türkel Minibaş artık yok. Yasını safında durdukları tutuyor; yoksullar, işsizler, işçiler, kadınlar, muhalifler… Okurları ve öğrencileri tam da ekonomik krizin ortasında yokluğunu derinden hissedecek, tahlillerini ve eleştirilerini özleyecek… Berat Günçıkan Sayfa 3 Daha en güzel resmimi yapmadım Mehmet Güleryüz için çizmek, bir eleştiri, iktidarlara karşı durmak demek. Kendi iktidarını da resim yaparak yıkıyor. En çok kendini tekrarlamaktan, kanıksamaktan korkuyor. Güleryüz, sanat yaşamındaki 50 yılını retrospektif sergi ile izleyicilere sunuyor. Salona girip bu 50 yılı izlediğinde gördüklerinden memnun, ama daha şişeyi tamamen doldurmadım demekten de geri Sanat yaşamında 50. yılını kutlayan Mehmet Güleryüz “Yarış Arabası” adlı heykeliyle... Fotoğraf: Vedat Arık kalmıyor, “Daha en güzel resmini yapmadı” diyor. Yine de en büyük zorlukları resmin yolunda çekiyor. 62 yılında ilk resmini satıyor, 63’te ilk kişisel sergisini açıyor. Resim yaparak geçinmeyi başarması için 88 yılına yani 50 yaşına kadar beklemesi gerekiyor. İlk sattığınız resminizi hatırlıyor musunuz? “İlk resmim, 62’de Amerikalı bir çifte satıldı. İstiklal’de müzik ve resim performansı yapmıştık. Onu bir galeride tekrarladık. Şans eseri orada olan bir Amerikalı koleksiyoner doktor ve eşi aldı. İlk defa bir resme fiyat koyacağım, öğrenciyim, Hadi Bara’ya danıştım, 400 lira iste dedi, çok para hocam dedim, ama o ısrar etti. Utana sıkıla 400 lira istedim, 120 dolara denk geldi, kimsenin dolar yüzü görmediği dönemler tabii, muhteşem para... Yalnız bir sorun vardı, tablo orada yapıldığından yaştı, çift de ertesi gün Türkiye’den ayrılacaktı. Herkes bir vantilatör getirdi, resmi kurutmaya çalıştık. Kimi ispirto sık diyordu, kimi yağlı kâğıda koy... Öyle yaş götürdük, parayı aldık. Uçtuk...” O parayla ne almıştınız? “Vakko yeni açılmıştı, oradan lacivert çok güzel bir gömlek, bir de fular aldım. O kalitede bir daha hiçbir şeyim olmadı. Geri kalanı akşam akademideki arkadaşlarla meyhanede yedik, âdet öyleydi.” Sanatçının sergisinde 80 eseri yer alıyor. Öğrencilik yıllarındaki çizimleri, Paris’te yaptığı resimleri, heykelleri... Dile kolay kendini anlatmak için 50 yılını sığdırmaya çalışıyor bir salona. Devamı 6. sayfada Esra Açıkgöz F ırçayı eline alıp tuvalin karşısına oturduğu günden bu yana, 50 yıl geçti. Mehmet Güleryüz şimdi Türkiye’nin en tanınan ressamlarından biri. Resimleri, İstanbul Modern’in, Resim Heykel Müzesi’nin koleksiyonunda. Ancak her zaman her şey bu kadar güllük gülistanlık değildi, o 50 yılda açlığı da, anlaşılmamayı da, adam yerine konmamayı da yaşadı. Gelin o 50 yıla ve şimdiye onunla birlikte bakalım. Daha fazlası içinse İş Sanat Kibele Sanat Galerisi’ndeki resim, heykel, gravür ve desenlerini görmeniz lazım... Sergi 28 Şubat’a kadar sürecek. Hikâyenin başı, 1938’e uzanıyor. İstanbul’da doğuyor Güleryüz. Ortaöğrenimini Saint Joseph ve Saint Benoit’da tamamlıyor. 1958’de girdiği İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nden 1966’da birincilikle mezun oluyor. Sizi resmin peşine ne düşürdü? “Öyle doğduk, başka bir şey beni hayatta mutlu etmezdi. Bunun hiçbir tartışılır, pazarlık edilir yanı yok... Bunu ancak şimdi rahatça söyleyebilirim ki, şuradaki serginin yapımının yükünü kaldırmak ancak büyük bir sevgiyle, bunun adamı olmakla olur, o sevgi olmasa kaldırılmaz. Ben hayatımda her şeye, aşkıma bile resmimden doğru bakmışımdır. Beni hayatımda en mutlu eden o oldu.” Deprem tartışmaları yine alevlendi. Marmara’daki sıra dışı hareketlenmeleri “elini çabuk tut” mesajı olarak okuyan İstanbul Üniversitesi’nden Yardımcı Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu ve İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Cemal Gökçe artık depremin kendisini tartışmayı bırakıp önlem almak için harekete geçmemiz gerektiğini söylüyor. Deniz Ülkütekin Sayfa 9 !f İstanbul AFM Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali başladı. Festivalin bu yıl bir de sloganı var; “Senden Başla”. Ali Deniz Uslu Sayfa 12 BEN BUNLARI HAK ETMEDİM... G. 15 yaşında, eve hapis. Nedeni, sevgilisinin görüntülerini aldı. O şimdi ölümle yaşam arasında bekleyişte! Berat Günçıkan C M Y B Sayfa 4 C MY B internete vermesi. Aile hem berdel istedi hem ölüm kararı “Martyrs” filminden... YALNIZ, GÜZEL VE DEPREM KUŞAĞINDAKİ ÜLKEMİZ... !F İSTANBUL