02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 Youth Republic, gençler ve firmalar arasında iletişim sağlıyor... 3 AĞUSTOS 2008 / SAYI 1167 Murat Sayın Hikmet Çetinkaya ve kitapları Ataol Behramoğlu Genç çözümler... Ali Deniz Uslu arkaların gençleri anlamak ve onlara ulaşmak için kıyasıya rekabet ettiği şu günlerde, üniversite tabanlı çalışan ve tamamen gençlerden oluşan bir ajansın iletişim çözümlerine ihtiyaçları büyük. Youth Republic bu ihtiyaca karşılık verirken çalışanlarına da ev gibi rahat bir ortam sunuyor. Belki de gençlerin dilinden anlamalarının temelinde bu yatıyor. Youth Republic’te o bildiğimiz işyeri hiyerarşisine yer yok. Zamanları kalırsa ofisteki play station odasında oyun oynayarak kafalarını rahatlatıyorlar. Elbette iş disiplini ve yaratıcılık olmazsa olmaz. Biz de “Youth Republic’e gittik, M Y aşıtım ve arkadaşım Hikmet Çetinkaya ile dostluğumuzun tarihi 40 yılı aşkındır. Anımsadığım ilk buluşmamız İzmir’de, Cumhuriyet bürosundadır. O yılların Hikmet Çetinkaya’sını Cumhuriyet’in İzmir temsilcisi olarak tanımlamak yetmez. Hikmet’i zaten tek bir sıfatla tanımlamak yeterli olmaz. O, günceli kovalarken güncelin içindeki geneli göz ardı etmeyen seçkin bir köşe yazarı; üstün yetenekli bir röportaj ustası; öykücülük yeteneği apaçık bir edebiyatçı ve aynı zamanda da Pazar yazılarının özgün şairidir. Onu böyle çok yönlü kılan sadece kendi kişisel özellikleri değil, bizleri, bizim kuşağımızı yoğuran ve denebilir ki yaratan 1960’lı yıllardır. Bizler önce hümanist, sonra sosyalist olduk. Hümanizmimiz bizi her şeyden önce evrenselci kılmıştır. Bir özelliğimiz de yurt sevgimizdir. Yurdunu sevmeyen, yurduna soğuk olan kişinin evrenselci olabileceği de kuşkuludur. Bilimsel sosyalizmi (Marksizmi) insan ve yurt sevgisinden koparılmış olarak, mekanik bir kafayla anlayanların bugün geldikleri AKPABABD yardakçısı konum ibret vericidir. Onlara İkinci Cumhuriyetçiler deniyor. Hikmet Çetinkaya’nın isim babalığı ile “liboş” ya da “Saroz’un Çocukları” diye de adlandırılıyorlar... Çetinkaya bir dil ustasıdır da... Youth Republic gençleri bir araya getiriyor. önce ajansın doğumundan bu güne orada emek veren üç Burcu ile yani Burcu Yongacı, Burcu Öztürkler, Burcu Bedir’e “Youth Republic” maceralarını sorduk. Sonra da Youth Republic’in yönetim ortağı ve fikir babası Serhat Gürcü konuştuk. Gürcü, gençliği pazarlayan bir ajans olarak tanımlanmak istemiyor, kaleyi içten fethetmeleri için de kimseye yardım etmediklerini söylüyor. Gençlere faydası olan işler yaptıklarına ve önemli bir istihdam sağladıklarına inanıyor. Onun tüm derdi, “gençlerin en çok çalışmak istedikleri şirket” olmak. “Youth Republic”in kuruluş amacı nedir? Biz, uzmanlığı gençlik iletişimi olan bir pazarlama ajansıyız. Markalar gençleri anlamak, onlarla aynı dili konuşmak için kıyasıya rekabet ediyor. Gençler anlaşılması zor bir kitle. Biz de bu noktada iletişim çözümleri sunuyoruz. Danışmanlıktan yaratıcı çözümlere, konsenpt geliştirmeden saha çalışmasına kadar her şeyi yapıyoruz. “Gençleri sisteme ya da sistemi gençlere pazarlamak” fikri geliyor aklıma... Ne dersiniz? Kendimizi şirket olarak değil, yeni nesil bir ajans olarak tanımlıyoruz, ama gençliği pazarlayan bir ajans değiliz. Biz gençleriz, bize faydası olan işleri yapıyoruz. Önemli istihdam da sağlıyoruz. Tüm derdimiz gençlerin en çok çalışmak istedikleri şirket olmak istiyoruz. Çalışanlarımızın hepsi sigortalı. Yani sosyal güvencelerini ve tüm haklarını veriyoruz. Pek çok genç ilk sigortalarını bizimle başlatıyor. Markalar tam olarak ne istiyor ve siz bu konuda farklı olarak hangi çözüm önerilerini sunuyorsunuz? Ajansımız ve saha ekibimiz var. Kampus marka yöneticiliği (KMY) dediğimiz sistem üniversitelerde öğrencilerden oluşuyor. Markalar bizimle çalışırken, gençlerle iletişim kurabilmenin, onlar için neler yapabilirimin yanıtlarını gençlerle birlikte arıyor. Yani gençlere değil, gençlerle birlikte tasarım yapıyor. Biz de gençliğin kendisiyiz. Zaten o yüzden adımız Youth Republic yani gençlik cumhuriyeti. Nedir bu KMY, nasıl çalışıyor? Bu basit bir temsilci modeli değil. Üniversite öğrencileri çaylak olarak sisteme giriyorlar ve terfi ediyorlar, kariyer politikalarını yönlendiriyorlar. Para, iş deneyimi kazanıyorlar. Bu öğrenciler ne istediğini bilen, zamanı iyi kullanan ve ekip çalışmasını iyi bilenler. Yolları net, vizyonu ve hayalleri var. Sahada 170 kampus marka yöneticisi, onların da ekipleri var. Ofisiniz dağınık. Nasıl çalışıyorsunuz? Bizde hiyerarşi yok, ama disiplin var. Ofise geldiğimizde ilk işimiz yuvarlak büyük bir masa almak oldu. Bence köşeli masalar hiyerarşi ve baskıdır, yuvarlak masa ise samimiyettir, fikirler çarpışır. Biz her şeyi birlikte yapıyoruz. Ofisimiz de insanların saatlerini rahat geçirdiği, buram buram iş kokmayan bir yer. Bir de play station odamız var. G Rifat Mutlu [email protected] Gençler anlatıyor... Hikmet Çetinkaya ve Ataol Behramoğlu. Diyeceksiniz ki dil ustası olmadan yazar olunabilir mi? Olunmaz olur mu! Kimseyi incitmeyelim, ama dil ve üslup sınavından geçirilecek olsalar, acaba kaç yazarımız, sayısız gazetede köşe sahibi kaç köşe yazarı bu sınavda yüksek not alabilecektir? Hikmet Çetinkaya dil ve üslup sahibi yazarlarımızın en ön sıralarındadır. Onun satırlarının, sözcüklerinin arkasındaki zekâ ve duygu birikimini, özgün üslubu hemen duyumsarsınız. Araştırmacı gazeteciliğin gerektirdiği bilgi toplayıcılığı, kuramsal donanımın kazandırdığı irdeleme becerisi, kılı kırk yaran bir akıl ve aynı zamanda da okuru etkileyen duygusal elektrik... Üslup dediğimiz şey sadece bir yazma becerisi değil, bütün bunların toplamıdır... Hikmet Çetinkaya’nın bugün sayısı otuzu aşkın kitaplarının zevkle okunurluğunun, üst üste yeni basımlar yapmalarının nedenleri bunlar olsa gerek... Sadece yazılarıyla değil, yurtiçinde ve yurtdışında konferanslarıyla, açık oturumlardaki ve TV’lerdeki konuşmalarıyla “Gülen” olgusunu ortaya koyan ve ısrarlı takibinin sonucunda (son kitaplarından birinin adıyla) “Fethullahçı Gladyo”yu deşifre eden kişi, Hikmet Çetinkaya’dır. Yine son kitaplarından birinin adıyla “yobaz”ın aynı zamanda “hokkabaz” olduğunu kendine özgü üslupçuluğuyla vurgulamaktadır. Hikmet Çetinkaya’nın bugün sayısı otuzu aşkın yapıtları, yurtseverlerin, devrimcilerin, gerçek demokratların, sosyalistlerin başucu kitapları arasında yerlerini almıştır, almaya devam edecektir. Bir yazarın adının “Cumhuriyet” gazetesi ile özdeşleşmesi büyük bir onurdur. Bu onur Hikmet’e yakışıyor. Ben de kendi payıma, içinde bulunduğumuz ve ne kadar süreceği belirsiz şu sıkıntılı günlerde, başka arkadaşlarımızın yanı sıra Hikmet Çetinkaya ile birlikte, alnımızda aynı ortak aydınlanmanın ışığını taşıyor ve taşımaya devam edecek olmakla mutluyum... G [email protected] Burcu Yongacı (24): Burada çalışmaya 2004’te, İstanbul Üniversitesi’nde okurken başladım. Üniversitedeyken organizasyon işleri ile uğraşıyordum, bir de reklam grubumuz vardı. Üç kafadar buraya benzeyen bir şey kurguluyorduk. Sonra yollarımız Youth Republic ile kesişti ve part time çalışmaya başladım. İstekli olduğumu görünce çeşitli pozisyonlarda ilerleyerek operasyon takım yöneticiliğine yükseldim. İlk günden beri buradayım, burasıyla büyüdüm. Kendimi buranın manevi ortaklarından biri olarak görüyorum. Burcu Öztürkler (24): Youth Republic’i bugünlere getirene kadar çok emek verdik. Birlikte büyüdük, tanıklık ettik, öğrendik. Marmara Üniversitesi İşletme mezunuyum. Burada tam zamanlı çalışmaya üniversitedeyken başladım. Okulla birlikte hayata adım atmak bence çok önemli. Çünkü tecrübe hayatınızın her anına yansıyor. Genç olarak gençlerle çalışmak çok keyifli. Dev şirketler için çalışırken diğer muhatabınız da gençler. Zaten iletişim sağlarken de “onlar için değil, bizim için en iyisi ne?” sorusunun yanıtını arıyoruz. 36 şehirde 80 üniversitede çalışıyoruz. Burcu Bedir (26): Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası Ticaret, 2005 mezunuyum. Diğer Burcu’lardan farkım, çalışmaya mezun olduğumda başlamam. Serhat bana iki yıl önce hayallerini anlatmıştı sonra onun hayalleri benim hayallerim oldu. Başlarda üç, dört kişiydik şimdi epey kalabalığız, 25 kişiyiz. Şu an marka takım yöneticisiyim. Genç olarak gençlerle çalışmak harika. Aynı dili konuşuyoruz, dertlerimiz ve isteklerimiz aynı. İşimizi yaparken sahaya inip, şehri talan edip, her türlü detayı topluyoruz. Yoğunluk ve curcuna içinde bir düzen sağlıyoruz. G MİZAH MAĞARA ADAMI / Tayyar Özkan www.tayyarozkan.com C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle