Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
YIL 22 SAYI 1169 / 17 AĞUSTOS 2008 Olimpiyatları izlerken... Beş halka beş kıtayı ve dünya barışını temsil ediyor. Oysa olimpiyatların tarihinde görülen, baskınlar, protestolar, yani şiddet. Çin de bundan payına düşeni aldı, görkemli açılış töreniyle politika iç içe geçti... Asuman Çetiner Sayfa 2 evraklarını ve siparişlerini zamanında yetiştirmek için dakikalarla yarışıyorlar. İşleri bittiğinde ise doğruca mesken tuttukları köprüaltı ya da kafeye meslektaşlarıyla vakit geçirmeye gidiyorlar. Onlar motokuryeler, kendi deyimleriyle İstanbul’un yükünü taşıyor ve her türlü zorluğuna karşın işlerini çok seviyorlar. Röportaj: Deniz Ülkütekin / Fotoğraf: Uğur Demir Üç Maymun. Çoğu zaman kendilerini küçümseyen insanların Bu sezon yine Türk filmi izleyeceğiz... Türk sinemasındaki hareketlilik bu yıl da sürüyor. Yeni sezonda izleyiciyle buluşacak filmlerin ya çekimleri ya montajları bitmek üzere. Yine aşk var, yine politika var... Deniz Yavaşoğulları Sayfa 67 Onlar zamana karşı, zaman onlara T aksiye veya dolmuşa bindiğinizde şoförün yanından hızla geçen motosiklete laf etmesi görülmemiş bir şey değil. Oysa, trafiği altüst etmekle suçlanan motosikletlinin bir kurye olması ihtimali bir hayli yüksektir ve o, zamana karşı yarışarak elindeki evrağı teslim etmesi gereken yere götürmeye çalışıyordur. 41 yaşındaki Hasan Güreler, altı yıl sonra motokuryelikten emekli olma hakkı kazanacak. Uzun süredir bu işi yapıyor ve tabir caizse girip çıkmadığı yer kalmamış. Güreler, Türkiye’de motokuryeliğin seksenli yıllarda KuryeTel firmasıyla bir meslek haline geldiğini söylüyor. KuryeTel’de işi öğrenenlerin kendi firmalarını kurmasıyla, motokuryelik özellikle İstanbul’da önemli bir potansiyel haline gelmiş. Şu anda İstanbul’da düzenli olarak bu işi yapan dört binden fazla motokurye olduğu tahmin ediliyor. Orhan Akan ise 34 yaşında, 1992’den beri motokuryelik yapıyor. “Motosiklet hiçbir zaman trafiğe engel teşkil etmez” diyor. Trafikte motosikletlere karşı takınılan tavırdan şikâyetçi ama diğer araç sürücülerinin motosikletin de üzerinde insan olduğunu fark ettikleri anda sorunların çözüleceğine inanıyor. “Motor küçük araç, yanımızdan gelen araç önemsemiyor, araya giriyor, mutlaka bir tarafa kaçmak zorundayız, çünkü motorun kaportası biziz.” 1996’dan beri kuryelik yapan Yıldırım Değirmenci’nin yaşadığı bir olay ise motosikletlerin yasalar tarafından da ikinci sınıf araç muamelesi gördüğünün kanıtı. Değirmenci, bir minibüsün yanında giderken minibüs şoförü küllüğü yola dökmek için kapıyı açınca, motosiklet de kapıya çarpar. Olay yerine gelen polisler, Değirmenci’yi suçlu bulur. Çünkü motosiklet diğer araçların arkasında gitmelidir. Ancak Değirmenci’ye göre bu pek mümkün değil. “Motosikletin gidebileceği bir yol yok, şeritte devam ettiğimizde araçlar mutlaka burunlarını dibimize sokuyorlar, o yüzden aralarından gitmek zorundayız.” Bunun gibi birçok kazada motosiklet sürücüleri mağdur oluyor. Çözüm, motosikletin birinci sınıf araç sayılmasında olabilir. AB yasalarına uyum çerçevesinde bunun gerçekleşmesi, çok da uzak bir ihtimal değil. Ancak bütün gün oradan oraya yağmur, sıcak demeden motorları üzerinde giden kuryelerin sıkıntıları, trafiği atlattıklarında bitmiyor. Hasan Güreler, gittiği işyerlerinde kuryelere karşı takınılan tavırdan bir hayli sıkıntılı. Zincirlikuyu’daki bir iş merkezindeki insanların yüzde altmışı kuryeyle çalışırken kapıya “kurye giremez” yazısının asıldığını söylüyor. “Danışmadan haber gönderiyoruz, belki ulaşmak istediğimiz kişi yerinde yok” diyor “sonra da ‘ben acil göndermiştim’ diyorlar”. Bazı binalarda ise kuryeler arka kapıdan alınıyor. Güreler, “ama ne oluyor, dönüp dolaşıp yine aynı asansöre biniyoruz” diyor. 32 yaşındaki Selçuk Sarı da bir keresinde boş asansöre binmek için 15 dakika beklemek zorunda kalmış, Her kuryenin kışın ıslanacağını ya da kıyafetinin bozulabileceğini unutmamamızı öneriyor. “İnsanlar bizi böyle görünce çekiniyor, onlar çekindikçe biz de kendimizi daha çok çekiyoruz” diyor. G Devamı 5. sayfada C M Y B C MY B