17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 Yüksekte daha rahatız Ali Deniz Uslu B oğaziçi Köprüsü’nün ışıklarla donatılması, dev sahnelerdeki ışık ve ses sistemlerinin tavana asılması, gökdelenlerin camlarının temizlenmesi... İşte tüm bu işler yükseklik tutkusu ve heyecanını yaşam tarzına çeviren bir grup dağcı tarafından yapılıyor. Tırmanma tecrübelerini profesyonel işlerde kullanabilmek için “Yüksek İşler” şirketini kuran ekip, Nisan 2007’de de “Boğaziçi Köprüsü Dekoratif Aydınlatma Projesi”nde yer aldı. Yüksek İşler’in dört ana faaliyet alanı var; iple erişim çözümleri, rigging (Ses, ışık, görüntü sistemleri ve dekoratif malzemelerin sahne çatısına asılması), sıra dışı prodüksiyon çözümleri (Uçuş efektleri, dublörlük, prodüksiyon destek hizmetleri) ve bungee jumping. Ekibin kurucu ortağı Güneş Ergüden ve bungee jumping sorumlusu Akhan Atalay, yüksekte rahat ve mutlu olduklarını söylüyor. Kurumsallaşmak istemiyorlar, kasklarında “Yüksek İşler” yazması onlar için yeterli. Yaptıkları işin riskinin farkındalar, sihirbaz olmadıklarını biliyorlar, o yüzden her işte ilk şartları güvenlik. “Yüksek İşler”in hikâyesi nedir? Güneş: Yüksek İşler’i ortağım Bora Gündüz ile 2004’te kurdum. Ben ekonomi, o da elektronik okuyordu. Dağcılığa çok fazla zaman ayırıyorduk. Öyle ki okuduğumuz bölümlere karşı motivasyonumuz iyice azaldığı için üniversiteyi zor bitirdik. Sonra da uzun tırmanış zamanlarını nasıl yaratırız, bu işi şehirde yapıp, hem para kazanıp, hem de arzularımızı nasıl tatmin edebiliriz, diye düşünmeye başladık. İlk olarak işe, çatılara ses sistemlerini emniyetli şekilde asmakla başladık. Zamanla iyi işler yapıp büyüdük ve Boğaziçi Köprüsü serüvenine kadar giden yolda iyi bir noktaya geldik. Yüksek İşler ekibi Boğaziçi Köprüsü’nü ışıklarla donatmıştı. Fotoğraflar: Öztürk Kayıkçı / Çağlar Erkenci Yüksek İşler, eğlence sektörünün sıra dışı ihtiyaçlarına, yüksek yapıların ışıklandırma ve dekorasyon Akhan Atalay (üstte) ve Güneş Ergüden (sağda). çadıra tonlarca ağırlıkta sistemler kurmak istiyor, çadır o kadar yükü taşımayabilir, ama biz yalnızca “asıcı” olarak bilindiğimiz için çadır bu yükü kaldırmaz, dediğimizde dinlenmiyoruz. Halbuki aramızda inşaat mühendisleri var. Yani koşullar sağlanmıyorsa ve biz tehlikeyi seziyorsak işten vazgeçiyoruz. Ciddi bir tehlike yaşadınız mı? Güneş: İstanbul’da yaşamadık, dağda ise hepimizin atlattığı tehlikeler oldu. Bu işin kanunları kanla yazılmış. Sürekli yeni emniyet sistemleri gelişiyor. Biz de hata oranını düşürmek için çok ciddi çalışıyoruz. TAKSİM’E ÇIKMAK DAHA TEHLİKELİ Hiç vazgeçmeyi düşündünüz mü? Akhan: Hayır, çünkü Taksim’e çıkmak bu işten daha tehlikeli. Ekibe yeni katılmak isteyenler oluyor mu? Güneş: Bize profesyonel ve amatör pek çok kişi ulaşıyor, ama biz kurumsallaşmak istemiyoruz, seyyar ofis durumumuzdan memnunuz, masa başında oturmaktan korkuyoruz. Kaskımızda “Yüksek İşler” yazması bize yetiyor. Başvuranlardan uygun bulduklarımızı gittiğimiz işlere götürüyoruz, deniyoruz. Çekirdek ekibimiz yıllardır birlikte olduğundan dışarıdan gelenler bizi anlamakta epey zorlanıyor. Akhan: Bu işte de rekabet artıyor, biz rekabeti toparlamaya çalışıyoruz. Yeni şirketler işin çok başında. İstanbul’da işimiz dağcılık değil, yaptığımız “iple erişim teknisyenliği”, bu çok farklı. Yüksekte çalışma eğitimi de veriyorsunuz. Sizce bu iş kazalarının önüne geçmek için yeterli mi? Güneş: Bu eğitimleri bir buçuk yıldır veriyoruz, ama Türkiye’deki mantalite değişmediği sürece sonuçlar da değişmeyecek. Yani işveren eğitim parasını veriyor, sertifika alınmasını sağlıyor, sorumluluğu üstünden atıp, gerçekleşen kazalarda da işçiyi sorumlu tutuyor. Eğitim almakla bitmiyor, kullanılması gereken maliyetli malzemeler, malzemelerin kullanılıp kullanılmadığının da denetimi gerekli. İşe göre eğitim verilmesi şart. Biz de önümüzdeki yıllarda eğitim standartlarını yükseltmeyi planlıyoruz. G gereksinimlerine çözümler üreten, tecrübeli dağcılardan oluşan bir ekip. İşleri riskli, korkmuyorlar mı? Tabii ki evet, ama en büyük korkuları masa başı bir işte çalışmak. ADRENALİN BAĞIMLISI DEĞİLİZ “Yüksek İşler”de şu an kaç kişi çalışıyor? Akhan: Toplam 15 kişiyiz, ama altı kişi idari işler, pazarlama, teknik analiz ve yönetim ile birebir uğraşıyor. İşlere göre, zaman zaman teknik destek alıp kadroyu geçici olarak genişletiyoruz. Tutkunuz işiniz olmuş. Meslek olarak tırmanmaya başladığınızda bir şeyler değişti mi? Güneş: Tutkumuz yükseklik ya da adrenalin bağımlılığı değil, bizim asıl tutkumuz tırmanıştan aldığımız keyif ve bunun getirdiği hayat tarzı. Yüksekte rahat ve mutluyuz. Yani yükseklik biraz da sembolik. Düşünsenize, siz yukarıdasınız, yüzlerce metre aşağıda şehir akıp gidiyor, orada acayip işler yapıyorsunuz. Bu nasıl bir duygu? Akhan: Bazen yüksekte çalışırken birbirimize bakıp “Lan burada ne yapıyoruz?” diye gülüyoruz. Manzaraya daldığımız da oluyor. Gökdelenin tepesinde işimizi yaparken bu hafta hangi dağa tırmanacağımızı düşünüyoruz. Aslında tüm bunlar İstanbul’dan kaçmak için. Bu iş sayesinde zamanımızı kontrol edebiliyoruz. Patronumuz yok, işi biz kurguluyoruz ve seyahat özgürlüğümüz var. Riskli bir iş. Karşılığını alabiliyor musunuz? Güneş: Yurtdışıyla karşılaştırdığımızda aldığımız para komik. Zaten Türkiye’de yüksekte yapılan işler hiçbir zaman projelere başından dahil olmuyor. Önceden düşünülmüyor, sonra birden dağcılar aranmaya başlanıyor ve iş bize düşüyor. “Hemen gelin bunu asın ya da çıkarın” diyorlar. Bu kolay bir iş değil, ön çalışma istiyor, riskler yüksek. Zaten bu işlere pek akıl ermediği için maliyetler müşteriyi korkutuyor. Yüksek İşler’e “mümkün olmayan işler” geldi mi? Akhan: Yaptığımız işin zorluğu yapının büyüklüğü ve yüksekliği ile orantılı değil. Yani Boğaziçi Köprüsü en büyüğü, ama en rahatıydı. Güneş: Biz sihirbaz değiliz. İşleri yaratıcılığımız ve güvenle tartıp, teknik olarak karar veriyoruz. Mesela müşteri dev bir Kendimi kuklalarımla anlatıyorum... Eylül Barış D eniz Orhon Kudak altı yaşında başladığı resim yapma heyecanına üniversitede sahne dekor ve kostüm tasarımı okuyarak devam etmiş. Evde yaptığı küçük tasarımlarında, annesi ve babasının doğum günlerine hazırladığı kartlar, şişeden bebeğe dönüşmüş hediyeler, bu bebekler için hazırlanan giysiler varmış önce. Şimdi ise evinde kurduğu atölyede siparişe göre farklı tarzlarda kuklalar yapıyor. Ona farklı isteklerle gelenler de var. Henüz yaşını doldurmamış bebeğinin ya da sevgilisinin fetiş iç çamaşırlarıyla kuklasına sahip olmak isteyenler bunlardan yalnızca birkaçı. Kudak ise insanların hayallerindeki tasarımları elle tutulur hale getirmekten çok mutlu. Kukla yapmaya nasıl başladınız? Kukla yapmaya üniversitede başladım. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Sahne Dekor ve Kostüm Tasarımı Bölümü’nde okudum. Bölümümüz üç ana sanat dalından meydana geliyordu ve bu üç proje dersi de mezun olana kadar zorunluydu. Okulun en eğlenceli ve çalışma olanağı geniş bölümlerinden biriydi bizimkisi. Başlarda bir süre pek ısınamadığım kukla dalını sonradan çok sevmeye başladım. Ne yazık ki bana kuklacılığı bu kadar sevdiren değerli hocamız, en önemli heykeltıraşlarımızdan Saim Bugay’ı geçen kış kaybettik. Okulu bitirmeden önce evimin bir kısmını atölyeye dönüştürüp kendi kendime kuklalar yapmaya başladım. Hayalimdeki tipleri yapıyordum. Şans eseri internet üzerinden kuklalarımı gören birinin ricası üzerine de sipariş ile kukla yapmaya başladım. Kuklaları yaparken insanların hangi özellikleri kuklalarınızda belirleyici oluyor? Kukla yapmak, karikatür yapmak gibi. Bir kişinin bariz olan özelliklerini daha ön plana çıkartıp, onu karakteristik bir öğe haline getiriyorum. Tabii kukla sanatının en güzel özelliği bu, ama böyle olmasından çok, tam bir fotoğraf gibi olmasını isteyenler için de gerçekçi çalışmalar yapıyorum. Nasıl sipariş alıyorsunuz, kuklalarınızn maliyeti ne? Siparişleri şu an www.kutukutupense.net adlı internet sitem üzerinden alıyorum. Fiyatları 300’le 2 bin YTL arası değişiyor. Kukla yaptırmak isteyenlerin tek yapması gereken bana fotoğraflarını göndermeleri. Değişik istekleri olanlar oluyor mu? Sayıca çoğunluğu oluşturmasa da farklı istekleri olanlar çıkıyor, yapmaktan en keyif aldığım kuklalar da bunlar… Henüz yaşını doldurmamış bebeğinin kuklasını yaptıran da, sevgilisini fetiş iç çamaşırları içinde yaptıran da oldu. İnsanların hayallerindeki tasarımları benim yolumla elle tutulabilir hale getirmeleri beni mutlu ediyor. Kendi kuklalarınızı yaptınız mı? Kendi kuklamı yapmadım. Aslında eşimin doğum günü için, ikimizin de hamurdan figürlerinin bulunduğu farklı bir hediye hazırlamıştım ama ben minyon tipli biriyim, fazla ön plana çıkartıp, karakter oluşturacak hatlara sahip olduğumu düşünmüyorum. Belki de kendimi her gün gördüğüm için böyle hissediyorumdur. Bir kuklayı ne kadar sürede tamamlıyorsunuz? Deniz Orhon Kudak, internetten aldığı siparişlerle kukla yapıyor. Kuklasını yapacağı kişinin resmi onun için yeterli, gerisi hayal gücüne kalıyor. Kudak’a göre kukla yapımı Deniz Orhon Kudak. Önce karakterin çeşitli çizimlerini yaparak tasarımı, ardından yüz için yapılan çizimleri çamura aktararak modelini oluşturuyorum. Venedik masklarının yapımında da kullanılan “papier mache” tekniğini kullanıyorum. Papier mache, özel bir tutkal ve lifli kâğıtlarla kalıbın içine ince ince katmanlar halinde çok uzun zamanda yapılan bir işlem. Ardından tamamen kurumuş kâğıtları kalıplardan ayırıp, birleştirdikten sonra üzerini defalarca boyayıp zımparalayarak tamamen pürüzsüz hale getirip makyaja başlıyorum. Diğer taraftan ahşaptan, kol ve bacakları şekillendiriyorum. Sıra parçaları birleştirmeye geliyor ve bu iş de tamamlanınca, kostümleri dikiliyor, kuklanın ipleri karikatür çizmeye benziyor. takılıyor, yine ahşaptan şekillendirerek hazırladığım kontrol aparatına bağlanıyor. Tüm bunlar 1520 gün alıyor. Başka nasıl ürünler tasarlıyorsunuz? Son zamanlarda, kişisel kukla çalışmalarından çok, daha farklı projelere imza atmaya çalışıyorum. Örneğin şimdiye kadar kendi kuklalarımla birkaç stop motion animasyon filmi çektim. Bunların ardından, yine kuklalarımın kullanılacağı iki ayrı sanatçı grupla video klip çalışmalarına başladık. Bir de sinema filmi için hazırlıklarım var. En büyük dileğim bu projelerin artması ve kuklalarımı evlerinden dışarı çıkartıp daha çok kişi ile buluşturmak, kendimi kuklalarımla insanlara anlatmak. G C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle