Katalog

YIL 22 SAYI 1145 / 2 MART 2008 Kadınların tarihi kadınların belleği Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı’nda bulunan kitaplarda, otobiyografilerde, özne tabii ki kadın. Vakıf, bu bilgileri tek çatı altında toplarken bir kadın belleği oluşturmayı amaçlıyor. Ayşe Baziki Sayfa 3 Müzeyyen Senar’dan şarkılar dinlediniz... Kızı Feraye, Müzeyyen Senar’ın sesinin tükendiğini açıkladı... Peki kim bu, her aşkı ve ayrılığı güzelleştiren, dört kuşağın ve gelecek kuşakların şarkıcısı? Berat Günçıkan Sayfa 12 İnternette de zayıflık moda! Facebook ve Myspace gibi internet kullanıcılarının gözde iki sitesi aldığı reklamlarla tepki çekiyor... Çünkü reklamların çoğu kadınları zayıflatmaya yönelik ürünlere ve tekniklere ait. Kadın internet kullanıcıları bu kez fotoğraflar üzerinden rekabet ediyor ve üzülüyor... Deniz Ülkütekin Sayfa 7 Biri bizi yarıştırıyor... Gözetleme üzerine kurulu reyting rekorları kıran programların yerini yarışmalar aldı. Yine rekabet, yine para… Acun Ilıcalı’nın yaptığı ve sunduğu “Var mısın, Yok musun” yarışmasına her gün yüz binlerce kişi başvuruyor. Yarışmacıların 500 bin YTL’lik ödüle ulaşmak için ihtiyaçları olan tek şey şansları… Passaparola, Ahmet Çakar’la Şansa Bak, Bir Kelime Bir İşlem, Düello… İster şans, ister bilgi, kanallar yarışma programı avında… Esra Açıkgöz Deniz Ülkütekin Sayfa 67 Fırtına öncesi “Sakin”lik... Sakin’in ilk albümünün adı “Hayat”. Şarkılarında düzeni sorgularken isyanlarını dillendiriyorlar. Çıkış parçalarının ismi de amaçlarına uygun: “Denek Hayatım”. Ali Deniz Uslu Sayfa 4 E kranların en kalabalık yarışması Passaparola’nın çekimlerindeyiz. 85 kişi koltuklarına oturmuş, elleri yanıt butonunda pratik yapıyorlar. Amaçları, altı soruya doğru yanıt verip, ikinci etaba, “hız tuzağı”na geçebilmek. Orada en hızlı ve doğru yanıtı verenler “altın koltuk” denilen öndeki beş koltuktan birine oturacaklar. Sonra da içlerinden biri şampiyonla yarışacak. Bu heyecan, bu gerilim bütün soruları bilerek 21 bin YTL kazanabilmek için. Deneyimli olanlar sohbete dalmış, ilk elemeyi geçip “altın koltuğa” oturacak, sonra da finale çıkacak rakiplerin kimler olabileceği hakkında konuşuyorlar. Onlar da bugün olmasa bile bir gün altın koltuğa çıkıp, “final çember”inde soru yanıtlamaya hak kazanacaklarından eminler. İçlerinde bunu hırs haline getirip, bir ay boyunca her gün saatlerce yol kat ederek buraya gelenler bile var. Bunlardan biri de arkadaşımız, ama bizimle röportaja yanaşmıyor. “Her gün ne işin var orada?” diyenlerden öylesine sıkılmış, bu öylesine hırsını bilemiş ki, artık yarışmayı paradan çok bunun için kazanmak istiyor. O yüzden de vardiyalı çalışmasına karşın, gerekirse işyerinde birkaç saat dinlendikten sonra, yine yarışmanın yolunu tutuyor. O tek değil, kimi para için, kimi bilgisini sınamak, kendini göstermek için yarışma programlarında fırsat kolluyor. Buna cesareti olmayanlar ise televizyonlarının başında izliyor. Yapımcılar ilginin farkında, yarışma programlarına her gün bir yenisi ekleniyor; “Var mısın, yok musun?”, “Ahmet Çakar’la Şansa Bak”, “Şans Yolu”, “Düello”, “Kim 1 milyon ister?”... Türkiye’nin en uzun soluklu yarışmasını da unutmamak lazım: Bir Kelime Bir İşlem. Yüksek reytinglere bakılırsa, ödülleri 1 milyon YTL’ye varan bu programların sayısı bu kadarla sınırlı kalmayacak! Devamı 67. sayfalarda