02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

PAZAR EKİ 67 CMYK 6 JEANSEBASTİEN KLİNG Conrad Otel Genel Müdürü Conrad Hotel, kongre turizminde öne çıkan otellerden biri. Otelinizin nasıl bir müşteri profili var? Misafir profilimiz Batı Avrupa ağırlıklı toplantı ve kongre pazarının misafirleri, Türkiye bağlantılı yabancı firmalar ve Uzakdoğu’dan tatil amaçlı gelen misafirler olarak üçe ayrılıyor. Kongre turizminde iş yaptığımız ülkeler ise Amerika başta olmak üzere İngiltere, Japonya, Fransa, Almanya, İspanya. Konferans turizmi yeni bir alan, İstanbul’un bu alanda önünün açık olduğunu söyleyebilir miyiz? Bu yıl belirgin bir büyüme yaşadık. Önümüzdeki beş yıl içinde bu büyümenin daha da artacağını umuyoruz. 2010 yılı itibari ile, Türkiye’ye gelecek olan turist sayısının 30 milyon olacağı bekleniyor. Bu büyümeden toplantı ve kongre pazarı da payına düşeni alacak, bugün genellikle Batı Avrupa’dan, katılımcı sayısının 500’e vardığı büyük konferanslar için talep var. Konferans ve kongre büroları İstanbul’u önemli bir uluslararası kongre durağı olarak konumlandırıyorlar. Bu alanda çok daha fazla iş geleceği öngörülüyor. İstanbul bu talepleri karşılamaya hazır mı? İstanbul’un kapasitesi bu artışı kaldırabilir. Talebe göre arz ve bütçe de artırılıyor. Planlanmış projeler de var. İstanbulluların da yaşadığı kentsel sorunların çözümü turizme de yansıyacaktır. Turizmin önünü açan ya da kapatan konulardan biri güvenlik, İstanbul’un bu konudaki karnesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Irak’taki politik sorunlar da turizmi etkiliyor. Elçilikler vatandaşlarını İstanbul’da dikkat etmeleri gereken noktalar olduğu konusunda uyarıyorlar. Bu, fazla abartılmış bir durum. İstanbul’da terör sorunu olduğuna da inanmıyorum. Türkiye’nin turizm politikasında sizce bir zaaf, eksiklik var mı, hangi alanlara öncelik verilmeli? Turizm politikalarında sürdürülebilirlik prensipleri, öncelikli olarak kültürel mirasları koruma benim için çok önemli nokta. Çünkü ülkelerin en değerli varlığı kültürel mirasları. Türkiye turizmi asıl ürün olarak güneş, kum ve deniz üzerine yoğunlaşmış olsa da, üründe çeşitliliğe, spor veya spa türü turizm alanlarında da kendini geliştirebilir. Türkiye’deki turizmin son dönemlerdeki en büyük sorunu ise konaklamalı turist sayısındaki planlanmayan hızlı artış. Şu anda hedef turist sayısını arttırmak yerine sürdürülebilirlik ve kalite açısından daha yüksek seviyelere varmak amaç olmalı. 7 CEMAL AYDIN Kapalıçarşı’da esnaf Turizmdeki kırılma bence 11 Eylül’den sonra gerçekleşti. Saldırılar Amerika’da oldu, ama kriz bizi vurdu. Riskli ülkeler arasına girdik. Sonra da paket turlar bizi mahvetti, kaliteyi düşürdü. Turistler her şey dahil turlarla ülkelerindeki günlük hayatlarından daha ucuza burada yaşayabiliyorlar. Otele giren turist dışarıya hiç çıkmıyor. Turların programları da önemli bir sorun gibi geliyor bana, turistleri çarşıya getiren tur SEVDA YILGAZ Antik Otel Genel Müdürü Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (Turob) Yönetim Kurulu Üyesi 2010 Avrupa başkenti olması sizce İstanbul’da nasıl bir hareketlilik yarattı? Bu süreç henüz başladığı için hareketlilikten söz etmek zor, ama İstanbul’un bu konuda kendinin farkına vardırması gibi etkinlikler, diğer Avrupa şehirleriyle işbirlikleri bu yıl itibariyle hareketleneceğini düşünüyorum. İstanbul bu hareketlenmeye ne kadar hazır? Konaklama sektörü eksiksiz cevap verebilir. Hizmet sektörü de gelişiyor. Ulaşım için ise İstanbullunun kendi sorunları var. Marmarayın da devreye girmesiyle büyük bir açık kapanacak, deniz ulaşımını da yüzde 20’lere çekebilsek İstanbul ulaşım problemini çözebilir. Bütün bu sorunlar çözüldüğünde, sorunsuz bir turizm kenti olabilecek mi İstanbul, başka bir eksiklik var mı? Standardizasyon. Hizmet kalitesi çok değişken. En basit örnekle; Bir Türk kahvesini bile aynı standartta sunamıyoruz. Türkiye turizminde “İstanbul”un özel bir yeri var. Türkiye İstanbul'u yeteri kadar kullanabiliyor mu? Hayır. Böyle olunca da İstanbul anlatacaklarını anlatamıyor. Şehrin sahipleri, belediyeler, valilik hatta muhtarlıklar ortak bir paydada buluşarak şehrin canlılığı ve güvenilirliği, yaşanırlığı konularında bir sinerji yaratarak büyük işler yapabilirler. Yani İstanbullu İstanbul’u yaşıyor hale geldiğinde çok şey başarmış olacağız. Turist turisti çeker! EMEK KIRBIYIK Hostel Sahibi Turistler İstanbul’u hâlâ çok güvensiz buluyorlar. Kapkaç ve hırsızlıktan ziyade, turistleri, özellikle de erkekleri sokaklarda dolandırıp gece hayatının cadı kazanına atan profesyoneller var. Tuzak pavyonlarda birkaç bira ve şampanyaya en az 400500 YTL’den başlayıp iki milyara kadar hesap ödemeye mecbur bırakılıyorlar. Taksiciler de onlar için büyük sorun. Çünkü sıkı kazıklanıyorlar, ama bunu Türkiye’nin değil, turizmin bir sorunu olarak görüyorlar. Böyle talihsizlikler yaşayan pek çok müşterimiz oldu. Bu çok büyük bir problem. Turistler İstanbul’u çok beğeniyorlar. Hatta soyulan, çarpılanlar bile ilk travmayı atlattıklarında, lanet okumaktan vazgeçip bunu her an ülkelerinde de yaşayabileceklerinin farkına varıyorlar ve kendilerini İstanbul’a bırakabiliyorlar. Ancak Türkiye’nin Avrupa Birliği'ne katılması konusunda çekinceleri çok fazla. Onlar için burası Avrupa değil, Asya. Önyargıları çok. Belki Türkiye gözlerinde bir Irak, İran ya da Pakistan değil, ama Avrupa’ya da dahil değil. İstanbul'u geçen yıl beş milyondan fazla yabancı turist ziyaret etti. Bu rakamın 2007 sonuna kadar yedi milyona ulaşması bekleniyor. Yabancı turistler İstanbul'u İstanbul gibi yaşamak, turizmciler ve esnaf ise para harcayan zengin yabancı turistleri istiyor. Bu isteklerin gerçekleşmesi için göz dikilen tarih 2010. Avrupa Kültür Başkenti olarak İstanbul az sorun, çok turiste hazırlanıyor. görevlisi “45 dakika sonra kapıda buluşuyoruz” diyor. Burada dört bin dükkân var. Bir saatten az bir zamanda burayı panaromik olarak görmek bile mümkün değil. Rehberler pazarlık yapın diyor, kitaplar da bile pazarlık yapın uyarıları var. Turiste, söylenen fiyatın üçte birini teklif etmesi öneriliyor. Burada herkes kazıklanıyor gibi bir görüntü oluşmuş, bu da turisti tedirgin ediyor, ama aslında İstanbul turizm açısından gerçekten dünyanın en ucuz şehirlerinden biri. 2010’da kültür başkenti seçilen İstanbul için bizim beklentimiz büyük. Yatırımların ve çalışmaların, otel sayısının ve kapasitesinin artması gerekiyor. Haridas PillaySanna Andersson (İngiltere) Biz Londra’da tanıştık ve âşık olduk, sonra kendimize gitmek için farklı bir ülke seçmek istedik. Düşündük ki İstanbul bize aradığımızı verebilir ve Türkiye’ye gelmeye karar verdik. İstanbul’un tarihi üzerine pek çok şey okumuştuk. Burası ayrı bir dünya. Bugün muhteşem bir İstanbul sabahına uyandık. Gün içinde camileri, türbeleri ve Beyoğlu’nu gezdik. Müslüman bir ülkede olmak gerçekten farklı bir tecrübe, özellikle de benim siyah tenli ve Sanna’nın beyaz olması insanların dikkatini çekiyor. Eğer gözlerinden anladığım doğruysa, buna sempati duyuyorlar. Bu, buradakiler için rahatsız edici bir farklılık değil, ama beni bir İngiliz olarak değil de sanırım Müslüman bir siyah olarak düşünmek istiyorlar. ABDULBAKİ ASLAN Kapalıçarşı’da esnaf Çocukluğumdan beri bu işi yapıyorum ve her geçen yılın bir öncekini arattığını rahatlıkla söyleyebilirim. Kalabalıklar artıyor gibi görünse de nicelik ve kalite düşüyor. Alıcı ve paralı turist artık gelmiyor. Paket programların 350400 Avro’luk ücretleri ile İstanbul’a gelenler çoğunlukta. Bunların da Türkiye’de bıraktıkları para 100 Avro’yu geçmiyor. Turistler görmek için geliyor, alışveriş yapmak için değil. Ali Deniz Uslu Stefan Leiste (Almanya) Bu ikinci gelişim. Şimdi şehir mimarisi üzerine çalışmamı tamamlamak için buradayım. İstanbul’u İstanbullu gibi yaşamak için yapılması gereken ne varsa yapmaya çalışıyorum. Türkiye hakkında duyduklarım ile gördüklerim ve yaşadıklarım arasında inanılmaz uçurumlar oldu. Yani burası için iyi diyenler harika demeliymiş. Kötü diyenler ise sanırım biraz talihsiz bir tatil yapmışlar. Bu şehri seviyorum, ama İstanbul demek Türkiye demek de değil. Daha fazlası olduğunu düşünüyorum. İstanbul ve bu şehrin insanlarından gerçekten etkilenmiş durumdayım. Sanırım bu da şimdilik bu kentin eksiklerini ve karanlığını görmemi engelliyor. BAŞARAN ULUSOY Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (Türsab) Başkanı İstanbul Avrupa başkenti olma hakkını kazandıktan sonra turist talebinde bir değişim oldu mu? İstanbul’a gelen yabancı ziyaretçi sayısı, İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti olarak ilan edildiği 13 Kasım 2006 tarihinden çok önce hızlı bir yükseliş trendine girdi. Yabancı ziyaretçi sayısı yüzde 10.3 artış göstererek 5.346.658’e ulaştı. 2007 yılının Ocak – Haziran dönemini kapsayan birinci altı ayında ise İstanbul’a gelenlerin sayısı yüzde 26.3 oranında büyüme gerçekleştirdi. İstanbul artan turist talebini karşılayabilecek alt yapıya sahip mi? TC Kültür ve Turizm Bakanlığı 2006 Yılı Konaklama İstatistikleri’ne göre İstanbul ilinde Bakanlıktan işletme belgeli konaklama tesislerinde genel olarak doluluk oranı yüzde 45.19. Bu oran beş yıldızlı otellerde yüzde 42.37, dört yıldızlı otellerde ise, yüzde 54.27. İstanbul’da konaklama kapasitesinin, hızlı trend artışı ve öngördüğümüz ileri hedeflere göre artırılması gerekiyor. Bu bağlamda yeni beş yıldızlı otellere ve butik otellere de büyük ihtiyaç olduğu görüşündeyim. Orta ve uzun vadede hava ve deniz ulaşımı, kruvaziyer turizm; kent altyapılarının kültür, kongre turizmi, rekreasyon endüstrisi alt yapılarının geliştirilmeleri de büyük önem taşıyor. İstanbul’da turizmin gelişmesinin önündeki en önemli sorun nedir? İstanbulluların yaşadığı kentsel sorunlar, turistlerin de ortak sorunu. Trafik sorunları, çevre sorunları, görüntü kirliliği, gürültü ve kentin çeşitli yerlerinde, özellikle kalabalıkların yoğunlaştığı yerlerdeki düzensizlik, turisti rahatsız eden sorunların başında geliyor. Çarpık yapılaşmanın görsel kirliliğini, sokak satıcılarının rahatsız edici davranışlarını ve turistin kent yaşamında karşılaştığı daha pek çok sorunu ekleyebilirsiniz. En çok turist alan bölgeler nereler? İstanbul’a ilk gelen her turist tarihi Yarımada’yı ziyaret eder. Boğaz, kısmen Asya Yakası, Adalar da önemli cazibe merkezleri… Konaklamanın yoğunlaştığı alanlar ise Taksim, çevresi ve Tarihi Yarımada. 2006 yılında turizmde belirgin bir düşüş yaşanmış. Bunun nedenleri nelerdi? Kuş gribi, bu düşüşte en önemli etken oldu; ancak kuşkusuz tek etken değil. Ancak kuş gribi olayının pazar ülke medyalarında uzun süre, çok geniş kapsamlı şekilde yer alması ve yansıtılma biçimi, rezervasyonların önem kazandığı bir dönemde, Türkiye’nin turistik imajını olumsuz şekilde etkiledi. Bunların yanı sıra pazar ülkelerdeki konjonktür, Almanya pazarındaki durgunluk, Türkiye’ye seyahat maliyetini yükselten faktörler, çetinleşen rekabet koşulları ve Türkiye’nin turizmde olumsuz gelişmeler yaşadığı bir dönemde rakip ülkelerin tanıtım atakları bu düşüşün nedenleri arasında gösterilebilir. Türkiye’ye ve İstanbul’a gelen turistler konusunda hep yapılan bir eleştiri var. O da “ucuz ve orta sınıf” turistlerin tercihlerinin Türkiye ve İstanbul olması… Akdeniz ve Ege kıyı bölgelerine yönelik kitle turizmi ile İstanbul turizmi arasında önemli niteliksel farklılıklar var. AkdenizEge’ye yönelik turizmi, denizgüneşkum odaklı, dar ve orta gelir grupları oluşturuyor. İstanbul’a ise kültür, kent, kongre, iş, alışveriş, özel ilgi, kruvaziyer turizmi amaçları ile geliyorlar. Örneğin 2006 yılında İstanbul’da Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan işletme belgeli konaklama tesislerinde kalan toplam 2.795.228 yabancı ziyaretçiden 1.975.714’ünün seçimi dört ve beş yıldızlı otellerdi. Bu tür üst standartlı tesislerin fiyat düzeyleri göz önüne alınırsa İstanbul’a gelen yabancılar içinde yüksek gelir gruplarının büyük bir paya sahip olduğu görülür. Zaten zengin turisti de acenteler daha evinde bağlıyorlar. Onlara ayrı hizmet verip, onları büyük mağazalarda boğuyor, yüz dolarlık halıyı bin dolara, bin dolarlık halıyı da on bin dolara satıyorlar. Bir de hanutçular var. Sokaklarda turistlere öyle bir yapışıyorlar ki turistler çarşıya alışverişe geldiklerinde mücadeleden yorulmuş ve sinirleri bozulmuş oluyor. Turist rehberleri de turistleri anlaşmalı oldukları yerlere götürüyorlar. Eskiden Kapalı Çarşı’da esnaf olmak bir ayrıcalıktı, şimdi kiraları zor ödüyoruz. Ne yapılabilire gelince, ilk isteğimiz Kapalıçarşı’ya ait bir otopark. Fotoğraflar: Hıdır Durman Fleur JansenDaphne Vos (Hollanda): Daphne: Ben buraya ilk geldiğimde çok kısa kalmıştım ve bu bana yetmedi. Hani bazen bir yerden etkilenirsiniz bir daha geleceğim dersiniz, ama o hep lafta kalır ya, ben bunu yaşamak istemedim ve geldim! Arkadaşımı da getirdim. Buradaki havayı herkesin solumasını istedim. Fleur: Şu an için her şey çok güzel. Turistlerin sıkça gittiği yerler dışında farklı yerleri de keşfetmek istiyoruz. Burayı gezdikçe sanki binbir gece masallarını yaşıyormuşuz gibi hissediyoruz. Masalsı ve zamana ait olmayan bir ruhu var İstanbul’un, özellikle tarihi yarım ada bu yüzyılda yaşamıyor gibi... Abdülaziz EssaAbdülraza Essa (Kuveyt) İstanbul bize anlatılanlardan çok daha modern ve büyük bir şehir. Burada pek çok kültürden insanı bir arada görme şansımız oldu. Oteller, müzeler ve alışveriş merkezleri ise turistlere her şeyi sunuyor. Türkiye ile Arap dünyası arasında da bir yakınlık var. Bu kapalı ve kendine özgü yakınlık burada kendimizi evimizde gibi hissetmemizi sağlıyor. Zaten Kuveyt’te İstanbul’un müzeleri kültür sevdalılarının ağzından düşmüyor. Kenti ve ülkenizi tanımak için ise çok fazla zamana ihtiyacımız var. Bir seferde bunu tamamlamak mümkün değil. Gelmeden önce bunun kolay olacağını düşünüyorduk, şimdi ise şaşkınlığımızı gizlemiyoruz. Cho Non YoungCho Ju YeinPark Ul Soon (Kore) Kore’de yaşıyoruz. Türkiye’ye ilk ziyaretimiz yalnızca İstanbul içindi, ama görüyoruz ki bu hatalı bir seçim; çünkü Türkiye’yi yalnızca İstanbul’la sınırlandırmak yanlış. Bir sonraki sefer Kapadokya’yı düşünüyoruz. İstanbul’un Avrupa ve Asya arasındaki o bilinen konumu bizi etkiliyor ve kendimizi burada bir şekilde rahat hissediyoruz. İki kültür burada yaşanabiliyor. İnsanları kibar ve anlayışlı. İstanbul’a gelmeden önce Yunanistan’da da kaldık, ama oranın insanlarının samimiyeti buradaki kadar yakın değildi. Bu bize Koreliler ve Japonlar arasındaki ayrımı hatırlattı. Guido MazzantiniGiulio FuscoPietro LenardaAlberto Rinaldi (İtalya) Biz üniversite öğrencileriyiz. Önce şunu söylemeliyiz ki İstanbul ve Türkiye hakkında ülkemizde duyduğumuz sevimsiz şeyleri iki günde üstümüzden attık. İstanbul gerçekten gizemli ve güzel bir şehir, insanlar da samimi ve rahat. Müslüman ülkeler bizim medyamızda farklı yorumlanıyor. Bu yargıyı düzeltmek için bir şeyler yapmak zorundasınız. Dikkatimizi çok fazla Türk bayrağı olması çekti. Sanırım sizde hızla yükselen bir milliyetçilik var. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesinin önündeki sorunları da tamamen siyasal görüyoruz. Eksikleriniz var, ama bunlar giderilmeyecek şeyler de değil. Abdul Morem AssemMarqm Galal (Mısır) Biz İstanbul’a balayımız için geldik. Burası romantik bir şehir. İlk kez burada olmamıza rağmen yabancılık çekmiyoruz. Mısır’daki dostlarımız da burada hiç yabancılık çekmeyeceğimizi ve İstanbul’daki insanlarla çok sıcak ve samimi ilişkiler kurabileceğimizi söylemişlerdi, haklı çıktılar. Ayrıca uygun bir fiyata burada uzun süre kalabilme imkânı da bizi cezbetti. Buradan da Bursa’ya geçmeyi planlıyoruz. Hoş bir ironi olarak da az sonra Mısır Çarşı’sına gideceğiz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle