02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

26 AĞUSTOS 2007 / SAYI 1118 3 EDİTÖR’DEN Küresel inat... Onlar Şilili, Brezilyalı, Kübalı, Perulu, Venezüellalı… Harita üzerindeki mesafe oldukça uzak, ama yaşananlar ve düşlenenler birbirine çok benziyor. Onların da başı uluslararası şirketlerle dertte, onların da asıl meselesi özgürlük. Latin AmerikaTürkiye Kültür Festivali’ndeki buluşmanın nedeni bu, yani “Viva la Amistad de los Pueblos / Yaşasın Halkların Kardeşliği”... Alper Turgut Meli Witran Mapu ve Purrun Adkintun, ikisi kadın dört kişiden oluşan Şilili bir müzik ve dans grubu… Meli Witran Mapu, 17 milyonluk Şili'nin ezilen yerlileri olan Mapuche halkının örgütlü sanatçıları… Yerel giysileri ve ilginç müzik aletleri var ve yerli ırkın tüm güzelliklerini barındırıyorlar. Onlar için toprağın dört enerjisi çok önemli. Bütün gücü ondan alıyorlar. Enstrümanlarına dahi bu şekilleri işlemişler. Zaten grubun adının anlamı “Toprağın Dört Noktasından”. Dilleri ve inançları için mücadele etmek, onlar için yaşamakla aynı anlamı taşıyor. Vakti zamanında (İspanyol sömürgecilerden önce) Şili, Mapuche ülkesiymiş. Şili ve Arjantin’e uzanan 15 milyon hektar toprakları varmış. Bugün ellerinde kalan 500 bin hektar… Arjantin kenti Mapuche topluluğuna daha da sert davranmış. Onları adeta yok etmiş. Şimdi ellerindeki toprakları alınan ve kentlere göç ettirilen Mapuche’lerin nüfusu 1.7 milyon. Yani tüm Şili’nin yüzde 10’u… Guillermina del Carmen Reiman, yüzünde acının izleri okunan, ama inadına güçlü ve kararlı bir kadın… Konuşma ihtiyacı hissettiği apaçık; “Kentlere sürgün yollanan atalarımızın çocuklarıyız. Çoğu yerli artık onu var eden toprakta değil kentlerde doğuyor. Ben eskiden okaliptus yetiştiriyor, şarapçılıkla uğraşıyordum. Doğaya ve hayata saygılıydım, ama çokuluslu şirketler, toprağımıza ve sularımıza el koydular. Bizi asimile etmek için kollarını sıvadılar…” Şili halkının kâbusu olan 11 Eylül 1973 cuntasının, “bu topraklar verimsiz” diyerek Mapuche halkını göçe zorladığını söylüyor Raul Carine, “Biz toprakla yaşarız, sömürenler topraktan geçinir. Bu fark o kadar önemlidir ki… Onlar toprağı çoraklaştırırlar. Doğal yeraltı kaynaklarımızdan beslenirler” diyor ve ekliyor; “15 yıldır Mapuche için çalışıyoruz. Genç nesil dilimizi unutmasın, kültürümüz yok olmasın istiyoruz. Direnen insanlarımızı içeri atıyorlar. Şu an içeride 18 siyasi tutsak var, 40 kişi de aranıyor. Silahlı mücadele yürütmüyoruz, ama onlar bizi terörist olarak ilan ediyorlar. Avrupa Birliği toplantısına katılan Şili başkanı, ‘ülkemizde siyasi tutsak yok’ dedi. Bu bir yalan. Dünya bilsin, cezaevlerindeki Mapuche’ler, siyasi tutsaklardır”. T Guillermina del Carmen. Fotoğraflar: Uğur Demir FESTİVAL PROGRAMI Bilim Eğitim Estetik Kültür Sanat Araştırmaları Vakfı’nın (BEKSAV) organize ettiği Latin AmerikaTürkiye Kültür Festivali kapsamındaki etkinlikler sadece İstanbul’la sınırlı kalmayacak. Dans ve müzik ziyafetine, sinema, tiyatro, fotoğraf, edebiyat ile sosyal ve siyasi tartışmaların eşlik edeceği festival, bugün, yarın ve Salı günü Bursa’da, 3031 Ağustos1 Eylül’de İzmir’de, 23 Eylül’de Adana’da, 3 Eylül’de Antakya’da, 567 Eylül’de Diyarbakır’da, 8910 Eylül’de İstanbul’da, 12 Eylül’de ise Sinop’ta ücretsiz olarak izlenebilecek. Latin ülkelerinin müzik gruplarına Türkiye’den de Vardiya grubu eşlik edecek. varoşlarda yaşadığını hatırlatıyor. “Ülkemizde 15 milyon insan, yetersiz konutlar nedeniyle mağdur durumda… Güney Amerika’nın en büyük kenti Sao Paulo’nun yarısı yasadışıdır. Tapuları yoktur” diyor; “Benim oturduğum kentte de kayıtlı olmayan mahaller var. MNLM 17 eyalette örgütlü, 3 eyalette de temsilcilikleri var. Tıpkı Topraksız Köylü Hareketi’nin kullanılmayan toprakları işgal edip aileleri yerleştirmesi gibi, MNLM olarak bizler de kullanılmayan binaları işgal ederek konut haline çeviriyoruz. Bunun dışında ev yıkımlarına karşı halkı mücadeleye çağırıyoruz. Kendi konutlarımızı inşa ediyoruz. Kent reformu için çaba gösteriyoruz. Kooperatifleşme, yeni teknolojinin kullanılması ve halkın bir araya gelmesi tek arzumuz.” Koca Güney Amerika’da sadece Brezilya’da Portekizcenin konuşulduğunu söyleyen Anselmo, “Yine de aynı bütünün parçasıyız. Türkiye’de de bunu gördük. Bizler kapitalizme karşıyız. Bütün kent halklarının mücadelesi, dünya çapında olmalıdır. Bu ölümcül sisteme yani kapitalizme karşı çıkmanın tek yoludur. Dünya Sosyal Forumu’na katıldık. Fransa’da merkezi olan, 4 kıtada örgütlü Novox ile irtibatımız sürüyor. Gelecek yıl mayıs ayında Avrupa çapında bir yürüyüş gerçekleştirilecek. Yıkımlara, konut ve emlak spekülasyonlarına karşı evsizlerin katılacağı büyük eylemler yapılacak” diyor. kentinden geliyorlar. Dört kişilik grubun diğer üyeleri de müzik öğretmeni. Yerel müziği evrensele taşımanın mutluluğu yüzlerinden okunuyor. Fernandez’in gözüne duvardaki “Viva la Amistad de los Pueblos / Yaşasın Halkların Kardeşliği” yazısı takılıyor. Başıyla onaylıyor ve ekliyor; “Evet, biz bunun için buradayız.” arih profesörü Rıfat Önsoy’un araştırması İstanbul’a ilk turist kafilesinin 1863’te geldiğini gösteriyor. Amaç, Sergii Umumii Osmani’yi izlemek. 142 kişi ihtimal "Hotel d’Angleterra"da konakladılar, yine ihtimal yemeklerini Caddei Kebir’de, bugünkü ismiyle İstiklal Caddesi’ne açılan Glavani Sokak’taki "George"da yediler. Pera Palas, Büyük Londra, Tokatlıyan, Park… Doğu’yu İstanbul’dan başlatanların başları dönmüş halde kendilerini attıkları sığınaklarına ilk beş yıldızlı otelin, Hilton’un eklendiği tarih ise 1955. Sonrası Doğu’yla arasında köprüyü giderek incelten, gökdelen otellerle gecekondular arasında salınan bir İstanbul. Bugün ise safı belli bir İstanbul var artık. 2010’da kültür alanında başkentlik yapacak kadar Avrupalı bir İstanbul bu. Turist sayısı her geçen gün artıyor, geçen yıl beş milyon turist geçip gitmiş; turizmciler bu rakamın yılın sonuna kadar yedi milyona ulaşmasını bekliyor. 2010 için öngörülen rakam ise 10 milyon. Ali Deniz Uslu, bugünlerde her yerde, her an İstanbul’u bizimle paylaşan, rahat, sakin, gelip geçiciliklerini sadece ellerindeki kameralarla anlatan turistlerin peşinden gitti. Onlara İstanbul’da ne aradıklarını, ne bulduklarını sordu. Elbette turizmle ilgili örgütlerin temsilcileri, otel işletmecileri ve esnafla da konuştu, sorunları, talepleri dinledi. Görülen o ki, İstanbul’un turizm konusundaki karnesi pek de umutsuz değil. Alper Turgut ise İstanbul’da pek sıklıkla görmediğimiz, ama benzer ekonomik şiddeti yaşayıp demokrasi talebinde kardeşlik kurduğumuz ülkelerin insanlarıyla konuştu. Onların da vizelerinde "turist" damgası var, ama sloganları net, "Viva la Amistad de los Pueblos" yani "Yaşasın Halkların Kardeşliği"… BEKSAV’ın düzenlediği Latin AmerikaTürkiye Kültür Festivali’nin konukları Brezilyalılar, Venezüellalılar, Şilililer, Kübalılar, Perulular… Festival İstanbul’la sınırlı kalmayacak, Anadolu’yu da dolaşacak. Konuklar baş kaldırı geleneklerini anlatacaklar, izleyiciler neden ve nasıl bu kadar tahammüllü olabildiklerini düşünecekler.. İyi haftalar Berat Günçıkan [email protected] SALSA TİCARİ DEĞİLDİR RauL Carine Festival boyunca Kübalı ve Brezilyalı iki çiftten oluşan Latin Ateşi Dans Grubu, Küba’nın Şekeri ile birlikte sahne alacak, Salsa, çaçaça, merenge, samba gibi Latin Amerika halk danslarını sergileyecekler. Grup adına konuşan dansçı Yurisley Diaz, ABD’nin ve Avrupa ülkelerinin, Küba’nın bağrından doğan salsa ve benzeri dansları, yozlaştırıp değiştirdiğini savunuyor. Festivalde, Latin danslarının orijinal halini göstereceklerini vurgulayan Diaz, “Salsa, halk kültürünün bir parçasıdır. Ticaretle ilgisi yoktur” diyor “Ancak kapitalizm ve Amerikan emperyalizmi bunları elle Edelguiz Fernandez rimizden almaya çalışıyor. New York usulü salsa, Uluslararası salsa diyerek bir dansı ticarileştirmek istiyorlar. Biz hem dans ediyoruz, hem de kültürümüz için mücadeleyi yükseltiyoruz”. Brezilya Konut Mücadelesi için Ulusal Hareket (MNLM) Temsilcisi Anselmo Schwertner, hareketinin tişörtünü giyiyor, yıldızlı bir bere takıyor. MNLM bayrağını yanından ayırmayan Anselmo, örgütlerinin 17 yıl önce kurulduğunu anlatıyor. Brezilya nüfusunun üçte birinin “favela” denilen her türlü altyapıdan yoksun Anselmo Schwertner Cumhuriyet DERGİ* İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Editör: Berat Günçıkan Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Güray Öz Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli/İstanbul (0212)343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Koordinatör: Neşe Yazıcı Reklam Müdürü: Dilşat Özkaya Rezervasyon: Mete Çolakoğlu (0212) 251 98 7475 / 343 72 74 Baskı: İhlas Gazetecilik AŞ 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna/ İstanbul (0212) 454 30 00 *Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir. Yerel süreli yayın. [email protected] ÜTOPYA ÖRGÜTÜ... Festivale katılan bir müzik grubu da, Venezüellalı Frapom. Frapom, “Devrimci Sanat CephesiAnavatan ya da Ölüm” anlamına geliyor. “Bolivarcı Devrim” sürecinde doğan bu sanat örgütlenmesinin, müzik, halk dansları, tiyatro, pantomim, palyaço gibi çok çeşitli faaliyet kolları var. Peru’da yaşanan deprem nedeniyle, Ayllu Chakui Müzik Grubu’nun gelişi biraz gecikti. Onlar, İnkalardan bu yana Kızılderili müziğini yaşatan yerli halkın temsilcileri… Kültür Festivali’nde, Latin Amerika’daki devrimci ivmeyi anlatmak için gelen panelistler de var. Venezüella Sosyalistler Meclisi Ütopya Örgütü bunlardan biri… Ütopya örgütü, ülkelerindeki antiemperyalist demokratik Bolivarcı süreci sosyalist bir devrime doğru götürmek istiyor. Perulu Uluslararası Dostluk ve Dayanışma Derneği (ISAI) Başkanı Eusebio Martel Huacho ise ülkelerindeki işçilerin, ezilenlerin mücadelesini son dönemde yaşadıkları genel grev deneyiminin ışığında anlatacak. Uruguay’ın en çok okunan haftalık sol gazetesi La Brecha (Yarık) adına editör Raul Zibechi de, Türkiye’ye gelecek isimler arasında… Zibechi’nin Zapata Hareketi, sosyal hareketler ve 1990’ların isyancı gençliği üzerine üç kitabı bulunuyor. Ayrıntılı bilgi için: www.beksav.org ÇOCUKLARIMIZ AÇ... Anlaşılan o ki, onların da terörle mücadele yasası var. İç güvenlik yasasını da kullanan güvenlik güçleri, silahlarını kuşanarak Mapuche köylerini basmayı âdet edinmiş. Bugüne dek altı Mapuche yerlisi katledilmiş, birçoğunu da işkenceden geçirmişler. Özellikle halkı yıldırmak için çocuklara yönelik bir şiddet kampanyası olduğunu söylüyorlar. Şili’deki diğer halk hareketleriyle bağlantıları olduğunu belirten Mapuche temsilcileri, hükümete karşı aynı hisleri beslemiyorlar. Mapuche’lerin yolu ilk kez bu kadar uzaklara düşüyor. Bütün kadın ve erkek kardeşlerinin selamıyla, Atlantik Okyanusu’nu aşıp geldiklerini belirten Guillermina, kendi ülkelerindeki çocuk sorununu anlattıktan sonra Türkiye halkından istediğini söylüyor; “Mapuche çocuklarının, başta gıda olmak üzere, her türlü yardıma ihtiyaçları var.” A. De Cuba (Küba’nın Şekeri) grubunun solisti Edelguiz Fernandez, çıtı pıtı, genç ve güzel bir müzik öğretmeni… Onlar, Doğu Küba'nın Hoalguin
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle