02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

R PAZAR 10 9/8/07 15:04 Page 1 PAZAR EKİ 10 CMYK 10 ALIŞVERİŞ Puma’dan yepyeni koleksiyon Puma, 70’li yıllarda kendine özgü saha içi davranışları ve özel yaşamlarındaki zevkleriyle dünyanın stil ikonları arasına giren; Pele, Guillermo Vilas, Walt “Clyde” Frazier ve Richard Petty gibi sporun efsane isimlerinden aldığı ilhamı, APRÉS koleksiyonu'nda tasarımlarıyla buluşturdu! APRÉS tüm yetkili satış bayilerinde. 12 AĞUSTOS 2007 / SAYI 1116 Efe’den organik rakı Efe Alkollü İçecekler, yeni ürünü EFE Organik Rakı ile, doğal yaşama değer veren, sağlıklı ve nitelikli beslenme konusunda duyarlı rakı tutkunlarının istek ve ihtiyaçlarına karşılık veriyor. Tefal “Protect Pro Express” ile ütüyü yeniden keşfedin! Tefal, ütüleme teknolojisinde bir devrim yaratacak yeni “Protect Pro Express” buhar jeneratörünü tüketicilerinin beğenilerine sunuyor. Tefal Protect Pro Express’in ergonomik, yenilikçi dizaynı ve entegre koruma kalkanı ile güvenli ve rahat kullanım imkanının yanı sıra taşıma ve saklama kolaylığı da sunuyor. Hızlı ısınma sistemi ile sadece iki dakikada ütüleme işlemine başlayabilen Protect Pro Express’de istenilen anda daha kolay ve hızlı su dolumuna olanak veren çıkarılabilir su haznesi de bulunuyor. Değişim Aylin Kotil Evans ile şıklık ve rahatlık Büyük beden kadınlara şıklığı sunan Evans, 2007 yaz koleksiyonuyla son trendleri gardırobunuza taşıyor. Evans’ın Beach Rave koleksiyonunda, baskılı ve çizgili mayolar, ince askılı tunikler, kobalt mavisi pamuklu şortlar, baskılı şallar ve plaj çantaları koleksiyonu bulunuyor. Modern Tribes koleksiyonunda ise eskitilmiş altın görünümü ve zeytin yeşilinin ön plana çıktığı kıyafetler; leopar desenli baskılar, parlak ve yumuşak kumaşlarda kendini gösteriyor. Hem gündüz hem de gece kullanılabilen kıyafetlerin yer aldığı 70s Paradise koleksiyonunda da tropik baskılı uzun tunikler, vücut hatlarını mükemmel bir biçimde vurgulayan üç renkli maksi elbiseler öne çıkıyor. Koleksiyonda yer alan kıyafetler; taşlı sandaletler, altın halhallar, ve altın kaplamalı, kalp biçiminde madalyonlarla tamamlanarak gündelik görünümden çıkarılıp şık bir görünüm kazanıyor. E Markalı balık konsepti Türkiye’de... Aquarium Balık Market, “markalı balık” konseptini Türkiye’ye getirecek. Aquarium Balık Market Kurucusu Adnan Bulak, Türkiye insanının genellikle balık için uygun saklama ve satış koşullarına sahip olmayan satıcılardan alışveriş yaptığına dikkat çekiyor. “Balık” diyor, “Her ne kadar buza yatırılmış ya da sürekli ıslatılmış olsa bile, hızlı bir bozulma sürecine girebiliyor. Bunun önüne geçmek için, satış noktasına gelene dek ve tezgahtayken her aşamada kontrol altında olması son derece önemli. Biz Türkiye’yi sağlıklı, taze ve ‘markalı balık’la tanıştıracağız”. Katı meyve presinde en son teknoloji Moulinex, meyve ve sebze suyu hazırlayan modern tasarımlı yeni Juice Machine Katı Meyve Presi’ni tüketicilerinin beğenilerine sunuyor. Moulinex Juice Machine özel “Direct Fruit System” teknolojisi sayesinde, her çesit meyve ve sebzeyi küçük parçalara ayırmayı gerektirmeden, bütün olarak sıkma imkanı sağlıyor. 600 w’lık performansı, 3 lt kapasiteli geniş posa haznesi ve paslanmaz çelik filtresi ile Juice Machine size büyük kolaylık sağlıyor. Watsons’tan saçlarınız için! Biberiyeden soya fasulyesine, ginsengten yosuna çok özel bileşimleriyle saçı besleyen, temizleyen ve bakımını yapan Watson’s Nature Rich Serisi ile saçlar canlı ve sağlıklı bir görünüme kavuşuyor. Nature Rich serisi ürünleri, 3,50 ve 8,99 ytl arasında değişen uygun fiyatlarıyla, tüm Watsonslar’da. Mikro müzik seti, makro müzik keyfi! Philips’in geliştirdiği docking istasyonlu mikro müzik seti MCM138D, müzik keyfinizi tasarımla bütünleştiriyor. Philips mikro müzik setinin docking istasyonlarına Go Gear ve iPod’unuzu yerleştirip, hem şarj edebilir, hem de tek kontrolden müzik dinleyebilirsiniz. LCD ekranı ve küçük boyutları ile her yerde rahatlıkla kullanılabilen Philips MCM138D mikro müzik seti aynı zamanda dinamik bas güçlendirme özelliğiyle derin ve etkili bas sesi de veriyor. Pantene ile... Güneş, kum, deniz… Pantene Nem Terapisi ile nemin ötesindeki gücü keşfettiyseniz saçlarınız bu zorlu şartlarda bile sağlıkla ışıldayacak… Pantene Provitamin Nem Terapisi serisi nemi ve gücü bir araya getirerek ışıltısıyla göz kamaştıran saçlara sahip olmanıza yardımcı oluyor. Şampuan ve saç kreminden oluşan Pantene Provitamin Nem Terapisi serisi saçı nemlendirirken, yüzde 100 güç kazandırıyor. skiler, insan yedisinde neyse yetmişinde de odur, derlerdi. Sanırım modern çağın en büyük tabusu da bu cümledir ve yıkılmak zorundadır. Çünkü değişim ve değişmek çağımızın olmazsa olmazıdır. Geleneksel bir çok anlayışın yıkıldığını ve bunun gerisinde kalanların da kendi kıyametlerini hazırladıklarını görüyoruz. Ancak, değişim şart, değişmeliyiz, yenilenmeliyiz sözcüklerini çok insandan duyuyoruz. Tabi bu cümleyi kurmakla eylemini gerçekleştirmek çok farklı durumlar, çünkü değişim diye bağıranların çoğunun kendi iç değişimlerini de gerçekleştirememiş olduklarını da gözlemleyebiliyoruz. Kanımca, çağımızın en büyük değişim ve gelişimi öncelikle kendi benliğimizden başlıyor. Dışsal, görüntüsel değişim ne kadar başarılı olursa olsun (bu yüzden imaj her şeydir anlayışı da değişime mahkumdur bence) öz benlik yenilenmedikçe, başlarda hoş bir elbise taşır gibi duran bedenimiz de zamanla demode olacaktır. Moda deyimiyle “trend” olan, daha doğrusu “trend”i yakalayabilenler, içsel gelişime açık olanlar olacaktır. Aslında onların düşünceleri de tamamen içsel doygunluğa ulaşmak olduğundan ve “trend” yakalama dertleri olmadığından başarıyı ve mutluluğu yakalayanlar grubuna girmekte hiç zorlanmayacaklardır. Diğer yanda düzeni eski usullerle götürmenin ötesine gidemeyenler yoğun ve boş bir çabanın içine girerek belki kat be kat çaba sarf ederek, hatta tüm enerjilerini boşa harcadıklarını görmeyerek bir oyalanmanın içine düşüverirler. Siyaset, yönetim, bilim, sanat, gazetecilik, eğitim… Değişime ayak uydurmak zorundadır. İnsanlar değişime direnme eğiliminde olduğu için kendi sonlarını aslında kendileri hazırlarlar. Önümüzdeki yıllarda en büyük direnme köşe dönme, kandırma, saman altından su yürütme, karşındakini güçle ezme inançlarında olan insanlarda olacaktır. Bu bakış açısı artık devrini tamamlamış ve doyuma ulaşmıştır. Önümüzdeki döneme şeffaflık ve dürüstlük hakim olacaktır. Bunu içine sindiremeyenler, bu değişimi ısrarla görmezlikten gelenler kendi kıyametlerini de kendi elleriyle hazırlayacaklardır. Önümüzdeki yıllarda değişim öz benliği temizlemeyle başlayacaktır… İyi pazarlar. [email protected] SOFRA Aylin Öney Tan Ahududu sirkesi Ahududu sirkesi bildiğimiz salatalara olduğu kadar meyve salatalarına da çok yakışıyor. Venedik’te bir arkadaşım incecik dilimlenmiş çileği biraz şeker ve bir minik kaşık balsamik sirkeyle karıştırır ve biraz buzdolabında bekletirdi. Birkaç saat içinde sirkenin asidiyle şekerin tadı çileğin lezzetini adeta birkaç kez büyütür, yoğunlaştırırdı. Bu minik numarayı her meyveye ahududu sirkesiyle uygulayabilirsiniz. Örneğin tam da mevsiminin doruğunda olan şeftaliyi incecik kesip üzerine birkaç kaşık şeker ve biraz ahududulu sirke eklerseniz harika bir şeftali salatanız olur. Şeftaliyi zar büyüklüğünde küp küp keserek yaparsanız kaymaklı dondurmanın üstüne konulacak olağanüstü bir sos elde edersiniz. 1 şişe elma sirkesi, 1 kâse ahududu Elma sirkesini ve ahududuyu cam bir kavanoza koyun. Bir süre bir köşede unutun. Ahududunun rengi iyice sirkeye geçince, tülbent veya pamuk ile döşenmiş bir huni yardımıyla temiz cam bir şişeye süzün. Şişenin istenilen temizlikte olması için yeni bulaşık makinesinden çıkmış olması yeterli olacaktır. İyice yıkadığınız vidalı kapaklı bir şişeyi fırında kurutarak da temizliğinden emin olabilirsiniz. Mimar Kemalettin Bey’in cenazesi İstanbul’a naklediliyor Vefat eden mimar Kemalettin Bey’in cenazesi, ailesinin arzusu üzerine yarın İstanbul’a nakledilecektir. Üstat mimarın cenazesi sabahleyin saat 8.30’da büyük bir merasimle Numune Hastanesi’nden kaldırılarak istasyona nakledilecektir. Evkaf Heyeti Fenniye müdürü olan mimar Kemalettin Bey’in bu nâbehengâm (zamansız) üfulü (ölümü) sanat âleminde ve bilhassa mimaride büyük bir boşluk bırakmıştır. Mimar Kemalettin Bey inşa ettiği binalarda incelik ve azâmet (büyüklük) mefhumlarını büyük bir zevkle mezc etmiş (birleştirmiş) ve eserlerinde tamamıyla muvaffak olmuştur. Şehrimizdeki vakıf hanları, bilhassa Dördüncü Vakıf Han bunun en güzel misalidir. Mumaileyh, Kudüs Cemiyeti İslamiyesi’nin daveti üzerine bundan dört sene evvel Kudüs’e giderek orada iki sene kalmış ve Mescidi Aksa’yı adeta müceddeden (yeni baştan) inşa edilmiş denilecek bir tarzda tamir etmişti. Mimar Kemalettin’in üfulüyle husule gelen teessürlerimizi, kederdide ailesine de arz ederiz. *** Sanayii Nefise Mektebi Âlisi Müdüriyeti’nden; “Türk sanatkârlarına Türk sanat hayatında telafisi kâbil olmayan bir boşluk bırakarak aramızdan çekilen üstat mimar Kemalettin Bey’in cenazesi Cumartesi günü İstanbul’a gelecektir. Sanayii Nefise Mektebi Âlisi muallim ve talebeleriyle merhumun takdirkârları ve bilumum sanat muhiblerinin (dostlarının), kendisine son vazifei hürmeti ifa etmek üzere sabahleyin 9.20’de Haydarpaşa Garı’nda bulunmaları rica olunur.” 15 Temmuz 1927 Cuma Dilber dudu A hududu belki de meyvelerin en narini, en zarifi, en nazlısı, en güzeli. Endamı bir başka, rengi bir başka, kokusu ise bambaşka. Tadı kadar adı da güzel, albenili, işveli. Bir zamanların bir bakışıyla değme çapkınları perişan eden, süzüm süzüm süzülen, endamlı İstanbul kızlarını hatırlatıyor. Batılılaşma modasının rüzgârında bu güzel adlı tada “frambuaz” denmeye başlanmış. Frenk olan her şeyin daha makbul, Evropa’dan gelen her malın baş tacı olduğu yıllarda “ahududu” kelimesi çaptan düşmüş, Frenkçesi daha bir havalı olmuş. Gerçi dili dönmeyen, Frenkçeye pek de hâkim olamayan esnafın ağzında “franboğaz”, “firenboaz” gibi değişik yorumları türemişse de, bu yeni ad pek tutmuş, eskisi unutulmuş gitmiş. Oysa çifte kavrulmuş tadında hem ahu, hem de dudu, misli dilber bir hatunu anımsatan bu güzel isim çok daha albenili, çok daha fettan, çok daha akıl çelici. Ahududu ne yazık ki artık pek çok kimseye bu güzel meyveyi anımsatmıyor. Tarih sayfalarında unutulan, türlü numaralarla İstanbul beyefendilerini peşinden koşturmuş çapkın bir hanımın ismi gibi duruyor. Bu kez lâfımız kısa, tariflerimiz çokça… Hem de hepsi kolayca ama fettanca… Bir bakışıyla ortalığı birbirine katan ahular gibi, bu ahududu tarifleri bir hamlede damağınızı fethedecek, gizli numaralarıyla sizleri kendisine meftun edecek… [email protected] Şipşak ahududu reçeli Bu reçelin en büyük özelliği şipşak yapılması. Ama bunun için mikrodalganız olması gerekiyor. Olmadığı takdirde fırında da yapabilirsiniz ama biraz daha uzun bir süre alır ve dikkat etmezseniz şekeri yakabilir ve karamelimsi bir tat elde edebilirsiniz. Burada bütün numara şekerin ısınırken, ahududunun içindeki pektin maddesinin parçalanması. Mikrodalgada bu işlem hem çabuk oluyor, hem de meyve sulanmadan ve gevşemeden içindeki pektin çözülebiliyor. Isınmış şekerle yarı pişmiş meyve tekrar karıştırılıp ısıtıldığında çok çabuk reçel kıvamına geliyor. Böylece meyvenin dokusu, rengi ve kokusu kaybolmuyor. Ancak bu reçeli çabuk tüketmek ve buzdolabında saklamak gerek. Nitekim bu konu genellikle hiç sorun olmuyor. Zira bazı kereler ertesi güne bile kalmamacasına silinip süpürüldüğü de oluyor. Bu reçelin aynı zamanda soğuk veya sıcak olarak harika bir dondurma sosu olduğu düşünülürse, tüketilme hızı daha kolay kestirilebilir. Saklama problemi olmadığından tarife şekeri az koydum. Tatlı seven şekeri meyve oranıyla eşitleyebilir. 1/2 kg. ahududu, 300350 gr. şeker, 1 çorba kaşığı limon suyu Ahududu ve şekeri geniş bir cam tepsi örneğin pyrex bir fırın tepsisi içinde birbirine karıştırmadan yan yana koyun. Burada önemli olan meyveyle şekerin ayrı ayrı durması ve birbirine karışmamasıdır. Tepsiyi mikrodalgaya koyun ve yüksek hızda 3 dakika kadar ısıtın. Dışarı çıkarın, iyice karıştırın, limon suyunu ekleyin ve tekrar mikrodalgaya koyarak, bu kez 6 dakika kadar tutun. Kenarlarda karışmamış şeker kalmışsa bir kez daha karıştırarak işlemi 3 dakika kadar tutarak tekrarlayın. Sıcak sıcak yeni bulaşık makinesinden çıkmış küçük kavanozlara koyun ve hemen ağzını kapatın. Ahududu hülyası Buğulu bardaklarda sunacağınız bu tarif bir nevi şarap kokteyli. Ahududunun hülyalı adına pek yaraşıyor, tadı ise insanı bambaşka hülyalara sürüklüyor. Akşam gün batımı saatleri için ideal. Zaten en büyük numarası da burada gizli… Grup kızıllığında rengiyle bir yaz gecesine geçişi unutulmaz kılmasında… 1 kâse ahududu, 12 çorba kaşığı şeker veya ahududu şurubu, 1 şişe soğuk roze şarap Önceden kadehlerinizi buz gözüne koyun. Ahududuyu şekerle karıştırın, kapaklı bir kap içinde buzdolabında bekletin. Güneşin batmasına yakın kadehlere birer çorba kaşığı ahududu koyun ve üzerini çok soğuk roze şarap ile doldurun. Güneş geceye gömülürken dilinizle damağınız arasında ahududuları ezerek şarabı usulca yudumlayın.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle