Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
R PAZAR 1 9/8/07 15:16 Page 1 PAZAR EKİ 1 CMYK YIL 21 SAYI 1116 / 12 AĞUSTOS 2007 Vajina hakkında... Seksolog Jelto Drenth “Dünyanın Kökeni: Vajina” kitabında vajinanın biyolojik gerçeğini, kültür, efsane ve bilimdeki etkisini de anlatıyor. Semra Topal Sayfa 5 Televizyon ve kadınlar Sosyolog Esra Gülmez, kadınların televizyon izleme hal ve yoğunluğunu araştırdı. En çok diziler izleniyor, ama kumanda hâlâ erkeklerde... Ali Deniz Uslu Sayfa 8 Güzel Yücel Gier zun süre babamı anlatmakta zorlandım. Onun gidişini, ölümünü kabul etmek zordu. Onu anlatmak ölümünü kabul etmek gibi geldi hep. Onun için ise ölüm ve hayat hep iç içeydi. Hayatından biri kayıp gittiği veya yeni biri geldiğinde kalemi kâğıdı alır, şiir yazardı. Bu şiirler bazen de çok sonradan gelirdi. “Hayatta En Çok Babamı Sevdim” adlı şiiri, babasının ölümünden çok uzunca bir süre sonra yazmıştı. Dediğim gibi, insanın babasını anlatması zor, hele, hele “Can Baba” olmuş bir şairi, çok sade, aynı zamanda karmaşık olan Can’ı. Sevgisi ve öfkesi bol olan bi adamdı. Hümanizmayı sadece insan sevmek diye algılamazdı. “Sevilmeyecek herifler de var” derdi. Bu yüzden, içindekini, kafasındakini söylediği için sevildi. Bizim ev sevginin, öfkenin, coşkunun, yani patırtının olduğu bi evdi. Bu eve kimler gelmezdi ki… Şimdi aklıma gelenler; Selim Turan, Avni Arbaş, Ulvi Uraz, Edip Can Yücel ve Güzel Yücel... Cansever, Turgut Uyar, Sabahattin Eyüboğlu, Azra Erhat, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Mehmet Ulusoy, Genco Erkal, Metin Eloğlu, Metin Deniz, Kuzgun Acar... Evde şiirler yazılır, okunurdu. Eğer babam oyun yazıyorsa veya çeviriyorsa oyuncular eve gelir, evde prova yapılırdı. Shakespeare’in Fırtına’sını çevirirken, gemiye benzeyen evimizde, ailecek kendimizi fırtınanın ortasında, dalgaların arasında buluvermiştik. Bu arada memleket de fırtınalı, sorunlar, sorular bitmiyordu. Bunların altından nasıl kalkılacağı, solun ne tavır alacağı konuşulur, sosyalizm, Marksizm üzerine tartışmalar yapılır, bazıları da oldukça hararetli geçerdi. Boğaz’ın kenarında bulunan ev, gelen, giden ve yaşadıklarımızla öylesine hareketlenirdi ki, boğaz akıntısı gibi akar dururdu... Devamı 67. sayfalarda U Güzel, Can ve Su Yücel... Ağız dolusu küfürleri şiire yakıştıran oydu. Ne kadar rezil olunsa o kadar iyiydi ve bu hayat içindi... Hiçbir düz yazı Can Yücel’in şiiriyle yarışamazdı. Güzel Yücel de babasını anlatan yazıyı hep geciktirdi, çünkü kabullenmekti. Şimdi o dar kapıdan geçti, Can Yücel’i, onun yaşadıklarını, paylaştıklarını, kendi yaşamına yön veren sözcük ve şiirlerini yazdı. yazmak biraz da ölümünü Hapislik, aşk, şiir, deniz ve babam... Garanti Galeri’nin duvarlarını dünyanın farklı ülkelerinden tasarımcıların yaptığı 50 afiş süslüyor. Afişler barışa, adalete çağırıyor, sistemin açgözlülüğüne vurgu yapıyorlar. Esra Açıkgöz Sayfa 67 Michelangelo Antonioni Bir mesaj, bir imge Sayfa 3