Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
R PAZAR 4 21/6/07 16:29 Page 1 PAZAR EKİ 4 CMYK 4 11 Eylül’le dünya kendine yeni bir rota çizdi: Terör. Uluslararası anlaşmalarla, yeni yasalarla küresel işbirliğine gidilirken, teröristlerin de profili çizildi: siyahlar, Doğulular, yabancılar… İnsan hakları ve demokrasiden güvenlik adına vazgeçildi. Doğu’nun ve Batı’nın emniyet müdürlerinin katıldığı “Demokrasi ve Küresel Güvenlik” konferansında öncelik güvenliğe verildi! 1 Mayıs’taki polis müdahalesinden bir kare... Fotoğraf: Uğur Demir n bir Eylül’den sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Dünya kendini işgallerin ve kaosun ortasında buldu. Pek çok kavram yeniden tartışmaya açıldı, özellikle de demokrasi ve güvenlik! Başta ABD olmak üzere pek çok ülkede ne zaman bir antidemokratik uygulama görülse ve eleştirilse, gerekçe olarak 11 Eylül saldırıları gösterildi. Tahran Üniversitesi öğretim üyesi Mohammad Ebrahim Shams Nateri, tüm dünyada geçen on yılda pek çok konvansiyon, sözleşme ve yasanın sırtını “güvenliğin tesis edilmesi”ne dayadığını söylemesi de bunu doğruluyor. “Toplumun güvenliğini korumak için hazırlanan bu kanunlar bazen demokrasiye uygun bazen de uygun olmayan şekillerde hayata geçtiler” diyor Nateri. “Amerika, 11 Eylül’de 2 bin 700 vatandaşını teröre kurban verdikten sonra Afganistan ve Irak’ta kan banyosuna büyük katkıda bulundu. Terörle mücadele 24 HAZİRAN 2007 / SAYI 1109 Hayvanat bahçesinde güvende olmaktansa Esra Açıkgöz / Ali Deniz Uslu / Aylin Ünal yöntemlerinin bazıları da insan hakları ihlaline neden oldu. Bu günümüzde de pek çok ülkede devam ediyor”. İstanbul’da geçen hafta düzenlenen 2. İstanbul Demokrasi ve Küresel Güvenlik Konferansı’nda konuşan Bard Üniversitesi öğretim üyesi Thomas Parker da Nateri’yi destekliyor, 11 Eylül’den sonra sadece Müslümanlara değil, siyahlara karşı da önyargıların arttığını, beyaz ve Hıristiyan olmayan herkese suçlu gözüyle bakılmaya başlandığını vurguluyor. Yani demokrasi artık ABD’de sadece beyaz ve Hıristiyanların hakkı. ABD’nin, 11 Eylül’den sonra çıkardığı yasaların en çok tartışılanı, Başkan’a “her türlü gücü devlet, örgüt veya kişilere karşı kullanabilme yetkisi”nin verilmesiydi. Böylece devletin “düşman” gördükleri ile ilgili sivil ve askeri otoritelerin soruşturma yapması, alıkoyması, gözaltına alması ve yargılaması kolaylaştırıldı. ? ? ? O