22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

R PAZAR 8 22/2/07 15:24 Page 1 PAZAR EKİ 8 CMYK 8 PAZARIN PENCERESİNDEN 25 ŞUBAT 2007 / SAYI 1092 Başbakan olayım! Selçuk Erez İroni estetiktir Goya ve Daumier. İkisi de eserlerinde ironiyi kullandılar. Hedeflerinde toplumun ikiyüzlülüğü ve açgözlülüğü vardı. Goya savaşın korkunç yüzünü anlatmaktan kaçınmadı, Daumier ise direnişi… Önümüzdeki yıl dünya, Daumier’in doğumunun 200. yılını kutlayacak. Goya ise hâlâ öncü… Neslihan Pala B ir buçuk yıl önce gazetelerde Güney Afrikalı bir görmezin kırmızı bir Maserati’ye binip dünya körler otomobil sürat rekorunu kırdığını okumuştu. Geçenlerde de AKP’nin görme engelli milletvekili Lokman Ayva’nın, Tayyip Erdoğan’a şarkıcı Metin Şentürk’ün bu rekoru kırmak istediğini ilettiğini öğrendi. Ayva, Erdoğan’a “Metin, sizden yardım istiyor; otomobille saatte 300 kilometre hız yapıp görme engelliler dünya rekorunu kıracak!” demiş, Erdoğan da bu isteğe olumlu yanıt vermişti. Bu haber, Abdüllatif Çokakıtan’a uzun zamandır düşündüğünü eyleme geçirmek için bir esin kaynağı oldu: Hemen oturdu, Başbakan’a bir dilekçe yazdı: “Sayın Başbakanım, Görme engelli bir vatandaşımıza yarış otomobiliyle hız yaparak bir dünya rekoru kırma denemesi için fırsat vereceğinizi kıvançla öğrendim. Böyle güzel örnekler sergilemeye devam edeceğinize ve Metin Şentürk’e sağladığınızı, başka engellilerden esirgemeyeceğinize inanmaktayım. Ben de bir engelliyim. Ancak engelim görme konusunda değildir; ben, bir nörolojik engelliyim. Engelimin adı “Gilles dela Tourette Sendromu”dur. Açıklayayım: Bedenim, ikidebirde kontrol edemediğim acayip hareketler yapar. Bende istemdışı gerçekleşen tuhaf göz kırpmaları yüzünden birçok kadın ya da yanındaki erkek tarafından dövülmüşümdür. Bu yersiz ve Francisco de Goya (solda) ve eseri “Balkonda Bir Grup”. yıllarında noterde çalışırken, izlediği duruşmalarda kişi ve durumları kendi çizgisiyle yorumladı. Bu çalışmaları, empresyonizmin öncülerinden biri olan Eugene Boudin’in dikkatini çekti ve Daumier kısa süre sonra Académie Suisse’de eğitim almaya başladı. Dikkatli bir gözlemci olan Daumier de Goya gibi anatomik deformasyonla ifadenin altını çizmeye öncelik verdi. Sosyal ve siyasi motifleri her iki sanatçı da kullandı, ancak Daumier’i Goya’dan ayıran zaten karikatürist oluşuydu. “Caricature” ve “Charivari” adlı dergilerde çalışmış, karikatürlerini siyasal bir direniş aracı olarak kullanmış ve toplumun çarpıklığını en dolaysız şekilde yansıtmıştı. Modellerini önce kille çalışıp sonra çizen Daumier, sonraki dönemlerde resme ağırlık verdi, aralarında “Don Quichotte”un da bulunduğu önemli eserlere imzasını attı. Daumier ve Goya’nın eserlerinin benzerliği sadece seçtikleri konularla sınırlı değil, desen anlayışı, ışık, renk, leke ve dramatik çizgi karakterinde gösterdikleri tavır benzerliği de göze çarpıyor. Her iki ressam figür yorumunda karamsar ifadeler, abartılı mimikler kullandılar, ti’ye aldıkları kişileri genellikle abartılı, ama karakteristik özelliğini koruyan kemik yapısıyla anlattılar. Koyu bir fon ve kontrastlı bir ışıkla dramatik etkinin altını çizdiler. Goya ve Daumier hayata ironiyle bakan ve yapıtlarıyla sonraki ressamlara esin veren iki önemli ressamdı. Bu esinin bugün de sürdüğünü söyleyebiliriz. Önümüzdeki yıl ise Balzac’ın “döneminin Michelangelo’su” olarak tanımladığı, zamanının en yaygın baskı tekniğini olan tebeşir litografisini kullanarak yaptığı metaforik ışıkgölge (ışık/ gerçek, gölge/yalan) yorumlarıyla çizginin ustası olan Daumier’in 200. doğum yılı kutlanacak. Honore Daumier (sağda) ve çalışması... roni ve kara mizah, edebiyat ve görsel sanatlar dışında, güzel sanatlarda da kullanılan bir enstrüman. Resim ve heykel sanatında belki sık kullanılmayan, ancak kullanıldığında da etkisi küçümsenmeyecek bir silah. İroni, diğer sanat dallarında olduğu gibi, plastik sanatlarda da toplumsal değerleri ve hiyerarşileri sarsmayı hedefliyor. Peki nasıl tanımlarız ironik bir yapıtı? Özellikleri nedir? Bizi tebessüm ettiren ya da şaşırtan hangisi, ve bu sanatın ustaları kimler? Yunanca “eironeia” kelimesinden türeyerek günümüze gelen ironi genelde, esas fikrin aksini ifade ederek, sahte bir ciddiyetle karşısındakini ti’ye alan ve ikileme düşüren bir yaklaşım. Esprinin tersine, ironi kritik içerirken, onaylanmak ihtiyacı da duymaz. Edebiyatçılar ve felsefeciler, günlük yaşamda da bir silah haline getirdiğimiz ironiyi dört farklı davranış biçimine ayırıyorlar: Esas söylenmek istenenin tersini söyleyerek yanlış anlaşılmaya isteyerek neden olmak “sözel ironi”ye giriyor bu ayrıma göre, karşısındakine bilerek budala tavrı sergileyerek, kendisini üstün konumda gören kişiyi tuzağa düşürmek ise Sokratik ironi. Trajik ironi, kişinin tehdit altında olduğunu bilmesine rağmen, yaklaşan felakete karşı gösterdiği umursamazlık tavrı, öz ironi ise kişinin kendi duruşu ve fikrine karşı hafif alaylı, içsel bir kritik geliştirmesinin tanımı. da Vinci ve Albercht Dürer gibi ressamlar da, insan anatomisini abartılı çizgilerle betimleyen deneysel ve farklı kişisel çözümler üretmişlerdi. 17. yüzyıl İtalyan sanatçılarından Pier Ghezzi portre karikatürleriyle tanınıyordu. Resmin ironi ustalarından Zaragozalı ressam Francisco de Goya modernitenin peygamberi olarak tanımlandı. Fransız karikatüristressam ve heykeltraş Honore Daumier’in ise Goya’nın tavrını sürdürdüğü söylendi. Bu iki ressamın ele aldıkları konular ve ele alış şekilleri arasındaki benzerlik oldukça dikkat çekiciydi. İ istemsiz göz kırpmaları dışında yine elimde olmadan sıkça gerçekleşen burun çekmeleri, hımkırmalar ve zıplamalar da beni çok yormaktadır. Doktorların bana önerdikleri ilaçları, insanı fazlasıyla sersem ettiğinden ve işgöremez bir hale getirdiğinden kullanamamaktayım. Bana bir günlük başbakanlık yapma fırsatının verilmesini rica etmekteyim. Bir renk körüne bile araba kullandırılmazken hiç görmeyen bu vatandaşımıza sağladığınız desteğin benden esirgenmeyeceğine inanmaktayım.” Abdüllatif Çokakıtan, yazdığının Hrant Dink’in öldürüleceğini ve kimler tarafından öldürüleceğini belirten raporların Emniyet Müdürüne ulaştırılmaması örneğinde olduğu gibi sumenaltı edileceğinden korktuğundan bunu Ankara’ya gidip bizzat başbakana vermeyi yeğledi. Ankara’ya vardığında başbakanın, Türkistan’ın yeni başkanı Kurbangulu’nu tebrike gitmiş olduğunu öğrendi. Dilekçesini, özel kaleme bırakması gerekiyordu. Özel kalem yetkilileri tuhafsadılar: Kabul edileceğini sanmıyoruz.. Her 23 Nisan’da çocukları bile başbakan yapmıyorlar mı? Sen başbakan olup da ne yapacaksın? Global ısınmayı durduracağım! Biz komisyon kurduk, yakında bunu sağlayacağız ! Sen nasıl yapacaksın? Hicaz yağmur yağdırma duasını, bu amaca uygun değiştirdim. En iyi yüz mevlithanı bulacak, bunu Edirne’den Kars’a kadar çeşitli yerlerde okumaları için emir vereceğim.. Bunu biz zaten programımıza aldık! Senin yapman gerekmez.. Kardeşim ben 1978 İmamHatip mezunuyum.. Abdüllatif’in istidası hemen kabul edildi: Yahu, bunu baştan söylesene! ESTETİKTEN UZAKLIK İLKESİ Bir saray ressamı olarak çalışan Goya, keskin ve ironik yaklaşımları, sosyal kritikleriyle kilisenin de tepkisini çekti, soyluları, politik ve dini konuları ironik ve alaycı bir tavırla ele alarak, resim sanatına anlamsızlık ve saçmalık (absürd) gibi kavramları ve ifade özgürlüğünü kazandırdı. Toplumsal dengelerin oldukça hassas olduğu bir dönemde, liberal bir tavır benimseyerek eşitlik ve özgürlük gibi kavramlarla yüzleşti. Eleştirel bir gözle, sosyopolitik gerçekliği ve feodal düzeni öncelikli konular olarak işledi. Savaşa karşı duruşunu “Savaşın Korkunç Yüzü” temalı grafik serisinde ortaya koydu ve sadece bir saray ressamı olmadığını gösterdi. Dikkatten kaçmayacak derecede ironik bir yaklaşımla, toplumun ikiyüzlülüğünü ve açgözlülüklerini sergilemekten kaçınmadı. Figürlerinde kullandığı deformasyonla, rahatsız edici olmayı, konuya dikkat çekmeyi ve toplumu sarsmayı hedefledi. Yaratıcı gücünün kanıtı olan bu resim ve desenlerde, bazen bir hayvan maskesi ile bazen yüzlerdeki mimik ve jestlerle anatomiyi deformasyona uğrattı. Yorumu acımasız bir ironiyi yansıtıyor, ifade gücünü artırıyordu. Bilinen estetik öğeler taşımayan bu yorumlar, romantik ironinin “estetikten uzaklık ilkesini” yansıtıyordu. Bir desen virtiüözüydü, ama onca deformasyona rağmen eserlerinden Rembrandt, Tiepolo ya da Velazquez etkisi ve yaklaşımı hiç eksilmedi. 19. yüzyılın ünlü ressamkarikatüristi Honore Daumier de burjuvazinin can damarlarından biri olan hukuk sistemini ve toplumsal değerlerini keskin bir desen diliyle eleştirme cesareti gösterdi. Daumier gençlik Goya: İki yaşlı kadın bir kaptan yemek yiyor. Romantizmin kuramcıları tarafından ortaya atılan “Romantik ironi” ise sanat yapıtıyla ortaya çıkan bir estetik teori. Yaşamın tüm açmazlarını, karşıtlıklarını uzaktan görebilme becerisi olarak tanımlanan bu teori ironi kavramında önemli bir anlam genişlemesi yarattı. Öncelikle oyuncu ve seyirciyi kapsarken bu kez merkezine yazarı aldı. Her ne kadar farklı formları olsa da Sokrates ironiyi bir konuşma hilesi olarak tanımlamıştı. Tiyatro yazarı ve edebiyatçı Refika Altıkulaç’a göre Sokrates’in konuşma hünerindeki ironik tutum yalnızca kandırmayı değil, aynı zamanda karşısındakini doğru olana yöneltmek amacını taşıyor. Altıkulaç, Sokrates’e özgü ironiyi “alçakgönüllülüğün bir ifadesi” olarak yorumluyor. İroniyle birlikte anılan ve aslında ironinin imgelenmesi olan karikatür sözcüğünün ise ilk olarak 16 yüzyılda Agostino ve Annibale Carraci kardeşlerin, çeşitli hayvanlara benzettikleri arkadaşlarının çizimleriyle ortaya çıktığı sanılıyor. Aslında Leonardo
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle