Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
R PAZAR 5 22/2/07 15:21 Page 1 PAZAR EKİ 5 CMYK 25 ŞUBAT 2007 / SAYI 1092 5 Röportajlar: Ali Deniz Uslu / Fotoğraflar: Hıdır Durman TOLGA GÜVENER (İthalat uzmanı) Bir erkek çocuğu ne zaman bir araba sahibi olmak isterse ben de o zamandan beri hep bu arabayı istedim. Başka hiçbir arabada gözüm olmadı. Küçükken arabaları tanır ve onların markalarını bilirdim. Bir gün Ankara’da Mustang’i gördüm ve nutkum tutuldu. Tanıyamadım, tanımlayamadım. O gün bu gün onun peşinden gidiyorum. Bir arabam olacaksa “O bir Mustang ve 1965 model” olmalıydı diyordum hep, ama 25 yaşında alabildim. Türlü zorluklara rağmen satmayı hiç düşünmedim. İnanın onun için çok çalıştım. Bu tür arabalara sahip olmak kadar onu korumak da çok zor. Hatta oturduğum evi bile kendim için değil onun için aldım. Çünkü onu ancak kapalı garajı olan bir evde korumam mümkündü. Zaten onu bu hale getirmek için çok yıprandım. İlk aldığımda çok haraptı, emeklerimin tutarı yok, şu ana kadar en az 2530 bin dolar harcadım. Fakat Mustang’e ne verirseniz o da size aynısını hatta fazlasını verir. Harcadığınız emeğin üstüne koyar. Motoru güçlendirirsiniz hemen tepkisini verir, zaten motorunun limiti de gökyüzüdür. Bu işle uğraşacakların bu işi çok iyi bilen birilerinden destek alması şart. Eğer bu işe başlamak istiyorsanız bir tavsiye, araca koşulsuz bir sevgi duymalısınız. Çünkü başınıza geleceklere ve harcayacağınız emeğe başka türlü katlanmanız mümkün değil. Ben aşkımdan biraz tereddüt duysaydım bu arabayı 100 defa satmıştım. Bugün bile marş motorunda bir problem vardı, ama kendisi çalışmak istedi ve sizinleyiz. Bu bir araba da değil, ben çoğu zaman onunla kendimi konuşurken buluyorum. Bu aynı zamanda bir rehabilitasyon merkezi. İçine bindiğinizde sizi cennette götürüp getiriyor. Mustang benim için huzur demek. Durduğu yerde dahi o bir dost. O benim ve ben de onunum. İmkân olsa onunla gömülmek isterim. Mustang, pek çok kişi için bir arabadan daha fazlası. İsmini, İspanyollar “Yeni Dünya” Amerika’yı keşfettiklerinde kıtaya yayılan vahşi, ehlileştirilemeyen atlardan alıyor. 1964’ten bu yana bir tutku, kimi için babadan oğula bir miras, kimileri için özgürlüğün sembolü. Bir hastalık mı peki? Belki, ama iyileşmek isteyen yok. BARBAROS ARIOĞUL (Bankacı) Mustang benim ilk arabam. Amerikan arabalarına sevdalı babam bana onu 1991’de, ehliyetimi aldığımda hediye etmişti. Türkiye’de çok az kişinin sahip olduğu bir arabaya biniyorum ve o bizim ailenin bir parçası. Onu ilk aldığımızda rengi beyazdı ve restorasyona ihtiyacı vardı. Yaklaşık iki yıl içinde, en ufak ayrıntısına kadar, fabrikası onu nasıl parçalarından bir araya getiriyorsa, bende yüzde 90’nını sıfır parçalarla yeniden topladım. Zaten bu işin içinde olanlar bilir, böyle bir yeniden yapım için iki yıl aslında çok kısa bir süre sayılır. Mustang’imiz 1966 model ve altı silindirli otomatik bir araba. Altı silindirli olmasından dolayı performansa değil, gezintilere daha uygun. Özellikle yazın ve hafta sonları için ideal. O benim için özgürlüğün ve sıradan olmamanın ifadesi. Onunla dolaşırken insanların ilgisi, hatta bazen beni zorla durdurup araç hakkında bilgi istemeleri veya satın almak istemeleri ise gerçekten çok ilginç. Kullanırken keyif veren, sesiyle ve gücüyle de sizinle gerçek anlamda bütünleşen bir arkadaş bu araba. Mustang’imizle Türkiye’nin pek çok yerine gittik. 1992 yılından bu yana Klasik Otomobil Kulübü’nün düzenlediği 20 yaşından eski olan araçların katılabildiği bir çok yarışta da dereceler aldık. MUSTANG hâlâ yollarda SERKAN HARTOKA (Giyim tasarımcısı) Yaklaşık bir yıl önce Mustang ile tanıştım. İnternet üzerinden araştırma yaparken Ata’nın kurduğu Mustang Türkiye’yi keşfettim. Bildiklerimizi ve heyecanımızı paylaşmaya başladık. Mustang’lerle ilgili kafamda pek çok cevapsız soru vardı. Ata hepsine yanıt verdi. Ben de bir Mustang bulmak istiyordum, o da internet üzerinden bir araba buldu ve onun peşinden koşmaya başladık. Sonunda 18 bin dolara aldık. Şu an restorasyon aşamasında. Bittiğinde yaklaşık 3540 bin dolar harcamış olacağım. İşin tuhaf tarafı ben normalde arabaları ve araba kullanmayı pek sevmem. 32 yaşındayım ve bu aracı kullanmak için yeni ehliyet aldım. Niye diye sorarsanız, sanırım cevabı bu arabanın ve hissettirdiklerinin beni yansıtması, benim karşılığım olması. Hani diyorlar Mustang özgürlüktür, hayattır. İşte öyle bir şey... 1964 yılından bu yana da pek çok kişi için özgürlüğün adı Mustang. Çevremdekiler buna verdiğim paraya çok daha yeni ve modern bir araba alabileceğim konusunda sürekli bana öğütler veriyorlar. Fakat önemli olan mutluluk, bu araba da benim için mutluluk demek. Restorasyonun bitmesini heyecanla bekliyorum, uyuyamıyorum, rüyalarımda bile onunla ilgileniyorum. Eğer mümkün olsa onu bir bayram çocuğu gibi yastığımın altına koymak isterdim ya da evimin ortasına. Evimin her tarafı onun parçaları ile dolu ve onlarla yaşıyorum. Evdekilerde bu durumdan gerçekten çok şikâyetçi. Yakında beni evden kovacaklar! HALİL ŞAFAK (Klasik araba restorasyonu) Gençliğimizden, kendimizi bildiğimizden beri bu arabalarla birlikteyiz. 10 yıldır da bu arabaların restorasyon işini yapıyoruz. Daha önceleri tamamen kendi zevkimiz için çalışıyorduk, artık müşterilerimiz var. Benim şu an restorasyonda olan 1969 model bir Mustang Fastback’im var. Ben yalnızca 1979 öncesi Amerikan arabalarının yenilenmesi ile uğraşıyorum. Sonrası bize pek keyif vermiyor. İyi bir restorasyon için ortalama 2530 bin dolar gerekli. Kişinin ona ayıracağı para, hayalleri ile sınırlı. Çünkü Mustang’de sınır yoktur. Bu bir hastalıktır ve size bulaşırsa asla kurtulamazsınız. Yaşınız kaç olursa olsun! Çok büyük paralarla aldığınız yeni ve gelişmiş arabalar bile onun tadını size vermez. Onlara binince samimiyet hissetmezsiniz, duygusuz birer metal yığını gibi gelir onlar, ama Mustang yaşar. Bir zamanlar yeni bir araba aldım, oğlum bile “Baba bu ne? Sat bunu, bu araba değil!” dedi. ATA RECAİ (www.turkeymustang.com kurucusu) Ben bu sevdaya 1998 yılında kapıldım. 2000’de de 1967 model bir Mustang Fastback aldım. Restorasyonumun ilk aşaması üç buçuk yıl sürdü. O zamandan beri onunla uğraşıyorum. İlk zamanlarda bana yol gösterecek, yardımcı olacak birilerini aradım, ama kimseyi bulamadım. Piyasanın büyük bir kısmı hevesli insanların, bu zevklerini istismar ediyordu. Kaportacılar, elektrikçiler ve sektördekiler de çok uğraştırıp, uzun yıllar eziyet ettiler. Ben de yaşadıklarımı başkaları yaşamasın ve onlarla birlikte bu zorlukların üstesinden gelelim diye, yardım ve iletişim amacı ile bu siteyi kurdum. Arabama emek harcarken kazandığım bilgi ve tecrübeyi bu sevdaya kapılanlarla paylaşıp onlara yardımcı olmak istedim. Onları buluşturdum, isteyenlere Mustang buldum. Ortak paydamız Mustang’e olan inancımızdı. Bu araba benim rüyamdı. Mustang’in “Pony Tasarımı”na 1963 yılında başlanmıştı. O hızlı ve ucuz halk arabasıydı, yani lüks segment arabası olarak piyasaya sürülmedi. Mustang, kağıt üstünde hızlı ve güçlü bir motor ile ucuz bir kasanın birleşimidir ve herkes için bir başlangıçtır.