02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

R PAZAR 1 22/2/07 15:33 Page 1 PAZAR EKİ 1 CMYK YIL 21 SAYI 1092 / 25 ŞUBAT 2007 Mustang: Onun adı hiç değişmedi Barbaros Arıoğul’un ilk arabası, ailesinin bir parçası gördüğü Mustang. Serkan Hartoka bu arabaya binebilmek için ehliyet aldı. Ata Recai Mustang sevdasından internette site kurdu. Halil Şafak ile Tolga Güvener ise kendilerini bildi bileli bu arabanın düşünü kurdular. Onlar için Mustang, dost, sırdaş, özetle hayat demek... Ali Deniz Uslu 1965 model Mustang’ler, tutkunları için “gerçek” olanlar. Zaten efsaneleşen modeller de 1964 ve 1974 yılları arasında üretilenler. Mustang’lerin en çok tutulan modelleri convertible, fastback ve hardtop. Hatta bir Amerikan rüyası varsa onun bir Mustang olması da olası. Mustang ilk üretiminden bu yana geçen 40 yılda sekiz milyondan fazla satış rakamına ulaştı. Türkiye'de de pek çok Mustang tutkunu var. 10 ile 30 bin dolara zor da olsa bir Mustang bulmak mümkün, ama restarosyan için harcayacağınız para bunun çok üstüne de çıkabilir. Bir Mustang tutkunu olan Ata Recai de arabasını restore ederken yaşadığı zorlukları ve tecrübeleri başkaları ile paylaşmak için “Türkiye Mustang Club”ü kurmuş. www.turkeymustang.com’da Mustang tutkularını bir araya getiriyor. Biz de sitenin kurucusu Ata Recai, Mustang Club Türkiye üyeleri Barbaros Arıoğul, Serkan Hartoka, Tolga Güvener, ve 10 yıldır klasik arabalara hayat veren Halil Şafak ile buluştuk. Onların Mustang’leri var, ama biliyorlar ki Mustang'ler özgürdür, sahibi olmaz... İşte Mustang tutkunlarının anlattıkları... Devamı 5. sayfada Yaşamayı seçtiyseniz risk alacaksınız... Haluk Bilginer’in son filmi “Polis” gösterimde. Bu, bir ilk rol. Bir oyuncunun kendisini tekrarladığında sıkıcı olduğunu biliyor, ama her rolde oynamamaya kararlı, “Etik diye bir şey var” diyor. Feride Çetin Sayfa 4 Gelemem, antrenman var! Zülâl Şapoğlu, Anais Tanyer ve Nilsu Çolak’ın 24 saati yaşıtlarınınkine benzemiyor: Okul, antrenman, ev, ödev... Bu yoğunluğun adı “sevgi”. Ritmik cimnastik yapmak isteyen yaşıtları çok, ama onları sporcudan sayan az. Uluslararası kamplara bile kendi olanaklarıyla gidiyorlar. Kulüpleri, hatta okulları var, ama ne hükümetin ne sponsorların ilgisini çekebiliyorlar. Oysa bu spor az yatırım, çok emek istiyor. Deniz Yavaşoğulları utbolun gölgesinde kalmayan spor dalı yok… İlgi, dolayısıyla yatırımlar ve sponsorluklar da futbola, sonra da basketbola yapılıyor. Oysa ritmik cimnastik gibi uluslararası alanda başarı sağlanan, ama gözardı edilen “mütevazi” sporlar da var… Ben de bir süre bu sporla uğraştığım için sporcuların, antrenörlerin hatta velilerin, ne kadar emek harcadığını, kulüplerin ne denli sıkıntılarla karşı karşıya kaldığını az çok biliyordum. Belki birçok kişi, bu sporla uğraşanların veya bu sporun varlığından haberdar bile değil. Oysa cimnastiğe gönül koymuş birçok insan var. F Üstelik onlar haberlerde yer almasalar, maddi destek bulamasalar da bu spor adına büyük işler başarıyorlar. Adana Gençlikspor, Ankara Kartal, Yenişehir, ODTÜ, Antalya Muratpaşa Belediyesi, Gençlikspor, Akdeniz Üniversitesi, Edirne Cimnastik Okulu, İstanbul Denge, Beşiktaş Jimnastik Kulubü, İzmir Çimentaş Türkiye’nin adını duyurmuş kulüplerden. Altı aşamalı özgün hareketi Uluslararası Cimnastik Federasyonu’nca tescil edilen Şükran Taşyuran Çimentaş’tan, Balkan Şampiyonası’nda iki altın madalya birden kazanan, 2006 Dünya dördüncüsü Pınar Akılveren ise Antalya Muratpaşa Spor Kulübü’nden... Başarılar ritmik cimnastiğe ilgiyi arttırıyor, ancak olanaklar hâlâ yetersiz; antrenör, çalışacak alan, sponsor ve maddi destek yok. Tam günlük yoğun eğitim programları ve daha ilköğretimden başlayan sınav sistemi de ritmik cimnastiğin önündeki engeller arasında. Çünkü jimnastik, günde 34 saat harcanması gereken bir spor. Biz de Milli Takım ve Muratpaşa Spor Kulübü’nün Ritmik Cimnastik Antrenörü Zlatka Staykova, Türkiye Cimnastik Federasyonu Başkanı Atilla Örsel, ritmik cimnastiğin “altın kızı” olarak bilinen Şükran Taşyuran, Denge Ritmik Cimnastik Spor Kulübü kurucusu ve antrenörü Gönül Şanda ile ritmik cimnastiğin Türkiye’deki durumu üzerine konuştuk. Rus milli takımıyla kamptan dönen Denge Ritmik Cimnastik Spor Kulübü sporcularından Zülal Şapoğlu, Nilsu Çolak ve Anais Tanyer ile aileleri ise ritmik cimnastiğin hayatlarındaki yerini anlattılar... Devamı 67. sayfalarda Anais Tanyer Nilsu Çolak Zülâl Şapoğlu Fotoğraf: Hıdır Durman
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle