Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
R PAZAR 12 11/1/07 16:04 Page 1 PAZAR EKİ 12 CMYK 12 14 OCAK 2007 / SAYI 1086 Oyunculuk genlerinde var... Kate Winslet, gösterimdeki “Tatil”de hayal kırıklığına uğramış âşık Iris, Tutku Suçları’nda ise taşranın sıradanlığından ve annelikten sıkılmış ev kadını Sarah rolünde. Eğer oyuncunun sıkı hayranıysanız, sadece sesini duymakla yetinebilirim diyorsanız, Fare Şehri sizi bekliyor. Aslı Selçuk diği yasak ilişkiyle bedenini tanıyan, yeni kimliğini bulan ev kadını Sarah’ı canlandırıyor. Porselen tenli, kızıl saçlı, beden ölçüleri Hollywood’a uymayan Kate için oyuncu olmak neredeyse kaçınılmaz bir durumdu. Anneannesi, dedesi (LindaOliver Bridges), annesibabası (SallyRoger Winslet), amcası (Robert Bridges) oyuncu olan Kate (32), daha 11 yaşında Redroofs Tiyatro Okulu’nda drama eğitimine başladı. Doksanların başında göründüğü TV dizileri, dramaları, reklamların ardından ilk uzun metrajı “Heavenly Creatures/Peter Jackson/1994” oldu. 17’sinde zorlu bir rolün altından kalkan Kate ilk deneyimini unutamıyor: “Sarsıcı bir çekimden çıkmıştım, yapacak tek şey işimi sürdürmekti. Rolümün etkisinden kurtulamıyordum, kendime gelmek haftalarımı aldı. Babam bu durumun olağan olduğunu söyledi”. Sonra hayran olduğu Emma Thompson’la karşılıklı oynayacağı “Sense and Sensibility/Aşk ve Gurur/1995” geldi, bu filmiyle İngiltere’de ünlenen oyuncu diğer edebiyat uyarlamaları “Jude/Yasak Aşk/1996” ve “Hamlet/ 1996”te yaşam karşısında çaresiz kadınları canlandırdı. Dünya onu James Cameron’ın 11 Oscar’lı “Titanic/1997”inde yoksul ressam Jack’le (Leonardo Di Caprio) aşk yaşayan Philadelphialı, varlığını yitirmiş soylu genç kız Rose olarak izledi. Küçük bütçeli bağımsız yapımların oyuncusu Kate kendini dev bir Hollywood filminin ortasında bulmuştu. Artık dergi kapaklarında, gazete manşetlerindeydi. Cameron ilk gün onu çırılçıplak poz vereceği sahnede oynattı: “Çok sıkıldım, kendimi hep şişman bulurum, kalçalarım da geniştir, ama bir noktada tüm bu komplekslerimden sıyrılmam gerektiğini düşündüm, bu iyi bir andı, korkmanın bir anlamı yoktu, çünkü ben bir oyuncuydum.” Titanic onu yıldızlığa taşıdı, ama o yıldız olmak yerine oyuncu olmayı yeğledi. “Bu akıntıya kapılmak çok kolay” diyordu Titanic’in Dönüşü, Titanic Godzilla’ya Karşı’yı yapmak ilgimi çekmiyordu”. “Holy Smoke/Kutsal Duman/1999” ve “Hideous Kinky/1999”de tinsel aydınlanmanın peşine düştü. “Quills/Düşlerin Efendisi/2000”de Marquis De “Tatil” filminden. Sade’ın el yazılarını dış dünyaya taşıyan çamaşırcı oldu, “Iris/2003”te yazar ve felsefeci Iris Murdoch’un gençliğini oynadı, “The Life of David Gale/ Ölümle Yaşam Arasında/2003’te ölüm cezasına karşı duran Gale’in idamını aydınlatan gazeteciydi, “Eternal Sunshine of Spotless Mind/Sil Baştan/2004”da belleği silinince sevgilisini tanımayan genç kızdı, “Finding Neverland/ Düşler Ülkesi/2004”de yazar J. M. Barrie’nin Peter Pan’i yaratmasına neden olan dört çocuklu duldu, “Romance and Cigarettes/Aşk ve Sigara/2005”de evli çelik işçisinin tezgâhtar metresiydi, “All the King’s Men/2006”in yeni çeviriminde Güneyli bir kadındı. Tüm bu karakterlere zeki, duyarlı, duygusal yoğunluğunu, gerçekçi yorumunu katan Kate Winslet, genç yaşta dört kez Oscar adayı oldu ve Marlon Brando’nun rekorunu kırdı. K ate Winslet şu günlerde iki filmiyle birden sinemalarımızda. Ünlü oyuncu, Nancy Meyers’in “The Holiday/Tatil/2006” adlı romantik komedisinde aşkta düş kırıklığı yaşayan Iris rolünde. Filmin en etkileyici sahneleri Iris’in yılların aktörü Eli Wallach’dan Hollywood’un Altın Çağı’nı öğrendiği sahneler... Winslet’i sinema izleyicisiyle buluşturan ikinci filmse, Todd Field’ın bağımsız yapımı “Little Children/Tutku Oyunları/2006”. Bu filmde ise kendini kaptırdığı taşranın sıradanlığından ve bezgin annelikten aniden sıyrılıp yakışıklı, ama evli kasabalıyla gir GERÇEK VE DÜRÜST OLMAK Meryl Streep, Emma Thompson, Frances McDormand, Ewan McGregor’u beğenen Kate onların yıldızlık taslamadıklarını, oldukları gibi kaldıklarını düşünüyor. Bir karaktere hazırlanırken temiz havayı düşündüğünü, bu ferahlık duygusuyla kişiyi yavaş yavaş zihninde canlandırdığını söylüyor. “Flushed Away/Fare Şehri/2006”de bir fareyi seslendiren, “Heavenly Creatures”de La Boheme’den bir arya, “Aşk ve Sigara”da şarkı söyleyen Winslet’ın “What If?” adlı, 2001 tarihli bir de single’ı da var. Yönetmen eşi Sam Mendes’le (Amerikan Güzeli, Jarhead) Richard Yates uyarlaması “Revolutionary Road”da birlikte çalışacaklarını belirten Winslet yeniden tiyatro sahnesine dönmeyi de düşünüyor. Kilolarıyla sürekli uğraşan İngiliz medyasına rağmen Hollywood’un ideal ölçülerine uymayacağını, onlar istiyor diye kilo vermeyeceğini açıklayan Winslet estetik ameliyatlarla ilgili ilginç, farklı düşünceler taşıyor: “Estetik cerrahi ve takma göğüsler buna gereksinimi olan, bu yeni şekilleriyle kendilerini iyi duyumsayacak insanlara gerekebilir. Estetik yaptıranlarsa, özellikle oyuncular düşsel bir dünyanın düşsel figürlerine dönüşüyorlar. Bana göreyse oyunculuk gerçek ve dürüst olmak demektir...” Dostlarının çizgileriyle Tan Oral portreleri sergisi Tantana B ir karikatürist, bir başka karikatüristi nasıl anlatır? Bu sorunun yanıtını, Schneidertempel’de yeni yılın ilk sergisinde alabilirsiniz… Bu kez serginin tek bir kahramanı var, o kahramanı çizgileriyle anlatan onlarca çizer… Kahraman Tan Oral. Önceki yıl “Yüzyüze” sergisinde politikadan sanatçıya onlarca kişinin portresini sergileyen Oral’ın kendisi bu kez serginin konusu. Şu veya bu nedenle Tan Oral’ı kalemine takan, tanıdık, tanımadık Hoshiaki Yokota. yüzlerce çizer, Ali Nesin, Necati Abacı, Halis Başarır, Hoshiaki Yokota, Mesut Yılmaz, Marlene Pohle, Semih Poroy ve diğerleri Tan’a benzeyen bir Tan çizmeye çalıştılar. “Dostlarının Çizgileriyle Tan Oral Portreleri Sergisi”nin adı da, hem konusuna hem de Tan adının değişik şekillerde yazılmasına uygun, “Tantana”… 18 Ocak’ta Schneidertempel Sanat Merkezi’nde açılacak sergi 25 Şubat’a kadar izlenebilir… Ziyaret: Hafta içi her gün 10.3017.00 Cumartesi kapalı, Pazar: 12.0016.00 Bilgi için: Handan Önel (0 212 249 01 50) sanat@schneidertempel.com www.schneidertempel.com