Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 2 TEMMUZ 2006 / SAYI 1058 Hayat hareketin içinde... Geyvan McMillen. Geyvan McMillen yönetimindeki İstanbul Dans Tiyatrosu, Venedik Bienali Çağdaş Dans Festivali'ne iki bölümden oluşan bir gösteriyle konuk oldu. "Mahrem" ve "Kimlikler"de Türkiye'deki kadına yönelik şiddet, baskı, kimlik arayışı anlatılıyordu. McMillen "Dansın hayatla kesiştiği yerde hareket vardır" diyor. Bu yüzden sözünü dansın içine katmayı önemsiyor. Sırada şimdi de, gösteriyi burada, özellikle de Doğu'da sahnelemek var. K Özlem Altunok Koreograflığını Geyvan McMillen’ın üstlendiği gösteride Tan Temel, Ayrin Sönmez, Nurhan Nebioğlu ve Sernaz Demirel dans ediyor. üçük, ama hayalleri büyük bir topluluk İstanbul Dans Tiyatrosu. Koreograf Geyvan McMillen’ın kurduğu ekip, geçen günlerde Venedik Bienali Çağdaş Dans Festivali’nin konuğuydu. “Mahrem” ve “Kimlikler” adlı iki koreografiden oluşan gösteride, kadının varolma savaşını ve kimlik arayışını anlattılar. McMillen, hayatı hareketin içinde arayanlardan. Bedenin hareketi, kendine ve hayata açılması da bu yüzden önemli. Geyvan McMillen’la son gösterisini ve dansı konuştuk. Türkiye’den bir dans topluluğunun iki kez üst üste Viyana Çağdaş Dans Festivali’ne çağrılmasının önemi nedir? Önemliydi, çünkü ikinci kez çağrılmamız, ne yaptığımızı iyice anlamak istediklerini gösteriyordu. İlkinde sempozyuma katılmış ve “Mahrem” çalışmasından bir bölüm sergilemiştik. Bu yıl, beğendikleri bu çalışmayı genişletilmiş haliyle görmek istediklerini söylediler. Ayrıca festivalde farklı ülkelerden irili ufaklı pek çok toplulukla bir arada olmak ve çeşitli kültürleri birbirleriyle karşılaştırmak da hepimize çok şey kazandırdı. “Mahrem” ve “Kimlikler” Türkiye’deki modern dans hakkında orada nasıl bir etki bıraktı, neler gözlemlediniz? Bu dans başka bir ülkenin dansına benzemediği için oradaydık diyebilirim. Dansın içinde söylemek istediğim söz de onları çok ilgilendirdi. Kadın olarak kendimi kadının varolma, kendi ayakları üzerinde durma savaşından sorumlu hissediyorum. “Mahrem”de de Türkiye’deki kadının yaşadığı baskıyı, şiddeti, kapatılmasını, kısıtlanmasını kendi anlatış ve sahneleyiş şeklimle sundum. Kimlikler’de de kimliklerin iç içe geçmesini, arayışı Mevlevi müziğiyle anlatmaya çalıştım. Çünkü yaşadığımız topraklarda Hitit’ten Asur’a, Selçuklu’dan Osmanlı’ya birbirine karışmış bir yığın kimliğimiz var. dım, 22 yaşında ise koreograf olmaya karar vermiştim. O zamanlar arkadaşlarımı toplayıp ufak tefek koreografiler de yapıyordum. Yani yaşlandım ve artık eğitmen ya da koreograf olayım demedim. En önemlisi de kendi koreografilerinizi uygulayabileceğiniz bir topluluğunuzun olması herhalde... Siz Devlet Opera ve Bale bünyesinde uzun yıllar çalıştıktan sonra bu hayalinize ulaştınız... Evet, Devlet Opera ve Balesi’nde yönetimdeydim. O konumda işiniz öncelikle topluluğu yönetmek oluyor ve kuruma bağlı hareket ettiğiniz için de özgür olamıyorsunuz. Kendi topluluğuna sahip olmaksa kendi küçük dünyanızı yaşayabilmeniz anlamına geliyor. Sanatta yapmak istediğim neyse, onu yapıyorum. Burada özgürüm, ben ve topluluğum istediğimiz her şeyi deneyebiliyor, yanlışın içine girip doğruyu arayabiliyoruz. Öğrenmek de yanlış yaparak oluyor. Siz bu süreçte nerelere çarptınız, nasıl deneyimler kazandınız? BEDEN AÇILDIKÇA... Bütün bu gerilimi, şiddeti, arayışı dansla anlatmak zor olmadı mı? Ya da şöyle sorayım; beden, dansta inanışlara, kültüre, geleneğe, alışkanlıklara göre nasıl şekilleniyor? “Mahrem”, Venedik’teki festivale iki kez katıldı... Özellikle erkeğin kadın üzerindeki baskısını dansla anlatmak, şiddeti, mücadeleyi sahneye taşımak çok zor oldu. Her kültürün kendine Zaten sanatla uğraşırken emin olamıyor, hep yegöre bir beden kullanma şekli, bedeni biçimlendir ninin peşinden gidiyorsunuz. Ben de öğrendikleme hali var. Bizde Akdeniz'in getirdiği bir sıcaklık rimle büyüdüm, farklı yerlere taşındım. Bu uzun ve teatral bir içtenlik var. Bu yüzden “Mahrem”de süreç, tecrübe sonucu kendimi mutlu hissediyorum. kadınla erkek arasındaki çarpışmayı gösterirken er Birçok arkadaşım zorluklara dayanamadı, bıraktı kek dansçılar o şiddeti barındırmasalar da, bu kül gitti. Ben hem bırakmadım hem de üretmenin zevtürde biriktirdiklerini yansıtabildiler. kini aldım. Oysa Türkiye bunları yapmak için çok Bedenin sınırlarını zorlamakta düşünsel altyapı zor bir yer... nın payı ne sizce? Hayata da dansla mı bakıyorsunuz, başka başDans düşünerek değil, öncelikle bedenle yapılır, ka pencereleriniz var mı? ama elbette entelektüel bir yapılanmayı da gerektiTabii ki sadece dansla bakmıyorum. Yine de esriyor. Bedenin sınırlarını zorlamak, bedeni gerçek tetik çok önemli benim için. Bir de hayatı hareket ten bilmek ve tanımak demek. Bunun için de dan olarak görüyorum. Hayatın hareketini doğada, ilişsı sadece hareket olarak görmemek lazım. Hele bu kilerde, insanlarda gözlemliyorum. Zaten dans da gün her şey iç içe girmişken dansçının da farklı alan hareket demek. Bedenin sanatını yapmak da bu yüzlardan beslenmesi gerek. den önemli. Beden nasıl bir malzeme? Harekete geçirmek Yeni projeler için harekete ne zaman geçecekhem zor hem de kolay olsa gerek... siniz öyleyse? Düşündüğünü ortaya çıkarmak istediğinde nasıl Öncelikle “Mahrem”i Türkiye’de, özellikle dobir şeyin içine girdiğini biliyorsan harika bir malze ğuda sahnelemek istiyoruz. İDT temelde dört dansme. Biz bunun için sürekli doğaçlama yapıyoruz, do çı; Tan Temel, Ayrin Ersöz, Nurhan Nebioğlu ve ğaçlama yaptıkça da beden açılıyor, açıldıkça fikri Sernaz Demirel’den, bir de tasarımcımız Dilara nizi onun içinde bulabiliyorsunuz. İşte o zaman be Akay'la birlikte altı kişiden oluşuyor. Dünyanın en den sonsuz bir malzemeye dönüşüyor. küçük topluluklarından biriyiz, ancak hayallerimiz Dans etmeyi özlüyor musunuz? çok büyük, ama hayallerimizi bir sponsor yardımıyÖzlemiyorum. Çünkü ben hep koreografi yap la gerçekleştirebiliriz. Yeni projeler için sponsora ihmak istedim. 18 yaşında bale dersi vermeye başla tiyacımız var. CUMHURİYET 16 CMYK