16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

3 NtSAN 2005 / SAYI 993 GİDESİM VAR... Özlem Altunok 1. Sayfanın devamı "Köpek" nasıl bir dizi, yer aldığınız diğer projelerden farkı ne? Aslında "tkinci Bahar"la başlayan ekip çalışmasından bugüne, dışarda yaptığım ilk iş diyebilirim. Standardı olan bir dizi. Tabii ki öncelikle içinde olacağınız işe inanıp gidiyorsunuz, ama TV dizılerinden hıçbir zaman çok şey beklemiyorum. Sonuçta oyunculuk yapacağınız çok fazla alan yok ve geçinebilmek için para kazanmak zorundasınız. Bu yiizden nerede olursam olayım yaptığım işin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Nasıl bir karakteri canlandırıyorsunuz? "Köpek" sonuçta bir nıafya dizisi... Evet, bir mafya dizisi, ama önemli olan konunun iyi anlatılması. însani taraflarm ortaya çıkarıldığı senaryolar olduktan sonra çok da sorun yok. Sonuçta bu dizide vahşi, kanlı sahnelerle reyting toplamaya çalışan bir anlayış görmedim. Dizilere karşı temkinli olma durumu, çoğu oyuncuda vardır. "Ikinci Bahar"da kabaca da olsa rollerın nereye gideceğini biliyorduk, ama burada gidişattan pek haberdar değiliz. Ben Köpek'in hapishanenin camından görüp âşık olduğu bir kacanlandırdığım karakter gibi babasız büyümuş olmam. Hayat, niye bana hep böyle babalı sahneler denk getıriyor, bu da enteresan. tkinci Bahar'da da babakız ilişkisini anlatan ağır sahneler oynamıştım. Insan yarasıyla beraber ister istemez hayata başka bir noktadan bakıyor. Temelde hepimiz çok zavallıyız. O zavallılığı kabul etmek ve ayakta durabilmek bu yüzden önemli benim için. SAKİNLİK İYİDİR Bu bilgiler oyunculuk yaparken işinize yarıyor mu? Tüm bu düşündüklerimi oyunculuğumda kullanmak için bilinçli bir tavrım, seçimim yok. Kimileri için kimliğini bulmak, "ben oyuncuyum" diyebilmek rahatlatıcı bir unsur olabilir, ama benim için geçerli değil. Oyunculuğumdan çok, başka yerlerde neler olduğunu görmeyi daha çok ısterim. Hayatta en olmak istediğim hal, nasıl bir durumla karşılaşırsam karşılaşayım, o durum karşısında ayakta durabilmek. Kastettiğim bir çeşit güç değil. Sadece hayatm gönderdiği işaretleri kendime göre doğru yorumlayabilmek. Sonra eğer istiyorsam oyunculuk da yapanm. Ne kadar yarak devam etmem gerekiyordu. Başlangıçta korktum, sürekli kendimle muhasebe yaptım. Şimdı artık biraz daha bu alana hâkim olduğumu söyleyebilirim, en azından ne istemediğimi bıliyorum. Tiyatrodan tamamıyla uzaklaştınız mı, bunda televizyonun payı var mı? Konservatuvarda, bir tiyatrocular, bir de oyunculuğu merkeze alanlar vardır. Benim için tiyatro hiç vazgeçilmez olmadı. Tiyatro yapmak isterim ama hem bunun için gerekli gayreti göstermedim, hem de yapmak istediğim şey çok zor. Bir oyun seyrederken tiyatroyu çağrıştıran hiçbir şeyden hoşlanmıyorum. Tiyatroda gerçekliği yakalamak çok önemli. Bundaki en büyük etken de, metnin ne söylediği, bir derdi olup olmadığı, buralardan bir şeyi anlatıp anlatmadığı... Canlandırmak istediğiniz, keşke şöyle birini oynasanı dediğiniz bir rol yok mu peki? Bu konuda biraz kaderciyim sanırım. Zaten insan ne düşünüyorsa, hayat onu sunuyordur. Değişik renklerde roller oynamak isterim, ama özellikle istediğim bir rol yok. MERAKLI VE KORKAK... Devin Özgiir Çınar "Köpek" te Erkan Petekkaya'yla oynuyor. Çınar "Rüya", Petekkaya ise "Köpek" karakterini canlandırıyor... ı ' , * ' ' . " . • ', ' saba kızını canlandırıyorum. Aslında şimdiye kadar böyle bir rol oynamamıştım. Kız, bir taraftan Köpek'le ilişki kuruyor, bir taraftan da milletvekilinin yanında çalışıyor. Bundan sonra rolüm nereye doğru gidecek ben de bilmiyorum, ama bu bilmediğim dünya ilgimi çekiyor. Rol aldığınız son sinemafilmi,"Göniil Yarası"ndan ne kaldı size? "Gönül Yarası" içimi sızlattı. Sızı, günlük hayatta artık kaçılan bir şey. Tamam, hayata bir kere geliyoruz ama, üzülmenin kötü bir şey olduğunu nereden biliyoruz ki? Hayatı köşeli değil, daha iç içe geçmiş bir bütün olarak görmek lazım. Filmde de beni herkesin durduğu yerdeki haklılığı etkiledi. Yaralarıyla ayakta duran insanları anlayabilmek önemli. Çünkü kötü birini, sadece kötü biri olarak görürsek, onu yaratan, sağlayan durumlan anlayamayız. Canlandırdığınız karakter de yaralıydı. Nasıl bir ilişki kurdunuz rolünüzle? Ilk söylenecek şey, herhalde benim de filmde tzmirlisiniz, konservatuvarı Ankara'da okuyup tstanbul'a gelmişsiniz. Bu üç kent şimdillk İstanbul'da size ne ifade ediyor? Izmir, çocukluğumun ve okul hayaşıyor. Aslında yatımın geçtiği yer. O zamanlar için "nasılsa burdan gideceğim" dedihayatını nerede ğim bir yer, bir duraktı. Ama geçireceğinden çok, orada 18senegeçirdiğimeseviniyorum, bende ıyı ızler bıraknasıl sürdüreceğiyle tı. Ankara ise tiyatro okuduilglleniyor. En olmak ğum kent. Oradayken de hep bir okullu psıkolojisındeydım. Istediği hal; hayatın Çünkü bir sanat okulunda sürprizlerini kendine okumak, kimya ya da fizik okumaktan daha farklı, tüm göre doğru yaptıklarınıza sezgilerinizle yorumlayabilmek. karar veriyorsunuz, bir mutlaklık yok. Okulda verilen iyi, " Sonra istersem kötü nodara karşılık kimin iyi, oyunculuk da kimin kötü olduğu, oyunculuğun eğitimle olup olmayacağı yaparım" diyor. gibi konularda kafam hep karışık gezdim. Ankara'dayken çok şey göriir ve yaşarsan, hayat o kadar sadelede hep oradan gidesim vardı. şiyor. Ancak böyle bir sakinlik insana doğru işler Sanırım gitme duygusu bende yaptırabilir. genel olarak çok yoğun. Oyunculuğa yeni başlamışken Yavuz Turgul, Istanbul da öyle mi? Uğur Yücel, Şener Şen'in de içinde olduğu bir Evet, burada yaşıyorum ama Isekiple karşılaştnanın avantajları neler oldu? tanbul'a yerleşmişim gibi hissedeAslında oyuncular çok çaresiz, olmayan bir miyorum. Güzel zamanlar geçirdialanda bir şeyler yaratmaya çalışıyoruz. Benim de ğimde bile Istanbul bana hep vahkafam karışıktı, mutsuzdum. Sürekli hayatımı dişı geldi. Sanırım bu benimle ilgili. zilerde oynayarak geçirip geçiremeyeceğımi, bu Kısacası üçü de benim şehrim değil. işin bana göre olup olmadığını düşünüyordum. Neden bu gitme isteği? Sonra "Ikinci Bahar"da çok başka bir şey oldu.. Hem her şeyi görmek isteyen meBir diziyle hayatımda güçlü ilişkiler kurdum. Hem raklı bir tarafım, aynı zamanda bütün donanımlı hem de bir o kadar sade olmaları beni bu duyguları dizginlemem gerektiğini çok etkiledi. Işle hayat iç içe geçmişti. söyleyen korkak bir yanım var galiba. • Pek çok ortak yapımda birlikte çalıştınız. Da Yerleşiklik, kabul etmişlik duygularına ha sonra nasıl devam edeceğiniz konusunda ka teslim olamıyorum yine de. Bu, biraz da fanız karıştı mı? seyretmeyi sevmekle ilgili olabilir. BelSürekli Yavuz Turgul'un dizisinde oynayamayaki de henüz karakterim oturmamıştır ya cağımı tabiı kı biliyordum. Bir prenses olmadığıda tercih yapacak kadar ağır, önemli bir j ^ ^ ^ ma göre de, kendimi mümkün olduğunca koruşeylerle karşılaşmamışımdır. # ıf Devln Çınar Şevket Çoruh Oyuncu En büyük hatanız nedir? Bu röportajı yapmak. Bir insanın başına gelebilecek en kötü şey sizce nedir? Yakınlarını kaybetmek. Hayattaki en büyük keyfiniz nedir? İstanbul'da yaşamak. En sevdiğiniz yazar kim? Nicos Kazancakis En sevdiğiniz film/yönetmen? En büyük mutsuzluk? Hedeflerine ulaşamamak, ulaşırken hayatından çok büyük şeyler kaybetmek. Bir hayvan olsaydınız, ne olurdunuz? "Kuş olup uçmak isterdim" denir bu soruya herhalde. En çok yaşamak istediğiniz şehir? Istanbul. Yangında kurtaracağınız ilk üç şey nedir? Kendimi, kendimi ve kızımı. Bir hayali kahraman olsaydınız kim olurdunuz? Niye? Keloğlan. Çünkü kahraman olmamanın tüm özelliklerini taşıyıp kahraman gibi gezebilen ve aynı zamanda da eğlendirebılen bir karakter. Sizi en çok tedirgin eden ve en beğendiğiniz özelliğiniz? Sabırsızlık ve fazla heyecanlanmam tedirgin eder. Bir şey bulduğumda çok hızlı hayatıma kanşsın isterim, bu süreci de bazı şeyleri atlayarak yaptığım için de kendi hayatımda düzensizlik yaşanır. Sizin için affedilemeyecek hata nedir? Her şey affedilir. Hata yapalım diye yaşıyoruz. Bir insanlaşma dönemi var, onun içinde hatalar hep olacaktır. Sahip olduğunuz en değerli şey? Kızım. Güncel olaylar içinde yakın zamanda sizi en çok üzen olay nedir? Mersin'de Nevruzda yaşananlar ve buna verilen tepkiler. Dünya gündemindeki ya da hayatınızdaki bir olayı değiştirme şansınız olsaydı, neyi değiştirmek isterdiniz? Dolarla Türk Lirası'nın ycrini değiştirmek isterdim. Hayata gelirken seçme şansınız olsaydı, ne olmak isterdiniz? Gene sanatçı olurdum, müzisyen, ressam, en başta da yazar olmak isterdim. En sık kullandığınız kelime nedir? Daha belli değil. En büyük aşk hikâyesi kimlerinki? Benimkiler... Sizi en çok güldüren şey nedir? Çocuklar ve yaşlılar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle