16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 Yaşlı köy Maden Yazı ve fotoğraf: Uygar Gürkan ol açıkmış. Güneşin ilk ışıklarıyla Artvin'in Şavşat ilçesinden Maden Köyü'ne doğru yola çıkıyoruz. Yerlilerinin Bazgiret dediği Maden, Şavşat'ın Gürcistan sınmndaki Gürcü köylerinden biri. Halkı adetlerini sürdürüyor ve aile içinde Gürcü dilini kullanıyor. tlçe çıkışındakı ikinci patikadan dağ yoluna, köylerın bulunduğu bölgeye doğru sapıyoruz. Yol inanılmaz derecede keskin virajlarla, yer yer dağlardan akan ve yolu aştıktan sonra aşağı devam eden küçük çavlanlarla bölünmüş. Heyelan sonucu kısım kısım parçalanmış kayalar ve taşlarla kapanmış yolda, her engeli başka bir maharetle aşarak ilerliyor, Maden Köyü'ne yaklaşıyoruz. 1750 rakımlı köy her yanından çam ormanlarıyla kaplı yüksek dağlarla sarılı. Köye araçla ulaşım bir köprübaşında sona eriyor. Şirndi adam boyu karla çevrili, buzla kaplı patika yoldan yüksekteki köye yürüyerek ulaşmak için zorlu çaba başlıyor. Düşe kalka, birbirimize tutunarak zorlukla çıktığımız köyde kızaklara koşulmuş onlarca danayla karşılaşıyoruz. Kenara çekilmemıze karşın danalar yanımızdan geçmek istemeyip huysuzlaşıyor. Durumdan utanan ahali açıklamaya girişıyor hemen: Köye veterıner dışında pek yabancı uğramadığından, bızım onlara iğne yapmaya geldığimizi sanmışlar. Y m 11 i 1 Artvin'ln Şavşat llçeslne 37 kllometre uzakhktaki Maden, yaşl bir köy... Hem coğrafi kapatılması nüfusu zaten iyice azalmış olan köyde çocuğu olanlara sanki barınma hakkı tanımıyor. Hayvancılık ve çok kısıdı tarımla geçinen köyde tek iş tezek ve ot toplamak. Bu nedenle okumaya yönelen genç nüfus şehirlere gitmek zorunda. Okulu bitirenler de iş sahası yokluğu ve elverişsiz yaşam koşulları nedeniyle geri dönmek istemiyor. Maden köylüleri hem kültürel, hem de coğrafi nedenlerle kapalı bir topluluk oluşturmalarına karşın, oldukça sıcak, misafirperver ve yardımsever insanlar. Köy içinde ilerlemekte zorlandığımız her yerde, elimizden tutup yürümemize yardım eden biri mudaka çıkıyor. Biz karşılaştığımız köylüleri lafa tutarken, karşı laşmadıklarımız hayvanlarına yem yapacakları otları boşaltmaya başlamış. Otu kucakJayarak yerleştiriyor Ismail Torun. Bu arada daha hızlı davranan Mehmet Torun ahırda biriken tezeği kızaklara bağlanan, Gürcü dilinde Zari, Türkçe Çatan dedikleri sepetlere doldurmaya başlamış bile. Muhtar IsmailflTanıyan'ın en tepedeki evine varıyoruz. Burası tipik bir Şavşat evi; diğerlerinden tek farkı bütün köyün bir bakışta görülebiliyor olması. Maden evleri dik yamaca kurulu, giriş katının bir yüzü kısacıkken, diğer tarafın yüksekliği iki metreyi buluyor; bu kat genellikle odunluk, samanlık gibi amaçlarla kullanılıyor. Üstte bir tam kat, bir de çatı katı var. Çatı katını da oda olarak kullananların 8 ya da 9 odası oluyormuş. Evlerin tamamı ahşap ve en az bir balkonları var. Muhtarın evinın girışınekı ilk odada yaşlılar oturuyor, soba yanıyor. Bizi salona ahyorlar. Ycmeğe oturuyoruz. Yemeklerı Şavşat'takılerden farklı değıl: Moşuşuli adındaki bir çeşit kaşar peyniri, ün lü Bazgiret balı, peynir yumağı dedikleri yağlı peynir eritmesi ve cevizli börek. Maden yaşanması zor bir yer. Heyelan, su baskını ve kay a düşmesi... 1997 'de Ba kanlar Kurulu kararıyla afete maruz bölge ilan edilmiş. Bu nedenle betonarme yapıya ızin yok. Yıllarca evlerini tamir bile edememişler. Maden'iturizmeaçmak istiyorlarmış. Geçen yıl Izmir'den kırk kişilik bir grup gelmiş, Sakedeneyan Gölü kenarında çadır kurmuşlar. Aynı grup bu yıl yetmiş kişi geliyormuş. Çok kayahk olmasına karşın bir de Kanadalı grup, kayak yapmaya gelmiş. 2 gece kalmışlar ve kar yumuşamış olduğundan yalnızca köy içinde, evlerin arasında kayabilmişler. Turizm Bakanlığı cvleıinı pansiyon olarak turistlere açacak köylülere faızsiz kredi veriyormuş. Köylünün en büyük umudu turizm olmuş, başka kurtuluş da yok gibi. DOKTOR BEDRETTİN BEY... Hava kararmadan dağ yolunu aşmamız gerektığinden izin istiyoruz. Bütün ev halkı yol düzelene kadar yanımızdan ayrılmıyor. Köyün çıkışına kadar gençlere emanet ediyorlar bizi ve kucakiaşıp ayrılıyoruz. Yokuş aşağı inmek daha zor, yolun bir kısmını kızakla inmek zorunda kalıyoruz. Köprüye yaklaştığımızda bir koylü bize doğru koşuyor. Hastası varmış, yanımızdaki Doktor Bedrettin KurteJ 'e teJaşJa bir şeyler anJatıyor. KurteJ gidince gençlerden biri "Sizi misafir etsek iki gün, doktor bey de mecburen kalır; bütün hastalarımıza baktırabiliriz" diyor. Sağlık Ocağı da yok Maden'de. Doktorumuz döndüğünde, hastanın iyi olduğunu öğrenip rahatltyoruz ama daha kim bilir kaç hasta var yaşlı köyde... Aynı buzlu yoldan ağır ağtr Şavşat'a dönerken, yoldaki çeşmeden doldurduğumuz şişelerden maden suyu ıçip, Maden'in beş yıl sonra nasıl bir yer olacağını düşünüyoruz. Nüfussuz kalıp tamamen terk mi edilecek, el değmiş ama hallice bir turizm köyü haline mi gelecek?# hem de kültürel nedenlerle •ı kapalı bir K^.n KI^HB » I ^ H H I M B | ^ ^ topluluk oluşturan KÖYÜN EN GENCİ CAHİT... Köy nüfusu büyük oranda yaşlılardan oluşuyor. Bu yüzden üç yol ağzında köy ahalisıyle sohbet ederken, üzerimize doğru gelen kızaklı çocuğun varlığı bizi hayrete düşürüyor. Meğer Cahit köydeki tek çocukmuş. Köylü Ali Çavuş lşık, Cahit'in de okul yaşı geldiğinde köyü terk edeceğini, büyük olasıhkla köyün diğer çocukları gibi Köprüyaka'da yatılı okuyacağını ya da ailesiyle birlikte okulu olan bir köye taşınacağım söylüyor. Maden Köyü Ilkokulu geçen yıl yalnızca üç öğrenci kaldığından bu yıl kapatılmış. Okulun Madenlller o uç l ka d konuksever. j B ^ H B r | Öğrenci T ^ L y ^ * ^ olmayınca J İ ^ ^ ^ J OkUH.dT 1 Maden köyü afete maruz lıülge, y; geçen yıl kapanmış. n Yaşlılar köyü Maden'de tek bir cenç var, Cahit... O da yakıncla gidecek. lyı Kalpler Dükkânı'nın gönüllü öğrencileri projeye nasıl katıldıklarını şöyle anlatıyorlar: Sezgi Özdemir: Evde oturmuş televizyon izliyordum. Haberlerde, gençlerin Bandırma'da TOG'un düzenle^ ' °'İU^ o n a r m a projesine katıldıklarını gördüm. Benim yaşıtlarım bir şeyler yapıp toplum için yararlı oluyorlardı. "Ben de buna benzer faaliyetlerin içinde bulunabilirim" diye düşundüm ve TOG'la bağlantıya geçtim. Şansıma o haha oryantasyon vardı ve bu sayede iyi Kalpler Dükkânı ile tanışmış oldum. Bu iş, hayatımdaki öncelik sıralamamı hemen değiştirdi. Okuyor olmak zaman kısıtlaması getirse de, ben buradaki gönüllü iaaliyetlerım için sadece boş vakitlerimi ayırmıyorum. Bunun için boş vakitler yaratıyorum. Cevher Kahraman: TOG ile geçen sene tanıştım. Burs başvurusunda bulundum ve kabul edildı. Rehberlik projesine katıldım. Bu proje üniversite öğrencileri ile sosyal ve ekonomik anlamda belli seviyeye ulaşmış kişileri buluşturup aralarında bilgi ve fikir alışverişi yapmalarını sağlıyor. Dükkânda giysilerin düzeltilmesinden satış ve temızliğine kadar her işte görev alıyorum. Duzenlenen diğer etkinlik ve projeler kapsamında ihtiyaç duyulduğunda gönüllü olarak çalışıyorum. yi Kalpler Dükkânı Ebru Baran Levent Özgürel eyoğlu'ndan Galata Kulesi'ne dar sokaklardan inerken bir dükkân çıkıyor karşımıza, ilginç adıyla "iyi Kalpler Dükkânı"... Bu dükkânda, üniversite öğrencileri gönüllü çalışıyor. Amaç, hem insanlara ikinci el eşya satın alabüme fırsatı sağlamak hem de Toplum Gönüllüleri Vakfı'nın halka açılan bir penceresi olmak. Dükkân, fikir olarak büyük bir alışveriş merkezınin deposundaki malları vakfa bağışlamasıyla ortaya çıkmış. Bu mallann kermeste satılmasıyla iyi bir kâr elde edilince, işin devamının gelebıleceği düşünülmüş. Bu fikrin mimarlarından biri olan Serhat Güneşer'e Toplum Gönüllüleri Vakfı'nın ve dükkânm hedeflerini sorduk. Toplum Gönüllüleri Vakfı'nın (TOG) amacı nedir? B Vakıf, 1725 yaş arası gençlerin kişisel gelişimlerini sağlayabilmek için kuruldu. Burada toplumsal duyarhlık projeleri üreten gençler, karşılarına çıkan sorunlar için çözüm önerileri geliştiriyorlar. Projenin oluşumundan bütçesine ve uygulanmasına kadar her şey gençlerin sorumluluğunda. TOG'un en önemli amacı da bu zaten, eleştirmek değil, değiştirmek ve her şeyi gençlerin yapmasını sağlamak. iyi Kalpler Dükkânı da bu projeler ışığında oluşmuş bir vitrin. tyi Kalpler Dükkânı'nın kuruluş amacı nedir? "İyi Kalpler Dükkânı"nın kâr amacı yok. Toplum Gönüllüleri Vakfı'nın bünyesinde İkinci el eşyalar satılıyor. Süs eşyası da var, kayak malzemesi de. Üstelik bütçenize de uygun... Üç önemli amacı var. Öncelikli amaç gelir sağlayabilmek. Insanların alım güçlerini zorlamadan giysi, eşya edinebileceklerı bir yer olması da ikinci amacımız. Üçüncü olarak tyi Kalpler Dükkânı'nın, TOG'un halka açılan bir penceresi olmasını sağlamak. Bu sayede bağışçıların dikkatini çekebiliyoruz. Dükkân hedeflerinizin neresinde? Bu tarz yerlerin her zaman bir hedef bütçesi vardır. Şu aralar hedeflenen bütçeye ulaşamadık, ama insanlara ucuz bir şeyler sağlayabilmek ve bağışçı çekebilnıek açısından gayet iyi durumdayız. insanlara ulaşmakta sıkıntı çekiyoruz, bunu da bazı etkinlikler düzenleyerek adatmaya çalışıyoruz. Ayrıca bazı sanatçdarımızdan da bağış konusunda ve insanları dükkâna çekebilmek için yardım alıyoruz. Kimi kupesini, kimi şalını verdi. Mu rathan Mungan basımı yapılmayacak kitaplarmı gönderdi. Üst katımızda Haziran Gecesi dizisi çekiliyor. Onlar da dizide kullandıkları bazı giysileri bağışladılar. Bunları şu an sadece sergiliyoruz, ama daha sonra açık arttırmayla satmayı planlıyoruz. Basın da yaptığımız faaliyetleri her zaman destekliyor. •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle