Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 ARALIK 2005 / SAYI 1029 Oynamaktan sıkılmıyor HAYAT VE KLİŞELER Televizyonla nasıl tanıştınız? Hiilya Avşar Show'Ia. Hcm tclevizyondaki ilk ışim olması hem de Hülya Avşar'la çalışmak açısından benim için çok öğretıciydi. Neler öğrendiniz? Başjangıçta tiyatro bölümünden mezun olmuş biri olarak, orada olduğum için üzülüyordum. Ama daha sonra böyle düşündüğüm için kcndimden utandım. Çünkü okulda da, hayatta da bize öğretilen pek çok klişe var. Mesela bazı isimleri "iyi oyuncu " adı altında kutsallaştırıyoruz. Ama neyin ulvileştirildiğine, neye samimi denildiğine bakınca yanılabiliyorsunuz da. Bu yüzden bence, nerede olursanız olun, yaptığınız işe verdiğiniz değer önemli. Özlem Altunok nu pek çok diziden hatırlayabilirsiniz: Çarli, Kaynanalar, Baba Evı, Dış Kapının Mandalları, Yabancı Damat. Sen Hiç Ateş Böceği Gördün mii?, Bana Bir Şeyhler Oluyor gibi tiyatro oyunlarında da izlcmiş olabilirsiniz... Binnur Kaya'yı herhalükârda canlandırdığı komik, bilmiş, delidolu ya da saf karakterlerle tanıyoruz. Kaya şimdi de "Babam ve Oğlum" Hlmindeki rolüyle güldürüyor. Benzer rolleri oynamaktan memnun değiJ, ama bu, komediyi sevmediği anlamına gelmiyor. Komik kadının çirkin, kilolu ve bakımsız algılanmasına, yani kalıplara karşı çıkıyor. Bu tavrı, oyunculuk için de geçerli. "Oyunculuk yapabileceğim bütün alanlarda varım ' diyor. Tanıdık ama hakkında pek de bir şey bilmediğitniz birisiniz. Kimdir Binnur Kaya? Evet, ama bu benım hoşuma gidiyor. Çünkü diğcr türlüsü, yani iş dışında tanınmak, beni rahatsız ediyor. însanların nasıl şaşırdığımı, utandığımı mcsleğimden dolayı bilmesi, mahremimi açığa vıırmak gibi gcliyor. O zaman hem böyle düşünüp hem de oyunculuk yapmak zor olsa gerek... Zor olduğunu bilseniz de oynarkcn bunu düşünmüyorsunuz. Dikkatinı pek toplayabilen biri değilimdir, çabuk sıkılırım, algım dağınıktır ama hayatta sürekli yapabildiğim, istikrarlı olduğum tek şey oyunculuk. O Binnur Kaya, oyunculukla tesadüfen, İstanbul'la deniz tutkusu sayesinde tanışmış. Her şeyden çabucak sıkılıyor, ama oyunculuk için "Hayatta istikrarlı olduğum tek şey" diyor. Şimdi bu çabasını "Babam ve Oğlum" filminde sürdürüyor. söylediğinde, Klme zaten duygusal olarak dahil olmuştum. Hemen coşan bir tip değilimdir, ama bu film beni daha çekilmeden heyecanlandırdı. Film, 80 dönemini anlatmasının yani sıra farklı kuşaktan insanları içine alan bir aile filmi aynı zamanda. Set ortamına da yansıdı mı bu durum? Evet. Sette herkes beraber çalışmaktan, birbirleri için çaba harcamaktan çok zevk aldı. Çok iyi bir kan uyuşması vardı. Bunu yakalamamızı sağlayancn başta Çağan Irmak'tı. Eilmin samimiyetle ve inançla yapıldığı için de bu başanyı yakaladığını düşünüyorum. 12 Eylül, size ne anlatıyor? O dönemde acı çekmiş, tahribat görmüş ve hâlâ tahribatın izlerini taşıyan birçok insan var. 12 Eylul'ü bütün ağırlığıyla yaşayanların yanında bana çok da söz düşmez elbette. Ama biz de sonrasında tedirgin edici bir ortamda, bir sürü tembihle büyütüldük. Bugün bir üniversite öğrencisi "En sevdiğim ressam Kenan Evren" diyebiliyorsa, bu bile tek başına gençlerin üzerinde nasıl bir etki bıraktığını göstermeye yeter. 1972 doğumluyum. Darbe olduğunda ilkokula gidiyordum. Mesela 1 Mayıs miünglerinden kanlı gömleklerle dönen insanlar hatırlıyorum. Bir de annemlerin "Okulda sağcı mısın, solcu musun diyesorarlarsa Atatürkçüyüm de" dediğını... ti. Bir de nedense çoğumuz oyunculuğun dram olduğunu sanıyoruz, öyle öğretiliyor. Bir kalıp var, o kalıba uygun davranırsanız oyuncu olduğunuzu zannediyorsunuz. Komik bir karakteri canlandırmanın zorlukları neler? Gülmek de, ağlamak gibi yoğun bir duygu, ama nedense ağlatmak maharet gibi algılanıyor. Oysa komedide güldürmeye, komik olmaya çalışan durumuna düşebilirsiniz. Bu da çok bıçak sırtı bir nokta. Sizce neden "kadın komedyen" olmak tercih edilmez? Çünkü komik kadın; çirkin, kilolu ve bakımsızdır. Oyunculuk, egoya dayalı bir iş. Bu yüzden pek çok insan kaşımdı, gözümdü diyerek dudağını, burnunu, dişlerini yaptırıyor. Komik kadın, bunlardan mahrum olan kişi gibi algılanıyor ve sadece komik olması yeterli geliyor. Ama ben buna bayıbyorum, çünkü çok gerçek. • DENİZYÜZÜNDEN... Peki, nasıl düştü aklınıza oyunculuk? Derin bir açıklaması yok ashnda. Hani, "Çocukluğumdan beri oyunculuğa hevesliydım, aynanın karşısında rol yapardım" derler ya, pek öyle olduğunu söyleyemeyeceğim. Lise yıllarında komşumuz Cîülay Teyze, "Tiyatroyu düşünmelısin ' demiştı. Birkaç yıl üst üste sınavlara girdim ve sonra Bilkent Üniversitesi'nde tiyatro okudum. Oysa lise bittiğinde Ankara'da doğmuş büyümüş biri olarak okyanusbiJimi okumak istiyordum... Ankara'dan lstanbul'a gelişiniz... Yine deniz yüzünden.. Tiyatro yapayım, televizyonda çalışayım diye dcğıl. Nâzım Hikmet, Orhan Vcli şiirlcriyle tanıştığım yıllarda, ranzamın tavanında asılı deniz resimlerine bakar, "Denizi olmayan şehirde yaşanmaz" derdim. Ankara'da animasyon yaptığım grupla, barlarda şov yapmak için lstanbul'a geldik. Gerisi kendiliğinden geldi... "Babam ve Oğlum" ekibine nasıl dahil oldunuz? Çağan Irmak'la daha önceden tanışıyorduk, beni Hanife rolü için düşündüğünü ı GÜLMEK VE AĞLAMAK... Sizi hep komik, saf kadın rollerinde göriiyoruz. Bu, "Babam ve Oğlum"da canlandırdığınız karakter için de geçerli... Bu durum sizi rahatsız ediyor mu? Evet. Tek bir şeyi oynayabilirmışim gibi yaklaşılmasına elbette üzülüyorum. Düşünsenize; bir sürü renk varken, size sadece san olmanızı söylüyorlar. Ama bu, Hülya Avşar Show'la başladı ve benım dışımda geliş ^!S^^^EL.. Televizyon, sinema, tiyatro... Bu alanlara bir öncelik sırası vermiyor musunuz? Hiçbirını diğerınden ayırmıyorum. Mesela pck bilinmcz ama, sinemada "Kaçıklık Diploması", "AbuzerKadayıf", "tnşaat" filmlerinde de oynadım. Rollerin küçiik ya da büyiik olması da pek fark etmiyor benirn için. Televizyon da bir kitle iletışım aracı olarak önemli bir role sahip. Bence orada da içinde bulunduğumuz kötü şartlara rağmen, elimizden gelenin en iyisini yapmamız gerekiyor. Oyunculuğa dair idealleriniz yok mu? I liçbir idealim yok. Etrafımda iyi şartlarda olmayan bir sürü insan varken, ideallerim de olamaz. En fazla, mahcup ve tnuhtaç olmamak, sevdiklerimi onurlandırarak yaşamak gibi bir dileğim olabüir. PAZARIN PENCERESİNDEN Andaval'da deprem... Selçuk Erez ütün televizyon istasyonları "flaş flaş" deyip bir haber geçtiler: Orta Anadolu'da 5 şiddetinde bir deprem kaydedildi. Merkezin, Andaval kasabası olduğu ve dcpremin cıvar kasabalarda ve Sıvas'ta da hissedildiği bildirilmektedir. Haberciler, Kandilli Rasathanesi'nden verilen bilgilerle ulaşabildikleri jeofizikçilerden görüş aldılar. Hepsi işin ciddiye alınması gerektiğini söyledi. Bu bilgileri edinen haberciler, telefonla Andaval Belediye Başkanı Kemal Sütçü'yü aradılar. tktidar Partisi üyesi Belediye başkanı açıkladı: Nerden çıkardınız bunu? Yoksa size Orhan Pamuk mu söyledi? Andaval'da deprem filan olmamıştır! Böyle bir haber aldığımızda hemen yaptığımız araştırmalar sonunda sadece iki mahallede deprem değil de herhalde yeraltı su yollarından birinde gerçekleşen yerel bir çökme sonucu hafif bir sallantı duyulduğunu tesbıt etmiş bulunuyoruz. Peki lstanbuldaki rasathanedekilcr... Onlar, uzaktan ahkâm kesmesinler! Yıizlerce kilometre ötedekilere mi inanacaksınız, yoksa burda, vazife başında gece gündüz canla başla muteyakkız durunyk olanlara mı? Bunu Paris rasathanesi de doğruladı. Sonra.. Bizi AB'ye almamak için uydurdukları yalanlara demek ki bir de bu katıldı. Bıınlar yakında uydurulmuş su zehirlenmesi yalanlarına benziyor. Yarın bir basın toplantısı düzenleyeceğim. iyi geceler.. Ertesi gün haberciler, Andaval'da dolaştılar, çatlamış, çökmüş binaların resimlerini çektiler, Andavallılarla konuştular: Çekyatta oturmuş maç seyrediyordum. Birden sallanmaya başladık. Ampule bir baktım sağa, sola yalpalanıyor. Hemen çocuğu kapıp dışarı çıktık. B Bir haberci, bölgedeki üniversitenin rektörüyle konuştu: Deprem olmuştur. Gerçibizim jeofizik bölümümüz yok ama hastanemize bu nedenle baş vuran çok sayıda vatandaşımız vardır. Ertesi gün basın toplantısında Başkan, kendinden emin bir tavırla konuştu: Andaval'da depremmeprem olmamıştır! Ünıversitesinde jeofizik bölümü olmayan bir rektörün bu konuda konuşması abestir, politik amaçlıdır. Hastanelerdeki vatandaşlarımız, deprem dedikodusundan dolayı paniğe kapılmış, kendilerini camdan, damdan atmış kimselerdir. Sizin, uyarılara rağmen belediye bınalarının depreme dayanıklılığını tesbit ettirmediğiniz, bunlara ayrılması gereklı ödenekle o betonarme şelale tepesini inşa ettirdiğiniz söyleniyor. Tarihinde deprem görülmemiş bir yerde bunların önceliği yoktur. Buna rağmen programımıza alınnıış olup önümüzdeki günlerde yaptırdacaktır. Bahsettiğiniz o muazzam duvardan da yakında su akjtacak, böylece ilçemize bir şelale kazandırmış olacağız. Bu alanda peri bacası, bir de Kızkulcsi de yaptıracağız. Bakın ben şimdi o "evleri yıprandı" denen semtte oturan eniştemin evine gidiyorum ve bir ay orada kalacağım! Deprem olsaydı, böyle davranır mıydım? Basın toplantısı sürerken oradan ayrılan bir haberci, Başkanın evine koştu. Başkanın eşine, Eniştelerinin evine ne zaman taşınacaklarını sordu. Başkanın eşınin cevabı ertesi gün gazetenin manşetini oluşturdu: Kim taşınıyormuş eniştemizin evine? Orası yıkıldığından onlar bize geliyor! • s: Izocam Rulopan, LÇatınızda r Çatınıza İzocam Rulopan ile yalıtım yapın, yakıt faturalarınızda en az % 50 tasarruf sağlayın. " Sıcak, soğuk, gürultü ve yangından uzak, konforlu bir hayat yaşayın. yaz kış evinizde konforlu bir yaşam! İzocamRulopan Tavsıye edılen en duşuk kalınlık Istanbul 12 an \Ankara 14 cm Izmır 10 cm Erzurum 16 cm. BulunduOunıtf şehre uyaun kalınlıjjı öOrenmek ıgln lutİBn ucretsl; danışma hattını arayın İZ0CAM ÜCRETSİZ DANIŞMA HATTI 0 800 211 43 86 www.izocam.com.tr