Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 AĞUSTOS 2004 / SAYI 95* Ç Kalabalıkta çok da göze batmıyorlar ama kendi içlerinde <&: f yvah bana bakıyorlar > sa önünde beklemektense alışverişten vazgeçiyorlar. • ^ bir cehennemdeler. Terliyor, gözlerini kaçırıyor, markette Her sabah otobüse binerken akbili "boş" sinyali verecek * ^ae herkes kendisine bakacak diye korkulu anlar geçirenler dç var. Sosyal fobi modern toplum hastalığı mı? •«»••; Ali Deniz ü$lu irinin yüzüne doğrudan bakamıyorlar. Ya elleri titriyor ya gözlerini kaçırıyorlar. En büyük kâbuslan kalabalıklann ortasına düşmeleri... Gözleniyor olmak, bir yanlış yapmaktan korkmak ellerini kollarınıbağlıyor. Bu bir rahatsızlık. Sosyal fo B bi olarak tanımlanıyor ve toplum için deki yüzdesiküçümsenmeyecek kadaryüksek. Korku, endişe ve çekingenliklerimizle besleniyor. Çocuklukta ortaya çıkıyor ama anne ve babalar ya çocukluklarına vermeklegeçiştiriyorlarya da "çocuktur, büyürgeçer" diyorlar... Oysa bu çocuklar ileriki yaşlarda toplumdan uzaklaşıyor, iş ve aile hayatında huzursuzluklar yaşıyor ya da tamamen kendi içlerine kapanıyorlar. Sosyal fobi, beraberinde depresyonu, alkol ve uyuşturucu bağımlıhğını da getirebiliyor. Sosyal fobisi olup da bunu atlatan, ya da atlatmaya çalışan kişilerle konuştuk. Kimisi isim ve fotoğraf vermeyi kabul ederken kimileri ismini bile gizledi. Sosyal fobiyi bir de üstesinden kendi iradesiyle gelen bir psikoloğun ağzından dinledik. Yıldız Burkovik şimdi kendini hastalarını iyileştirmeye adamış, hatta "Sosyal Fobi/Görünen ve Görünmeyen Yüzleri" isminde bir de kitabı var. Sosyal fobiyi tanımlar mısınız ? Sosyal fobiyi, kendini dış çevreye karşı kötü hissetme, yani rezil veya tedirgin olma hissinden doğan, insanların eleştirilerinden çekinmegibi durumlarda duyulan sosyal bir korku hali olarak tanımlayabiliriz. Yaygın belirtileri ise titreme, kalp çarpıntısı ve aşırı heyecan... SEÇENEKLER ÇOĞALINCA... Sosyal fobiyi bir tarih içinde tanımlamaya kalkışırsak nereden ve kiminle başlamalıyız? Sosyal fobi 1966'da Isaac Marks tarafından tanımlanmış. Eskiden nüfus daha azken, herkes birbirini tanıyorken nüfusun artışıyla ilişkilerin, kişilerin araları açıldı.Çoğalmak korkutucu oldu, çünkü kontrol edebilme duygusu yerini kontrol edememeye bıraktı. Yani, sosyal fobi, bir modern toplum hastalığı mı? Modernleşmeyle birlikte pek çok yeni fikirleroluştu, seçenekler çoğaldı, bazen seçeneklerın arasında sıkışıldı. Topluma uymak mı, karşı çıkmak mı, kendini gerçekleştırmekmi daha uygun, bilinemedi. Gelişmeyle birlikte sosyal fobikler sosyal hayattan kendılerını çekmeye başladılar. Daha fazla dikkat, daha fazla kendini göstermeye gerek oldu ve kaçış başladı. Çocukların ebeveynlerin, okulun, dershanelerin yarış arzularının içine sıkışıp kalması, modaya uymayanın dışlanması, ekonomik engeller içinde kendini göstermenin zorlukları kişileri daha da gerılere çekti... Bu açıdan bakıldığında Istanbul sosyal fobikler için uygun ortam mı ? Kanşık bir toplulıık var Istanbul'da,, her dinden, her dılden, her ortamdan kişiler... Insanlar ayrı sesler içinde seslerini duyurmaya çalışınca tabiikı daha çok zorlanırlar. Kendini göstermek durumıında kalınan her yer sosyal fobık için tedirgin edicidir, herkesin sizi izlediği bir konumda olmak daha da tedirgin eder. Istanbul gibi büyük şehirlerde, herkesin ilgi ve izleme alanmda, doğal olarak tedirginlik artabilir. Ancak bazen de çok küçük bir yerde yaşamak tedirginliği çoğaltır... Sosyal fobinin belirtilerinin başlangıç yaşı için bir şey söylemek mümkün mii? Aslında şöyle bir şey var; bir yaşına doğru çocukların hareketlerinde değişiklikler görülür. Kimisi cana yakın olur, kimi çekingendir, kendıne fazla dokundurtmaz. Bu tarz davranışları olan çocuklara biraz dikkat etmekgerekir. Genelde belirtilerin ortaya çıkışı ise okul zamanına denk geliyor. Tabii, ergenlik döneminde de çok sık rastlanıyor. Yetişkinlikte ise özellikle performans gösterilmesi gereken dönemde kendini gösteriyor. Yani, net bir dönem belirlemek mümkün değil. Peki, aile ortamının ve genetik mirasınetkisivarmı? Ailede böyle bir durum varsa genetik bir etkilenme olabiliyor, ama kişinin kenbu kişilerin hata yapmaya tahammülleri yok. Hem önde olmaktan, hem geride kalmaktan korkuyorlar. "Çok önde olmam^ lıyım çok dikkat çekerim,ama geride dfi kalmamalıyım çünkü potansiyalim var* diye düşünüyorlar. Sürekli bir alarm hai sözkonüsu. * * * Tedavidenbahsedersek... , llaç tedavisi ve terapi kullanıhyor. Het sosyal fobide ilaç kullanılacak diye bir du? rum yok. Sosyal fobinin yanına depresyon, obsesif kompelsif bozukluk, somaJ tik şikayetler ya da daha uç noktalardakj psikotik depresyon dediğimiz şeylerda yerleşmiş olabiliyor. Bu durum daha zoi ve tabii tedavi de çok farklı oluyor. Amt terapi burada son derece önemli, çünku kişinin kendini kabullenmesi açısındaıj büyük önem taşıyor. * •Sizdebutecrübeyiyaşamışsınız...Neleryaşadınız, nasıl atlattınız? Herhangi bir ilaç kullanmadım. îşin içinde olup ınsanın kendisini deşifre et» mesi çok zor. Çocukluğumda fazla bir şey belirgin değildi. Annem biraz çekingendir, babam da öylesayılır. Yani aileselbirtakım özellikler var. Ancak ben çok yaram azdım kü çükken, kavga eder, dövüşürdüm. Sanırım bu biraz da performans göstermekle ilgili. Hani kendini biraz daha yukarılarda görme isteği. Bir megaloman değilim, narsisist de değilim, ama ne kadar iyi yapabileceğimi gösterme ihtiyacı hisseden bir bireyim. Herkes de bunu göstermeye çalışmaz mı aslında? Bir iş yapıyorsanız en iyisini yapmanız gerekir. EVET, BEN BUYUM... Göz göze gelememek Marmara Hukuk öğrencisi, 22 yaşındaki Aslı Î.K. ile konuşmaya gittiğimde kendisini tanımam bir hayli güç oldu. Buluşacağımız yerde bir tek o olmasına rağmen köşe kapmaca oynar gibi yer değiştirdi. Neyse ki sonunda onu yakaladım ve uzun bir adaptasyon süresinin ardından sohbetimize başladık. •Bu durum ilk ne zaman çıktı? llkokul 3. sınıfta, içten içe rahatsızlığımı hissetmeye başladım. Her sabah okula giderken mideme kramplar girer ve terlerdim, hatta Istiklal Marşı ve andımızı söylemeye katılmamak için okula geç gittiğim dahi olurdu. Özellikle yarışmalar ve şiir okumaları korkulu rüyalanmdı. Neyse ki öğretmenlerim bu konuda bana fazla ısrarcı değildi. Bu durumu aileniz biliyor mu, ne diyorlar? Farkındalar, ama çok endişelendiklerini sanmıyorum. Onlarla çok iyi ilişkiler kuramadım zaten, çekingenliğim yanlarında da sürüyor, ama ne de olsa aile. Dikkatimi çekiyor, benimle de göz göze gelmekten kaçınıyorsunuz, bu da rahatsızlığınızın bir parçası mı? Maalesef evet. Beni en çok rahatsız eden şey bu zaten. Aşmayı denedim, ama her seferinde başansız oldum. Bu yüzden dışarıdan deli gibi göründüğümün farkındayun. Hukuk fakültesinde eğitim görüyorsunuz. Kalabalık sınıflar, anfiler, yüzlerce kişi ve iş yaşamında ileri derecede sosyal bir ortam sizi bekliyor. Şu anki durumunuz ve ilerideki hayatımzı nasıl görüyorsunuz? Aslında bu kalabalık bir kâbusken bir avantaja dönüştü. Çünkü kımse beni tanımıyor. Ben de arkadaşlık kurmuyorum. Ayrıca derslere de çok az giriyorum. Bu şekilde sosyalleşmekten kaçabih'yorum. Gelecek için ise planlarım var. Kendimi tedavi etmeye çalışıyorum. Sizinle de bu sebeple görüşmeyi kabul ettim. Yani, ilk adımı atmış oldum. Psikolojik yardım da ahyorum. înanıyorum ki bunu atlatacağım. Yıldız Burkovik fobisini yenmekle kalmadı, sosyal fobiyi anlatan bir de kitap yazdı. di kişilik özellikleri, aile ortamı, gittiği okul.oynadığı çevre, yaşantı içeriği daha önemli. Kişinin yaşadığı çevrenin sosyal anlamda ne derece açık veya kapalı olduğu da belirleyici. Mesela sürekli aile ve akrabalarıyla yaşayan kişiler bu rahatsızlığı daha fazla yaşayabilir. Örneğin baba ya da anne lokantaya yemeğe gitmezlerse çocuk bunu öğrenmez. Ve ilerde böyle bir ortamda tedirgin olur. Sosyal fobi yemek sırasmda ellerin titremesi, kaşığı ya da bıçağı alırken titreme, tutamama, bazen bulantı hissi gibi belirtilerle de kendini gösterebilir. Kişibunlan önceden deneyimlediği zaman daha az tedirgin olııyor Neyaratıyorbu tedirginliği, el titremesi vebulantıyı? Burada, başkalarının kendısi hakkında olumsuz düşüneceklerini düşünmekten doğan bir kaygı var. Temelinde aşırı mükemmeliyetçılık yatıyor. Çunkü Sizdeki belirtiler nasıl başladı ? 1516yaşlarımdabaşladı. Birerkeğiçok beğendiğimde.beraber oturup aılece yemek yerken elim titriyor, çorbamı içemiyordum. Daha sonra kafamda sallanma başladı. Heyecan, kaygı, endişe ya da bir şeyleri çok yapmak isteyip de yapamadığımda hemen kafam sallanıyordu Bu gerçekten çok zor bir durumdu, çünkü saklanır bir yani yoktu. Göruntuıtibari ileçok sıkıntı verici bir durumdu. Bunu kontrol etmek için çok büyük çaba gösterdim. Neleryaptınız? Kendime duyarsızlaştırma dediğimiz bir tekniği kullandım. O durumu görsel olarak zihnimden alıp, endişelerimi birden ona kadar rakamlandırdım. tlk andaki durumumu on diye adlandırıyorsam daha sonrakı durumda bunu sekize düşürmek gibi bir çalışmaydı bu. Ardından gevşeme egzersizlerı yaptım. Stresli olduğumu kabul edıp, kendime 'evet ben buyum' deyip her şeyi kabullenme denemeleri yaptım. Bu ikibuçuk yıl kadar sürdü. Başımdaki titreme kontrolüme geçti ve ; azaldı. Şimdilerde çok gergin ve stresli olduğumda çok küçük, saniyelik bir rahat , sızlıkyaşıyorum, amaönemsemiyorum. 'i' J