22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

1 NÎSAN 2004 / SAYI942 Nedret Hanı bir çiftliği va ledret Koruyan. Turizm Yatırımcıları Derneği Genel ekreteri. îki dönemdir Dünya Turizm Örgütü îkinci <aşkanlığı görevini de yürütüyor. Saksıda çiçeği bile yok enecek kadar azken, bugün narenciye hariç tüm meyve fraçları olan, her çeşit sebzenin yetiştiği bir çiftlik sahibi ldu. Şimdi her gittiği arkadaş ziyaretine kendi mahsulü r, dondurulmuş gıda ya da tarhana taşıyor. •lcay üyüktaş oğma büyüme îstanbullu, annesi ve büyük annesi de. Yanı toprakla uzaktan yakından bir ilgisi yok. Oyle ki, saksıda çiçeği bile yok denecek kadar az, büyüdüğüveyaşadığıevlerde. 1980'liyıllarınbaşında, Koç Topluluğu bünyesindeki şirketlerden Koza, Silivri'de çiftlik arazileri satmaya başlıyor. Bir yandan şirketin pa D zarlama taktiği bir yandan o yıllarda televizyon izleyicisinin müptelası olduğu Dallas'ın payı oluyor o arazilerden birinin alınmasında. O yılların Koç çalışanı Koruyan "Öylesine güzel bir hayal satılıyordu ki, benim gibi toprakla uzaktan yakından hiç bir ilgisi olmayan biri bile heves etmiştibu çiftliklere" diyor. Doğru tahmın ettiniz, arsanınogünkühaliylebugünkühali arasında gerçekten dağlar kadar fark var. Ilk gıttiklerinde büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor Koruyan, 20 dönüm bomboş bir arsa. Sonra yavaş yavaş bir şeyler yapmayı planlıyor ama toprak nasıl zengileştirilir, hangı toprağa hangi mevsim hangi bitkilerin ekilmesi gerek, bilmiyor. Seçilen ve ekilen bitkilerin bakımlarının nasıl yapılacağı, hangi bitkiden sonra aynı toprağa ne ekilmesi gerektiği gibi bir dizi konuda bilgiye ihtiyaç doğuyor. Türkiye'de ise bu konularda kitap, yayın, herhangi bir gazete ya da dergide bir yazı, bir haber bulmak neredeyse imkânsız... Financial Times gibi bir gazetenin bile hafta sonları eklerinde mutlaka bahçe, bahçe bakımı ve benzeri konularda bir yazı, bilgilendirici öğütler, yeni eğilimler mutlaka yer alırken bir tarım ülkesi olan Türkiye'deki günlük, haftalık ya da aylık yayınlardaböylesikonular neredeyse hiç yer almıyor. Şimdilerde var evet, amaonlar da nedense hep çiçek üzerine... Takip ettiği yabancı yayın sayısını arttıyor, bol bol okuyor, hangi mevsimde ne yapmak gerek, nasıl sulama, hangı gübre, hangi bıtki ne zaman ekilmeli, epey bir malumat sahibi oluyor. Sonra bir peyzaj mımarına ev nereye yapılacak, ağaçlar hangi bölgeye ekilecek, sebzelere ait alan neresi olacak soruluyor, bahçenin mimarisi çıkarılıyor. Ekilen ağaçlar büyümeye, beslenmeye başlanan hayvanlar çoğalmaya başlıyor. Başlangıçtaki boş arazi yaklaşık 10 yıl sonra da eni konu bir çiftlik oluyor... HAYATA BAKIŞIDEĞİŞİYOR Toprakla uğraşmaya başladıktan sonra hayata bakışı da değişmeye başlıyor Nedret Koruyan'ın. Hayatın mudaka bir sonu olduğunu daha bir sıkı kavrıyor, belki de acı duyarak. Her günün mutlaka bir değişim, gelişim ve yenilenme olduğunu hayretle izliyor. Çiftlik alındıktan sonra kışlar dahil her hafta sonu mutlaka gidiyor, çok acil işler dışında. Eşinin de toprakla uğraşmaktan keyif alması, çok daha motive ediyor. Çünkü tek başına bir şeyleri ekmek, dikmek.yetiştirmek, çoğaltmak.yani paylaşmamak güzel değil ona göre. Her hafta yeni bir ot, yeni bir çiçek, yeni bir bitki görmek, müthiş bir zenginlik veriyor. Kimı kelebeklerin çimenlerin üzerinde yürüyüşü, nereden geldiğini bilme HEPPROFESYONEL... Nedret Koruyan, Boğaziçi Üniversitesi'ni bitirdikten sonra tüm 68 kuşağı gibi Türkiye'yi kurtarma sevdasıyla ve kendi deyişiyle, 'Bu işi orada başarabilirim' diye gördüğü Devlet Planlama Teşkilatı'na girdi. Ancak memleketin kurtarılmasının o kadar da kolay olmadığmı iki yd içinde anlayarak 70'te, Koç'un Oto Par şirketinde görev aldı. Bugün bile kadın yöneticinin sayılı olduğu toplulukta genel müdüryardımcılığıyaptı. Sonra Doğan Grubu, Ticaret Bankası, Universal Sigorta'nın yöneticileri arasınakatıldı. 1999'dakurucu üyesi olduğu Turizm Yatırımcıları Derneği'nde genel sekreterliğe başladı. Halen TYD'deki görevinin yanı sıra Dünya Turizm Örgütü 'nde iki yıllığına, ikinci dönem, ikinci başkanlık görevini de yürütüyor. diği ve tahmin edemediğı soğanlı çiçeklerin birden bire çiftliğin farklı noktalarında yeşermesi yaşama sevincini artırıyor. Özellikle Türkiye'de'doğanınyaşayan birer abidesi' olarak tanımladığı ağaçlara büyük haksızlık edildığine inanıyor artık Koruyan. Gerçi, bu çiftlik çiftlik olana kadar kendisinin de iğne yapraklı mı, kışın yaprağını dökermi, hangi mevsim meyve verir, çiçek açar mı diye düşünmeyip, yalnizca ağaç diye baktığını itiraf ediyor samimiyetle, ama artık onun farklı bir ilişkisivarağaçlarla. Şimdi çiftlikte, narenciye ve kivi hariç, akla gelebilecek her türlü meyve ağacı ve o topraklarda yetişebilen her türlü ağaç var. Kara yemişten muşmulaya, kara duttan her türlü eriğe... Elma, armut, ayva, vişne decabası...Bütün ağaçlara özenlebakılıyor. Yaz ve kış sebzelerinin tamamı yetiştiriliyor. Balkabağı, fasulye, bamya, patlıcan... Yokyok çiftlikte... BOŞKAVANOZLAR Peki ne yapılıyor onca meyve, sebze? Tabii ki bol bol reçel, son zamanlarda kurutulmuş meyve, dondurulmuş ve kurutulmuş sebze, salça, tarhana... Sanki, bir zamanlar ilkokul kitaplarında anlatılan Fırsatınızvarsatarhanayı bi r de böy le deney i n... 6 kılo domates makineden geçirilerek bez torbalara konuyor ve sularının süzülmesi için ağaçlara asılıyor. Ertesi gün, 4 kilo kuru soğan, 3 kilo karışık biber, 45 demet dere otu makineden geçirilerek karıştırılıyor. Ayrıca 4 kilo yoğurt yine bez torbalarda süzülüyor. Sonra malzemenin tamamı aldığı kadar un ve tuzla hamurhalinegetiriliyor. Hamurun tamamı çok küçük olamayan karelere bölünerek bir hafta hiç güneş görmeksizin evin içinde kurutuluyor. Hamurlar iyice kuruduktan sonra biraz güneşte tutuluyor ve robottan çekilerek hazır hale getiriliyor. Derya Baykal )yuncu En büyük hatanız nedir? Geçmişte hayır diyememek. Bir insanın başına gelebilecek en kötü şey sizce nedir? Hayal kırıklığı. Hayattaki en büyük keyfiniz nedir? Çocuklarımın yüzünün gülmesi, mutlu ve sağlıklı olması. Bir de onlann başarılarıyla gururduymak. En sevdiğiniz yazarkim? Ferhan Şensoy ve Nazlı Eray. En sevdiğiniz film/yönetmen? Son günlerde bana çok şey verdiği ve beni çok düşündürdüğü için Jack Nicholson'ın oynadığı "Aşkta Herşey Mümkün"ü çok sevdim. Bir deoyunumlafilm arasında paralellikler de vardı. Benim bir filmi sevmem için beni çok düşündürmesi gerekiyor. En sevdiğim yönetmenlerden birisi ise Ömer Kavur. Sizce en büyük aşk hikâyesi kimlerinki ? Bence en büyük âşk gerçekten aşık olunduğu zaman hissedilen duygudur. Yani insan ancak kendi aşkını hissedebilir, başkalannın ne hissettiğini ne kadar iyi hissetmeye çalışsanız da hissedemezsiniz. Aşkı insan en iyi kendi âşık olduğu zaman anlar, o zaman en büyük aşk benimki diye düşünürsünüz. J " / J ' Sizi en çok güldüren şey nedir? Özellikle son zamanlarda kendisiyle dalga geçebilen, kendisiyle barışıkınsanların, kendinı çok iyi gözlemleyip kendi hayatıyla veya başkalarının hayatıyla ilgili anlattığı şeylere çokgülüyorum. Beğendiğiniz, takdir ettiğiniz siyasi karakter kim? (geçmişten deolabilir) Tabii kiAtatürk. Ama son yıllardakibaşarısıyla Mustafa Sarıgül'ü de siyasetçi olarak ileridegüzelbiryerdegörmekisterim. Belki de gözüm artık siyasette daha genç insanları görmek istediği için. Bir hayvan olsaydınız, ne olurdunuz ? Mudaka köpek olurdum çünkü köpekleri çok seviyorum. Onlann hissiyatı ve hassas tarafları beni çok etkiliyor. En çokyaşamak istediğiniz şehir? Roma, Paris ve îstanbul. Üçünde de bir evim olsun isterdim. Dünyanın her yerini gezmiş bir insan olarak söylüyorum bunu. içinde sinerjisi ve enerjisi olan her yerde yaşamak isterim aslında; New York gibi mesela. Güncel olaylar içinde yakın zamanda sizi en çok üzen olay nedir? Erzurum depremi. Bir de Türk siyasetini bir çıkmaz içinde görüyorum, bu beni çok üzüyor. 'annem kışa salça ve tarhana hazırlar' sayfalarını okuyoruz, Nedret Koruyan konuştukça... Şimdi tüm arkadaşlarının kavanozlarını biriktirerek kendisine getirdiğini anlatıyor Nedret Koruyan. Boş kavanozlar, reçel ya da salça dolu olarak gerı dönüyor. Reçeller yalnız bir taşım kaynadıktan sonra güneşte olmaya bırakılıyor. Son dönemlerde başladığı meyve kurutma işinde de yavaş yavaş başarı sağlıyor. Ilk kurutuşta kırmızı erikte büyük bir başarı kazanıyor, renkleri ve görünüşleri kıvamında oluyor. Kayısı ve benzeri meyvelerde görünüşler tam olmasa da lezzetler güzel... VE HAYVANLAR Çiftlikte bunca meyvesebze, çiçek olacak da hayvan olmayacak mı ? Tabii ki onlar da var. Tavuk, ördek, hindi, hatta koyun. Gerçi koyunlar çoğalıp da bir sürüye dönüşünce azaltılıyor ama bir yılbaşı ikiz koyun torun sahibi oldukları için ilke olarak hiç bir kurban bayrammda koyun kesilmiyor. Başka bir hayır işi tercih ediliyor. Sebze ve meyveler ile sayıları fazlaca çoğalan hayvanlar satılıyor," Bunlar giderleri ne kadar karşılıyor derseniz, kıyas kabul etmeyecek kadar. Ama, çürümesine de izin verilmez ki" diyor Koruyan. Çiftlikte bir karıkoca sürekli kalıyor, işlere yardımcı olmak için. Kendileri her hafta sonu gıdiyorlar ya, kızlarının çiftlik le ilişkisi, birkaç kez parti vermekten ibaret.oğulları ise Türkiye'de olduğundanadiren uğruyor çiftliğe. "Belki torunlar olunca gelirler" diye umuyor Nedret Koruyan.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle