Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 YAŞAM 25OCAK2004/SAYI931 "Hayatta olmakla yetinme, Daha fazlasını düşle!" KARŞI PENCERE'deki yaşlı adam ERDİL YAŞAROĞLU/ KOMİKAZE KISA HABERLER */ Amerika'da yaşayan kalp cerrahı Dr. Mehmet Öz, "Yılda en az 200 kez seks yapmak, insanın ömrünü uzatır" demiş. Mehmet Barlas soruyor: "Bir yılda 365 gün yok mu?" f^s \/ 72 yaşındaki medya patronu Rupert Murdoch, şimdi 95 yaşında olan annesinin hırsının kendisine de geçtiğini söylüyor ve "Daha 72 yaşındayım. îşimi ancak beynim iflas ettiği zaman bırakırım" diyor. ı/ "Diabets Care" Dergisi'ndeki bir makaleye göre, şeker hastalığının en yaygın türü olan Tip 2 Diyabette, her gün tüketilen bir gram tarçın, vücudun insülin salgılamasını düzenliyor. • InternettekiJUVENON sağlık dergisine göre, Amerika'da obeziteyle birlikte Tip 2 Diyabet hasta sayısı da artıyor. 50 ytl öncesıne göre daha çok yüksek kalorili yiyecek tüketilirken, " daha az kalori harcanması sonucu, kandaki şeker ve yağ oranı yükseliyor. Ayrıntıh bilgi için: www. Juvcnon.com/ journal/voLtaoOl.htm ulku.giray@isbank.net.tr Onyargıların üstesinden geleceğiz... Ülkü Giray Zenci lider Martin Luther King, yıllar önce "I have a dream..." diye başlayan ünlü konuşmasuu yapmıştı. "Bir hayalim var", diyordu... Hayali, ırk ayırunının sona ermesiydi... Onu dinlemek için toplanan binlerce kişi, hep bir ağızdan aynı şarkıyı söylüyordu: "We shall over come!" "Üstesinden geleceğiz!" Benim de bir hayalim var: (Uzayan ömürlerini gönüllerince yaşayabilmeleri için) yaş'a, yaşklara karşı ayırımın sona ermesi... Ve, genç/yaşlı Kulüp 55 üyelerinden aldığımız destek, bana da aynı mesajı veriyor: Üstesinden geleceğiz. Hayal bu ya... Belki bir gün Kulübümüz sanal olmaktan çıkıp, gerçek olacak... Sloganımız, Nâzım Hikmet'in dediği gibi "En güzel günlerimiz, henüz yaşamadıklanmız" olacak... Kulüp toplantılarının açılışında, banttan "We shall over come" çalınacak... Logomuza gelince?.. (Acaba çınar mı, meşe mi, yoksa Ezop'un fırtınalarda yıkılmayan ağacı mı olacak, henüz karar veremedim.) Hayal bu ya... Kırkında saza başlayanın ellisinde çalacağını... Kurtların kocayınca, köpeklerin maskarası olmayacağını...Yetmiş yaşındakinin işinin bitmemiş olduğunu genç/yaşlı herkes görecek, kabul edecek. Çünkü, çoğahyoruz: Tüm dünyada hepimiz daha uzun, daha sağlıklı yaşayarak çoğalıyoruz. Sadece Türkiye'de 85 yaş ve üzerindekilerin sayısı 1990 yılına göre beş kat arttı. (1990'da yaklaşık 175 bin kışi iken, 2003'de 895 bine yaklaştı.) Yaşı 60'ın üzerinde olanların sayısı, dünya çapında, yılda ortalama yüzde 2 artıyor. Üstelik, doğurganlık hızı düştüğü için, 2050 yılında, 60 yaşından büyüklerin sayısı, 15 yaşından küçük olan çocuk ve gençlerin sayısından fazla olacak ı Bu yeni nüfus yapısı, elbette yeni sosyal ve ekonomik sorunları da beraberinde getirecek. Bızi ilgilendiren, kafa Rapidolarıma teşekkürler... arikatürist Erdil Yaşaroğlu'nun "Komikaze" kitabının ikincisi de yayımlandı. "SaçmaKitap" adınıverdiği çahşması için önsöz yerine bir teşekkür kaleme almış Yaşaroğlu: "Rapidolarıma, kurşun kalemlerime, silgilerime, kalemtraşıma, cetvelime, kretuarıma, typex'ime, boardmarker'ıma, fırçama, çini mürekkebime ve sevgili espri bulma defterine teşekkür eder, çalışmalarsırasındakaybettiğim diğer maİ2emelerimisaygıylaanarım".. K yapısı: Hükümetler gibi, gençler ve yaşlılar da bu yıllara hazırlanmaL. Hekimler, ileri yaşlarda dinç, faal ve üretken olmanın yollarını gösterirken, biz Kulüp 55 üyeleri, uzayan ömrümüzü nasıl daha dolu, daha güzel ve verimli kılabileceğimizin yollarını arayıp bulmalı, birbirimize destek olmalıyız. Önerilerinizi ve değerli görüşlerinizi bizden esirgemeyin. Haftaya buluşmak üzere.. . • Doğan Kitap tarafından yayımlanan kitabında "Tanıdığım kadanyla Erdil" başhğı altında kendisini şöyle anlatıyor: "Onu ilk hatırladığım zaman larda bebekti daha. Konuşamıyordu, sürekli ağlıyordu ve altına yapıyordu. Küçük, iğrenç ve zararlıbiryaratıktı. Fakat onu sevmek zorundaydım. Çünkü seçme şansım yoktu. Anaokuluna giderken öğretmeni ona kâğıt ve boya kalemleri vermişti. Ilk çizgilerini o zaman gördük. Çokeğlenceliydiçizdikleri. Başa FAHRİ ÜYELERİMİZ i/ 93 yaşında resim sergisi açan opera sanatçısı Semiha Berksoy. 93 yaşında Setniha Berksoy... • 77 yaşında TEMA'nın Başkanlığını üstlenen Nihat Gökyiğit. ı/ 40. sanat yılını geçen yıl kutlayan seramik ustası Jale Yrlmabaşar. \/ 70 yaşında başladığı resim çalışmalannı beş yıldır sürdüren söz ustası Orhan Boran. • 76 yaşında kendine bir internet sitesi kuran Can Kıraç. rılı bir öğrenciydi. Resim yapmaya devarr etti. Ödüller aldı. Okulda yaptığı 23 Nisar ve Kurtuluş Savaşı resimleri dışındakileı çok keyif veriyordu bana. Bazı geri zekâl öğretmenleri resimleri babası çiziyor zan nediyordu. Bu yüzden azar da işitmişti. Yakın bir arkadaşı vardı. Kuzeni Varol Bir ara karikatür çizmeye başladı. Bütür aile karikatür çizebiliyor diye Varol'u daht çok seviyordu. Bu kıskançlık yüzünden c da karikatüre başladı. Liseyi bitirdiği za mankarikatürlerinikoltuğunun altına al dı ve Limon dergisine gitti. Limon dergi sinde köşe sahibi olmak istiyordu. Altı ye di ay gibi kısa bir sürede de başardı bunu Derginin en genç çizerlerınden biriydi v < yaptığı işleri o zamanlar çok beğeniyordu Şimdi soracak olursanız, aslında çok köti işlerdi. Dergiyegirdikten birsüresonr: televizyon için çalışmayabaşladı.(...) 2002 ydının sonuna doğru arkadaşla rıyla Penguen Dergisi'ni kurdu. Oradi çiziyor. Komikaze.net diye bir site yap mıştı 99 yılında, onunla da ilgileniyor. SOFRA/ BİR 17. YÜZYIL KEŞFİ Kızılderili elması Aylin Öney Tan Insanlık yer elması dediğimız yeraltı zenginliğinin sofralardaki yerini, damaklardaki tadını Amerika'nın keşfine borçlu. Yeni kıtadan gelen domates, patates, bibergibi "yenilik"leritakiben 16. yüzyılda Avrupa'ya getirilen lezzetlerden biri. Yer elmasının botanik künyesinde "Helianthustuberosus" yazar. Yedığimiz kısım bildiğimiz ayçiçeği ailesinden sarı bir çiçek olan bitkinin kökünde oluşan yumrulardır. Belkı de yer elmasına bu künyeye uygun "ay çiçeğiyumrusu" da demek daha uygundu. 1607'de Fransa'ya geldi... Anavatanı Amerika'nın kuzeyi ve Kanada olan bitki, ilk olarak 1607 'de Fransız Samuel de Champlain tarafından" Nova Scotia" kıyılarından Fransa'ya getirilmiş. Hafif tatlı, fındıksı lezzeti yüzünden, başlangıçta tatlı bir yiyecek olarak kabul edilmiş. Hurma, kuru üzüm ile kanştırıLp zencefil ve şarap ile lezzetlendirilerek turta harcı olarak kullanılmış. îngiltere'ye ilk geldiğinde Kraliçe'ye layık nadide bir ikram olarak görülen yer elması, her koşulda ve bolca üretilebilme özelliği keşfedilince, hızla alt sınıfların sofralarına düşüvermiş. *** Nadide bir yiyecek mi, yoksa kitleleri doyuracak bir besın mi keşfettiklerini bilemeyen Avrupalılar, bu tuhaf nimeti nasıl adlandıracaklarmı da tam bilememişler. ttalyanlar ayçiçeğine benzeyen güzel sarı çiçeği ve aşina oldukları enginan andıran tadı yüzünden "Girasole ArticoccoGünebakan Enginar" admı yakıştırmış. Fransızlar ise biraz daha egzotik bir yaklaşımı benimseyip aynı yıllarda Brezilya'dan Paris'e folkloriksergileme amacıyla getirilen kölelerin kabilesi adına (Topinampas) ithafen "Topinambour" demişler. îtalyanlar da sonunda "Topinambur" adında karar kdmışlar. Ama tüm bu kavramlara uzak Ingilizler Italyanca "GirasoleGünebakan" kelimesini "JerusalemKudüs"edönüştürmeyibaşarmışlar! Kudüs ile de enginar bitkisiyle de en ufak bir alakası bulunmayan "yerelması", neticede "Kudüs EnginanJerusalem Artichoke" oluvermiş. Peki bizim "yer elması" adı nereden geliyor? Almanca'da "Erdapfel "in tercümesi mi yoksa, Fransızca'da patatese verilen "Pomme de Tere" adı mı etkili oldu ? Bilinmiyor. Biz her ikisinin de Türkçe tam çevirisiolan "yer elması"nıbenimsemişiz.Bunda bu yumrunun taze iken Amasya elmasını andıran hafif pembemsi renkte, sulu ve kütür kütür olmasının payıolmalı. Önce hayvan yemi... Yerelması 17. yüzyıldakibukeşfinden sonra neredeyse birkaç yüz yıl sofralardan uzak kaldı, sadece hayvan yemi olarak kullanıldı. Hoş ve değişik lezzetine karşın patates kadar yaygın bir besin haline gelmesinin önünde tek engel vardı: Söylemesi ayıp fena halde gaz yapıyordu!. Kuru fasulyeyi aratacak bu özelük içerdiği "inülin" maddesinden kaynaklanıyordu. tnülin bir karbonhidrat türü. Ancak diğer nişasta içeren karbonhidratların Yer Elması Çorbası 500 gr. yer elması 1 orta boy soğan (150200 gr) 4 çorba kaşığı sızma zeytinyağı 2 tatlı kaşığı tane kışniş 1 tatlı kaşığı tane kımyon 1 tatlı kaşığı tuz 3 bardak su 2 bardak süt Ince kıyılmış soğanı tane kişniş ve kimyonla zeytinyağında biraz çevirin. Soyulmuş ve kabaca doğranmış yer elmalarını ekleyin ve bir süre daha kavurun. Su ve tuzu ekleyin ve orta ısıda bir süre pişirin. Yer elmaları dağtlacak hale geldiğinde ateşten alın. Çorbayı kremamsı kıvamda seviyorsanız robot veya kollu bıçaklı mikser yardımıyla püre haline getirin. Pürtüklü bir çorba seviyorsanız tahta bir kaşığın tersiyle ezin. Sütü ekleyin ve çorbayı tekrar ısıtın. Sütün miktarını istediğiniz kıvama göre arttırabilirsiniz veya yarı yarıya krema kullanabilirsiniz. Biraz taze çekilmiş beyaz ya da kara biber ilave edebilirsiniz. Şık bir sunum için ise bıçak sırtı inceliğinde kesilmiş yer elmalarını kızgın fındık yağında kızartın, kağıt havlu üzerinde fazla yağını alın, hafif tuzlayın ve son anda servis yaparken çorbanın üzerine serpin. İ aksine insan vücudu tarafından emilemeyen bir madde. Ozetle, bizün zavallı yer elmasının, patatesin tahtına çıkamamasının, önemli nedeni" in ülin" dir. *** înülinin etkisini kırmak için yer elmasını önceden 15 dakika kadar haşlayarak suyunu süzmek ve sonra yemeklere katmak gerekiyor. Bu şekilde inülin miktarı yarı yarıya azalıyor. Ancak dökülen suyla birlikte lezzetin bir bölümü de gidiyor. Bunun yerine fırında uzun sürede pişirmek de bir nebze işe yarayabiliyor. Kışın ilerleyen soğuk aylarında toplanan yer elmaları ise mevsim başında " turfanda" olanlara göre daha az inülin içeriyor. Bitki soğuk aylara dayanma mücadelesi verirken kök yumrulardaki karbonhidratların bir kısmı çözülüyor. *** Yer elması son yıllarda "Yeni Kıta"dan geldiği yıllardaki kullanım çeşitliliğine parmak ısırtacak, yeni kafa karışıklıklarına yol açacak bir geri dönüş yapıyor. Avustralya'da "Yer Elması Lezzetli KremBrüle" deneniyor!. Londra'da salatalar üzerine bolca yer elması "traşlanıyor". Italya'da "risotto"lara topinambur ve yer mantan ile yeni boyutlar katılıyor. New York'ta silikon levhalar üzerinde kurutulan incecik, kıtır kıtır cipsleri yemekleri süslemekte kullanılıyor. Siz de yaratıcılığınızı zorlayabilirsiniz; Patatesli tariflerinizi bir kez de yer elması ile deneyebilirsiniz. Haşlanmış yer elmalarını bol taze otlu salatalara dönüştürün, türlü baharatlarla fırınlaym, ya da maceracı olun ve ilk keşif yıllarındaki gibi elma yerine bol tarçınlı zencefilli üzümlü turtalara koyun. Daha da cesurolup geç mevsim ürünlerini çiğ kullanabilir ya da Çin yemeklerinde "Su Kestanesi" yerine koyabilirsiniz. Yeni Mutfak akımlarının eddsinde yüzlerce yeni şef "inülin" ya da sonuçları ile baş edebilmenin yolunu bulabilecekler mi, belli değil. Amalezzeteyolculuktakeşfinsonuolmadığı bellı! Meraklısına son not: Yer elmasının Kuzey Amerika'da Algonquin yöresi Kızılderili dilindeki özgün adı "Kaişukpenauk".«