22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

iOCAK 2004/SAYI931 TİYATRO 3 AŞKENT GÜNLERİ HALE SOYGAZİ iuyarlık lüşerref Hekimoğlu " ^ oktan görmüyorum ama iyi tanıyorum Şeref Gürsoy'u. Önce sahnede, O Steinbeck'ın "Fareler ve Insanlar" ununda, Lennie rolünde, sonra Orhan iena'nın Kocaoğlan oyununda, belleğime planan bir oyuncu. Ancak tiyatroya bakışı, tkusu, koruyucu meleklik görevini tlenmesiyle daha çok etkiledi beni. 196O'lı larda birlikteliğimiz var. Devlet yatrolan'nda da ilginç olayların yaşandığı r dönem. Siyasal sahnede de Bizans tınlan sergileniyor. Ciineyt Gökçer, Ayhan 'dan ya da Tarık Leventoğlu ile uğraşanlar illi Birlikçiler'in kapısını çaliyor, basında ;inç haberler, yorumlar yer alıyor. hhiye'de, Sümer Sokak'ta Onikiler jartmanı'nda oturuyoruz o zaman. ıpımızı en çok çalan kişilerden biri Şeref ürsoy, sabah kahvesini bizimle içiyor, yleşimizin gündemi de tiyatro ve opera her man. Tiyatroyu sahiplenişi, koruyucu elek göreviyle çok etkiliyor bizi. Sorunları rlikte yaşıyor, çözüm de arıyoruz. Hâlâ vgiyle, özlemle düşünürüm o günleri. 27 ayısçı dostlarımı da teşekkürle anarım. :11i olaylar karşısındaki davranış biçimleri ık hoş. Doğrulardan şaşmadılar. Ayhan /dan'ın Opera'dan aynlnıasmı isteyenler, dneyt Gökçer'in değişmesini önerenler de iş kırıklığına uğradı sonunda. Değerli jeracımız Op Beni Kate'deki şarkılarıyla akta alkışlandı bir süre sonra. O geceyi rlikte yaşadık Şeref Gürsoy'la. Devlet yatrolan'nda da Opera'da da yıldızların izel parladığı bir dönem. Çağdaş oyunlar hneleniyor, başkent geceleri de güzel ırlıyor. Bir tırmanış dönemi, mesleğimizde : ilginç bir dönem. Sanat olaylarını ıkından izliyoruz, kulisi de yakından ışıyoruz. ayseri kökenli ABD'li yönetmen Elia jüzel Faşizm arından bir özel gün Hale Soygazi, Saint Exupery'nin 'Küçük Prens'iyle oyunculuğunu tiyatro sahnesine taşımıştı. Bu kez îtalyan yönetmen Ettore Scola'nın unutulmaz filmi 'Özel Bir Gün'ün tiyatro versiyonuyla sahnede... Özlem Altunok in dokuz yüz yetmiş yedide başrollerini Sophia Loren ve Marcello Mastroianni'nin paylaştığı iki Oscar'lı film, Tiyatro Diyez tarafından Türkiye'de ilk kez sahneleniyor. Nihal Koldaş'ın yönettiği, Hale Soygazi'ye Volkan Ünal ve Halide Eşber'in eşlik ettiği oyun, Bilgi Üniversitesi'nin Dolapdere'ye kazandırdığı yeni tiyatro sahnesinde izleyiciylebuluşuyor. 1938 Roması'nda faşizmin katıksızzorbagünlerinde bir ev kadını ve homoseksüelin 'Özel Bir Gün'de geçen hikâyeleri... Faşist rejimin yaratmak istediği insan prototipini, kendi özel yaşamlarına indirgeyerek sorgulayan sıradan iki insanın, varoluşlarını sorguladıkl an günün h ikâyesi... Televizyon dizilerle dolu, Türk sineması hareketli bir dönemdeyken siz son iki yıldır tiyatro yapıyorsu B nuz... Hale Soygazi: Son yıllarda çok az film üretiliyor, yılda altı film kadar... Geçen yıl Altın Portakal' a bu yüzden çok az film katılabildi. Bir sinema sektöründen bahsetmek bence artık çok zor. TV dizilerine de pek güvenemiyorum, çok sağlam, iyi, bana uygun bir projeylekarşılaşmadım. Kendimiözgürhissettiğim alan tiyatro, çünkü kendi seçtiğim, beğendiğim oyunlan yapabilme imkânım var. Şu anda da koşullar benim için çok uygun, her ne kadar özel tiyatroların durumu zorsa, bir çok tiyatro kapanıyorsa da, direnmek gerektiği [azan'ın Ankara'ya gelişi de o dönemin ırpıcı olaylarından biri. Şeref Gürsoy da layı güzel yaşadı. Elia Kazan ile sıcak bir arşılaşma oldu evimizde. Sofrada Türk ıutfağı, çevresinde kimi Kayserili önemli işiler, bakanlar, milletvekilleri. lumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Cengiz ıkmeriç saz çaliyor, rakı içiyor, halay çekiyor ,lia Kazan. Türkiye'de çevireceği filmi nlatıyor bize. Viva Zapata filmini örnek eriyor. Ertesi sabah Şeref Gürsoy'la birlikte layseri'ye de gittiler ama sonra neler oldu! )lay tersine döndü birden. Onlar bir yana, uıkara'da Devlet Sahneleri'nde iki oyun dedi Elia Kazan. Biri Foto Finish, öteki îamlet. Foto Finish'te Yıldırım Onal, lamlet'te Cüneyt Gökçer var. Yıldırım )nal'ı çok beğeniyor, "Animal Actor" leyimini kullanıyor. Hamlet'e gelince, jökçer'e hayranhğını, üzüntüsünü belirtiyor. ngilizce oynasaydı Cüneyt dünyanın sayılı hakespeare oyuncularından biri olurdu, liyor. O Hamlet'i coşkuyla düşünürüm her aman. Kuşkusuz o yılları da. Yıldızlar güzel ıarladı Devlet Sahneleri'nde. Sonra bir önme dönemi başladı ama umut solmuyor, lbet bu süreci de aşacağız. Şeref Gürsoy'un ı0. yılını kutlamak da umudu bir olay bence. jeleneğe dönüşmesini diliyorum. Sevgiden, aygıdan, özenden yoksun davranışlara .arşın belli bir duyarlığı kanıdıyor çünkü, ızun yıllara karşın unutulmayanlan, eşekkürden geri kalmayanları. Her dalda var >nlar, güzel filizler veriyor, solmaya karşın •eşermeyi kaıııtliyor. Kimi zaman özümü orguluyorum, belli gerçeklere kapalı ;almanın suçluluğunu duyuyorum. Orneğin TV izlerken belli kanalları hiç açmıyorum, ;imi dizileri izlemiyorum. Müzik dalının ;enç yıldızlarmı iyi tanımıyor, 'eteneklerinden yoksun kalıyorum. Jysa eve kapanmak yeni kapılar açıyor raşamıma. Her dalda güzel olaylar izliyor, reni sesler duyuyorum. Yeni pencerelerden ^akarak yeni bir oluşum kutluyorum /aşamımda. Yeni dostlarla kucaklaşıyor, nutlanıyorum.# Marcello Mastroianni ve Sophia Loren "Özel Bir Gün"de... ni düşünüyorum. Mesleğim oyunculuk, hiç olmazsa bu sayede mesleğimi icra edebiliyorum. Neden Tiyatro Diyez? Tiyatronun adını koyarken ne çok anlamlı ne de anlamsız olmasın istedim. Diyez, kırık ses anlamına geliyor. Tiyatroyu anlattığını düşündüm. 'Özel Bir Gün'ii sahlemeye nasıl karar verdiniz? Küçük Prens'ten sonra bir yıl boyunca oyun arayışına girdim. 'Özel Bir Gün'ün filmini seyrederken aklıma geldi oyunu sahnelemek. Çok sevdiğim birfilm ve oyun. Oyun da zaten filmden çok farklı değil, neredeysebirebir, hatta hiçbir değişiklik yok yapısında. Karar verdikten sonra ttalya'yla bağlantıya girdik, teksti elde ettim, telif sorunlarını hallettik ve çalışmaya başladık. Scola'nın başyapıtlarından biri 'Özel Bir Gün' ve Türkiye'de ilk kez sahneleniyor. Bütün zamanlarda sahnelenebilecek bir oyun olması da cazip sanınm. Her zaman geçerli, bundan 50 yıl sonra da sözü olacak bir oyun 'Özel Bir Gün'. Çünkü çok temel bir insanlık durumunu anlatıyor. tnsan ilişkileri, cinsellik, baskı gibi kavramlar çok zor değişiyor. Bir de her yerde karşılığı olan ve ilginç olabilecek bir oyun. Söylediği evrensel bir insanlık durumu. 1938 yılında Roma'da geçiyor. Sabah başlayıp akşam biten.Hitler'in Mussolini'yi ziyarete geldiği günün hikâyesi... Müthiş bir hazırlık, tören heyecanı, bütün ülke sokaklarda, coşkulu bir karşılama töreni, marşlar, çocuklar, yavru kurtlar... Herkes sokaklarda... Bu sırada bir binada üç kişiye; evli ve altı çocuklu Antonietta, bir radyo sunucusu Gabrielevekapıcıkadına rastlıyoruz. Toplumun farklı kesimlerinden üç değişik karakterle faşist dönemin Italyası'na bir bakış... Evet. Kapıcı kadın bir parça partinin muhbiri kimliğinde neredeyse. Sunucu Gabriele o akşam birtakırn tercihleri veyaşam biçiminden dolayı sürgünegidecek bir gay, faşist rejimin benimsemediği bir insan. Antonietta ise tamamıyla rejimin istediği bir vatandaş, bir ev kadını. Gabriele kendini kötü hissettiği o günde toparlanırken, eşini ve çocuklarını törene yolculayan Antonietta ile karşılaşıyor ve hikâye başhyor... Rejime karşı duran ve itaat eden iki farklı karakter... 'Kalabalıkolmak, üremekgüçtür' diyorDuce. Antonietta bunun için altı çocuklu olmaktan mutlu ve onurlu. Duce'ye âşık, Duce onun ilahı... Kocası çapkın, dışarda eğlenen, tipikbir erkek. Amahayat ya da kadın olmak Antonietta için zaten bu anlama geliyor. Ben sistemin istediği bir kadınım düşüncesini sorgulamadan yaşıyor. Gabriele ise gay olduğu için elinden parti kartıalmmış, sürgüne gönderümiş.Aslındarnilitan ya da antifaşist değil, sadece hayatını özgür yaşamakisteyenbir insan. Karşılaştıkları zaman Antonietta, karşısında farklı bir erkek görüyor, duyarlı, yaralarını açıp gösterebilen... Ve çok etkileniyor. Aşkın imkânsızlığını anlasa da kendi yaralarıyla yüzleşiyor, hayatında bir dönemeç alıyor. Ama akşam Antonietta evine, her zaman kihayatına, Gabriele de sürgüne gidiyor... Cezalandınlnuş bir erkek ve eve hapsedilmiş bir kadın... tkisi de sistemin yaraladığı iki insan... Evet, ama Antonietta farkında değil, Gabriele ise farkında. Ama Antonietta da Gabriele aracılığıyla hayatında iyi gitmeyen bir şeyler olduğunu öğreniyor. Oyun bir anlamda faşizmin o kalabalıktan güç alan sokakta, savaş alanlarında yanılsama y aratan haline karşıhk, gündelik hayatın aynntısında insanı değersizleştiren yanını anlatıyor gibi... Faşizmin insanlar üzerindeki, insanların bedenleri, özgürlükleri, düşünceleri üzerindeki baskısını anlatıyor özetle. Bu insanlar yalnızlığa itilmişler, bu nedenle kendi istekleri önemli değil, onlar bu ülke için yaşıyorlar ve hayatın yaşadıklarından ibaret olduğunu kabul ediyorlar. Antonietta okumuş bir kadın değil, cahil biri, ama mutlaka mutsuz olduğu çok anlar, günler var, bunu dile getiremiyor. N asıl bir hayat yaşadığının farkına Gabriele ile varıyor. Hale Soygazi "Özel Bir Gün"de, perdede Sophia Loren'in oynadığı rolde. Fotoğraf: Vedat Arık J j î Antonietta ve dışarsı Siz Antonietta karakterinin hangi özelliklerini öne çıkarmaya çalıştınız? Hale Soygazi: Tamamen oyunda yazan karaktere uygun; cahil, sevecen, sıcak, hiçbir şeyi fazla sorgulamayan, farkında olmayan, olduğu gibikabul eden bir kadını oynamaya çalışıyorum. Tabii ki, kadın olduğu için de çok duyarlı, ve ilginçtir, Gabriele'nin gay olduğunu öğrendikten sonra, bile bile ona âşık oluyor ve onu olduğu gibi kabul ediyor Antonietta. Faşizmin kadın hayattnı belli kurallar dahilinde taşırması diyebiliriz. Erkekler için de kurallar söz konusu, güçlü, kuvvetli olmalı gibi dayatmaları onlar için de geçerli. Gabriele bu kurallara uymuyor, kuraldışı bir adam. Antonietta için şaşırtıcı olan ilk defa böyle bir şeyle karşılaşması ve bu durumun onu değiştirmesi. Arka planda o günün öneminden kaynaklanan başka ve tezat bir yapı akıyor... Dışarda öyle bir hayat var ki; müthiş heyecanlı, törene odaklı, Hitler ve Duce'ye hayran, askeri bir hava. Bütün o baskı, tören gününün coşkusu, kalabalığın tezahüratı, 'Duce, Duce' sesleri... lçerdeyse izole olmuş iki insan, tuhaf bir gün yaşıyor. Onlar o kadar yalnız kalmış iki insan ki, birbirleriyle ilgileniyorlar, bunun sonucu olarak da başka bir boyutta kendilerinin farkına varıyorlar. Gabriele için de böyle... Hayatın ne kadar sade, yaşanası, sevilir olduğunu görüyor. Belki de intihar edecekken, bir kuşla beraber yaşamına giren kadınla, içinde hayat olan sıcak, basit duygularla karşılaşıyor. Küçücük şeyler vardır ya insanı heyecanlandıran, umutlandıran... Belki öyle bir gün olmasa, başka bir yerde karşılaşsalar, birbirlerinin ilgisini çekmeyecekler. O bir gün boyunca süren birliktelikleri sonrasında biri sürgüne, diğeri evine gidiyor, kafalarında daha iyi, sıcak, güzel düşüncelerle.* Ozel Bir Gün her cuma saat 20.30'da Bilgi Universitesi Dolapdere Kampusu'nda sahneleniyor. (0212 293 50 10)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle