22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

21 Kasım 2020 Cumartesi 7 Aşk patolojik, sevgi normaldir Suçluluk değerlerle ilgili, utanma başkalarıyla... u Batılı bireyin derin depresyonunda esas olarak suçluluk duygusu çıkarken Doğulu insanın derin depresyonunda diğerini suçlama ve kendinden utanma duygusu beliriyor. Kültürel psikoterapi açısından bakarsak Doğulu birey ile Batılı birey arasında nasıl bir fark mevcut? Batılı insan bireyci, kendi istek ve arzularını ön planda tutan, kendini yaptıklarıyla tarif eden insandır. Doğulu insan ise topluluk odaklıdır. Yani iyi bir mühendis olmaktan daha ziyade iyi bir dayı, teyze vb. olmak onun için daha önemlidir. İşinde başardıklarından, kişisel özellik ve yetilerinden ziyade, bulunduğu grubun içinde, ona düşen görevi nasıl yaptığıyla ilgilidir. BATILI YALNIZ, DOĞULU BIREY DEĞIL Batılı birey çok yalnız kalıyor, Doğulu insan ise birey olamıyor. Çok acayip bir şey. Suçluluk ve utanma duyguları arasındaki farkı anlatmak istedik kitabın bir bölümünde. Utanma başka insanlar bizi gördüğünde var olan bir şey. Yani toplumsal ve ilişkisel bir şeydir utanma duygusu. Başkasının bizi görüp görmemesiyle ilgilidir utanmak. Utanınca yerin dibine girmek isteriz, bizi kimse görmesin diye. Suçluluk ise daha bireysel. Bir şeyi kendi değer yargılarına göre iyi yapıp yapamadığınla ilgili suçluluk duyarsın. Bu arada kimse seni suçlamayabilir de bunun için ama sen yine de kendini suçlu hissedebilirsin. Bu senin değerlerinle ilgilidir çünkü. Suçluluk başka insanlar bilsin bilmesin ortaya çıkabilir. Bu anlamda Batılı bir kavramdır suçluluk duygusu ve Batılı bireyin depresyonunda daha fazla görülür. Doğulu bireyse depresyona girdiğinde daha çok utanır kendinden, suçlu hissetmek yerine. Gazeteci Filiz Aygündüz sordu, Psikiyatr Dr. Alper Hasanoğlu yanıtladı. Aşk, kimlik, ilişki, varoluş, ölüm, yas, mutluluk, evlilik, anlam, kaygı, kendinle sahici bağlar kurmak... “Gel Hayattan Konuşalım”, herkese iyi gelir dedik. Siz de davetlisiniz. Buyurun okumaya... u “Gel Hayattan Konuşalım” fikri naiçin hiçbir çıkar gözetmeden hatta çıkasıl doğdu? rına ters olsa bile birilerine iyilik yapma F.A.: Uzun yıllardır aşk, ölüm, anlam, durumu. Fedakârlıkla aynı yerden kayyas süreci, boşluklar gibi mesele ettiğim naklanıyor gibi geliyor bana. Gözlemhayata dair birtakım konular üzerinde çale ya da bilimsel çalışmalarla gösterilelışıyorum. Yoğun bir okuma dönemi oldu cek bir konu değil elbette. Birçok filozof benim için. Yakın zaman önce de psikolove düşünür, fedakârlığın özgecil bir tuji yüksek lisansımı tamamladım. Yüksek tum olmadığını, aksine tamamıyla benlisans sırasında da sözünü ettiğim konu cilce, yani kendimizi düşünerek ve bir başlıklarıyla iigili bilgilerim derinleşti. Ve anlamda güce ve iktidara ulaşmak için Kitap, yemek sonunda bu konuları, psikolojik sermayelerimize katkıda bulunmak için bir psikikullanılan araçlardan biri olduğunu söyler. Benim kafamsa biraz karışık bu koyatrla yapacağım uzun bir söyleşide konuşmaya karar verdim. Bu söyleşiler “Gel ve biraz da nuda, bazen insanlara yapıp ettikleri nedeniyle çok fazla kızıp bencil olduklarını Hayattan Konuşalım”ı oluşturdu. u Doktor tedavi eder, doğa iyileştirir hayat düşünüyorum, bazen de iyimser ve naif tarafım ortaya çıkıyor, kendimi iyi hisise neden bu kadar çok psikiyatri ilacı Ebru D. Dedeoğlu sediyorum ve insanların ne kadar özgekullanılıyor? cil davranabildiğini düşünüyorum. GerA.H.: Burada doğal olarak kapitalist sisçekten net olarak bilmiyorum bu sorutem devreye giriyor. Dünyadaki en büyük 10 şirket için nun cevabını. de iki ilaç şirketi vardır. Yani bu şu demek: Silah kartelleF.A.: Her vermenin altında bir parça almak yatıyor riyle birlikte ilaç kartelleri dünyanın en fazla para kaza bence. Birçok insan için vericiliğin kendisine bir girdisi nan şirketleri. Ve psikiyatri ilaçları çok ciddi para kazan olması gerekiyor. Elbette anne sevgisi gibi çıkarsız sevgidırıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre kalp ve lerin olduğu özel ilişkileri kastetmiyorum ama çoğunluk damar hastalıklarından sonra dünyada işgücü kaybına için saf bir fedakârlığa da inanmıyorum. Öte yandan çok sebep olan hastalık depresyon. Bu ne demek? Milyarlar fedakâr, çok sevgi kelebeği insanlardan hep ürkmüşümca kutu antidepresan demek. Anlayacağın bu çok büyük dür. Belki sonrasında hiç beklemediğim nevrotik ataklarıbir pazar ve o yüzden de insanların depresyonu olduna şahit olduğumdan. ğunu gayet kolay bir şekilde teşhis edebilmek gerekiyor. Bu büyük tuzağın bir de başka bir yönü daha var. Aslın40’TAN SONRA AŞK OLMUYOR MU? da gerçekten depresyonu olan insanlarla depresyon tanısı u Aşk neden bu kadar romantize ediliyor? Gelip gealıp depresyon tedavisi gören insanları karşılaştırsak ina çen bir duyguysa şayet sevgiye dönüştürmek ve devam namazsın ne kadar büyük bir fark olacağına. Şöyle bir ve etmek çok daha değerli değil mi? Huzurlu ve sevgi dori var: Gerçek depresyon hastalarının yüzde 10’u antidep lu bir ilişki aşk olarak tanımlanamaz mı? resan kullanırken antidepresan kullanan insanların saA.H.: Aşk patalojiktir, sevgi normaldir. Aşk o kadar yüdece yüzde 10’u gerçekten depresyonda. Yani gerçekten celtiliyor ki aşkın yerinde sevgi olduğu zaman bunun dadepresyonu olan insanlar tedaviye ulaşamazken aslında ha değersiz bir şey olduğu düşünülüyor. Hayır, sevgi tedaviye ihtiyacı olmayan insanlar boşu boşuna binlerce normal olandır. Aşk söz konusu olduğunda gündelik hatablet antidepresan yutuyor. yatını yaşayamazsın. Ne işe gidebilirsin, işe gitsen de ne düşünebilirsin, ne konsantre olabilirF.A.: Kitapta Alper’in en sevdiğim sözlerinden biri de şu sin, herkese sinirlenirsin, seni meşgul oldu: Dedim ki “‘Aşk’ın Halleri’ni yazdın, aşk ile ilgili en kıymetli bilgin nedir?” Baktı bana, “Bekle, geçer” dedi. ediyorlar diye. Örneğin telefon çalar, sevgilin seni arar diye bakarsın, başkası aramışsa sinirlenirsin, kızarsın (kahkahalar). FEDAKÂRLIKTAKİ ALMAN HESABI u Bu durumda doktorlar da sisteme alet mi oluyor? A.H.: Alet olunuyor tabii. İlaç firmaları popüler olan, daha iyi konumlarda çalışan psikiyatri hocalarının araştırmalarına fon desteği ve pay veriyorlar. Türkiye’yi hiç hesaba katmıyorum çok minicik bir bölümü olduğu için bu pazarın, belki çok ciddiye alınmıyoruz. Ama Amerikalı, Alman, Japon hocaların çocuklarının Harward’da, Princeton’da okumasını sağlayan şey, bu ilaç firmasının dağıttığı fonlar sonuç olarak. Bu yüzden daha fazla ilaç kullanılıyor, her yıl daha fazla sayıda psikiyatrik hastalık tanısı konuyor. u Bencillik insan doğasının gizli gerçeklerinden biri mi? Fedakârlıkta da bir kâr hesabı yok mu? A.H.: Bencillik ve fedakârlık meselesini iktisadi terimlerle almak ve vermek olarak düşünürsek tabii ki burada kâr zarar hesabı yapıyoruz. Bilim insanı olarak bu konuda nerede duracağım konusunda zaman zaman kararsızlık yaşıyorum. Özgecilik ya da diğerkâmlık yani başkası F.A.: Hepimiz yaşadık, sevgiliden telefon beklerken Münevver Teyze’nin arayıp bizi lafa tutmasını (kahkahalar). A.H.: Patalojik bir durum işte. Bu normal mi? Sürdürebilir bir şey olmadığı için sevgiye dönüşmesi gerekiyor. Âşık olunan dönemde depresyon, anksiyete, takıntı ve obsesyon sırasında da ortaya çıkan hormonal değişiklikler oluyor. Âşık olduğunda kalbin çarpıp karnında kelebekler uçuşuyor ya; durup dururken nefes nefese kaldığında, hiç sebepsiz bunlar olduğunda buna panik atak diyoruz. Ne acayip, değil mi? u O nedenle 40’lı yaşlardan sonra huzurlu, dengeli ilişki daha güzel değil mi? A.H.: Tabii. O yüzden 40’lardan sonra aşk olmuyor. F.A.: Marguerite Duras 80 yaşındayken Yann Andrea ile beraber oldu. Özellikle Yann Andrea’nın yazdığı kitabı okuyunca aralarındakinin gerçek aşk olduğunu görüyoruz. Bir de Ebru, 45 sene kadar Duygu Asena ile çalıştım. Duygu Hanım hep “Hayatta en büyük aşkımı 50 yaşında yaşadım” derdi. Duygu Asena diyorsa inanmak lazım. Kaygılarımızın bize hâkim olmasına izin verdiğimiz anda yaptığımız seçimlerin yanlış olma olasılığı artar. Kaygı dediğimiz şey stres değil mi aslında? Stres niye var? Yanlış giden bir şey olduğunda stres yaşarız, kaygı yaşarız bu da bizim yanlış gidenleri düzeltmemizi sağlar aslında. Yani aslında kaygılarımız yüzde 90 bize doğruyu gösterir. Ama zarar vermeye başlamışsa profesyonel destek alabilir. Sinirbilimcilerden biri şöyle der: Korkunun olmadığı bir hayatta bir gün bile hayatta kalamayız. Erkekler annesinin kucağından eşinin kucağına... u Ne zaman büyürüz? A.H.: İsviçre’de ilk gittiğim terapistin bana söylediği ile cevap vereyim: Büyümek bazı oyuncaklardan vazgeçmek demektir. Bütün oyuncakların senin olamayacağını anladığın zamandır. Seçmek zorundasın. O zaman büyürsün. u Ya asla büyüyemeyen erkekler? A.H.: Özellikle Doğu toplumlarında daha çok görülen bir durumdur. Annesinin kucağından karısının kucağına geçen erkekler. Doğu toplumlarında kadınlar da erkeklerin büyümesine çok izin vermiyorlar. Bu da belki kazankazan meselesi. Erkekler hayatta bütün iktidar biçimlerine sahip. Kadın da en azından evin içindeki iktidar bende olsun diyor sanki. Sorsan kadına “Eşimle eşitiz” der ama koltuk takımının değiştirilmesi sırasında kocasının da fikrinin olmasına kızar. Niye kızıyorsun? Adam o evde yaşıyor. Sevmediği renkte bir koltuk takımında mı otursun? Neden? Evdeki iktidarının elinden gitmesini istemiyor. Bu durum da bilerek yapılmıyor tabii ki bir anlamda bilinçdışı bir dinamik devreye giriyor burada. KADIN BÜTÜN VÜCUDUYLA SEVIŞIR u Aşk içeren cinsellik ile aşk içermeyen cinsellik arasındaki fark sıradan bir yemek ile ziyafet sofrası arasındaki fark gibi. Ne dersiniz? F.A.: Hızlı hızlı bir şeyler yemektense şık bir sofrada ziyafeti tercih ederim. Tabii o sofranın hakkını vermek de önemli. Yıllar önce bir söyleşide Gülriz Sururi şöyle demişti: “Bir insanın yemek yeme tarzıyla sevişme tarzı aynıdır”. A.H.: Erkeğin bedeninde zevk alan bölge cinsel organı ve etrafıdır. Kadın ise sevişme sırasında tüm bedeninden haz alır. O yüzden kadın için ön sevişme çok önemlidir. Kadının orgazm yaşayabilmesi, çoğunlukla o ön sevişme sayesinde olur. Ama erkeğin haz aldığı bölge yalnızca cinsel organ kısmı olduğu için erkeğin fiziksel olarak ön sevişmeye ihtiyacı yoktur. O yüzden de yalnızca cinsel etkinliğin yaşandığı birkaç dakika ona orgazmı yaşatır. Yani duygusal olarak çok sevdiği bir kadınla da duygusal Üç günde bir yaptığın yarım saatlik cinsellik mi önemli, sevdiğin, değer verdiğin insanla birlikte yaşlanarak bir tarih oluşturmak mı? Bence kesinlikle ikincisi. Uzun birliktelikler önemli. Ayrıca o aseksüel evliliklerde cinselliği tekrar işin içine katabilirsin. Şehvetli sevişmelerden şefkatli sevişmelere geçebilmeli insan. olarak pek ilgilenmediği bir kadınla da aynı orgazm yaşanır. Ama duygusal olarak çok güzel bir ilişki yaşadığımız kadınla yaşanan cinsellikte alınan haz, salt bedensel tatminin olduğu cinsellikle karşılaştırılamaz bile. Ben epey uzun süredir dünya üzerinde olan biri olarak her ikisini de yaşadım elbette. Tercihim tabii ziyafetten yana. Ancak uzun zamandır diyetteyim (gülüşmeler). u Yemek yapar mısınız dostlarınıza, çocuklarınıza? A.H.: Sabah kahvaltısı söz konusuysa taze soğanlı menemen yaparım. Çocuklarım için harika köfte, patates, pilav yapabilirim. En severek yaptığım da fırında karnıyarıktır. Yanına da terayağlı pilav ve cacık. Cacığı da çok severim. Allahım Yarabbim hemen burdan yemeğe gidiyorum (kahkahalar). Biz İsviçre’den yeni geldiğimizde İsviçrelilerin dağ peynirleriyle yaptığı patlıcan domates soslu penne rigate yapardık sık sık. F.A.: Ben evde sık sık misafir ağırlayan biri değilim. Ama eğer istersem bir önceki sorudan bağımsız olarak söylüyorum dört başı mamur ziyafet sofraları hazırlayabilirim (gülüşmeler). Kendi mönüm ise daha çok sağlıklı beslenme üzerine. Bugünlerde haftada bir sevgili Dilara Koçak’ın son derece kolay ıspanak borani tarifini yapıyorum. 1 büyük soğanı küp küp doğrayıp 23 sarmısakla birlikte zeytinyağında soteliyorum. 1 kg. ıspanağı kesip yıkadıktan sonra soğanın üzerine atıyorum. 3 yemek kaşığı bulgur ve 2 çay bardağı su ilave edip yarım saat kadar pişiriyorum. Üstüne yoğurt ve kızdırılmış yağ... Pijamalarıyla ev halini bildiğimiz ıspanak haute couture giymiş gibi oluyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle