23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 EYLÜL 2018, CUMARTESİ SAYFA 7 ‘Ayvalık’ın bize‘Küçük yerlerde festivalin şehri, şehrin de festivali dönüştürmesi daha kolay’ anlatacakları var’ ALPER BAHÇEKAPILI Program danışmanlığını Fatih Özgüven’in yaptığı, Kariyo & Ababay Vakfı’nın desteklediği festivalde 40’a yakın film gösterilecek. İstanbul Film Festivali’nin de uzun yıllar boyunca direktörlüğünü yapmış olan Azize Tan’la, bu yeni festival vesilesiyle buluştuk. Azize Tan ile Ayvalık’ın festival için önemini, Türkiye’deki ve dünyadaki film üretimini ve dijital platformların endüstriye etkisini konuştuk. ? Öncelikle tebrikler. Umarım çok güzel bir festival gerçekleştirirsiniz. Neden Ayvalık’ı seçtiniz? Ayvalık’ın bu festival için nasıl bir önemi var? Ege Bölgesi’nde aslında dört başı mamur bir festival yok. Girişimler olmuş ama devam edememiş. Ayvalık, içindeki mevcut seyirci potansiyeli açısından da uygun bir mekân olarak gözüktü. Herkesin kolaylıkla gelebileceği bir konumu da var. Tarihi bir kent. Korunmuş bir mimarisi ve inanılmaz bir mutfağı var. Bize anlatacak bir hikâyesi var. Çok cazibeli ve çekici bir yer. Konuk çağırdığınızda getirmek de kolay olacaktır. Son dönemde çok fazla insan da göç etti. O kadar ki, biz festivali yaparken İstanbul’dan neredeyse kimseyle çalışmıyoruz. ? Türkiye’deki film festivalleri arasında nasıl bir yerde duracak bu festival? Gelecekte nereye ulaşmasını bekliyorsunuz? Sürdürülebilirlik çok önemli. Biz bu festivali bir heves olsun diye yapmıyoruz. Ayvalık sinema adına bir merkez olsun istiyoruz. Festivalle birlikte başlayıp yıl boyu devam edecek etkinlikler de olacak. Aslında burayı bir buluşma noktası haline getirmek istiyoruz. Mesela yıllar içerisinde o civardaki Zeytinli Rock Festivali de çok büyüdü. Çok sadık bir izleyici kitlesi edindi. Bu festivalin de kendi seyircisini ve geleneğini yaratmak istiyoruz. Yerel aktörlerle de işbirliği yapmak istiyoruz. ? Nasıl bir değişim bekliyor Ayvalık’ı? Bu tip festivaller dünyadaki benzer şehirleri nasıl değiştiriyorlar? Neden Ayvalık sorusunun cevaplarından biri de burada yatıyor. Büyük bir şehirde festival yaptığınız zaman, ne kadar kapsamlı olursa olsun, ne kadar paranız olursa olsun, o şehrin büyüklüğü içerisinde bir noktadan sonra kaybolmamanız neredeyse mümkün değil. Dünyadaki belli başlı büyük festivallerin büyük çoğunluğu da küçük yerlerde yapılıyor. Cannes Film Festivali de Ayvalık ölçeğinde bir şehirde yapılıyor. Küçük yerlerde festivalin şehri, şehrin de festivali dönüştürmesi daha kolay oluyor. Ayvalık’ta da yapmak istediğimiz şey bu. ‘Burada film başrolde’ ? Yerel yönetimin festivale yaklaşımı nasıl? Nasıl destekler alıyorsunuz? Ayvalık Film Festivali şu anda Başka Sinema tarafından organize edilen bir festival. Başka Sinema’nın da sponsorluğunu yapan Kariyo & Ababay Vakfı ana sponsorumuz. Onların katkısı olmasaydı böyle bir şeyi yapmamız mümkün olmazdı. Türkiye’nin ekonomik şartlarını da düşünürsek, her şeyin çok zorlaştığı bir dönemde böyle bir şeyi başlatmak da hayretle karşılanıyor. Kültür Bakanlığı’na da destek başvurumuzu yaptık. Sonuçlarını bekliyoruz. Ayvalık Belediyesi başından bu yana bize inandı. Ayvalıklıların da çok ciddi desteğini alıyoruz. Yerel halkın, işletmelerin bu festivale inanması çok önemli. ? Bu dönemde yeni bir festivalle insanların karşısına çıkmak hakikatten cesaret istiyor. Tüm bu ekonomik ve politik ortamdan festivaller nasıl etkileniyor? Çok fazla etkileniyor. Sizin sadece bilet geliriyle o festivali gerçekleştirmenize imkân yok. Film festivali gibi bilet fiyatlarının görece daha düşük olduğu sanatsal etkinliklerde bu çok daha zor. Mutlaka bir ana sponsora, belediye, bakanlık desteğine ihtiyacınız var. Bunlar olmadan devam edebilmeniz çok zor. Değişen ekonomik şartlarla birlikte aynı kalitede festival yapmakta da çok güçlük yaşıyorsunuz. Her sene enerjinizin büyük bir kısmını para aramaya harcıyorsunuz. Biz Ayvalık’taki festivali daha butik bir festival olarak tasarladık. Burası filmin başrolde olduğu bir festival olacak. Birçok yerli filmin gösterimi de olacak. Her yıl bir yönetmene 100 bin TL ? Türk sinemasının dünyadaki mevcut yeri hakkında ne düşünü yorsunuz? Ekonomik dengeler yaratıcı süreci nasıl etkiliyor? Türk yönetmenler bence iyi bir yıl geçirdiler. Yeni jenerasyon yurtdışına daha çok açılıyor. Fakat bu her zaman kolay olmuyor. Türkiye’de film üretmek kolay değil. Dünyada da darboğaz var. Bütçeler küçüldü. Çekim süreleri kısaldı. Yönetmenler hayal ettikleri filmleri daha az zamanda, daha az bütçeyle gerçekleştirmeye çalışıyorlar. İlk filmlere ayrılmış özel bütçeler yüzünden bazen ilk filmleri gerçekleştirmek çok daha kolay olabiliyor. Avrupa’da bu tip kaynakların nasıl kullanılacağına dair ciddi tartışmalar var. Mesela Venedik Film Festivali’nin böyle bir programı var. Size bütçe veriyorlar ve belirli bir zaman içerisinde filminizi çekmenizi istiyorlar. Filmi Venedik Film Festivali’nde gösteriyorlar. Emre Yeksan’ın bu sene Ayvalık’ta göstereceğimiz filmi Yuva da bu şekilde çekildi. ? Türkiye’deki festivallerin sinema üretimi açısından nasıl bir etkisi ve önemi var? Ayvalık’ın yeri ne olacak? Ayvalık Film Festivali’ne dair bu konuda bir şey söylemek için erken. Bu sene Kariyo & Ababay Vakfı Yılın Yönetmeni Ödülü aracılığıyla bir yönetmene 100 bin TL vereceğiz. Gezici Film Festivali örneğini verebiliriz ama. Kars’ta yarattığı büyük sinerjiyle, Kars’ın bir sinema platosuna dönüşmesini sağlamıştı Gezici Film Festivali. Eminim gelecek yıllarda bizim de öyle bir etkimiz olacak. Dünya üzerindeki festivallerin de bu anlamda ciddi bir katkısı var. Bu tip platformlardan geçmeyen filmler büyük festivallere neredeyse katılamıyorlar. Rotterdam, Saraybosna, İstanbul film festivallerinin bu anlamda film üretimine çok ciddi katkıları var. ? Dijital platformların sinema dünyasına nasıl bir etkisi var? Bu değişim sinema sektörünü nasıl etkiliyor? Festivallerin bu değişime nasıl cevap vereceği önemli. Geçen sene Cannes Film Festivali’nde Netflix filmlerinin gösterilmesi, bu sene gösterilmemesi… Venedik Film Festivali’nde Netflix filmlerinin yarışmaya alınması… Bunların hepsi birer işaret. Cannes Film Festivali’ne filminizin seçilmesi nasıl o filmin hayatını etkiliyorsa, dijital platformlar da aynı şekilde etkiliyor. Bugün Netflix’in parası varsa, o filmlerin üretimine de katkıda bulunuyorsa, sizin bu platformları yok saymanız imkânsız. Çünkü üretimi destekliyorlar. Pek çok yönetmen artık klasik anlamda kaynak bulamadıkları için bu platformlarla üretime tekrardan devam edebilme fırsatı buluyorlar. Festivallerin bunları reddetme gibi bir şansı yok. ? Dağıtım ağlarının ve teknolojinin tüm bu değişimi karşısında sinema seyircisinin tepkisi nasıl oldu? Onlar nasıl farklılaştılar? Ben festivalde ya da başka bir yerde film izlemeyi, Kindle’dan kitap okumakla basılı kitap okumak arasındaki farka benzetiyorum. İyi festivallerin modasının geçeceğini hiç düşünmüyorum. Üretimin bu kadar fazla olduğu bir dönemde seyircinin bir rehbere ihtiyacı var. Festivaller bu rehber görevini görüyorlar. Filmlere dijital ortamda ulaşılabiliyor olsa da, sosyalleşme açısından festivallerin çok önemli bir görevi olduğunu da düşünüyorum. Bir filmi arkadaşlarınla, büyük ekranda deneyimlemek başka bir şey. Filminizi Netflix çekiyor olsa bile, inanılmaz büyük paralar harcıyorsunuz. Her yönetmen filmini büyük ekranda gösterilmesini hayal ederek çekiyordur. ? Dijital ortamdan fiziksel mekânlara geçmek istiyorum. İstanbul’daki muhtelif sinemaların kapanışı ya da AVM’lere taşınışı hakkında neler düşünüyorsunuz? Üzülüyorum. Keşke daha fazla salon olsa. Sinemaların alışveriş merkezleriyle birebir örtüştüğü bir anlayış yerleşti artık. Sinema bir tüketim maddesi gibi algılanıyor. Bir kazak alırım, yemek yerim, bir filme girer, sonra da eve giderim… Alışveriş merkezlerinde sinema olmasına karşı değilim. İyi gösterim koşulları da sunuyorlar. Ama günün sonunda benim için önemli olan şey bağımsız sinemaların da yaşayabilmesi… Sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde bu anlamda koşullar değişiyor. Tek salonlu sinemaların hayatta kalma ihtimali giderek azalıyor. Bence salonlarla ilgili de farklı bir politika oluşturulması gerekir. Devlet desteği de gerekli. Başka Sinema Ayvalık Film Festivali bu sene 510 Ekim tarihleri arasında ilk defa düzenlenecek. Bu yeni festivali, direktörü Azize Tan’dan dinledik. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle