Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
‘Çoktan olmuş sabahlar’a
açılsın kapılar!
Dur Bakalım Petek, Arda’nın Derdi Ne?, Dayım Balon Olmuş… Hangi bahçenin
kapısını açsanız bir anda o bahçeli olursunuz! Petek, Arda, Yakışıklı’yı yanı başınızda
bulursunuz. Çok geçmez, onlar siz olursunuz. Sevgiye sarılmış çocuklar, özlenen bir
ülke, başka bir dünyadır Necati Tosuner’in arı duru öykülerinde resmini çizdiği.
Y. BEKİR YURDAKUL
nunki de kendi içinde bir yolculuk,
kendisiyle konuşmalar, arayışlar, tüm
O
olgu ve görevlendirmelerin ötesinde,
onlara inat bir yolculuktur elbette. Ne ki daha
hayra alamet değildir. Bir yandan Arda,
ilk sözcüklerle sarıp sarmalar, o içtenlikli
kardeşi Ece öte yandan annesi ve
yolculuğuna gönüllü ortaklar kılar sizi…
babası; Eşref Bey’in nerede olabileceği
“İçtenlikli” deyişim boşuna değildir; kimi anlarda
üzerine düşünmeye, gün geceye akarken
inceden duyumsatsa da kendisini, çoğun o
kaygılanmaya başlarlar.
anlatının ortasında bir yerlerde “buradayım”
Sonra bize, Eşref Bey’le yaşadığı güzel
sahiciliğiyle el sallar size Necati Tosuner.
anları birer ikişer sahneye çıkararak Arda
İşte öykü, roman ve denemelerinin bahçesinde
tanıtır dedesini. Elbette Necati Tosuner’in
hep bu duyguyla dolaştığım, böyle bir heyecanla
o çok sevdiğimiz kaleminin tanıklığında…
kalakaldığım Necati abinin çocuklarla sahneye
Bir büyüme öyküsüdür; aile olma,
çıktığı öteki yapıtlarını da Dur Bakalım Petek’in yeni
dayanışma, sevgiyle kucaklaşma, hayatın olağan
yanı sıra izleğin ışığında kimi sorunlara odaklanmamızı
baskısının ardından yeniden okudum.
akışının getirdikleri üzerine düşünme yolculuğudur
Necati Tosuner’in şiirle öyküyü kardeş kıldığı usta
Arda’nın paylaştıkları.
anlatımına borçlu olduğumuzu belirtelim.
HELE BİR DURUN BAKALIM…
Gündelik telaşların arasında gözden kaçan
Komşu bahçelerden birinde bakım bitince
ZAMANA SIĞAN YAZIYA DA SIĞAR
ince ayrıntıları ve asıl bizi mutlu eden anları
eskidiğini düşündükleri sırayı sokağa çıkarırlar.
Bin bir zenginlikle dolu anlarımızı, o düşünme düşleme
öykünün akışına öyle ustaca yerleştirir ki Tosuner;
Burak’la Petek de onu Burakların bahçesine, çam
hızımıza koşut öylesine yoğun ve sıkı dokulu bir akışla
öyküden kopmadan bütün o incelikleri yüreğinizde
ağacının altına taşırlar.
anlatır, hikâye eder Necati Tosuner.
duyumsarsınız.
Ah ne güzel, bir sıraları vardır artık yan yana
Her anımız nasıl küçük büyük zıplamalarla renk-
Necati abinin bütün kitaplarını okumuşsanız
oturacakları ama apartmanın yöneticisi Akif Bey
leniyorsa, her an nasıl birçok şeyi bir arada kavga-
aklınıza düşer, “Hep çocuklara mı yazsaydı” gibi
hoşlanmamıştır bundan.
sız gürültüsüz düşünüyor aklımıza düşürüyorsak
sorular. Ne ki durmaz bu soru sizde. Onun çocuklara
“Bugün iki kişi oturur, yarın çoğalıp gürültü de
Tosuner’in öyküleştirmesi de işte o zenginliği, yo-
yazdıkları da (çocuğa göre özeni ötesinde) aynı
yapar bunlar!” diyerek çocuklar için yasaklar o sırada
ğunluğu neredeyse bire bir koyar ortaya.
içtenliği, aynı kaliteli dil işçiliğini, aynı arınmışlığı taşır.
oturmayı. Burak kabullenmiş gibidir ama Petek bir
Zamandan zamana, mekândan mekâna, anlardan
Yazıyla altmış yılı bulan arkadaşlığının onu
“Dur bakalım!” çeker bu haksızlığa. Çok geçmez.
anlara koşar sözcükleri, okurunu da bir an olsun
ulaştırdığı ustalığıysa daha önceye dayanır.
Geliştirdiği ilginç eylemine Burak’ı da ortak eder.
geride bırakmaz. Hayatın yoğun, içli dışlı, iç içe
Yazdıkça bambaşka bir şiire varsa da çocuklar için
Apartman yaşamı, komşuluk ilişkileri, olup biteni
geçmiş anlar toplamı bir şırıl dere sakinliğinde ama
ilk yapıtı, 1977 doğumlu Keleş Osman’dan bu yana
anlama ve birbirine karşı anlayışlı olma hallerinin yanında
akar onun anlatımlarında.
çocuklara saygısı, o bambaşka dünyaya yaklaşımı
o ilkgençlik duyguları öykünün görünen izleklerdir ne ki
Neredeyse hiçbir gülümseme / ayrıntı, hoşluk, arada
hep sürüp gelmiştir.
Dur Bakalım Petek’in asıl odaklandığı; haklarımız, onlar
tatlar kaçıran ayrıntılar da yerini alır hiç nazlanmadan.
Yeğeniyle konuşmaları, sohbetlerinin doğurduğu
için mücadele, uygun çözüm yolları ve razı olmanın bizi
Evet, hayat aynı hızla, heyecanla akar onun
öykülerden oluşan Dayım Balon Olmuş’taki içtenlik
taşıyacağı çıkmaz sokaktır. sözcükleriyle ne ki sımsıcak da kucaklar sizi; tanık
ve sıcaklık da Anadolu insanına özgüdür.
Tosuner’in sözcükleriyle yola çıkınca kendimizi
olduğunuz yaşamı, dilin böyle içten, sahici eşliğini
Necati abinin bahçesine bir çay içimi de kurulmuşsanız
bir anda onun yarattığı capcanlı ortamda, küçük
-biraz da hayranlıkla- seversiniz.
“Dur bakalım!” diyen Petek, alttan alta Arda’yı ve ötekileri
dokunuşlarla can verdiği kahraman ve karakterlerle Düşünmenin yanında yazmanın yaya kalan
de tanımaya çağırır sizi. Bu kez de Arda’nın derdinin
bir arada buluruz.
hızıyla, yakaladığı o görkemli anlatma becerisi
ardına düşersiniz bin bir merakla.
Ve şu dikey yaşamın yarattığı sorunlar da bir koşu sayesinde kolayca baş eder ustamız Tosuner. O
eşlik eder bu farklı, ilginç yolculuğumuza. an penceremizden içeriye “çoktan olmuş bir sabah
SAHİ, ARDA’NIN DERDİ NE?
Bir araya gelemeyişlerimiz, manzaramızı kapatıyor
girer”, kendimizi bir anda, uzaklarda sandığımız
Arda o gün okul dönüşü, dedesini her zaman
hırsıyla kesmeye kalkıştığımız ağaçlar, çevreye anıların sandığında buluruz.
n
görmeye alışık olduğu yerde bulamaz. Dedesi çoğu
yönelik duyarsız tutumlar…
zaman orada, alt kattaki büyük pencerenin kıyısında,
Dur Bakalım Petek / Necati Tosuner / Günışığı
Konuya “apartmandan bakınca” daha neler ilişir
hafif bir gülümsemeyle karşılar onu oysa. Dahası Kitaplığı / 108s. / 9+ / 3. Baskı: 2025.
gözümüze neler! Şimdi bırakın onları, dönelim usta
dede Eşref Bey, evde de yoktur o ikindiüstü.
Ardanın Derdi Ne? / Necati Tosuner / Günışığı
kalemin başka bir yolculuğuna…
İlk anda Arda’ya pek tuhaf gelmese de Eşref Kitaplığı / 99s. / 9+ / 8. Baskı: 2023.
Dayım Balon Olmuş / Necati Tosuner / Günışığı
İNCELİKLERİ DUYA DUYUMSAYA… Bey’in alışılan yerinde olmayışı, akşamın ilerleyen
Öykünün mekânı ve zamanına bunca rahat varmalarımızı saatlerinde hâlâ ortalarda görünmeyişi de pek Kitaplığı / 88s. / 8+ / 4. Baskı: 2023.
18 24 Nisan 2025
KAAN SAĞANAK