28 Nisan 2025 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

(21 HAZİRAN 1905 / 15 NİSAN 1980) JEAN-PAUL SARTRE Varoluşun tehdidiyle karşı karşıya kalan insan ve ‘Bulantı’! eden burjuva entelektüel konformizmine karşı çıkar. FERDA FİDAN Ayrıca Roquentin, burjuva yaşam tarzını varoluşsal ıstıraptan kaçma çabası olarak görür: Alışkanlıklarına, 929 yılında eğitimini başarıyla tamamlayan genç öğretmen Jean-Paul Sartre, maddiyata ve sosyal kimliklerine tutunan burjuvalar insanlık Normandiya’da Le Havre Lisesi’ne felsefe öğretmeni olarak atanır. Burada 1936’ya durumunun saçmalığını görmekten kaçınırlar. 1 kadar görev yaptığı yıllarda, Melancholia adını verdiği bir roman yazmış ama yapıt Roquentin de bu ayartmaya karşı mücadele verir. Ancak, Gallimard Yayınevi tarafından reddedilmiştir. ruhunu kaplayan bulantı onu dünyayı olduğu gibi yani Genç öğretmen yazarlık yeteneği hakkında kuşkulara düştüğünden bunalımlı bir dönemden ham ve gerekçesiz görmeye zorlayarak, özgürlüğüyle ve geçmektedir. Ancak 1937’de, öğretmenlik eğitimi sırasında tanıştığı Simone de Beauvoir ile dolayısıyla eyleme geçme sorumluluğuyla yüzleştirir. birlikte Paris’te büyük bir liseye tayin olduğunda yaşamında yeni bir dönem başlar. Önemli değişiklikler yaptığı romanı nihayet yayıncı tarafından kabul edilmiştir. Ana PANİĞE KAPILAN YALNIZ İNSAN! karakter Antoine Roquentin’in günlüğü şeklinde kaleme alınmış olan roman Bulantı başlığı Evrende yerini bulmakta güçlük çeken, tüm doğaya ve insanlığa altında 1938’de yayımlanır ve büyük bir ilgiyle karşılanır. yabancılaşmaya başladığının bilincine vararak paniğe kapılan yalnız insandır Antoine Roquentin. ÖZKURGUSAL BİR YAPIT! Geleneksel kuralların tamamen hayal ürünü olduğunu fark ettiği an duyduğu endişe Sartre’ın Romanın ana karakteri 35 yaşında bekâr bir tarihçi olan Antoine Roquentin, Bouville daha sonra “Varoluşçuluk bir hümanizmdir” adlı metninde vurgulayacağı şehrinde Marquis de Rollebon adlı tarihi kişiliğin biyografisini yazmaktadır. gibi “varoluşun özden önce” geldiğine işaret eder, zira sosyal kurallar ve Bouville haritada olmayan ama her yönüyle Sartre’in genç bir felsefe öğretmeni olarak geleneksel ahlakın keyfi seçimler olduğunun ve evrensel bir insan özünün atanmış olduğu Le Havre kentini andıran bir Normandiya şehri olduğundan, romanın temelini oluşturamayacağının bilincine varan bireyin gözünde bu kurallar özkurgusal bir boyutu olduğunu da göz ardı etmememiz gerekir. yok hükmündedir. Roman, Roquentin’in yalnız başına yaşadığı bu kentte vaktini Bu nedenle kendi yaşamının anlamını kendi çabalarıyla yaratmalı, kütüphanelerde çalışarak ve kafelerde bira içerek geçirirken kapıldığı kendi kaderini kendi uğraşıyla çizmelidir. tarifsiz bunalımın ilerleyişini günlüğüne özenle kaydeder. Çünkü herhangi birinden ya da bir kurumdan medet Yavaş yavaş yanılsamalarından sıyrılırken o zaman kadar hiç ummanın boş olduğunu bilen insan artık özgürleşmeye yani dikkatini çekmemiş olan nesnelerin rahatsız edici boyutlarıyla karşı yaşamını salt kendi eylemleriyle inşa etmeğe mahkûmdur. karşıya geldiği başka bir dünyaya düşmüş gibi hisseder kendini. Roquentin dünyanın önceden belirlenmiş herhangi bir KOLEKTİF ÖNEMİ OLMAYAN BİR GENÇ ADAM, anlamı olmadığının bilincine varmıştır: Yani ona yön gösterecek SALT BİR BİREY: ‘ANTOINE ROQUENTIN’! tanrısal bir güç olmadığı gibi, hiçbir aşkın değer hangi yola sapması Yazar Antoine Roquentin’i Céline’den alınma bir epigraf ile “kolektif gerektiğini dikte edemez. önemi olmayan bir genç adam, salt bir birey” olarak tanımlar. Buhranı o derece artmıştır ki Roquentin yaşamında bir Bekâr bir tarihçi olan Roquentin, Sartre’ın Le Havre’dan şeylerin kökten değişmesi gerektiğine kani olur: esinlenerek hayal ettiği Bouville şehrinde oturur ve Marquis de Rollebon hakkındaki kitap projesinden günlerini halk kütüphanesinde Marquis de Rollebon’un vazgeçer, devamlı özlediği ve uzun süredir yeniden bağlantı yaşamı üzerinde araştırmalar yaparak geçirir. kurmaya gayret ettiği eski metresi Anny’den kesin olarak “Bana bir şeyler oldu” diye başladığı günlüğünde ayrılır ve son olarak Bouville’i terk etmeğe karar verir. Roquentin, dünyayla olan ilişkisinde gözlemlemeye Sartre’ın yarattığı hayali bir figür olan Marquis de başladığı tuhaf değişiklikleri çözümlemeye uğraşır. Rollebon da geçmişin anlamsızlığını ve tarihin bir yanılsamadan ibaret Neden olduğunu tam olarak anlayamasa da en yalın nesneler dahi ona olduğunu gösterir: artık tuhaf görünmeye, büyülediği kadar da endişelendirmeye hatta düşmanca Yaşadığı kriz boyunca, yavaş yavaş, Roquentin böyle bir figürün yaşamına görünmeye başlamıştır. saplanıp kalmanın hiçbir önemi olmadığını görür çünkü tarih de salt yapay bir Deniz kenarından topladığı bir çakıl taşının, kafede masasında duran bira kurgudan ibarettir ve daha içsel bir projeye yönelmeye, edebiyata atılmaya karar bardağının bile ona mide bulantısını andıran bir sıkıntı verdiğini fark ederek iyice verir. Salt “var olmak” amacıyla yeni bir yaşama başlamaktır artık tek isteği. korkuya kapılır ve adını koyamadığı bir girdapta boğulmaya başlar. Romanında felsefi “olumsallık” kavramına somut bir biçim veren Sartre için fazladanlığının farkına varan insanın, yaşamına hiçbir şey olmamış gibi NESNELERİN ‘CANAVARCA VARLIĞI’! devam etmesi olanaksızdır: “Hiçbir şey değişmedi, ancak her şey farklı bir şe- İçine düştüğü buhran bir zaman sonra belediye parkında bir kestane ağacının kilde var olmaya koyuldu.” köküne bakarken duyduğu “korkunç coşkuyla” tavan yapar: “Amacıma ulaştım: Bilmek istediğimi öğrendim. Bulantı beni SARTRE’A GÖRE, ÖZGÜR İNSAN! terk etmedi ve yakın zamanda da terk edeceğini sanmam ancak Roquentin için bu açıdan özgürlük korkutucu bir yüktür şüphesiz: “Yalnız ve artık bundan muzdarip değilim, bu artık bir hastalık ya da özgür. Ama bu özgürlük biraz ölüme benziyor.” Ama aynı zamanda bir fırsat olduğu geçici bir nöbet filan değil: Bu benim.” da kesindir. Sartre’a göre, özgür insan statümüzden sıyrılamayacağımız içindir Metaforik bir imgedir bu: İçindeki değişimin koparılıp atılamayacak, ki yaşamımıza bir anlam yükleyebilmek elimizdedir. Yani özgürlük istediğimizi ruhuna derinden kök salmış bir duygu olduğunu gösterir. yapabilmek değil, aksine ezici bir sorumluluktur. Roquentin hiçbir şeyin tutarlı bir anlamı olmadığını, herkesin ve her şeyin “olumsal” oldu- Böylece, saçmalık hissi ve yalnızlıkla boğuşmak pahasına da olsa Roquentin varoluşunu ğunu yani fazladan olarak kabul edilebileceğini keşfetmiştir. kendi azmiyle inşa etmesi gereken bir proje olarak kabul etmeye karar vermiştir. Salt psikolojik olarak değil, fiziksel anlamda da hastadır artık. Başı dönmeye başlar, ayakta Yapıtın son sayfalarında, yüreğinde bir umut ışığı belirmiş gibidir. “İfade edilen durmakta zorlanır, nesnelerin “canavarca varlığı” artık gerçekten dayanılmaz gelmektedir. sözcüklerin, sayfaların ardında, var olmayan, varoluşun üstünde olan bir şey olduğunun anlaşılabileceği” bir “eser” yazmanın düşünü kurmaya başlar. BURJUVA KÜLTÜRÜ İLE DEĞERLERİNE KARŞI ÇIKAN VE ALAYA ALAN DA BİR ROMANDIR ‘BULANTI’! Dünyanın çıplak gerçekliği karşısında umutsuzluğa kapılmak yerine, bir roman yazmayı planlayarak edebiyat yoluyla bir anlam yaratmaya karar vermiştir. Nesnelerle de bitmez: Ansiklopedilerdeki bütün bilgileri, alfabetik sırayla günbegün öğrenmeyi kafasına takmış olan ve Otodidakt adını taktığı adam gibi, insanlar da ona çok İnsanın saçma kavramıyla karşı karşıya geldiğinde aşması gereken engelleri anlatan Bulantı, tuhaf gözükmektedir. Bouville sakinlerinin yaşam şekillerini de anlamakta güçlük çeker. bu duruma verilen fiziksel ve varoluşsal tepkiyi betimler. Yapıt, aniden ortaya çıkan gerçeklikten ve insanların korkularını yatıştırmak için inanır gibi Bulantı, burjuva kültürü ile değerlerine karşı çıkan ve alaya alan da bir romandır. Her şeyi öğrenebileceğini iddia eden, ilerlemeye ve evrensel ahlaki değerlere körü körüne yaptıkları yanılsamalardan sıyrılarak geçmişi silmek, yeniden başlamak isteyen bir “yalnız gezerin” seyir defteridir ve varoluş tehdidiyle karşı karşıya kalan bir insanın kendisinden inanan Otodidakt burjuva iyimserliğinin bir figürüdür: Roquentin onu hem duygusal hem de gülünç bulur. Otodidakt aracılığıyla Sartre özgür düşüncenin yerine basmakalıp fikirleri tercih başka bir çıkış yolu olmadığını kabullenmesiyle son bulur. n 12 24 Nisan 2025 Çizim DAVID LEVINE
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle