Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Tek parti döneminden 21. yüzyıl başlarına, sürükleyeceğini anlamıştır” dediği dostunu şu
AKP iktidarına kadar ülkemizin siyasal, sözlerle uğurluyor:
toplumsal, kültürel yaşamının tarih yazıcısı, “Otuz yıl süren dostluğumuzun bir ekseni ol-
vicdanı, adı Cumhuriyet gazetesiyle özdeşleşen
du: 1950’lerin ekseninde hep Türkiye’yi konu-
İlhan Selçuk
başyazarımız, ustamız, ağabeyimiz İlhan Selçuk şur, çağdaşlaşma, bağımsızlaşma, uygarlaşma
(11 Mart 1925 / 21 Haziran 2010) 100 yaşında!
atılımının nasıl geçekleşeceğini tartışırdık. Ölü-
‘Bizim en büyük mutluluğumuz,
O; insandı, aydındı ve ölümsüz bilgesiydi münü bilinçle beklerken bu gündem değişmedi…
Anadolu’nun.
Çalışmaya doyamayan bir insandı.
bilinçli yaşamaktır!’
1952’de 41 buçuk adlı mizah dergisinin so-
Türkiye’deki uyanış hızıyla Doğan’ın yüreği-
rumlu müdürü olarak basın dünyasına adım at-
nin atışları arasındaki ters orantı, yaşamının te-
“Yeryüzünün tarihi haklıların iniltileriyle doludur. Her
tı, 1956’da Dolmuş mizah dergisinin genel yayın
mel gerilimini yaratıyordu. Bilincinin son ışığı
müdürlüğünü yaptı ve Cumhuriyet gazetesinde haklı yenilgi, tarihin bir sayfasını açar. Bu sayfalar birikir,
Avcıoğlu’nun beyninde sönünceye kadar bu ge-
açılan Pencere’deki ilk yazısı (“Başlangıç”), 8
yenile yenile en sonunda yengiye ulaşır insan… Ve belki rilim sürmüştür… Devrimciler ölmez; ruhları
Nisan 1962 günü yayımlandı.
birbirine geçer, birbirlerinin gözleriyle bakar-
bizim ömrümüzde olmayabilir, bunu belki görmeyebiliriz
O günden sonra ömrünün sonuna kadar Cumhu-
lar, birbirlerini sevecenlikle anarlar, birbirleri-
ama biliriz. Tarihsel bilinci olan insan bilir. Olayın diğer
riyet’teki Pencere’sinden iyimser, umut saçan, bil-
nin yürekleriyle duyarlar.”
yanı, tarihsel bilinci olan insanın mutlu olmasıdır. Biz
giyle, birikimle donanmış, soran, sorgulayan, me-
mutluyuz. Çünkü biz geçmişten geleceğe, yaşamsal
‘DUVARIN ÜSTÜNDEKİ TİLKİ’
rak ettiren, sevgileri çoğaltan güller attı her sabah.
Duvarın Üstündeki Tilki’de, “Milyarlarca
zincirlerin hangi halkasında nasıl yaşamak gerektiğini
Emin Özdemir’in deyişiyle köşe yazısını
insanı kişiliğinde tekleştirmiş” olan, dünyayı
yergi, deneme, öykücük, oyun, mizah, eleştiri, bilen insanlarız... Bizim en büyük mutluluğumuz, bilinçli
büyüleyen Şarlo’yu anlattığı “Küçük Adamın
bildiri, mektup, yumruk, okşayış, dertleşme,
yaşamaktır, insanı hayvandan ayıran odur... Bizler kendi
Büyüklüğü” yazısında, “Her çağın bir
direniş, söyleşi ögeleriyle zenginleştiren
yaşamlarımızın da ötesindeki yaşamların insanlarıyız, aynı
tragedyası var. Şarlo, güldürülerinde bu
ve adı Cumhuriyet gazetesiyle özdeşleşen
zamanda kendimizden öncekilerin insanlarıyız…”
tükenmez sürecin yasalarını yakalamıştır.
İlhan Selçuk’un Aydınlanmamızın tarihi olan
Filmlerinde kimi zaman dışa vuran aşırı
(Cumhuriyet Kitapları tarafından yayımlanan)
duyarlık ve duygusallık, belki de hüznün
kitaplarında, Pencere’sinden dalga dalga
dışavurumudur; çünkü kahkahalarla gülen insan
yaydığı pırıltılar yer alıyor.
dediği “Kemalizm İdeolojisi” yazısında, “Atatürk bir eylem
gözyaşlarını tutamaz. Gözyaşı, insan yaşamında acıyla
adamıdır” diyor ve Atatürkçülere, “Atatürk’ün 1) Gerçek-
‘YAZI SANATININ DÜNYASINDA YILDIZ
sevinci süzen bir mercekten başka nedir ki?..” diyor.
leştirdiği eylem, 2) Sözleri ve yazıları, 3) Kurduğu parti ve
OLACAĞIMA DEVRİMCİ MÜCADELEDE
programı, 4) Kurduğu devlet ve anayasası yok mudur?. Bü-
‘BİZ KİTAPLA İNSANI BİRBİRİNDEN
KÜÇÜCÜK IŞIK OLMAK YEĞDİR BENİM İÇİN’
tün bunların harmanından bilim yöntemleriyle bir sonuç çı-
AYIRMIYORUZ; EŞDEĞERLİ VE ANLAMDAŞ
Önsözünde, “Yazı sanatının dünyasında yıldız olacağıma
karmak çok mu zor” diye sorup yanıtını veriyor:
SAYIYORUZ!’
devrimci mücadelede küçücük ışık olmak yeğdir benim
“Kuşkusuz zor değil. Atatürk’ü dünya tarihinde nereye
Kitap tutkusunun ateşli aşklar gibi olduğunu söylediği
için” diyen İlhan Selçuk’un, “İyi bilelim ki Mustafa
oturtmak gerekir sorusu elle tutulur biçimde ortadadır. 1917
yazısını, “Biz kitapla insanı birbirinden ayırmıyoruz;
Kemal’in saati, yabancı kumpanyaların değil devrimcinin
devriminden sonra ikiye ayrılan dünyada üçüncü yol ayrımını
eşdeğerli ve anlamdaş sayıyoruz. (…) Yazarın tırnaklarını
saatidir. Ve o saatin tik-takları bugünkü devrimcinin de
Türkiye’nin ulusal bağımsızlık savaşıyla başlatan adamdır
ve dişlerini dile geçirmesi, düşüncesini anlatabilmek için
yüreğinde atmaktadır” cümlesiyle biten Mustafa Kemal’in
Atatürk; antiemperyalisttir, üçüncü dünyanın habercisidir. Bu
dili besleyip geliştirmesi gerekir; bu etkileşim yaşanmadan
Saati, 1966-69 arasında Cumhuriyet’te yayımlanan ve 68
niteliklerinin verdiği rütbeleri omuzlarından sökmeye kalkıştınız
yazılacak yazı -hangi türde olursa olsun- yazı olmaz”
Kuşağı’na gıda ve coşku olan yazılarından oluşuyordu:
mı Atatürk’e düşmanlık çizgisine ulaşırsınız.”
cümleleriyle bitiriyor (“Kitap ve İnsan”).
‘ATATÜRK BİR EYLEM ADAMIDIR!’
‘DÜŞÜNÜYORUM ÖYLEYSE VURUN’
‘İSKELE SANCAK: SOL-SAĞ-ŞERİAT’:
“Gazi Mustafa Kemal Atatürk, eski yazıya karşı yeni yazı,
Düşünüyorum Öyleyse Vurun’da yer alan “Doğan’ı Doğa-
Arapça ezana karşı Türkçe ezan, ümmetçiliğe karşı milliyet- ‘SOLUN BİRLEŞMESİ AKLIN VE
ya Verdik” yazısında, yeryüzündeki çatışmaların omurgasını
SAĞDUYUNUN GEREĞİDİR!’
çilik, özel teşebbüsçülüğe karşı devletçilik, şeriata karşı la-
oluşturan “daha az sömürü, daha çok özgürlük” kavgasının
iklik, uyduluğa karşı istiklalcilik, padişahlığa karşı Cumhu- İskele Sancak: Sol-Sağ-Şeriat adlı kitabındaki, solda
bir insan ömrüne sığmayacak süreçleri çok iyi bildiğini söy-
parçalanmanın demokrasi karşıtlarına, laiklik düşmanlarına,
riyetçilik, imtiyazlı idareye karşı halkçılık, tutuculuğa karşı
lediği Doğan Avcıoğlu’nun tarihimizi özümsediğini söylüyor.
devrimcilik, emperyalizme karşı bağımsızlık, her çeşit köle- emperyalistlere, bölücülere, sermayeciye yaradığını
“Ortadoğu haritasını yeniden çizmeye kararlı görülen söylediği “Solun Türkiye’ye Özgü Olanı” yazısında,
liğe karşı hürriyetçilik mücadelesinin birinci savaşçısı oldu-
ğu için solcudur.” (s. 59) dış güçlerin ancak ‘ekonomik Sevr’le zayıf düşmüş bir “Solun birleşmesi aklın ve sağduyunun gereğidir ama sol
Türkiye’ye siyasal Sevr’in sayfalarını yeniden açmak
Ağlamak ve Gülmek’te, “Kemalizm geriye kapalı, ileriye birleşmeyebilir; aymazlığının bedelini de hem kendisine,
açık bir ideolojidir; biz ise kırk yıldan beri ileriyi yasakla- yolunda baskı yapabileceklerini Avcıoğlu çok öncesinden hem halka, hem ülkeye ödetir… Aymazlık, çeşitli ülkelerde
yıp geriye kapıları açan siyasal düzenler içinde yaşıyoruz” görmüş, her gecikmenin sorunlarımızı çözümsüzlüğe yaşanmamış ve görülmemiş bir şey değil ki!” diyor.
>>
6 Mart 2025 11