22 Nisan 2025 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Tek parti döneminden 21. yüzyıl başlarına, sürükleyeceğini anlamıştır” dediği dostunu şu AKP iktidarına kadar ülkemizin siyasal, sözlerle uğurluyor: toplumsal, kültürel yaşamının tarih yazıcısı, “Otuz yıl süren dostluğumuzun bir ekseni ol- vicdanı, adı Cumhuriyet gazetesiyle özdeşleşen du: 1950’lerin ekseninde hep Türkiye’yi konu- İlhan Selçuk başyazarımız, ustamız, ağabeyimiz İlhan Selçuk şur, çağdaşlaşma, bağımsızlaşma, uygarlaşma (11 Mart 1925 / 21 Haziran 2010) 100 yaşında! atılımının nasıl geçekleşeceğini tartışırdık. Ölü- ‘Bizim en büyük mutluluğumuz, O; insandı, aydındı ve ölümsüz bilgesiydi münü bilinçle beklerken bu gündem değişmedi… Anadolu’nun. Çalışmaya doyamayan bir insandı. bilinçli yaşamaktır!’ 1952’de 41 buçuk adlı mizah dergisinin so- Türkiye’deki uyanış hızıyla Doğan’ın yüreği- rumlu müdürü olarak basın dünyasına adım at- nin atışları arasındaki ters orantı, yaşamının te- “Yeryüzünün tarihi haklıların iniltileriyle doludur. Her tı, 1956’da Dolmuş mizah dergisinin genel yayın mel gerilimini yaratıyordu. Bilincinin son ışığı müdürlüğünü yaptı ve Cumhuriyet gazetesinde haklı yenilgi, tarihin bir sayfasını açar. Bu sayfalar birikir, Avcıoğlu’nun beyninde sönünceye kadar bu ge- açılan Pencere’deki ilk yazısı (“Başlangıç”), 8 yenile yenile en sonunda yengiye ulaşır insan… Ve belki rilim sürmüştür… Devrimciler ölmez; ruhları Nisan 1962 günü yayımlandı. birbirine geçer, birbirlerinin gözleriyle bakar- bizim ömrümüzde olmayabilir, bunu belki görmeyebiliriz O günden sonra ömrünün sonuna kadar Cumhu- lar, birbirlerini sevecenlikle anarlar, birbirleri- ama biliriz. Tarihsel bilinci olan insan bilir. Olayın diğer riyet’teki Pencere’sinden iyimser, umut saçan, bil- nin yürekleriyle duyarlar.” yanı, tarihsel bilinci olan insanın mutlu olmasıdır. Biz giyle, birikimle donanmış, soran, sorgulayan, me- mutluyuz. Çünkü biz geçmişten geleceğe, yaşamsal ‘DUVARIN ÜSTÜNDEKİ TİLKİ’ rak ettiren, sevgileri çoğaltan güller attı her sabah. Duvarın Üstündeki Tilki’de, “Milyarlarca zincirlerin hangi halkasında nasıl yaşamak gerektiğini Emin Özdemir’in deyişiyle köşe yazısını insanı kişiliğinde tekleştirmiş” olan, dünyayı yergi, deneme, öykücük, oyun, mizah, eleştiri, bilen insanlarız... Bizim en büyük mutluluğumuz, bilinçli büyüleyen Şarlo’yu anlattığı “Küçük Adamın bildiri, mektup, yumruk, okşayış, dertleşme, yaşamaktır, insanı hayvandan ayıran odur... Bizler kendi Büyüklüğü” yazısında, “Her çağın bir direniş, söyleşi ögeleriyle zenginleştiren yaşamlarımızın da ötesindeki yaşamların insanlarıyız, aynı tragedyası var. Şarlo, güldürülerinde bu ve adı Cumhuriyet gazetesiyle özdeşleşen zamanda kendimizden öncekilerin insanlarıyız…” tükenmez sürecin yasalarını yakalamıştır. İlhan Selçuk’un Aydınlanmamızın tarihi olan Filmlerinde kimi zaman dışa vuran aşırı (Cumhuriyet Kitapları tarafından yayımlanan) duyarlık ve duygusallık, belki de hüznün kitaplarında, Pencere’sinden dalga dalga dışavurumudur; çünkü kahkahalarla gülen insan yaydığı pırıltılar yer alıyor. dediği “Kemalizm İdeolojisi” yazısında, “Atatürk bir eylem gözyaşlarını tutamaz. Gözyaşı, insan yaşamında acıyla adamıdır” diyor ve Atatürkçülere, “Atatürk’ün 1) Gerçek- ‘YAZI SANATININ DÜNYASINDA YILDIZ sevinci süzen bir mercekten başka nedir ki?..” diyor. leştirdiği eylem, 2) Sözleri ve yazıları, 3) Kurduğu parti ve OLACAĞIMA DEVRİMCİ MÜCADELEDE programı, 4) Kurduğu devlet ve anayasası yok mudur?. Bü- ‘BİZ KİTAPLA İNSANI BİRBİRİNDEN KÜÇÜCÜK IŞIK OLMAK YEĞDİR BENİM İÇİN’ tün bunların harmanından bilim yöntemleriyle bir sonuç çı- AYIRMIYORUZ; EŞDEĞERLİ VE ANLAMDAŞ Önsözünde, “Yazı sanatının dünyasında yıldız olacağıma karmak çok mu zor” diye sorup yanıtını veriyor: SAYIYORUZ!’ devrimci mücadelede küçücük ışık olmak yeğdir benim “Kuşkusuz zor değil. Atatürk’ü dünya tarihinde nereye Kitap tutkusunun ateşli aşklar gibi olduğunu söylediği için” diyen İlhan Selçuk’un, “İyi bilelim ki Mustafa oturtmak gerekir sorusu elle tutulur biçimde ortadadır. 1917 yazısını, “Biz kitapla insanı birbirinden ayırmıyoruz; Kemal’in saati, yabancı kumpanyaların değil devrimcinin devriminden sonra ikiye ayrılan dünyada üçüncü yol ayrımını eşdeğerli ve anlamdaş sayıyoruz. (…) Yazarın tırnaklarını saatidir. Ve o saatin tik-takları bugünkü devrimcinin de Türkiye’nin ulusal bağımsızlık savaşıyla başlatan adamdır ve dişlerini dile geçirmesi, düşüncesini anlatabilmek için yüreğinde atmaktadır” cümlesiyle biten Mustafa Kemal’in Atatürk; antiemperyalisttir, üçüncü dünyanın habercisidir. Bu dili besleyip geliştirmesi gerekir; bu etkileşim yaşanmadan Saati, 1966-69 arasında Cumhuriyet’te yayımlanan ve 68 niteliklerinin verdiği rütbeleri omuzlarından sökmeye kalkıştınız yazılacak yazı -hangi türde olursa olsun- yazı olmaz” Kuşağı’na gıda ve coşku olan yazılarından oluşuyordu: mı Atatürk’e düşmanlık çizgisine ulaşırsınız.” cümleleriyle bitiriyor (“Kitap ve İnsan”). ‘ATATÜRK BİR EYLEM ADAMIDIR!’ ‘DÜŞÜNÜYORUM ÖYLEYSE VURUN’ ‘İSKELE SANCAK: SOL-SAĞ-ŞERİAT’: “Gazi Mustafa Kemal Atatürk, eski yazıya karşı yeni yazı, Düşünüyorum Öyleyse Vurun’da yer alan “Doğan’ı Doğa- Arapça ezana karşı Türkçe ezan, ümmetçiliğe karşı milliyet- ‘SOLUN BİRLEŞMESİ AKLIN VE ya Verdik” yazısında, yeryüzündeki çatışmaların omurgasını SAĞDUYUNUN GEREĞİDİR!’ çilik, özel teşebbüsçülüğe karşı devletçilik, şeriata karşı la- oluşturan “daha az sömürü, daha çok özgürlük” kavgasının iklik, uyduluğa karşı istiklalcilik, padişahlığa karşı Cumhu- İskele Sancak: Sol-Sağ-Şeriat adlı kitabındaki, solda bir insan ömrüne sığmayacak süreçleri çok iyi bildiğini söy- parçalanmanın demokrasi karşıtlarına, laiklik düşmanlarına, riyetçilik, imtiyazlı idareye karşı halkçılık, tutuculuğa karşı lediği Doğan Avcıoğlu’nun tarihimizi özümsediğini söylüyor. devrimcilik, emperyalizme karşı bağımsızlık, her çeşit köle- emperyalistlere, bölücülere, sermayeciye yaradığını “Ortadoğu haritasını yeniden çizmeye kararlı görülen söylediği “Solun Türkiye’ye Özgü Olanı” yazısında, liğe karşı hürriyetçilik mücadelesinin birinci savaşçısı oldu- ğu için solcudur.” (s. 59) dış güçlerin ancak ‘ekonomik Sevr’le zayıf düşmüş bir “Solun birleşmesi aklın ve sağduyunun gereğidir ama sol Türkiye’ye siyasal Sevr’in sayfalarını yeniden açmak Ağlamak ve Gülmek’te, “Kemalizm geriye kapalı, ileriye birleşmeyebilir; aymazlığının bedelini de hem kendisine, açık bir ideolojidir; biz ise kırk yıldan beri ileriyi yasakla- yolunda baskı yapabileceklerini Avcıoğlu çok öncesinden hem halka, hem ülkeye ödetir… Aymazlık, çeşitli ülkelerde yıp geriye kapıları açan siyasal düzenler içinde yaşıyoruz” görmüş, her gecikmenin sorunlarımızı çözümsüzlüğe yaşanmamış ve görülmemiş bir şey değil ki!” diyor. >> 6 Mart 2025 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle