Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MERHABA
Cumhuriyetin ilk “Bu kitabın yazılışını başlatan olay canlı bir te-
levizyon yayınında izleyicilerimle paylaştığım bir
isyan davranışı ve söylemiydi.
Bu isyanımı yaklaşık bir-bir buçuk yıl kadar
tanıklarından Atatürk’ün
önce bir siyasal sohbet programının kapanışın-
da dile getirmiştim:
Programda önce baskıcı iktidarların yanlışları-
yol arkadaşı, devrimci aydın:
nı, adaletsizliklerini, haksızlık ve hukuksuzlukları-
nı eleştirirken bu tür uygulamaların, o toplumlar-
da yaşayan insanların yaşamlarını olumsuz etki-
lediğini, gönençlerini (refahlarını) ve mutlulukları-
Mazhar Müfit Kansu!
nı engellediğini belirtmiştim.
Daha sonra herkesi kendi bilinçlerine, ahlakla-
rına ve vicdanlarına uygun davranmaları, haksız-
lık, hukuksuzluk ve adaletsizliklere karşı müca-
hepimizden ayrı ayrı hizmet
ÖNER YAĞCI
dele etmeleri için uyarmıştım.
bekliyor’ dedi.
En sonunda da izleyenlerimi, ‘Bütün baskıla-
Paşa sözünü bitirir bitirmez:
“Eğer Mustafa Kemal Paşa
ra karşı, her zaman her yerde, her koşulda kendi
‘Paşam, çalışmak için hazırım’
milletin umumi (genel) irade ve
ilkelerini, kendi ahlakını, kendi vicdanını savun’
dedim. Kendisini ilk defa
temayülüne (eğilim) tercüman
diye uyarmış ve masaya yumruğumu vurarak
tanıdığım gibi ilk defa da
ve rehber olmasaydı veyahut da
‘Hayat yaşadığına değsin!’ diye haykırmıştım.
dinliyordum. Hal ve hareketleri
milli irade ve şuur Mustafa Kemal
Bu programdan çok etkilenen çok değerli bir
gibi dinamik, gür, çınlayan bir
Paşa ile önceden ve sonradan
dostumun önerisi üzerine başladım bu çalış-
sesi vardı…
beraber olarak ve emrini tutarak
maya. ‘Kongarizma’ terimini de bu arkadaşıma
‘Vatanı tazyiki altında tutan
ileri hayatına doğru akmamış
borçluyum.
felaket ve musibetleri behemehal
bulunsaydı, Türkiye ne işgal ve
bertaraf edeceğiz’ diyor ve sesi İsyanımın temelinde ise insanların ahlaklarına,
istila felaketinden kurtulabilir,
bu yolda en kesin ve vazıh bir vicdanlarına aykırı uygulamalara karşı olan sus-
ne Sevr muahedesi (antlaşması)
iradenin taşışına sembollük kunlukları ve sessiz kalarak sergiledikleri boyun
yırtılabilir, ne milli zafer ve
ediyordu.” eğiş davranışı yatıyordu.”
kurtuluş tahakkuk ettirilebilir ne
Kansu, “Zaferden sonra ne
Yeni kitabı Hayat Yaşadığına Değsin-Hayat,
de müstakil Türkiye Cumhuriyeti
yapacaksınız” sorusuna karşılık,
Aşk, Başarı ve Mutluluk Üzerine Kongarizma-
kurulabilirdi.”
“Ben arkadaşlarımı bırakmam.
lar (Remzi Kitabevi) ile usta yazar, toplumbilimci
Mazhar Müfit Kansu
Ölünceye kadar beraberiz” diyen
Prof. Dr. Emre Kongar kapağımızda.
Atatürk’ü “gün geçtikçe” daha
Kitabında okuyucuyu kendi yaşamına fark-
‘ERZURUM’DAN ÖLÜMÜNE
çok sever:
lı bir pencereden bakmaya davet eden Kongar,
KADAR ATATÜRK’LE
“Mustafa Kemal Paşa, demir
yaşamın yalnızca akıp giden bir süreç değil, bi-
BERABER’
gibi bir adam. Görüşlerinde,
linçli seçimlerle şekillenen bir serüven olduğu-
Atatürk’le Erzurum Kongresi
muhakeme ve tedbirlerinde
nu vurguluyor.
hazırlıklarından başlayarak ilmek
hiçbirimize benzemiyor.
Deneyimlerini “Hayat”, “Aşk”, “Başarı” ve
ilmek örülen dostluğunu ona verdiği
Hadiseleri, muhtemel
“Mutluluk” başlıklarında toplayarak bu konular-
sözü tutarak ölümüne kadar sürdüren,
inkişafları (gelişmeleri) ile
daki değerlendirmelerini “aforizma”, “karizma”
güncesiyle Ulusal Kurtuluş’un arka
birlikte bambaşka mütalaa
ve “Kongar” sözcüklerini birleştirerek “Konga-
planını en yakından gözleyerek
ediyor ve en küçük ihtiyati
rizmalar” adı altında bir araya getiriyor.
aktaran, tanıklığıyla kurtuluşun
tedbirde, birbirini kontrol edecek hareketlerin hiç birinde en
ve kuruluşun en canlı tarihini yazan, Atatürk’ün “Erzurum’da
Ve Epikuros’tan Sokrates’e, Eflatun’dan
küçük bir dikkatsizlik bile göstermiyor…
benden söz aldı, ölünceye kadar benimle beraber kalacak” dediği
Aristoteles’e, Spinoza’dan Maslov’a kadar bir-
Çok düşünüyor, az konuşuyordu… İnsan dimağının (beyninin)
devrimci bir aydındır Mazhar Müfit Kansu (1872-12 Kasım 1948).
çok düşünürden referansları, aşkın ideolojik-
tahammülü üstünde bir dimağa sahip… İstikbali iyi görür… En
Atatürk’le ölünceye kadar beraberdirler ve o, yıllar sonra
sosyolojik-ekonomik ve edebi tahlillerini, başa-
buhranlı zamanlarda sükûnetini muhafaza eder, telaş göstermez…
Atatürk’ün “Senden korkulur Mazhar, daha ilk günden nemiz
rıya ve mutluluğa giden yolda dikkat edilmesi
Biz bir avuç insan, daha Erzurum’daki faaliyetimize başlarken
var, nemiz yok hepsini not ettin. Bari onları iyi, şöyle sağlam bir
gereken anları sunuyor.
ve tamamiyle hür fikir, hür irade, hür kararımıza bağlı olarak
kasada muhafaza et” demesine karşı, “Paşam merak buyurmayın,
Mehmet S. Aman’ın söyleşisi...
nasıl onu kendimize şef tanımış bulunuyorsak, demek ki, onun
banka kasasında herkes parasını, ben de notlarımı saklıyorum!”
- Öner Yağcı (“Cumhuriyetin ilk tanıklarından,
temas ve muhabere ettiği vatan çocuğu üzerindeki tesiri de bizim
dediği güncesini yazmaya başlamıştır.
Atatürk’ün yol arkadaşı, devrimci aydın:
tabi olduğumuz hissin tıpkısı oluyor.”
Osmanlı döneminde öğretmen, kaymakam, mutasarrıf, vali,
Mazhar Müfit Kansu”),
Mebusan Meclisi’nde Hakkâri mebusu olarak görev yaptıktan
MUSTAFA KEMAL: ‘BU DEFTERİN BU
- M. Sadık Aslankara (Fazlı Yalçın, Güz
sonra TBMM’de Hakkâri, Denizli, Artvin milletvekilliği, Yozgat
YAPRAĞINI KİMSEYE GÖSTERMİYECEKSİN.
Yıkımları, Klaros / Meriç Renkver, Sanrı
İstiklal Mahkemesi üyeliği, Şark İstiklal Mahkemesi başkanlığı
SONUNA KADAR MAHREM KALACAK.
Aşkına, Telos / Hüseyin Opruklu, Tablo
yapan Kansu’nun Son Telgraf gazetesinde (4 Mart-8 Kasım 1948)
1
BİR BEN, BİR SÜREYYA BİR DE SEN
Sessizliği, Metinlerarası / Selma Tonay
tefrika edilen tanıklığı, belgeleriyle birlikte kitaplaştı:
BİLECEKSİN. ŞARTIM BU...’
Elhan, Kelime Ağaçları, Yakın / Pelin Öztürk,
Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber (2 cilt, TTK,
“… ‘Mani oluyor halimi takrire hicabım…’ şarkısını sevdiği Abrakadabra - Ölümsüz Hikâyeler, A7 / İlke
1966; İş Bankası, 2024).
diğer şarkılarla bir arada bizzat söyler ve hemen her seferinde: Mırık, Karantinapolis, Edebiyatist / Murat Ercan,
MUSTAFA KEMAL HAKKINDAKİ ‘Vardar Ovası’ şarkısını söylemeyi de ihmal etmezdi. İşte Çatlaktan Dolan, Mahal),
birinci eğlencemiz arada bir aramızda yaptığımız bu musiki
İLK İZLENİMİ: ‘DEMİR GİBİ BİR ADAM’
- Batın Yurtseven (Soner Yalçın, Solcular -
faslı idi” gibi anılara da bolca yer veren Kansu’nun defterinden
“Çoğu yeni terhis edilmiş, harpten çıkmış, ‘Bitlis’
Sessizliğe Söz Düşenler, Kırmızı Kedi),
Atatürk’ün büyük düşlerini gözler önüne seren ve Cumhuriyet
muharebelerinde ve ‘Çanakkale’de onunla beraber döğüşen veya
- A. Rezzak Oral (Zihni Erdem, CHP’nin
düşüyle ilgili tüm çalışmalara kaynaklık eden bölümü aktarmadan
döğüş şöhretini duyan erler olan köylüler, Mustafa Kemal’in
Üzerindeki Eller / İmge),
geçmeyeceğim:
şahsiyetini ona ve birbirlerine ‘Yaman kumandandır. Sert
- Gültekin Emre (“Paul Celan: ‘Acının Terazisi’”),
“‘Mazhar not defterin yanında mı’ diye sordu.
muharebe eder. Üzerine atıldığı düşmanı kırmadan bırakmaz’…”
- Zeynep Barkın (Demet Cengiz, Göl
‘Hayır Paşam...’ dedim.
diye anlatılan Paşa’yı Erzurum’da bekleyen Mazhar Müfit’in ilk
Kıyısında Leylâ, İnkılâp),
izlenimi şöyle olur: ‘Zahmet olacak amma, bir merdiveni inip çıkacaksın. Al gel...’
- Emek Yurdakul (Nihal Ünver, Diş Doktoru ve
“Mustafa Kemal Paşa, sanki birden ruhumu kavrayan, Defteri getirdiğimi görünce, sigarasını birkaç nefes üst
Elektrogitar, Dinozor Çocuk),
düşündüklerimi, söylemek istediklerimi benden önce derleyen ve üste çektikten sonra: ‘Amma bu defterin bu yaprağını kimseye
- Vitrindekiler, kısa tanıtımlar, Y. Bekir
bilen bir kuvvet ve iktidarla beni tamamiyle tesirine bağlayarak: göstermiyeceksin. Sonuna kadar mahrem kalacak. Bir ben, bir
Yurdakul ve Emek Yurdakul’dan Güncel ve
1
‘... Anadolu’da hep beraber çalışacağız. Değerli ve münevver Süreyya bir de sen bileceksin. Şartım bu...’ dedi.
Mustafa Başaran’dan Bulmaca ile de düşün
arkadaşlara ihtiyacımız ve görülecek çok işimiz var. Vatan Süreyya da ben de ‘Buna emin olabilirsiniz Paşam’ dedik.
>>
trafiği sürüyor!
İyi okumalar...
lİmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Yayın Yönetmeni: Gamze Akdemir l Tasarım:
Serhan Eren l Sorumlu Müdür: Betül Berişe l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık
AŞ l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli- İstanbul l Tel: 0 (212) 343 72
74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Uets: 25999 - 15079 - 37611 l Reklam Genel Müdürü: Evsun Sinem
Alkan l Reklam Rezervasyon: Tel: 0 (212) 343 72 74 Mail: reklam@cumhuriyet.com.tr l Baskı: İleri Basım
Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. AŞ, Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No: 11A/41
KITAP
Bahçelievler - İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir.

