Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ANDREY PLATONOV’DAN ‘CAN’
‘İnsan ne için yaşar’a farklı bir yanıt!
“Hayatlarını, çöldeki vatanlarını (…) birinci sınıf yazarlık amacıyla yapılan bu gezinin meyvelerinden
teknolojiyle donatılmış komünist bir topluma biri de Can’dır.
dönüştürmek için harcayan Türkmenistan’ın en iyi
1934-1935 yıllarında Türkmenistan ziyareti
insanları hakkında bir hikâye yazmak istiyorum.”
sonrası 1935’te tamamladığı Can, sansüre uğrar.
Bu sözleriyle niteliyor Can adlı yapıtını 20. yüzyıl Sansürlenmesinin en önemli nedenlerinden biri
Rus edebiyatının ustalarından Andrey Platonov Stalin’in roman boyunca anılmasıdır.
gerçek ismiyle Andrey Platonoviç Klimentov.
Kadir Yücel’in sansürsüz nüshadan çevirisiyle Timaş
Platonov’un icra ettiği mesleklerden arazi ıslah Yayınları tarafından okuyucularla buluşturulan
mühendisliğinin Can romanı için bir altyapı Can, “devrimin manevi şokunu” en derinlikli haliyle
oluşturduğu söylenebilir. Platonov’un romanın ortaya koyan ve gerçekçiliğiyle Kafka’ya eşdeğer
geçtiği coğrafya olan Orta Asya’yla tanışması ise görülen Platonov’dan yaşama, inanca ve ilkelere
Maksim Gorki aracılığıyla olur. Orta Asya’ya ilişkin bıçak gibi keskin bir roman.
ALPHAN ŞATIR
YOKSULLUKTAN BİTAP DÜŞMÜŞ, ÖLÜMÜ
KUCAKLAYAN BİR HALK!
İŞÇİ SINIFINDAN BİR MUHALİF
Can ismi romanın başında ironik algılanabilecek nitelik-
20. yüzyıl Rus edebiyatının güçlü kalemlerinden Andrey
tedir. Odak figürün halkı olan Can yoksulluktan bitap düş-
Platanov’un Can adlı yapıtı Kadir Yücel’in sansürsüz nüs-
müş ve ölümü benimseyen hatta kucaklayan bir halktır.
hadan çevirisiyle Timaş Yayınları tarafından yayımlandı.
Halkın anlatıldığı çoğu yerde okuyucu boğucu ve yorucu
Andrey Platonov veya gerçek ismiyle Andrey Platonoviç
bir atmosferle, uyku ve ölüm arasındaki bir halkla karşıla-
Klimentov, işçi sınıfına mensup bir ailede dünyaya geldi.
şır. Derme çatma barınaklar, açlık, yoksulluk ve ölümü ka-
Elektroteknik bölümünden mezun olan yazar, 14 yaşından
nıksayan bir ruh hali eserdeki genel havayı belirler.
itibaren çalışmaya başlamış; çıraklık, mühendis yardımcılı-
Odak figürden önce gelen devletin temsilcilisi halihazır-
ğı yapmış bir dökümhanede dahi çalışmış.
da sayıları az olan Can halkının yok olup gitmesini bekler.
İşçi sınıfından biri olarak 1917 Ekim Devrimi’ni destek-
Kendi işini “Hepsi çıkıp gidene kadar onları gömeceğim,
lese de devrimden sonra dönemin birçok yazarı gibi o da
o vakit buradan ayrılıp ‘görev yerine getirildi’ diyeceğim”
muhalif konuma gelen yazar, Stalin’in tasfiyelerinden kur-
şeklinde aktarır.
tulsa da oğlu gerçekdışı gerekçelerle tutuklanıp çalışma
Devletin yeni temsilcisi Çagatayev’in doğup büyüdüğü
kampına gönderilmiştir.
halkı içinse planları tamamen farklıdır. Zira Çagatayev’e
göre devlet görevlileri, “Buraya onu ölmesi ve halkını da
YAPITINA MAKSİM GORKİ ARACILIĞIYLA
ölümcül yazgısına terk etmesi için göndermemişlerdi...”
GİTTİĞİ ORTA ASYA GEZİSİNDE CAN VERİR!
Bu olayın yazara yönelik bir tehdit ve gözdağı olduğu dü-
İDEAL YAŞAM SINAVI!
şünülürken İkinci Dünya Savaşı esnasında orduda gazeteci-
Yapıt boyunca Çagatayev, görev bilinciyle ve halkı-
lik yapan yazarın sağlığı, savaş nedenli yakalandığı tüber-
na olan bağlılığıyla onlara ideal bir yaşam kurmaya çalışır.
küloz yüzünden giderek bozulmuş ve savaşın sonunda terhis
Bu sırada Çagatayev birçok sınavdan geçer ve çokça kez
edilmiştir. 1951’de ise aynı hastalık nedeniyle vefat etmiştir.
kendini, görevini ve halkını sorgularken bulur.
Yazarın icra ettiği mesleklerden arazi ıslah mühendisli-
Bu çerçevede “Çagatayev, komünizmin halkına gerek-
ğinin Can romanı için bir altyapı oluşturduğu söylenebilir.
mediğine dair duyduğu kahrın acısını…” hisseder. Umut-
Platonov’un romanın geçtiği coğrafya Orta Asya’yla tanışma-
suzlukla halkının öleceğini düşünür, “Can halkının ölecek
sı ise Maksim Gorki aracılığıyla olur. Orta Asya’ya yazarlık
olması kötüydü…” diye düşünür. Sonra Stalin’in hayatta
amacıyla yapılan bu gezinin meyvelerinden biri de Can’dır.
olduğu aklına gelir ve tekrar kendine gelir: “‘Ölmeyecek!’
diye fısıldadı Çagatayev”.
MUTLULUĞU ARAYAN RUH VE SANSÜR!
Platonov’un kendine özgü betimlemeleriyle dolu bu yapıt
1934-1935 yıllarında Türkmenistan’a yaptığı ziyaret son-
adeta okuyucunun ölüm ve yaşam algısını sorgulamaya yön-
rası 1935’te tamamladığı Can, parçalar halinde yayımlanır
lendirir. Figürlerin bu konular hakkındaki diyalog ve mono-
ve sansüre uğrar. Tam şekli ilk kez 1978’de yayımlanırken
logları ise bu sorguya yönlendirenler olarak karışımıza çıkar.
sansürsüz şekli ise ancak 1999’da yayımlanabilmiştir.
Yapıtın sansürlenmesinin en önemli nedenlerinden biri
TÜRKMENİSTAN’IN EN İYİ İNSANLARI
Stalin’in roman boyunca anılmasıdır.
DEVLETİN KANATLARI ALTINDA! HAKKINDA BİR HİKÂYE, SOSYALİST BİR MİT!
Örneğin “Stalin, yeryüzündeki tüm kimsesizlerin iyi
Çagatayev’in annesi yaşlı bir Türkmen kadını olan Gül-
Yazarın yapıtı hakkındaki yorumu ise “Hayatlarını, çöldeki
kalpli babası olan yaşlı bir adama benziyordu…” sözlerin-
çatay, yoksulluk yüzünden oğlunu henüz çocukken kendi vatanlarını (…) birinci sınıf teknolojiyle donatılmış komünist
de Stalin’in babacan ve neredeyse kutsal şekildeki tasviri başına yaşaması için Asya’nın çöllerine bırakır.
bir topluma dönüştürmek için harcayan Türkmenistan’ın en
dönemin ve otoritenin çizgisiyle uyuşmamaktadır.
Odak figür, annesinin “Var git yoluna, Nazar, (…) Artık
iyi insanları hakkında bir hikâye yazmak istiyorum” şeklinde.
Can, uçsuz bucaksız Sovyet coğrafyasının en ücra köşe- o kadar zayıfım ki seni sevmek elimden gelmez, yalnız başı-
Stalin’in baskıcı rejimi gölgesinde yazılan Can, Sovyet
sinden çekip çıkarılan bir uzun hikâyedir. Sovyetler kontrolü
na yaşa artık. Seni unutacağım” sözlerinin ardından çölde
insanı ve ideolojisi hakkındaki çelişkili denilebilecek tür-
altındaki Orta Asya’da yaşanan bölgesel ve ulusal sınırların
yuvarlanan bir döngele otunun peşine takılır. den betimlemelere sahip. Aynı zamanda yapıtın anlatılan
belirlenmesi sürecinde kaleme alınmıştır. Hem romanı hem Yaşamını bir süre oradan oraya savrularak geçiren küçük
olaylara karşı tutumunun muğlaklığı da otoritelerce sorgu-
de romanda anlatılan halkın ismi olan Can kelimesi ise yazar
Çagatayev sonunda kendisini devletin kanatları altında bulur. lanmasına neden olan bir konu.
tarafından “Mutluluğu arayan ruh” olarak tanımlamaktadır. “Sovyet iktidarı hep bütün gereksiz ve unutulmuşları top-
Edebi açıdan romanı ilgi çekici kılan noktalardan biri-
Yapıt, odak figür Nazar Çagatayev’in Moskova İktisat
lar, tıpkı fazladan bir boğazı zül saymayacak, çok çocuklu siyse ütopik-distopik bağlamdaki ikiliği. Odak figürüne ilk
Enstitüsü’nden mezuniyetiyle başlar. Çagatayev mezuniyet
bir dul kadın gibi” sözleriyle Çagatayev’in bir iktisatçı ola- bakıldığında sosyalizmin inşası için memleketine dönen bir
kutlamasında tanıştığı Vera ile ani bir kararla evlenir fakat na kadar devletin ebeveynliğinde büyüdüğü anlaşılmaktadır. kahraman göze çarpıyor. Bu çerçevede Can adeta sosyalist
yaz geldiğinde büyüdüğü topraklar olan Asya’ya tayini çıkar.
Büyüdüğünde ise devlet Çagatayev’i doğduğu toprakla- bir mit üretiyor.
Dul ve hamile olan Vera, yolculuktan hemen önce ra “Halkın zaten cehennemdeydi, bırak cennette yaşasınlar Ancak yapıta diğer taraftan bakıldığında, halihazırda
Çagatayev’i henüz 18’ine basacak kızı Ksenya ile tanıştırır
ve biz de onlara tüm gücümüzle yardım edelim... Sen bizim otoritenin temsilcilerinin uğradığı Can, halkının durumu
ve Çagatayev genç kıza âşık olur. Çagatayev’in hikâyesi yetkilimiz olacaksın” sözleriyle devletin bir yetkilisi olarak
sistemin kısa bir özeti ve distopik bir yansıması olarak da
de tam burada anlatılmaya başlanır. geri gönderir. Bu halkın adıysa Can’dır. okunabiliyor.
n
14 25 Temmuz 2024