14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Erendiz, Semrin, Engin… Bakın şöyle, kat kat orman dokusunu anımsatıyor öykücülerimiz, gideni, öyküsünü sürdüreniyle, bu arada gelmekte olanıyla kuşakların bir arada iç içe, ormanca yaşadığı, üretimini sürdürüp öykü-kitap yayımladığı bir geniş zaman dilimi halinde uzanıp yayılıyor onlar da. İşte Erendiz, Semrin, Engin üç öykücü neredeyse bunu somutlayan görüntü sunuyor bize. rendiz Atasü, 1983’te Kadınlar okur olarak bizi, ülkemize dönük ye- da Vardır adlı ilk öykü kitabını ni bir kazı yapmaya yönlendiriyor di- E yayımladığında Semrin Şahin’le yebiliriz. Engin Kükrer doğmaya doğmuştu ya Yaşanan gerçeklik farklı bir zihin- biri anca ana kucağında öteki belki le algılanıp yerli yerine oturtulurken, paytak adımlamadaydı o kadar. okur-yazar “küller” altında birlikte kol Ama ne oldu? Erendiz kitaplı öy- kola yol alıyor. kücülüğünde yarım yüzyıla dayandı, Semrin Şahin, gösterdiği süreğen sayısını unuttum, tam bu eşikte bir öykü çabasının karşılığını, yükselttiği öykü kitabı daha yayımlayıverdi: Her- düzeyle alıyor böylece. kes Sevdiğini Öldürür (Sia, 2023). ENGİN KÜKRER: ‘BABAMIN Öteki iki çocuk ne zaman büyüdü, KALBİNİ KİM ÇALDI?’ heceleyip de öykülemeyi söktü, şaş- Her ilk kitap heyecan, coşku anla- mamak elde değil. mına geliyor elbette, ancak yapıtların bu duy- Semrin hele onuncu yılını da tamamlamış, Hayır, ders verircesine değil, öyküyü zedele- gularla karşılansa bile kimi boşluklar barındıra- dördüncü öykü kitabıyla merhaba diyor: Küller meden, üzerine yük, ağırlık bindirip çökertme- bileceği gerçeğinin göz ardı edilmemesi gere- (İthaki, 2023). Engin Kükrer’se ilk kitabın se- den. Bu tutumunu çoğu öyküsünde gözleyebi- kiyor yine de. vincini Cumhuriyetimizin yüzüncü yılıyla bu- liyoruz. Öyküye girdirilebilecek kavramsallaş- Oysa günümüzde öyle çok ilk kitap yayımla- luşturuyor: Babamın Kalbini Kim Çaldı (Günce, tırma yerine öykündün akışında, kendisini var nıyor ki ancak üzerinde en az durulan kitaplar 2023). Onları karşılamanın sırasıdır ilk-son ki- eden bu süreçte olguyu da tartışan bir okuma da bunlar oluyor. taplarıyla. ediminin önünü açıyor böylece. Necati Tosuner hep gülerek anlatır, ilk ki- Sonuçta “tartışmalı” diyebileceğimiz bir öy- ERENDİZ ATASÜ: ‘HERKES tabı Özgürlük Masalı (1965) için Tarık Dursun küleme getiriyor okur önüne. SEVDİĞİNİ ÖLDÜRÜR’ K.’nin, yazısında bundan “güzel acemilik” diye Bunu, hepsinde değilse de azımsanmayacak Erendiz, sevgi diliyle kuruyor anlatısını hep. söz edişini. öyküsünde gözleyebiliyoruz. Tartışmada oku- Bireysel-toplumsal açıdan kadın sorunsalına Öykü, roman fark etmiyor, ilk kitaplarda genelde run ille belirgin düzey taşıması da gerekmiyor. gözlediğim iki yanlış yönsemeyle karşılaşıyoruz: yaklaşımında örneğin olgu ne denli kaba, van- Erendiz’den yine doygun öykü örnekleri. Yine dal, acımasız da olsa, kahredici şiddet de içer- 1- Okura güvenmeme. Bu, yazarları iki yan- farklı biçimlendirmeler, okuma hazları eşliğinde. lışa sürüklüyor: anlatımının yetmeyebileceği se tutumunu değiştirmiyor. kaygısı, eksiksiz anlatma iştahı. Oklarını “sevilme ihtiyacı” duyarken “sevme SEMRİN ŞAHİN: ‘KÜLLER’ 2- Anlatıda boşluk bırakmama. Bu da kendi- ihtiyacı” duymayan (161) insanlara yöneltiyor o Semrin Şahin’in bundan önceki Gece, Kedi- lerini iki yanlışa sürüklüyor: her şeyi anlatma / yine de. ler ve Sessizlik (2017) adlı öykü kitabını kısaca gösterme / sezdirme eğilimi, altını çizip göz önü- Her zaman olduğu gibi çocukluktan ergenliğe, değerlendirmiş, öykülemede sergilediği yetinin ne çıkarma böylece yinelemeye düşme zaafı. kadınlıktan anneliğe erişkinlikten ileri yaşa kadın altını çizmişim. Engin, geniş bir öykü coğrafyası getiriyor ilk varlığa dönük geniş açılım odağında, değişken Bu kez Semrin, fantastik evrenlerle çatılayıp kitabında okur önüne. Bizi bunlarda dramatik akışlı farklı öyküler getirmeyi sürdürüyor yazar. örüntülediği bir anlatımla, bunları distopik bir anlatıdan groteske, kara anlatıya, gülmeceye Öte yandan aşkı, cinselliği yaşarken kadının evren temelinde soyutlayıp dönüştürerek öy- uzanan kıvrak bir anlatımla farklı öykü evrenle- bunu sorgulayışını, doğasını varlığını bu yön- künün gereklerini eksiksiz yerine getiren kalem rinde gezindiriyor. deki yetileriyle konumlandırıp somutlayışını yi- olarak geliyor okur önüne. “Dünyanın Sonu” gibi güzel öyküler yazan ne geniş evren açılımıyla birlikte ele alıyor. Salt fantastik bir evren bağlamında alınamaz Engin Kükrer, yeni verimleriyle de okuma gün- Sevgiyle örülü bu yaklaşım, öykülerin farklı bir yine de bunlar. Çünkü olgusal denklikler kadar demimize gelecek, belli. O halde şimdiden öy- dirilik yansıtmasının önünü açıyor diyebiliriz gö- anlamlandırmanın ötesinden yaşantısal denklik- kümüze hoş geldin, diyelim Engin’e. rece. Çünkü bu yolla yeni sürgünler vererek öy- le bire bir örtüşme gösteren bölümcelerin varlığı, Eh, artık 14 Şubat Dünya Öykü Günü’nü de kücülüğünü ileriye sıçratabiliyor yazar pekâlâ. öykülere farklı bir devinim kazandırıyor kuşkusuz. uğurladığımıza göre rahat soluk alıp biraz da Yepyeni biçemlerle olmasa da her seferin- Yeğin dokulu bir öykülemeyle karşılaşıyoruz öykü dışı türlere yer açalım, değil mi? de yeni yaklaşımlarla, taptaze filizler, capcan- Semrin’in bu yapıtında. Bundan önce böylesi Okuduğum, okumayı sürdürdüğüm, yazma- lı tutmaçlarla daha farklı bir biçime ulaşabiliyor bir düzeye ulaştığını bildiğimiz sıkı ağızlı öykü- yı tasarladığım halde masamda sırasını bekle- ya da öyküleminde her kesimden okura dönük leme kavrayışıyla, anlatı köpürmesini alabildi- yen, öyle çok roman, deneme, eleştiri vb. bi- koridorlar açma çabasına girişiyor. ğine parlattığı görülüyor. rikti ki öykücüler izin versin birkaç ay bu kitap- Kimi öykülerinde epik bir yaklaşımla da kar- Bu doğrultuda öykülerini, okurun tamamla- lar üzerinde durayım… şılaşıyoruz. Ancak Erendiz Atasü öykücülü- yacağı anlatılar halinde kuruyor yazar. Ne ek- Masamdaki öyküler bitmiş sanılmasın. Tam ğünde bu yaklaşım ilk kez görülüyor değil. sik ne fazla. anlamıyla öykü yağmuru altındayım, varsın O, zaten baştan bu yana biçemsel geçirgenlik- Öykü bittiğinde hiçbir boşluk bırakmıyor, an- yağsın, şemsiye tutacak değilim. lere dayalı bir öyküleme anlayışı yansıtıyor hep, cak okuma ediminde siz, onun bıraktığı boş- Ne öykü ne roman ne öteki türler ne de çevi- hiçbir zaman durağanlaşıp sabitleşmemiş, tüke- luklar üzerinde taştan taşa sekercesine kayar- riler biter, hepsi de berekettir. nip klişeleşmemiş birer sürgün halinde. ken önce boşlukları yakalıyor, ardı sıra bunları Erendiz Atasü, öykülerinde anlatısını epik bi- doldurup öyküyü tamamlıyorsunuz. www.sadikaslankara.com, her perşem- çemle örüntülerken kavramsallığın kendisini Gerekeni gerektiği kadar yerleştiriyor Sem- be öykü-roman, tiyatro, belgesel alanların- de tartışıyor bu arada. rin, bir öykü gurmesi havasında. Bu tutumu, da güncellenerek sürüyor. n 10 22 Şubat 2024
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle