03 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

MUSTAFA BALBAY’DAN ‘100 YILA BAKIŞ (1923-2023) ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük kalesi milletin yüreğidir. O kaleye karşıdevrim işlemez.’ Cumhuriyet her kesimin malumu olduğu üzere (Bilgi Yayınevi), devrimlerle ekilen tohumların spot “benimsemişlikten, öğrenilmişlikten, bu iyidir öyleyse darbelerle sarsılan bir toplumda nasıl yeşerdiğini, devam gibisinden” bir duygu, bir yaklaşım değil bir Cumhuriyet ağacının köklerinin nasıl sağlam kök, enerji. Rüştünü, doğruluğunu, gerekliliğini, olduğunu anlatıyor. Bir asırlık toplumsal dönüşüm ruhunu, güvencesini Mustafa Kemal Atatürk tarihini sosyal, siyasal ve kültürel yansımalara önderliğinde olağanüstü bir kurtuluş mücadelesiyle bakarak okuyan Balbay, “Tarih, toplumların ortaya koymuş, insanı, yurt sevgisini, bağımsızlığı, oksijenidir. Ona ne kadar çok sahipse, onu adaleti yüceltmiş bir sevda. ne kadar iyi bilirse, o kadar sağlıklı yaşar” Cumhuriyet’in 100 yıllık tarihini kırılma noktalarıyla diyerek okuyuculara Cumhuriyet’e sahip çıkma ele aldığı 100 Yıla Bakış (1923-2023) kitabında sorumluluğunu hatırlatıyor. başyazarlığımı mektupla sürdürüyordum.” GAMZE AKDEMİR O günden bugüne varmanın 100. yılda [email protected] duyumsattıklarını hele ki o “Korkacak bir şey yok, yapacak çok şey var!” duygunuzu, heyecanınızı “Korkacak bir şey yok. Uğruna mücadele burada da paylaşır mısınız? edilecek çok şey var.” Mustafa Balbay Tüm Türkiye’nin bildiği başlıca marş sözü İstiklal Marşımızdır. “Korkma” diye başlar. Kurtuluş Savaşı’nı ‘HAPİSTE 9 KİTAP YAZDIM!’ yapanlar, örgütleyenler bu duyguyla hareket etti ne n Cumhuriyetin 100 yılının üçte birinde köşe yazarı düşmandan korktu ne onun çağı aşan silahlarından. olan, Meclis’te kırmızı halılar üzerinde yürümekten Kuruluş mücadelesi verirken de ne karanlıktan ne de hapishane hücrelerinde demir, beton, nem ve rutubetle hareket halindeki cehaletten korktular. birlikte yaşamaya kadar memleketin hemen her Bugün de zamanın ve mekânın farklı olduğu yerinde bulunan bir gazeteci ve yazar olarak 2023’ün ama özünün değişmediği bir mücadele sürecinden başında kendinize bir görev verdiniz ve...? geçiyoruz. Kimi zaman şu ikilem paylaşılır: Bugün Bu görevi kendime Cumhuriyet 80. yaşlarını Kurtuluş Savaşı günlerinden daha kötü durumda bitirirken Silivri’de vermiştim. Hiç unutmuyorum. değiliz. Elbette doğru bir söz ama unutmamak Uğur Mumcu’nun öldürüldüğü yaştaydım ve demir gerekir ki o günlerin karşıdevrimci akımlarının parmaklıkların arasında hapisteki üçüncü kitabımı devamı da bugün dersler çıkardılar. O nedenle hep yazmıştım. Cumhuriyet 90’lı yaşlara, devamında bir tarih bilincini rehber edinmek gerekiyor. asra yürüyordu. Yüzyılın son çeyreğinin tam göbeğinde Bugünkü karşıdevrim, cumhuriyet yaşamıştım. Bir tarihçi gözüyle değil ama tarihin içinde devrimcilerine, “Yenildiniz”, “Bizim koşullarımıza yaşamış, gündemdeki her konuda gözünü budaktan, teslim olun”, “Yakında tümüyle yok olacaksınız” sözünü dudaktan, kalemini kitaptan sakınmamış bir diye özetleyebileceğimiz bir “öğrenilmiş gazeteci olarak yazmalıydım. çaresizlik” aşılamak istiyor. 1729 günlük hapislikte 9 kitap yazdım. Bunlar İnsan korkmaya başladı mı, her şeyi korku olarak hem özgürlük arayışı ve mücadelesi hem de Türkiye görür. Her şeyden korkmaya başlar. Korkuya üzerineydi. 90’lı yaşlar hızla geçti ve 100. yıla girerken teslim olmak, düşmana teslim olmak demektir. tek işim 1920’lerden başlayarak Cumhuriyet tarihinin Bunu yenmenin yolu umudu büyütmek ve tarihi önemli olaylarını bir araya getirmek, gerçeği eğip iyi bilmekten geçiyor. Bunu başardığımız an bükmeden yorumlamak oldu. “kaybettik” duygusunun yerini şu alır: Haydi… Atatürk’ün dediği gibi tarihi yazanın, yapana saygı NECATİ SAVAŞ Zaman kaybetmeyelim! duyması, gerçeğin dışına çıkmaması gerekir. Ben de olabildiğince öyle yaptım. Yazarken bilincimi kurmaya çalışırsanız, derinliği kaybedersiniz. ‘BU KİTAPTA TÜM BİLGİLERİ ÜST ÜSTE tazeledim. Okurun da aynı duyguyu yaşamasını dilerim. Tarihi bir bütün olarak bilmek, geleceğe de bir bütün olarak YAZMAKLA YETİNMEDİM, OLAYLARIN bakmak demektir. İşte bu nedenle Cumhuriyetin kuruluşundan ‘TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇOK GÜÇLÜ IŞIKLAR SONUÇLARINA DA DEĞİNDİM’ bugüne tarihin hangi dönemeçlerinden geçtiğimizi, sıcak n Bu yönde incelemelerin tarih bilincine, halkın EŞLİĞİNDE TARİH SAHNESİNE ÇIKMIŞTIR!’ savaştan soğuk savaşa kadar dünyanın hangi halleriyle karşı n 100. yılında hele ki son 25 yılda ince ince ne denli aydınlanmasına, gerçeklerin unutulmamasına ve ders karşıya kaldığımızı, dünyada olanlardan Türkiye’nin nasıl zorlu bir sınava tutulduğuna, halkın yüreğinde kök çıkarılmasına katkıları tartışılmaz. etkilendiğini yan yana koymak istedim. salmış dirençli sevdasına, yıl yıl hangi aşamalardan Ayrıntılı araştırmalar ve incelemeler sonucunda kaleme Yüz yılın toplamından sadece bir cümle çıkarın geçtiğine ve bugüne nasıl vardığına, başarılarına, aldığınız 100 Yıla Bakış’ı (1923-2023) nasıl bir tarih derseniz, şunu söyleyebilirim: Türkiye Cumhuriyeti çok deneyimlerine ilişkin nasıl bir şanlı muhasebe 100 Yıla yaklaşımıyla kaleme aldığınızı ve metnin okuyucuyla sağlam temeller üzerinde kurulmuş, çok güçlü ışıklar Bakış (1923-2023) adlı incelemeniz? nasıl bir bağ kurmasını amaçladığınızı anlatır mısınız? eşliğinde tarih sahnesine çıkmıştır. 1923’ten sonra 44. yıla giren meslek yaşamımda gördüğüm o ki, Bu kitapla tüm bilgileri, tüm olayları üst üste yazmakla 2023’e dek karşılaştığı iç-dış engelleri işte bu temeller ve insanlarımız olaylara genellikle dar açıdan bakıyor. yetinmedim, olayların sonuçlarına da değindim. Örneğin, ışıklar sayesinde aşmıştır. Aşmaya da devam edecektir. Sadece gündemdeki konuya odaklanıyor. Öncesine, 1960’tan beri her askeri müdahaleden sonraki ilk seçimde, sonrasına çok fazla kafa yormuyor. Oysa tarihsel derinlik müdahaleyi yapanlar neyi hedeflemişse toplum onun tam “BUGÜNKÜ KARŞIDEVRİM, BİR ‘ÖĞRENİLMİŞ içinde bakınca daha sağlıklı sonuçlara varmak mümkün. ÇARESİZLİK’ AŞILAMAK İSTİYOR!” zıddı olan partiye oy verdi. Askerler hangi partilere oy Örneğin, sadece Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarına n Yazıyorsunuz ki “100. yılın heyecanı beni vermeyin demişse, toplum ağırlıklı olarak o partilere oy verdi. odaklanırsanız bugünü yakalamanız zor olur. Sadece son Cumhuriyetin 89. yılında sardı. O yıl Silivri Örneğin, 90’lı yıllarda Deniz Baykal ve Bülent Ecevit 10 yılı ya da sadece 80’li yılları dikkate alarak gelecek Mapushanesi’ndeydim. Cumhuriyet gazetesindeki birbirlerine karşı dura dura solu eritti, Tansu Çiller >> 4 4 Ocak 2024
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle