Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
“Edward ile Tanrı”da Edward’ın abisinin,
Stalin’in ölümünden habersiz, taş kesilmiş
bir keder anıtı gibi duran sevgilisinin etrafın-
da dönerek kahkahalarla gülmesinden sonra
başına gelenler... Kundera’nın yazdıklarında
gülünç olana yakından baktığımızda ağır bir
kederi görmemek mümkün değildir.
LUDVIK, HELENA, JAROSLAV,
KOSTKA VE LUCIE’NİN KESİŞEN
HİKÂYELERİ
Şaka’da 5 ana karakterin (Ludvik, Helena,
Jaroslav, Kostka ve Lucie) kesişen hikâyeleri
iki ayrı dönemde anlatılır. Birinci dönem 1949
yılıdır, ikincisi ise on beş yıl sonrası. 7 bölü-
mün üçünde Ludvik anlatıcıdır; son bölüm-
de Helena ve Jaroslav ile sahneyi paylaşır.
Lucie anlatıcı olmadığı halde asıl aşk
hikâyesinin gizemli tarafındadır. Okudukça,
onun bedeniyle ruhunun bütünlüğünü kay-
bettiğini öğreniriz. Lucie, cinselliği yağma
edildiği için bedensel aşktan yoksun kalmış-
tır. Ama genç adamın arzusu, Lucie’nin be-
denini, aşkının kanıtı olarak, ona sunmasıdır.
Ludvik’in duygularının gelişimi romanın alt
sizdir, yönetilemez, hesaba kitaba gelmez,
metninde gördüğümüz düşüncenin temsili gi-
anlaşılmazdır ve kimse elinden kaçamaz.”
bidir. İmge aslından daha kalıcı, daha etkile-
yicidir. Arkadaşlarına Lucie’nin hiç görmedi-
KİMLİKSİZLEŞEN BENLİĞİN İZİNDE!
ği çıplaklığını ve erotik davranışlarını anlat-
Kundera için de yaşam tuzaklarla doludur.
tıkça Ludvik’in ona olan arzusu yoğunlaşır.
Dünya savaşlarının etrafımıza ördüğü duvar-
Lucie zaman içinde ulaşılmaya çalışılan bir
lar kaçış olanağı bırakmamıştır. Yazar roma-
hayale, adeta bir kutsala dönüşür.
nında, böyle bir dünyada kimliksizleşen ben-
Şaka’da karakterlerin kişisel tarihlerini, coğ-
liği yakalamak ister; benliği yakalamanın yo-
rafyanın tarihinin etkilerini de görerek oku-
lu ise karakteri eyleme ya da eylemsizliğe yö-
ruz. Olaylar Çekoslovakya’da yaşamın yeni
nelten varoluş problemini ortaya koymaktır.
bir düzene sokulduğu günlerde geçer. Kahra-
Fakat ne yazık ki insanın eylemiyle ken-
manların yaşamları üzerinde Nazi dehşetinin
disi arasında bir çatlak vardır; karakter eyle-
ve Stalinist dönemin etkileri vardır.
miyle kendi imgesini ifşa etmeye çalışırken
Bu dönemin insan deneyiminin yeni bir-
ortada görünen şey ona benzemez.
takım yönlerini ortaya koyduğunu düşünür
Bu nedenle benliğin hiçbir ağırlığının kal-
Kundera. Diktatörlük dönemi, ideoloji ve
maması Kundera’nın romanlarının temel me-
gerçeklik arasındaki farkı ortaya koymuştur.
selesi haline gelmiştir. İlk romanı Şaka’dan
Tarihin ağına yakalanan karakterler, başları-
önce yazdığı öykülerden başlayarak bu mese-
na geleni kavrayamamaktadır.
leyi ele aldığını görmek olanaklıdır.
4
Milan Kundera, Roman Sanatı’nda insan-
Örneğin, Şaka’da Ludvik, Prag’a dönmek
la dünyanın ilişkisini anlatırken Heidegger’in
üzere Brno’nun tozlu kaldırımlarında yü-
varoluşu çok bildik bir formülle nitelediğin-
rürken yaşamının üzerine çöreklenen boşlu-
den söz eder: “‘in-der-Welt-sein, dünyada
ğun, ağır hafifliğini hisseder.
var olmak.’ İnsanın dünyayla bağlantısı öz-
5
Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği’nde
nenin nesneyle … bağlantısı gibi değildir. İn-
ise ağırlık ve hafiflik sorgulaması yapar
san ve dünya birbirine sümüklüböcek ve ka-
Kundera. İnsan hep ikilem içindedir. Son-
buğu gibi bağlıdır. Dünya insanın bir parça-
suza kadar yinelenme dünyasında her attı-
sıdır, onun bir boyutudur ve dünya değiştik-
ğımız adıma dayanılmaz bir sorumluluğun
çe varoluş da değişir.”
ağırlığı gelir çöker.
Kundera’nın yaklaşımı da benzerdir. O ta-
Bir yandan da “yüklerin en ağırı aynı za-
rihe soyut bir sahnenin tamamlayıcı dekoru
manda yaşamın sağladığı en şiddetli doyu-
gibi yaklaşır. Tarihsel betimlemeler yerine
mun da imgesidir.”
metafizik, varoluşsal, antropolojik meselele-
Milan Kundera’da hafiflik ve ağırlık me-
re odaklanır. Kurmaca ve tarihi harmanlaya-
selesi komik ve trajik olanla paralel yürür
rak yazarken gizemleri ortadan kaldırmayı, in-
gibidir. O, komik olanı trajik olandan daha
sanı anlama yolunda adımlar atmayı amaçlar.
korkunç bulduğunu söyler.
Örneğin Şaka’da Ludvik, bütün arkadaşla-
Trajik olanın avutucu bir yanı vardır; in-
rının ve meslektaşlarının onun üniversiteden
sanın ağırlığı, soyluluğu ile ilgili bir yanıl-
atılmasına ve böylece yaşamının altüst olması-
samadır bu. Oysa komik olan hafiftir ama
na oy vermek için büyük bir kolaylıkla el kal-
zalimdir; bizi her şeyin anlamsızlığıyla yüz-
dırdıklarını görür. Onların asılması için de ay-
leştirir. Gülünçleşen yaşam ise trajiktir.
n
nı rahatlıkla oy verebileceklerinden emindir.
Buradan onun insan tanımına geliriz: İn- 1 Antonin J. Liehm’le yaptığı bir söyle-
şiden, 1970
san ne durumda olursa olsun, hemcinsini
ölüme gönderebilen bir varlıktır. Demek ki 2 Milan Kundera, Şaka, Çeviren: Zehra
Gençosman, Can Yayınları, 2023.
Ludvik’in antropolojik, yani insana ilişkin
temel deneyiminin tarihsel kökleri vardır. 3 Milan Kundera, Gülünesi Aşklar, Çeviren:
Serdar Rifat Kırkoğlu, Can Yayınları, 2020.
Roman Sanatı’nda insanın sadece ruhunda-
ki canavarlara karşı mücadele ettiği son hu- 4 Milan Kundera, Roman Sanatı, Çevi-
ren: Aysel Bora, Can Yayınları, 2019.
zurlu zamanların, Joyce ve Proust’un zaman-
larının, geride kaldığından söz eder Kundera. 5 Milan Kundera, Varolmanın Daya-
nılmaz Hafifliği, Çeviren: Fatih Özgüven,
Proust’un sonsuzluğunun ağırlığı -benliğin
iç dünyasının ağırlığı- giderek hafiflemektedir. İletişim Yayınları, 2014.
Jean-Dominique Brirre, Bir Yazarın
“Kafka’nın, Hasek’in, Broch’un, Musil’in
romanlarında canavar dışarıdan gelmekte- Hayatı: Milan Kundera, Çeviren: Osman
Akınhay, Agora Kitaplığı, 2022.
dir ve adı da tarihtir.” Bu canavar, “kişilik-
4 Ocak 2024 11
Çizim: SOON SIM LEE DR