Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
PROSPER MÉRIMÉE (28 EYLÜL 1803 / 23 EYLÜL 1870)
‘Carmen’: Bir aşk ve ölüm öyküsü!
Prosper Merimée’nin 1845 yılında, 42 yaşındayken, gerçek bir olaydan esinlenerek yazdığı Carmen (Çeviren: Yaşar Nabi Nayır /
Varlık Yayınları) tam anlamıyla aşk ve ölüm temasını işleyen bir femme fatale öyküsüdür. Çok sayıda tiyatro ve sinema uyarlaması
yapılmış, pek çok dilde sayısız yapıta esin olmuş Carmen, günümüzde artık sadece Mérimée’nin “gitanilla”sı değil, aynı zamanda
Georges Bizet’nin operasındaki tütün işçisi kızdır. Mérimée’nin kalemiyle Carmen, hem de bir kadın karakter olarak çok zor olanı
başarmış, William Tell, Faust ya da Don Juan gibi, zamanla çağları, sınırları ve kültürleri aşarak bir mitos boyutuna ulaşmıştır.
gözünü, ya da bir serçeyi izleyen bir kedi-
FERDA FİDAN
nin bakışını” andıran gözleri Don José’nin
aklını başından almıştır…
MÉRIMÉE’NİN ÇERÇEVE ANLATI YÖNTEMİ
Ne yaptığının farkında olmaksızın, bü-
Prosper Merimée, 1845 yılında 42 yaşındayken, ger-
tün erdemlerinden feragat eden Don José,
çek bir olaydan esinlerek yazdığı, dört bölümden oluşan
aşkı uğruna önce kaçakçı, sonra haydut ve
Carmen’in başındaki epigraf Palladas adlı bir Yunan şa-
sonunda katil olur. Tam onu tümüyle elde
irden (MS 4. yüzyılın sonları) alınmıştır ve bu fikri vur-
ettiğini düşündüğü anda ise Carmen onu
gular: “Her kadın zehire benzer, ama size biri yatak-
sevmediğini ilan eder ve peşinden gitmek-
ta, diğeri ölümünde olmak üzere iki güzel an yaşatır.”
tense özgürce ölmeyi tercih ettiğini söyle-
Merimée, Carmen’de (Çeviren: Yaşar Nabi Nayır /
yerek ona meydan okur. Kendini kaybeden
Varlık Yayınları), çerçeve anlatı yöntemini kullanır:
Don José, Carmen’i bıçaklayarak öldürür
Anonim bir anlatıcı, bir sonraki bölümde tekrar karşıla-
ve idama mahkûm olur.
şacağı Don José adlı bir kanun kaçağı ile tanışır ve ona
yardım eder, daha sonra tanıştığı ve onu soyup öldür-
SİHİRLİ FORMÜL: CARMEN!
mek isteyen çingene kadın Carmen’den Don José’nin
Adı latincede “büyü” ya da “sihirli for-
müdahalesiyle kıl payı kurtulur.
mül” anlamına gelen Carmen, tam olarak
Aylar sonra Don José’nin, işlediği suçlar nedeniyle ida-
kim olduğunu bilmediğimiz gizemli bir
ma mahkûm edildiğini öğrenir ve hücresinde ziyaret eder.
genç kadındır. Don José’nin gözünde ise,
Ve okuyucu nihayet metnin en uzun kısmı olan üçüncü
tutku ve ölümün simgesi kırmızı renklere
bölümde Don José’nin itirafını okuyarak Carmen’in tüm
bürünmüş, doğaüs-
hikâyesini öğrenir. Çingene gelenek-
tü güçlere sahip bir
lerinin kısa bir analizi olan dördün-
tür büyücüdür: “Çok
cü bölüm daha çok etnolojik ve di-
kısa kırmızı bir etek
daktik bir anlam taşır.
ve ateş rengi kurdele-
lerle bağlanmış güzel
MÜFETTİŞ YAZAR!
kırmızı deri ayakka-
Aynı zamanda tarihçi ve arkeolog
bılar giymişti.”
olan Prosper Mérimée, 1834 yılında
Tüm duruşu ve
tarihi eserler müfettişi olarak atan-
yürüyüşü şehve-
dı. Bu görev sayesinde Fransa ve
ti ve doğallığı ifa-
Akdeniz Avrupa’sında sayısız tef-
de eder: “Bir kısrak
tiş turlarına çıkma olanağına erişti.
fından ona yaklaşanları yoldan çıkarmak için gönde-
gibi kalçalarını kı-
Romantik dönemin diğer yazar-
rilmiş” anlamlarına geldiğini düşünürsek, Carmen’in
vırarak ilerledi.”
ları gibi bu ülkelere olan merakı,
bu tanıma tamamen uyduğu açıktır.
Carmen, bütün erkekleri baştan
arkeolojiye olan ilgisiyle birleşe-
Mérimée metninde antik trajedilerin ana öğesi olan
çıkaran karşı konulmaz bir çekici-
rek birçok eserinin konusuna il-
kader fikrini de açıkça ifade etmiştir. Carmen için,
liğe sahip, batıl inançları ve ken-
ham kaynağı olmuştur.
öyküde bir kaç kez yinelediği gibi: “Her şey yazıl-
di özgürlüğü dışında hiçbir şeye
Mérimée’nin bu bağlamda
mıştır.” Öyle ki trajik karakterlerin kaderin başlarına
ve hiç kimseye tabi olmayan ce-
İspanya’ya yaptığı yolculuklar-
sardığı felaketten kaçamayıp, trajik bir sona mahkûm
sur, tanrısız, vatansız, ve kural ta-
dan birinde tanıştığı müstakbel
edilmeleri gibi, Don José ve Carmen de ölümle son-
nımaz mutlak özgürlüğün simge-
Fransa İmparatoriçesi Eugénie de
lanacak bir yolculuğa çıkmışlardır.
sidir.
Montijo’nun annesi Comtesse de
“Çingenelerin hiçbir ülkeden olmadığını ve her di- Ancak, kadere inandığı için, Carmen ölümü sıra-
Montijo ona büyüleyici bir kadının kıskanç sevgilisi ta-
li konuştuklarını biliyorsunuz” der Don José anlatıcıya, danlığa gömülmüş bir hayata tercih ederek, hareket
rafından öldürüldüğü trajik bir olay anlatır:
çoğu Portekiz, Fransa veya İspanya’da, yeni her yerde, ve sözleriyle Don José’yi kışkırtmaktan çekinmez:
Olay hakkında notlar alan Mérimée, daha sonra bu ko-
evlerinde gibidir. Zaten Carmen, Don José’yi daha baş-
nuda bir öykü yazmaya karar vererek, etnolojiye ve eg- “Beni öldürmek istiyorsun, görebiliyorum (...) ama
tan uyarmıştır: “Her şeyden önce bana emir verilmesi-
zotik kültürlere olan merakı nedeniyle kadın kahrama- beni pes ettiremezsin.”
ni istemiyorum. Tek istediğim özgür olmak ve canımın
nı bir çingene yapar. Böylece bu tutkulu ve çılgın aşk
Mérimée’nin eserlerinde çok sayıda kadın figürü
istediğimi yapmak. Beni fazla zorlamamaya dikkat et.”
hikâyesine efsunlu bir atmosfer de eklemiş olacaktır.
vardır ama en güçlü izi bırakanın Carmen olduğu ke-
sindir; çünkü hikâyesi çok sayıda tiyatro ve sinema
BİR İHLAL FİGÜRÜ!
TUTKULU, ÇILGIN VE İMKÂNSIZ BİR AŞK!
uyarlamasına yol açmış, bütün dillerde sayısız yapıta
Bu çingene kadın karşısında, Don José Lizarraben- Carmen, sadece güzelliği ve asi doğası için değil,
ilham kaynağı olmuştur.
insanlık ve hayvanlık arasındaki sınırları aşarak top-
goa adında erdemli bir Bask olan aşık karakterini tasar-
O günümüzde artık sadece Mérimée’nin
lumsal yasaları geçersiz kıldığı için de bir ihlal figürü
lar ki böylece iki karşıt etnik grup betimlenmiş olur:
“gitanilla”sı değil, aynı zamanda Georges Bizet’nin
Bir yanda göçebe ve yasalara meydan okuyan çin- olarak görülebilir:
operasındaki tütün işçisi kızdır ve Habanera aryası-
Don José onu sadece bir “kısrak” değil, çevikli-
genelerin dünyası, diğer yanda Hispanik kimliklerine
nı herkes bilir: “Aşk bohem bir çocuktur, asla ve asla
bağlı ve yasalara saygılı Basklar. Yani daha ilk satır- ğiyle bir “keçi”, tükenmez enerjisiyle bir “maymun”,
kanun tanımaz…”
lardan, sonu iyi bitmeyecek imkânsız bir aşk hikâyesi değişken ruh haliyle bir “bukalemun”, göçebe ve öz-
Mérimée’nin kalemiyle Carmen, hem de bir kadın
okuyacağımız bellidir. gür yaşam tarzıyla bir “köpek”, her şeyden önce de
karakter olarak, çok zor olanı başarmış, William Tell,
Şehvetli ve kaprisli bir kadın olan Carmen’in femme fa- avını parçalamaya hazır bir “timsah” olarak betimler.
tale niteliği ilk satırlardan itibaren öne çıkarılmıştır: “tu- Femme fatale deyimindeki fatale sıfatının hem Faust ya da Don Juan gibi, zamanla çağları, sınırları
haf ve vahşi” büyüleyici güzelliği ve özellikle “bir kurt “kader tarafından belirlenmiş” hem de “kader tara- ve kültürleri aşarak, bir mitos boyutuna ulaşmıştır.
n
6 21 Eylül 2023