Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ANNEMARIE SCHWARZENBACH’TAN
‘Bir Kadını Görmek’
“...kimim ki ben, kayıp bir ruhtan başka?” diyor, hissedilenleri yalanlamaya ve unutmaya öyle meyilli ki.”
İleride Sibylle’yi sevmediğini yazdıracaktır ona bu duygu
Thomas Mann’ın ünlü mü ünlü Venedik’te Ölüm
çalkantıları. “Issız”dır içi hep. Öyle ıssızdır ki “dışarıda
romanının kadınca anlatımı olarak kabul edilen Bir
esen rüzgârın sesini duyabiliyor”dur. Geçmişindeki
Kadını Görmek (Çeviren: Menekşe Toprak / Doğan
“mutlu anlar” da canını acıtıyor, “ve bu yüzden
Kitap) kısa anlatısının yazarı İsviçreli yazar Annemarie
yaşananları hatırlamayı sevmiyor”dur.
Schwarzenbach (1908-1942).
“Ama yazarken her şey kendiliğinden geri” gelir.
Otuz dört yıllık ömründe, işte o kayıp ruh “Hayatı
Ve bunun nasıl ortaya çıktığını hiç anlayamaz ama
kavrayamıyorum” dese de “en basit neden sonuç
“bir anda” kendini “geçmişin ortasında” buluverir.
ilişkilerini bile” anlayamasa da “hata” yaptığında
Kendini hep “darmadağınık ve perişan” duyumsar.
“sorumluluğu üstlenmek zorunda” kalıyor.
Her seferinde yalnız olduğunu kendine “yeni baştan”
Lirik Novella’nın notlarını bitirirken “kafasının” biraz
anlatması gerekiyordur. “Ah, bana ne. Bana ne
karışık olduğunu da itiraf ediyor. “İnsan yaşadıklarını ve insanlardan.”
Öyle ki öyküsü “kurgulanmış gerçek bir kişinin ayrıca
GÜLTEKİN EMRE
görsel olarak da deşifre edildiği ileri sürülerek” yazar ve
kitabı eleştirilmiş.
YAŞAMIN GİZLERİ
Oysa, ki kapaktaki fotoğraf yazarın kendisine aittir. Ya-
Ölümünden çok sonra yeniden keşfedilen, Thomas
zar “23 yaşında genç bir kadından daha çok” bir delikan-
Mann’ın ünlü mü ünlü Venedik’te Ölüm romanının kadın-
lıya benziyordur. “On yaşından itibaren bir kız çocuğu gi-
ca anlatımı olarak kabul edilen Bir Kadını Görmek kısa an-
bi giyinmeyi reddetmiş androjen bir kadın” olarak yaşar.
latısının yazarı Annemarie Schwarzenbach.
Yapıtlarına da bu yaşamı, kahramanları üzerinden yansır.
Bu farklı, özgür, gezgin yazarın kendi dünyasından yan-
sımalarda kadına bakış hep öne çıkıyor. Yalnızlık da ka-
SERÜVEN TUTKUNU
dınlara duyduğu ilgi de.
Serüveni seven bir yapısı vardır bu yazarın. Berlin’den
Bizde, ilkin İran’da Ölüm adlı gezi / anı kitabıyla adı du-
tüm Balkanları geçip, Anadolu’yu baştan başa geçip
yulmuştu. Arabasıyla İsviçre’den İran’a giderken Anadolu’yu
İran’a, Afganistan’a arabasıyla giden çılgın bir kadın.
baştan başa geçen yazarın izlenimleri ilgi çekmişti.
Gezi yazıları yazan, gezip, gördüğü yerleri, Doğu’yu Batı’ya
Zürih doğumlu yazar Alman dilinin yanı sıra tarih de
tanıtan da bir yazar. Ortaya İran’da Ölüm çıkagelir; gezi ya-
okur ve doktora da yapar. Araba sevdası ise anlatılarında
zıları, anlatısı, yer yer günlüğü, anıları ortaya çıkar.
hep bir kahraman gibi yer alır.
Batı, Doğu’yu oğlan gibi giyinen bir kadın yazardan,
Berlin’de serbest yazar olarak yaşar. Yazdıklarıyla ses
yazdıklarından, fotoğraflarından ilgiyle, merakla izlemeye
getirmeyi, özgür, özgün bir dünya oluşturmayı düşler. Li-
başlar. Türkiye, Suriye ve İran’daki arkeolojik kazılara ka-
rik Novella’da diplomat olmak için Berlin’de okuyan genç
tılır. Hitler faşizminden kaçar bir bakıma.
bir adamın varyete şarkıcısına duyduğu aşkı, sorumluluk-
Nereye gitse yalnızdır. Doğup büyüdüğü toprakları, ailesi-
tan kaçıp doğaya sığınışı anlatılır.
nin çiftliğini özler. Kendini dilini bilmediği insanların arasın-
Yazarın baş döndürücü yaşamı gizlerle örülüdür. Kimi
da, farklı doğa koşullarında, yaşam biçimlerinde mutsuz du-
zaman memleket özlemi çekse de hıza, yeni yerler görme-
yumsar, hep gurbeti yaşar, Das Glückliche Tal (Mutlu Ova)
ye, doğaya duyduğu tutku hep öne çıkar. Yaşadıklarını ya-
romanı mutsuzluk, Doğu’daki Avrupalının dünyasını yansıtır.
dına ve kadınca olana ışık tutan bir anlatıcı o.
zan, yazdıklarını yaşayan bir yazardır o. Ama burada mutsuzlukla yazılmış metinlerini çocukluğa
Sadece romanlarıyla değil, gezi yazıları, çektiği fotoğraflarla
Yazar Menekşe Toprak, bu benzersiz yazarın Bir Kadını ve eve duyulan özlem, bir kadının hissedebileceği türden
da geçmiş yüzyıl Avrupa’sına ve Avrupalıların Doğu’yla olan
Görmek ve Lirik Novella’sını dilimize kazandırdı. Önsözde
tedirginlikler olarak da okumak mümkün. ilişkilerine, belki de ilk kez, kadın gözüyle bakmış bir ente-
ise bu gizemli yazarın yaşamına, yapıtlarına genişçe ışık tu- Yapıtlarında “yüzünü mutsuzluğa, özleme ve hüzne çe-
lektüel. Kadınlar üzerinden, kadınların dünyasından yola çı-
tuyor Toprak. “Yazanın kendini metinde dönüştürerek kur- virmiş bir yazardır” o. kar yazdıklarıyla. “Erkeğin dünyasını da” bu bakışla sergiler.
gulama hali Annemarie Schwarzenbach’ta çok belirgin”.
Her şeyden önce, “yüz yıl öncesinden başlayan kadınca Yazarın dili yalın ama o derece de sımsıkı bir anlatım.
Freunde um Bernhard (1931) (Bernhard’ın Etrafındaki bir karşı koyuşu, direnmeyi” anlatır. Erkek egemenliği al- Çeviriye de diyecek bir şey yok, iyi bir yazarın elinden
Arkadaşları) romanının kapağındaki fotoğrafın “romanda- tındaki bir dünyada, her ne kadar “erkek” gibi görünmeyi çıktığı hemen belli oluyor çünkü çeviri kokmuyor, anlatıyı
çeviren yazar yazmış gibi.
ki delikanlı Bernhard olduğu düşünülür”. seçse de yine de “eril” sesten ayrılan metinlerin yazarı, ka-
n
ÉMILE ZOLA’DAN
‘MADAM SOURDIS VE DİĞER ÖYKÜLER’
zun “natüralist” romanlarıyla bilinen Émile Zola (1840- bi öyküleri de bu natüralist tutumunun pratikteki karşı-
U1902), edebi yaşamının başları diyebileceğimiz 1864
lığı gibidir.
yılından itibaren irili ufaklı çokça başarılı öykü yayımlamıştır.
Madam Sourdis ve Diğer Öyküler’de (Fihrist Kitap)
Bu öykülerinde toplumbilimci hassasiyetini bir kenara Zola’nın ilişkileri temel alan ve burjuvanın gündelik ya-
koymamış, yaşam kesitlerini bilimsel duyarlılıkla okuyu- şamına alaycı bir bakışla yaklaşan altı öyküsü sunulu-
cuya sunmaya devam etmiştir. yor.
Hatta, Maupassant gibi isimleri de yanına alarak ya- “Madam Sourdis”i takip eden öyküler, evlilik, burjuva
yımladığı, natüralizmin temel metinlerinden sayılabile- ahlakı, aylaklık gibi temaları irdelerken “Jacques Damo-
cek Médan Geceleri (1880) bu biçimdeki bir öykü derle- ur” ve “Koca Michu” başlıklı son iki öyküde siyasi tema-
mesidir. lar önem kazanmaya başlıyor ve sınıf çatışmasıyla şe-
Kuramcı ve hatta önder mizaçlı Zola’nın romanları gi- killenen bir yemekhane isyanı konu ediliyor.
14 17 Ağustos 2023