Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CATHERINE NIXEY’DEN ‘KASVETLİ ÇAĞ:
KLASİK DÜNYANIN HIRİSTİYANLAR TARAFINDAN YIKILIŞI’
Kasvetli çağlarda
kültür ve sanat düşmanlığı
Gazeteci ve yazar Catherine Nixey, farklı kültürlere ve inançlara karşı hoşgörülü olan kadim
Roma İmparatorluğu’nun Hıristiyanlığın gelişiyle başlayan karanlık tarihini, Yapı Kredi
Yayınları etiketiyle, Arzu Akgün’ün çevirisiyle yayımlanan Kasvetli Çağ-Klasik Dünyanın
Hıristiyanlar Tarafından Yıkılışı adlı kitabında tüm açıklığıyla anlatıyor. Rahibe
bir anne ile papaz bir babanın kızı olan Nixey, aldığı Katolik eğitim nedeniyle
“içeriden” sahip olduğu bilgiler aracılığıyla Sokrates, Platon ve
Aristoteles’in izlerini taşıyan Akademia’nın kapanmasından, antik
dünyanın 700 bin ciltlik kitaplığı Hıristiyanlar tarafından ortadan
kaldırılmasına kadar yıkımın boyutunu gözler önüne seriyor.
bee’sini birleştiren ortak görüş, uygarlıkların da tıpkı
A. CELAL BİNZET
devletler gibi doğup, büyüyüp, geliştikten sonra çö-
züldüğü yolunda. İşte buradaki gizli nokta bir uygar-
ecenin koyu karanlığında uyandığınız zaman, yer
lığın nasıl çözüldüğünü görmeye çalışmak.
ve yön kavramları birbirine karışır. Bilinmezliğin
Catherine Nixey Kasvetli Çağ-Klasik Dünya-
G kısa süren şaşkınlığı geçecektir elbet. Ama baş-
nın Hıristiyanlar Tarafından Yıkılışı (Çeviren: Ar-
langıçta yaşamın nirengi noktaları birbirine geçmiştir. Bi-
zu Akgün / Yapı Kredi Yayınları) adlı çalışmasın-
lincin uyanmasıyla her şey yerli yerine oturur. Aydınlan-
da bu sorunun kaynaklarına iniyor. Kültür ve sanat-
mayla birlikte netleşen görüntü karanlığın belirsizliğini
ta “insan” tanımını yücelten, onu, ayak bastığı bu
ortadan kaldıracaktır. Toplumsal bilinci aynı bağlamda
dünyayla birlikte tasarlayan bir sistem yerine so-
düşünmek yanlış sayılır mı? Farklı kültür ve zamanlarda
yut kavramlara boğan bir başka inançla yok etmeyi
yaşananlara bakılırsa benzerlikler şaşırtıcı olabiliyor. İn-
planlayanların anlatıldığı bir araştırma kitabı bu.
sanlığın uzun geçmişinde ulaştığı ilerici düşünce sistem-
Evet, soyut kavramlar üzerine kurulu yeni (!) inanç
lerini karartmak isteyenler hiç eksilmemiştir.
sisteminin insanı yücelten düşüncelere katlanması dü-
UYGARLIK, AMA NASIL BİR UYGARLIK?
şünülemez. Çünkü herhangi bir kavramı soyutladığı-
Uygarlıkların oluşumunu bir tür mayalanma saymakta nızda onunla ilgili yorumları öznellik süzgecinden ge-
sakınca yoktur. Zamanın koridorlarından süzülerek nice çirerek istenilen biçimlerde kitlelere aktarmak daha
bireysel acılarla ortaya çıkan süreç giderek içinden geç- bir kolaylaşacaktır. Seçilmiş kişilerin ağzından çıkan
tiği döneme damgasını vurur. Tarih bu oluşumları örnek- her söze kutsallık yolunun açılması böyle gerçekleşir.
leriyle anlatır bizlere. Onun ileriye yönelik hareketinden
YIKIM!
rahatları kaçan, çıkarları bozulanların bu gidişi durdurup
Hıristiyanlık dini, yandaşları çoğalmaya başlayın-
geriye çevirmek isteyenlerin tek silahı vardır: Bilgisizlik
ve heykellerin parçalanması da unutulmadı. Dahası, dö-
ca önderleri İsa’nın “Birisi yanağına vurunca öteki-
ya da kör inanç.
nem azizlerinden birisi tarafından bu yeni inanç sistemi-
ni çevir” deyişini çabucak unuttu. Bu deyiş daha sonrala-
Bir görüşe göre yalnızca öldürümler ve savaşlardır
ne uyum sağlamayanların ihbar edilmesi istenecekti.
rı başkalarınca da benimsenerek diğer toplum ve kültür-
tarihin özü. Kışkırtıcılar ise kişisel tutkuları başka üst
Yaşamı değil de görünmeyen soyut bir dünya masalı-
lerde de uygulanacaktı. Kısaca, yok etme güdüsü ilkel-
duygularla sarıp sarmaladıktan sonra ölümü kutsallaştı-
nı halka dayatanların görünen güzelliklerden öç alması-
liğin dünyaya bakışının en belli başlı dışavurumu oldu.
rarak savaşı çekici kılmaya çalışır. İnsanlık tarihi her ne
nın yolu bu ve benzer örneklerde olduğu gibi açıldı.
Rahibe bir anne ile papaz bir babanın kızı olan Ni-
kadar savaşlarla öne çıksa da asıl olan uygarlıktır.
Anlatılanların okura hiç de yabancı gelmeyeceği açık.
xey aldığı Katolik eğitim nedeniyle “içeriden” sahip ol-
Uygarlık, ama nasıl bir uygarlık? Sorarsanız herkesin
duğu bilgiler aracılığıyla yıkımın boyutu hakkında il- Çünkü geçmişte yapılmış gibi görünen söz konusu uygu-
kendine göre bir uygarlık tanımı var. Asıl olanın dünya-
lamaların benzerleriyle yaşadığımız coğrafyada her gün
ginç bilgiler veriyor okuyucuya. Sokrates, Platon ve
yı yaşanır kılmak, daha eşitlikçi ve yarınına güvenle ba-
Aristoteles’in izlerini taşıyan Akademia’nın kapanması, yüzleşmek olası. Adının Hıristiyanlık olması da gerekmi-
kacak duruma getirmek olduğu unutulmasın. İnsanı yü-
antik metinlerin yazılı olduğu parşömenlerin silinip yok yor doğrusu. Nixey kitabında, geçmişe bakıyormuş gibi ya-
celten bir anlayıştır söz konusu.
parken aslında günümüzü anlamanın anahtarını veriyor.
edilmesi değinilen dönemde gerçekleşecekti.
UYGARLIKLARIN ÇÖZÜLMESİ Antik dünyanın 700 bin ciltlik kitaplığı Hıristiyanlar En azından karanlıkta uyanırken bir yerlere tutunmanın,
14. yüzyılın İbn Haldun’uyla 20. yüzyılın Arnold Toyn- tarafından yine bu süreçte ortadan kaldırıldı. Tapınaklar yere sağlam basmanın yolunu aydınlatıyor.
n
NURBANU KABLAN’DAN ‘PARANOYAK VE MELANKOLİK BİR AŞK’
yaşamda kalmak için tek başlarına mücadele eden binlerce kadından
“Birey, toplum, doğa ayrılmaz bütündür. Birini diğerinden bağımsız
biri olan Nergis’in sessiz çığlığını duyuruyor.
düşünemezsiniz. Diyalektiğin kuralıdır bu. Romanın kurgusunu bu şekil-
de kurdum. İç içe üç çember şeklinde kurduğum bu tablonun merkezin- Kablan romanında, Nergis’in zorlu mücadelesini anlatıyor. Aşkın
de birey var, ikinci çemberde aileden, kasabadan, şehirden ülkeye yayı- çıkmazlarına, insan psikolojisine ve bir kadının yaşamda kalma yo-
lan toplum ve hepsini kapsayan büyük çemberin içinde doğayı koydum. lundaki zorlu aşamalarına eğiliyor. Kablan’ın ana temasını kadına
Bu üç olguyu farklı edebi akımlardan yola çıkarak oluşturdum. Birey bö-
şiddet üzerine kurduğu, yakınları ve eşleri tarafından şiddete uğrayan
lümünde natüralizm, toplum ekseninde bilinç akışı ve doğa kısmında ro-
kadınlara adadığı psikolojik romanı, paranoyak kahraman ve etrafın-
mantizm akımından esinlendim…” Kitaptan... daki olay örgüsü gerçek yaşanmışlıklara dayanıyor.
n
urbanu Kablan, Mythos Kitap tarafından yayımlanan Paranoyak
Paranoyak ve Melankolik Bir Aşk / Nurbanu Kablan / Mythos
N ve Melankolik Bir Aşk adlı kitabında, ülkemizde şiddet yaşayan ve
Kitap / 368 s. / 2023.
10 27 Temmuz 2023