Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ona öğretmenlik yaptırmadılar. “Bas-
tonumu soksam yeşertecek kadar
verimli bu Anadolu toprağından,
üzerinde yaşayan insanların kar-
nını doyuracak kadar ürün alma-
mayı başardığımız için ne kadar al-
kışlansak yeridir…” diyen Sakallı
Celâl’i bize tanıttığı için eli öpüle-
siydi Orhan Karaveli...
Atatürk’ün “inkılap ruhu”nu
aldığını söylediği, Aydınlanma-
mızın büyük öncüsü Tevfik Fik-
ret sevgisi öylesine güçlüydü ki
Tevfik Fikret ve Haluk Gerçeği
ile Bugünün Diliyle Tevfik Fikret
Şiirleri’ni armağan etti Türkçeye.
Atatürk’ün “fikirlerimin baba-
sı” dediği aydını bugünlere taşıdı:
Ziya Gökalp’i Doğru Tanımak.
yalnızca büyük bir asker ve stratejist değil aynı zamanda
büyük bir diplomat, devrimci ve devlet adamı idi.”
“ALİ KEMAL / ‘BELKİ DE BİR GÜNAH KEÇİSİ’”,
ORHAN KARAVELİ’NİN
Bu büyük komutana tüm ulusun borçlu olduğunu dü-
Kurtuluş Savaşı ve Mustafa Kemal’e başından be-
şünen Karaveli, ilk kez 4 yaşındayken, son kez de
ri muhalefet edip açıkça işgalcilerin yanında saf tuta-
KİTAPLARI
1937’de gördüğü Atatürk’le ilgili anılarını Atatürk, Ba-
rak Kuvayı Milliye’ye hakaretler yağdıran, Kurtuluş
bam ve Ben adlı kitabında sundu.
Savaşı’nın kazanılmasından sonra linç edilen gazeteci
Kişiler ve Köşeler (Nâzım Hikmet Moskova’da, 1982)
n
Ali Kemal’i araştırdığı Ali Kemal / “Belki de Bir Günah
ORHAN KARAVELİ: ‘ATATÜRK’ÜN
46-99 Şiirleri (1999)
n
Keçisi” kitabında, “Aydın olmak ve ülke gerçeklerini gö-
ÇOCUKLARI İSEK BU OYUNLARI
Bir Ankara Ailesinin Öyküsü / “Bozkırın Anka-
n
rebilmek için iyi bir öğrenim görmüş olmanın, yabancı
MUHAKKAK BOZACAĞIZ.’
ra’sından Atatürk’ün başkentine” (1999)
dil bilmenin ve dünyayı gezip görmenin yeterli olmadığı-
Yayımlanan son kitabı Kral Çıplak’ta güncel sorunla-
Görgü Tanığı/ Bir Gazetecinin Sıradışı Anıları
n
na Ali Kemal olayı da tanıklık etmektedir” dedi.
rımızla ilgili yazılarını bir arada sundu.
(2001)
‘İLHAN SELÇUK / KENDİ HEYKELİNİ
“Durum gerçekten korkutucudur ve Cumhuriyet, tarihi-
Tanıdığım Nâzım Hikmet / Başı Dik Bir Türk’ün
n
YAPAN ADAM’
nin en tehlikeli döneminden geçmektedir. Düpedüz bölün- Belgesel Portresi (2002)
II. Dünya Savaşı’nın yıkımından sonra gazeteci olarak
me, parçalanma ve dış güçlerin ‘müdahalesine’ yol açabi-
Sakallı Celâl / Bir Türk Filozofunun Yeniden Doğu-
n
gittiği 50’li yılların Berlin’ini ve yaşanan büyük insanlık
lecek bir karmaşa ile burun buruna gelmiş bulunmaktadır. şu (2004)
dramını aktardığı Berlin’in Yalnız Kadınları’ndan sonra
Ülkeyi, ‘gerici hareketlerin odağı’ olduğu en yüce Tevfik Fikret ve Haluk Gerçeği (2005)
n
Anadolu’nun ve Aydınlanmamızın ölümsüz bilgesi, ışık
Bugünün Diliyle Tevfik Fikret Şiirleri (2008)
mahkemenin kararıyla sabitleşmiş bir iktidarın yönetme-
n
penceresi İlhan Selçuk’un belgesel portresini çıkardı: İl-
sine izin verilmiştir. Bu iktidarın lideri ‘Halk isterse şe- Ziya Gökalp’i Doğru Tanımak (2008)
n
han Selçuk / Kendi Heykelini Yapan Adam.
Ali Kemal / “Belki de Bir Günah Keçisi...” (2010)
riat neden gelmesin yahu!..’ diyebilmektedir...
n
Berlin’in Yalnız Kadınları (2011)
Bugünün koşulları içinde iyimser olmak kolay mı?
‘ATATÜRK, BABAM VE BEN’ n
İlhan Selçuk / Kendi Heykelini Yapan Adam (2012)
Ancak, umutsuzluğa geçit verme hakkımız da yok.
n
Çanakkale Olmasaydı… O Olmasaydı…’da bir Meh-
Çanakkale Olmasaydı… O Olmasaydı (2014)
Atatürk’ün çocukları isek Cumhuriyetin temellerinde ba-
metçiğin güncesinden yola çıkarak Çanakkale Savaşları- n
Atatürk, Babam ve Ben (2015)
balarımızın, dedelerimizin kanları varsa bu oyunları n
nı anlatırken bir subayın nasıl büyük komutanlığa doğru
Kral Çıplak (2016)
adımlar attığını belgeleriyle kanıtladı: muhakkak bozacağız...” n
Dostu, kardeşi olmaktan kıvanç duyduğum Orhan
“Mustafa Kemal yalnızca yirminci yüzyılın değil, geç-
miş bütün çağların yetiştirdiği en büyük dâhidir… O, Karaveli’yi özlemle arayacağım hep.
n
Cumhuriyet tarihimizin
büyük tanığı: Orhan Karaveli!
“Karaveli ‘Ben, Atatürk’ün yalnızca izinde giden biri değilim. Onun izlerine de basan belki de ilk ve son insanım’ der. Karaveli, iyi
eğitim görmüş çok değerli kişilerden el almış bir Cumhuriyet aydını olarak yaşadı, yazdı, yayımladı.
Hukuk eğitimi almasına karşın toplumsal sorumluğunun gereği gazetecilik mesleğini seçecek bu konuda ülkeden ülkeye insandan
insana yapacağı yolculukla çok değerli yapıtlara imza attı. Yazdıkları bir yana çağrı aldığı her yere konuşmacı olarak yetişti. Basın
ve yazın tarihimize özgün kitaplar kazandırdı. Onu tanımaktan, onunla kimi etkinliklerde yer almaktan onur duyuyorum.”
bey saçlarınızın bu denli gür kalışını neye yorumlarsınız” karşılayanlar arasında ileride babası olacak 18 yaşında bir
AHMET ÖZER
genç olan Mahmut Karaveli’nin de yer aldığını anlatır.
Bir bana, bir salonda onu dikkatle dinleyen konuklara bakı-
yor: “Sevgili kardeşim, onlara o mavi gözlü, sarı saçlı gü- Daha sonraları köşk protokolüne alınan Mahmut Karaveli,
YAZILAR, KİTAPLAR, ARAŞTIRMALAR,
zel insanın, o güzel Atatürk’ün parmakları değdi. Başımda, Cumhuriyetin 10. yılında 29 Ekim 1933’te oğlu Orhan’ın,
SEYAHATLER...
saçlarımda kalan o güzel parmakların sıcaklığı, o günden Mustafa Kemal Paşa’yı yakından görmesini sağlayacak,
Orhan Karaveli, 9 Ekim 2015’te, Nâzım Hikmet’le
bugüne, böyle diri tutar onları.” Karaveli’nin o gün başlayan Cumhuriyet ve Atatürk sevgisi,
Moskova’da geçirdiği 15 günü, büyük şairimizle yaşadığı
Salonu dolduran dinleyicilerin yürek atışlarının hızlandı- bütün ömrünce sürüp gidecektir. Karaveli, yıllar sonra Do-
sevinci, yurduna girmesi yasaklı şairimizin iç sızılarına bir
ğını duyar gibiydik. Orhan Karaveli, bu değerlendirmenin ğan Egmont’tan çıkan kitabına da bu sevginin ışığında Ata-
gazeteci olarak tanıklığını anlatmak için Trabzon’dadır.
ışığında birden gönlünü Ankara toprağına, daha Galatasa- türk, Babam ve Ben adını verecektir.
Kalabalık bir dinleyici kitlesinin önünde aynı masayı pay-
ray Lisesi’ne gitmeden önceki günlerine yöneltir.
laştık. Ben sordum o yanıtladı. Neler girmedi ki söyleşi- MEHMET ÂKİF VE KARAVELİ AİLESİ
mizin arasına. 30’lu yılların Ankara’sı, 40’lı yıllarda Abdi AİLE BOYU ATATÜRK SEVGİSİ Onun yaşamında bir başka ayrıntı da Ulusal Kurtu-
İpekçi’yle Galatasaray Lisesi sıraları, İstanbul Üniversitesi Dedesi, Ankaralı Seğmenbaşı Halil Efe’nin bir komşusu- luş Savaşımız sırasında Ankara’ya gelen Mehmet Âkif’in,
Hukuk Fakültesi’ndeki eğitimin ardından, Londra günleri… nun verdiği zehirli şekerden öldüğünü, 27 Aralık 1919’da Karaveli’nin annesinin babası Hacı Tevfik Efendi’nin evin-
Yazılar, kitaplar, araştırmalar, seyahatler…
Erzurum ve Sivas kongrelerini tamamlayıp TBMM’yi kur- de konuk olmasıydı. Âkif, Taceddin Camisi’nin misafirhane-
Birden yüzüne, başına bakıyorum, gür ak saçlarından bir mak için Ankara’yı onurlandıran Gazi Mustafa Kemal sinde kaldığı günlerde, evine kahvaltı götüren küçük kız ço-
tel düşmemiş 90’ına tırmanırken. Soruyorum: “Orhan Ağa- Paşa’yı, başında tıpkı paşanınki gibi astragan kalpağıyla cuğuna, bir gece yazdığı yeni şiirini coşkuyla okur.
>>
8 22 Haziran 2023