Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Empati kur(a)mayınca…
Kulübümüz Tehlikede ve Tuhaflar Kulübü’nü bugünlerde ardı ardına okumak şanstı
benim için. Kuşaktan kuşağa akıp gelen doğal ve toplumsal çevre sorunları üzerine
yeniden düşünmeye, kendinize ve başka yapıtlara doğru yolculuklara çağıran bu iki
kitabı okurken içtenlikli bir empatik yaklaşımın sizi de kuşattığını duyumsayacaksınız.
başka bir yolu / yolları yok mudur sorularının sar-
Y. BEKİR YURDAKUL
malında yeniden düşünmeye çağırırken aslında
edebiyatın yüreğinde gezinen bir okuma yolculu-
yi kitaplarla buluşmayı seviyorum. Ve bir solukta
ğuyla içimizi serinletmeyi de başarıyor.
inanılmaz yolculuklarda buluyorum kendimi. Ba-
İzen “zamanda yolculuk” denilen her neyse onu
‘TUHAF’ OLMAYAN VAR MI?
yaşadığımı düşünmekten de alamıyorum kendimi.
Doğal çevremizde bu olup bitenler denli ardı ar-
Ve öyle anlar oluyor ki onları masamda, aynı za-
kası kesilmeyen başka bir sorun yumağıyla da
man diliminde buluvermeyi ya da ikisini art arda oku-
toplumsal çevremizde karşılaşmalarımız kuşaktan
mayı da müthiş bir şans olarak değerlendiriyorum.
kuşağa sürüp gidiyor. Her ne kadar “farklılıklarımız
Demem o ki her “iyi” kitap, sizi çıkardığı “zaman
zenginliğimiz” şarkılarını bir arada söylemeye çağ-
yolculuğu”nda kendinize yeniden ve daha da ya-
rılsak da çoğunlukla “empatik” davranmayı bece-
kından / içeriden bakmayı armağan ediyor. Elbet-
remediğimiz de başka bir gerçeğimiz.
te geleceğim “iyi” kitap deyip durduklarımın be-
Önce kendimize bakmaya zorluyor ya da biz-
nim penceremden “ne”liğine…
den önce “görüp” bize de dayatıyor “tuhaf”lığımızı
Yıllar, dönemler, çağlar akıp geçse de insanın/
“akran zorbalığı” diye de tanımladığımız ve genel-
hepimizin tanık olduğu, hepimizde yaşayan, hepi-
likle okullarla sınırlı sandığımız tutum ve davranış.
mizin (anılarında, çocukluğunda) özenle sakladı-
Oysa hayatın içinde neredeyse her ortamda ço-
ğı / saklanan… evrensel sorunlar büyük bir inatla
ğu insanın başına geliyor “farklı, eksik, tuhaf” ya-
varlığını sürdürüyor.
nının yüzüne vurulması.
Sorunları(mızı) çözdükçe “ol”duğumuzu, hayatı
Jordi Sierra i Fabra’nın, kendi gerçek yaşamına
anlamlı ve değerli kıldığımızı da derinden duyum-
yasladığı Tuhaflar Kulübü’nü okurken de yine ala-
suyoruz. Ne ki o sorunları yaratan insan, onlar-
bildiğine uzuuun bir zaman yolculuğunda buldum
la baş etmenin yollarını da öncelikle edebiyatçıları
kendimi.
eliyle ortaya koyuyor. Ve edebiyatın açtığı yoldan
Tomás Hijo’nun enfes desenlerinin eşlik ettiği
yürüyor bütün öteki disiplinler.
yapıtı okumaya durduğunuzda sizin de kendinizi
Geldik mi iyi kitapların “ne”liğine… Her birimizin
bir anda bambaşka anlarda ve mekânlarda bula-
üstelik de kıymetli tanımları var(dır) bu konu üstü-
cağınızdan kuşkum yok.
ne de… Anlatımı, akışı, kurgusu, kahramanı, ka-
Bilirim ve öyle söyler gelirim; yazarın ortaya koy-
rakterleri, tasarımı, çevirisi… hepsi bir yana be-
duğu her yapıtta kendi yaşamından hele ki çocuklu-
nim iyi kitaplarım öncelikli beni (kendime ve baş-
ğunda izler, esintiler, ağrı ve acılar, kederler yer alır.
ka “iyi”lere doğru) yolculuklara çıkaranlar, bana
Ve yazar bu fısıltı ve esintileri ustaca aktarır ya-
lara büyük bir dünya sunan kulübelerini de yerle bir
ve hayata ayna tutanlardır.
pıtına. Dahası sessizce okurun dünyasına da uza-
edeceğini öğrendikleri otoyola karşı çocukça (evet,
Kulübümüz Tehlikede ve Tuhaflar Kulübü… İşte,
nır ve onu da alıp kendi yolculuğuna çıkarır.
“çocukça” ve alabildiğine sahici) bir karşı duruş ser-
birlikte koşup gelen, aynı gün içinde sevinçle oku-
Öykümüzün kahramanı Hugo kekemedir. Sını-
gilemeye soyunurlar.
yup bitirdiğim ve bunca sözü de art arda sırala-
fın yenisi Bernardo’ysa disleksilidir. Onlara tuhaf-
Bu arada çevre için mücadele eden “pasif!”
mama kaynaklık eden iki “iyi” kitap.
lıklarını fark ettirense “sınıfın zorbası” Vicente olur.
“aktivistler”le de hem şaşkınlıkla tanışır hem de
Fabra’nın kendi yaşamına yasladığı anlatısı Hu-
OYUN İÇİNDE MÜCADELE
“karşı karşıya!” gelirler.
go ve arkadaşlarını Nursel Çetin’in “Dalgacı Çocu-
Mahallenizde henüz apartmanların, toplu konut-
Beş kafadarın otoyol inşaatında homurda-
1
ğu Susturma Formülü” şiirinin dizelerinde açık et-
ların saldırısına uğramamış “boş” arsalar var mı?
nan buldozerler karşısında; oyunlarına karı-
tiği çözüme (“…ne derlerse desinler/ susar dalga-
Ya da “var mıydı” çocukluk yıllarınızda?
şan, sonrasında bir tiyatro oyununa vesile olan
cı çocuklar/ seviyorsak kendimizi.”) götürecektir.
İşte o arsada, belki de evinize yakın bir korulukta,
“mücadele”sini okurken ilkokul çağımın geçtiği
Evet, “iyi” kitaplar yalnızca kişisel yolculuklara
tarla kıyısında sıralanmış ağaçlar arasında, içine zar
evimizin bahçe duvarına kadar sokulan baraj in-
çıkaranlar değil, başka kitaplarla el ele olmaya ça-
zor sığdığınız ama üç beş oyunu birden kolayca ko-
şaatında rol üslenen arsız iş makinelerine taş at-
ğıranlardır da…
n
tardığınız küçük bir kulübeniz varsa / olmuşsa eğer
maya yeltenirken buldum kendimi…
Kulübemiz Tehlikede’nin dümenini serbest bırakın
Yepyeni ayakkabımın tekinin gömülü kaldığı
Tuhaflar Kulübü / Jordi Sierra i Fabra / Re-
n
ki sizi çıkaracağı “zamanda yolculuk” (biraz hüzün,
moloz yığınının tepesinden babam kucaklayıp in-
simleyen: Tomás Hijo / Çeviren: Saliha Nilüfer
biraz keder, çokça özlemle) sorunsuz tamamlansın.
dirmişti beni. Sahi, hayatın, üretim içinde insanın
/ Günışığı Kitaplığı / 136 s. / 9+ / 2023.
Sonra şöyle bir arkanıza yaslanın, o kulübenizin yüzünü güldüren akışında mıdır mutluluk; değilse
Kulübemiz Tehlikede / Jean-Claude Lalu-
n
elinizden alınma, yıkılma/ yok olma sürecinde ya-
körüklenen bir hızla artan nüfusa yetmek vb. sav-
miere / Çeviren: İlkay Baliç / Can Çocuk / 144
şadıklarınızı eksiksiz anımsayıverin. larla ve gelişim yaftasıyla doğaya ölçüsüz / arsız
s. / 9+ / 2023.
Bernie ve arkadaşları Félix, Pierre, Simon ve müdahalelerde midir?
1
Hugo’nun, yaşadıkları kasabanın hemen kıyısını Jean-Claude Lalumière, okurunu; neler oluyor Bir Sürü N Bir K, Nursel Çetin, şiir, Resim-
güzelleyen ormandan geçececeğini, o arada ağaç- burnumuzun dibinde, nedir bu doğaya düşman- leyen: Anıl Tortop, Top Yayıncılık, 2. Baskı:
lara emanet ettikleri, kapısından zor girseler de on- lığımız, hayatla ve kendimizle barışık yaşamanın 2011, İzmir, s.32
22 Haziran 2023
14