Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
( )
YAZMAK EYLEMİ: I
Yazıda sürdürülebilirlik yolu…
evası olmayan bir uğraş olarak nitelendiriyordu liklerini… Kuşkusuz sinemacı olmak isteyen birisi için nız. Yazarak, insanda / yaşamdaki belirsizliğin örtüle-
W.G. Sebald yazma eylemini. Bağımlılık, heves Kiyarüstemi bir okuldur. Onun “sinema dersleri”ndeki rini kaldırdığınız gibi, yeni belirsizlere de dümen kırar
D ötesi bir şey diye tanımlayasım geliyor benim de. düşünceleri her yazar için de akkor niteliğindedir bence. yelken açarsınız. Yazı düşüncesinde kesinlik dediği-
Yani geçici bir tutku, yönelim diyemeyiz. Yaşama, dü- Mike Leign, bu dersleri oluşturan kitaba yazdığı ön- niz şey yazdığınız anla yaşadığınız anın kesişme nok-
şünme biçiminin bir yansıması… Kendinizi bununla ifa- sözde, Kiyarüstemi’yi “eşsiz” olarak nitelendiriyor. Ve tasındadır. İşte azdaki çokluk düşüncesini de bu baş-
de edebilme yolu… Ötesi ise öğrenme arzusu ve görme şunları ekliyor: “O, en büyük yönetmenlerden biri, mi- lama noktasından yola çıkarak öğrenebilirsiniz. Yani
/ anlama yolculuğudur benim için yazmak. Güne bak- nimalist epiğin mucidi ve üstadı, insanlığa ait sinema- yaza yaza, giderek yazarak…
mak, günü anlamak, zamanın taşıyıcılığının izlerinden yı emsalsiz bir saflık seviyesine taşımış öngörü sahibi, Unutulmamalıdır ki yazmak aynı zamanda hem dü-
giderek yeni keşiflere çıkmaktır yazmak. Yolculuğunuz bizleri o parıldayan kehanetleriyle kör edici hakikatler- şünsel hem çağrışımsal hem de imgelemsel bir uğraştır.
elbette yol açıcılarla birliktedir her daim. le derinden ve tevazuuyla yüzleştiren gönülsüz öğret- Yazmak, bir bahçe kurmaktır. Toprağını her gün sula-
Yazmak, düşünme eylemidir de benim için. Varo- men, karşısında gürültü ve neşeyle bağıracağınız ka- mak, ağacını budamak, aşılamak, çerden çöpten arın-
luş simgesi, hayatın sizden istediğini gerçekleştirebil- dar şaşırtıcı fikirleri ve yöntemleri hakkında coşkuyla dırmaktır… Taze yemişler, meyveler yetiştirmektir. On-
me yoludur da. “Yazan öznenin konumundan, yazarlı- yapabilen zalim bir kışkırtıcıdır.” (**) lara lezzet taşıyabilecek kıvamı verebilmek için gözünü-
ğı savunacak hemen hiçbir şey ortaya konamaz, yaza- Onun kışkırtıcılığını yaptığı, ortaya koyduğu filmler ka- zün elinizin her gün üzerinde olması demektir. Yazmak,
rına sunduğu ikramiye o denli azdır” diyordu Sebald. (*) dar düşüncelerindedir. Öyle ki Kiyarüstemi bir “yazar”, sorular sormaktır da. Hayata ve her şeye dair... Bura-
Beklentisiz yazmak demesem de; “bir karşılığı olacak “düşünür”, “anlatıcı” gibi konuşur. Her bir sözündeki bi- dan yürüyerek kendi olma yolculuğunuza bakarsınız.
bunun” diyerek yazanlardan olmadım hiçbir zaman. Ken- linç ışığı yüzünü sanatsal uğraşa dönebilen herkese yan- Kim ve ne olduğunuza, nasıl biri olma hayallerinize…
dimle uyumlu / barışık, aynı zamanda benim için “ge- sır, herkesi aydınlatır. Ondaki yaratıcı disiplin, yenilikçi Işığa nasıl baktığınıza, suyu nasıl içtiğinize, taşlara
rekli” gördüğüm bir uğraş. Yazmak, beni “temiz” tutu- tutum, düşünsel derinlik bana hep etkileyici gelmiştir. nasıl dokunduğunuza, ekmeği nasıl bölüştüğünüze, ki-
yor! Kirden, pastan, hasetlikten, yabanlıktan arındırıyor. Sinemada kurduğu, yaşattığı her dünyanın anlamı minle uyandığınıza, hangi seslerle yol aldığınıza döner-
Yazmayı bir “kariyer” olarak görmedim hiçbir zaman. sizi başkalaştırdığı gibi, yeni düşlere, düşüncelere de siniz yüzünüzü yazarak. Yazıyla önce kendinizi eğitirsi-
Yirmili yaşlarımda tanıştığım Tarık Dursun K.’nın ba- salıyor. Kendi yazı yolculuğumda, yazmak uğraşımda niz, sonra okur(unuz)u… Yazmak, yaza yaza öğrenile-
na söyledikleri hep belleğimdedir: “Her şeyi yaz, her Kiyarüstemi’nin bana eşlik ettiğini bilmek, her an onun bilen bir şeydir. Bir formülü, reçetesi yoktur.
gün yaz. Yazarak görmeye, anlamaya çalış. Anlatarak dünyasına ulaşabilmek elbette ki en büyük zenginliğim. Dilin kuralları yazmayı, yazma tutkusunu öğretmez.
göstermeyi seç. Senden bir konuda yazmayı istedik- Bu okuma yolculuğumuzdan gelen bir olgudur, uğraş-
BAĞ VE BAĞLANTI KURMAK
lerinde ‘hayır’ deme. Bir süre imzan için çalışacaksın, tır. Yazının işçiliğini yaparken kurallar gelip bulur sizi.
Yazma uğraşı öyledir. Sizi her şeyle bağ ve bağlantı
sonra da o senin için çalışacak…” Bu da, bir düstur
kurmaya hazırlar. Düş ve düşünce ikliminiz bunu, bağ- PEYDERPEY YAZMAK…
olarak benimsediklerimin arasındadır. Buna, “ustalar-
lantıyı sizden ister… Oluşan yaşama felsefenizin yan- Bazı kitaplarımı böyle yazdığımı söylemeliyim. Yaz-
dan el almak” diyorum.
sımaları yazıda elbette kendini gösterir. Ama öncelikli ma zamanını uzun tutmanın kendi içinde bir amacı ol-
Yazıda tutsak biri değilimdir. Yazarak her şeyi ifade
olan şudur: Yazarak kendi kendinize yetmeyi öğrenirsi- duğunu düşünürüm… Biriktirme, biçimleme, mükem-
edebildiğim için mutlu hissederim. Bir “ilaç”, bir “deva”
niz. Bundan başka bir şey yapmayı da asla istemezsiniz. meliyetçilik düşüncesi… Yeni bir şey söyleyebilmek
gibi görmem kuşkusuz. Kendinize iyi gelenin başkaları-
Ben, bunu, bir katedral inşa etmeye benzetirim. Ya- her zaman zordur. Biriktirmek, kendini donatmak ka-
na da iyi gelebileceğine inanırım. Yazmayı, biraz arının
zının, ne yazarsam yazayım, kurmaca gerçeğine inanı- çınılmaz bir şey… Yazıda başlama tutkusuna döne-
bal yapmasına benzetirim. Bunu düşünürken, sevgili Ya-
rım. Bire bir resmetmek, günün çetelesini tutmak yeri- rek bu süreci anlatmak isterim şimdi de…
şar Kemal’in sıklıkla yinelediği şu sözü gelir aklıma: “Ye-
ne, yeniden kurmayı, yeniden görmek olarak alırım. Zi-
ter ki peteğinizde balınız olsun, arısı Bağdat’tan gelir.”
ra algı düzeyidir yazdığının tözünü oluşturan. Bakma / (*) Kır Evinde İkamet, W.G. Sebald, Çev. Sami
BİR SES ÖTEDESİNİZ. MADEM… görme / yaşama yolunuz zihninizin düşünce atlasıyla Türk, 2016, Can Yay., 180 s.
“Leyla’nın Kardeşleri” filmini izledikten sonra Abbas buluşunca yeni ve özgün olabilene erişebilirsiniz ancak. (**) Abbas Kiyarüstemi ile Sinema Dersleri, Haz.
Kiyarüstemi’nin sinemasını düşündüm. Birikimini, ülkesi- Yazmak, yakın(dan) bakışı öğretir; uzak(tan) bakışı Paul Cronin, Çev. Pelin Arda, 2017, Redingot Yay.,
nin sinemasına kattıklarını, bir “ekol” / “usta” olma özel- düşletir. Düş olmadan yazının ritüellerini kuramazsı- 218 s.
EGE ÖZTOKAT’TAN
‘Yelpazem de mi Sıkıyönetime Giriyor?’
yucuyu heyecanlandırarak bir an önce ana met- yaşamış ve yaşamakta olan kişilerin duygu ve düşüncelerini
AYŞE KIRAN
ni okuma isteği yaratıyor. duygusallığa kaçmadan içselleştirdiği görülüyor.
Öztokat gözlemci yeteneği ve analitik zekasıy- Tuna Nasser hanımefendinin yaşamı dönemine göre çok
ge Öztokat, Türkiye’de ve günümüzde az
la Nasser’in yaşamının neden önemli olduğunu renkli ve macera dolu. Erkeklerden yapması beklenen işi ba-
rastlanan bir yaşamöyküsü yazdı.H em de
ortaya koyuyor. Onun yaşında genç bir yazar, şarıyla yapması, sonradan ünlü olacak kişilerle ilişkisi, bir
E yaşamöyküsünün gerçek kahramanı Tu-
yitirdiği anneannesinin yaşında başka kadınlar aşk evliliği yaparak Lübnan’a gelin gitmesi, merakı, çalış-
na Nasser yaşarken. Öyle ünlü bir kadının ya-
varken niçin Tuna Nasser ile ilgilensin? mak istemesi, yaşamını yeniden yeniden başarıyla kurması,
şamöyküsü değil bu. Öztokat’ın öğrenimi, yap-
Kendisinin önsözde belirttiği gibi Nasser’in kızı ve torunu Nadine ile ilişkileri… Hepsi hem özgün hem
tığı stajlar, yazdığı yazılar, yaptığı söyleşiler ve
torunu Nadine en iyi arkadaşı olduğu için mi? de pek çok kadının yaşayacağı deneyimler.
tabii yazma deneyimi bu yaşamöyküsünü yaz-
Hayır. Güçlü ve zayıf yönleri, yaşam deneyim- Öztokat bunları o kadınların bakış açısından anlatırken ken-
masında çok yardımcı olmuş.
leri ile ayakta kalmayı başaran, kendi doğrula- di genç kadın dilini de korumuş, kendi anlatımını da oluştur-
Türkiye’de Nasser gibi yaşamı çok renkli,
rı ve güçleri ile yaşamlarını sürdürdükleri için, muş. Keşke kendisi yaşamöykülerini bir dizi haline getirse,
maceralı, tanınmış tanınmamış, kendi ayakları
yaşam deneyimlerini genç kuşağa aktardığı için. başka kadınların da yaşamöykülerini anlatsa, başka genç ya-
üzerinde duran pek çok kadın yaşadı ve yaşa-
Bu yaşamöyküsünden özel bir keyif alacakla- zarlara esin kaynağı olsa… Böylece sıradan gibi görünen ya-
makta. Ama karşılarına bir Ege çıkmadığı için
rın 1940’lı yıllarda doğmuş, günümüze dek Tür- şamların ne kadar olağanüstü olduğunu keşfederiz.
anıları, yaşamöyküleri silinip gitti ya da gidiyor.
n
Öztokat bu ilk kitabının önsözünde yaşamöyküsünü nasıl kiye ve Ortadoğu’nun çalkantılarını bilenler, ünlülerini tanı-
titizlikle hazırladığını ayrıntılarıyla anlatarak çalışmasına yanlar olduğu söylenebilir. Ama genç kuşaklar da çok şey Yelpazem de mi Sıkıyönetime Giriyor / Ege Öztokat /
hem sahicilik hem de inandırıcılık kazandırmış. Bu da oku- öğrenebilir. Ege Öztokat’ın yaşamadığı bu yılları, gerçekten Kırmızı Kedi Yayınevi / 184 s. / 2023.
12 27 Nisan 2023