Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İlk öykü kitaplarıyla kadınlarımız
14 Şubat, “Sevgililer Günü” olduğu kadar dünya öykü günü de. Dünya öykücülüğü içinde artık seçkin
bir yere sahip öykücülüğümüz her yıl alana katılan pek çok yazarın, özelde kadının ilk öykü kitabıyla
dal budak salıp alabildiğine serpiliyor, gelişiyor…
umhuriyetimiz yüzüncü yı- medi” nitelemesi örneklene-
lına girerken öykücülüğü- bilir burada. Nazlı Deniz de
C müz de dünya ölçeğinde hemen her öyküsünde bu
dikkati çekecek konumuyla cid-
alaysamanın artalanına ine-
di düzey sergiliyor. Türkçenin kı-
biliyor, duygusallığa bulaş-
sa öyküdeki bu büyük başarısın-
madan dümdüz gösterimle,
da kadın öykücülerimizin payı bü-
yansıtımla üstelik.
yük. Füsun Akatlı’ya göre “Öykü
“Aynı mekânda ayrı ay-
yazınımızda öyle örnekler var ki
rı sıkıl(an)” (s. 28) insanlardır
çağdaş dünya yazınının bir adım
bu kişiler, onların iç dünya-
bile gerisinde değil.” (Edebiyat
larını da ele verecektir böy-
Defteri, Afa, 1987, 126)
lece. Dıştan gülsek de iç
Nedim Gürsel, “Kısa öykünün
dünya, tam bir hüzün yuma-
‘edebiyatın zirvesi’ olduğunu
ğıdır. Ayrıca metinde söy-
savunmak kolay olmasa gerek”
leşimin sağladığı destek de
deyip “Bizde, yazınsal tür ola- insan(ı) avcu(n)un içinde” (s. 24) sanan öteki “kü-
eklenmeli buna.
rak öykü en az roman kadar ön planda” saptama-
çük insan”lar, dış dünyaya karşı tam bir umur-
sını getiriyor. (Başkaldıran Edebiyat, YKY, 1997,
samazlık sergilerken öyküler, adeta birer “şeytan İLKE MIRIK: ‘HER ŞEY MÜMKÜN’
192, 191)
düğünü” olup çıkıyor.
İlke Mırık, Her Şey Mümkün (Perseus Yayınları,
Bir başka yazısında, “Batı yazınlarıyla karşılaş-
Nazlı Ayça, öykülerini geleneksel yolla kuru- 2021) başlıklı ilk öykü kitabında okuru farklı du-
tırıldığında, günümüz Türk yazınının öykü türü-
yor ama öykülemesiyle, kurduğu anlatı biçemiyle yarlıklarla yüzleştiriyor denebilir. Gizlenen ya da
ne verdiği önem açıkça ortaya çıkar” demekten
değilse de yapılandırıp modern birer robota dö-
örtük tutulan iç dünyalardaki tortunun yol açtığı
alamıyor kendisini, ekliyor: “Bu, öykücülüğümüz
nüştürdüğü kişileriyle, onlara biçtiği iç dünyalarla
kırılmalara odaklanıldığını söyleyebiliriz getirilen
adına olduğu kadar, genel olarak yazınımız adına
farklı olmayı başarıyor yine.
öykü evrenlerinde.
da umut verici, sevindirici bir gelişmedir.” (Boz-
Böyle olunca, kendi hüzünlerine kıvrılmış, bunu
ÖZLEM YANMAZ:
kırdaki Yabancı, Doğan, Genişletilmiş 2. basım,
unutmayan, unutmak da istemeyen kişiler çıkıyor
‘KIRK BİRİNCİ EVİN BANYOSU’
2006, 168)
öykülerde hep karşımıza. Bir türlü “durulma(yan)
Özlem Yanmaz, Kırk Birinci Evin Banyosu (Ede-
Semih Gümüş de inancını şöyle dile getiriyor:
iç”leriyle (s. 81) yaşıyor çünkü bu kişiler. Her bi-
biyatist Yayınları, 2021) adlı ilk öykü kitabında,
“Bir öngörüde bulunmam (…) gerekirse: Öykünün
ri apayrı kırılmalardan, örselenmelerden geçmiş
yaşam döngüsü içinde çözüm üretememekle bir-
üç atlısı var: Amerikan ve Latin Amerika öykücü-
olsa da.
likte bu yönde debelenirken kendilerini ödünle-
lüğü, bir de bizim öykücülüğümüz: İlki usta, öteki
Şu da var; öykülerinde bu iç yoğunlaşmanın
yen küçük insanların öykülerini getiriyor denebi-
dörtnala koşmaya alışmış, bizimki tırısta.” (Öykü-
duygusallıkla bağını kökten koparıyor yazar, ace-
lir okura.
nün Kedi Gözü, Can, 2010, 137)
le etmeksizin satır aralarına yerleştirdiği anlam
Çeyrek yüzyıl içinde öykücülüğümüz üzerine Olgusal dünya, dışarıda yaşananlar, anlatıcılar
çengelleriyle bir duyarlık atmosferi yaratıyor.
önünde öylesine barikat kurmuştur ki yoksul kişi-
dile getirilen bu görüşlerin örtüşmesi rastlantı de-
İlke, işte bu duyarlık biçimlemesiyle, bunlara aç-
lerin bunu aşabilmesi olanaksızdır.
ğil. Öyküde pek çok görüş sahibi, bu düşünceleri
tığı yerle de dikkati çekiyor. Geleneksel bir hikâye
fazlasıyla paylaşıyor bugün. Hayat, böylesi insanları simgeleyen, “çerçeve-
ediş desek de tazelenmiş duru bir öykücülük eşli-
li kocaman bir gelin damat fotoğrafı”dır (s. 47) ve
Ama bu, yayımlanan her öykü kitabının çıta-
ğinde verimliyor anlatısını genç yazar, başarıyor da.
yı aştığı anlamına gelmiyor, ne ki çıta altında kal- hayhuy içinde çöpe atılıp kıyıya itilmiş bir döngü-
sa bile yayımlanan her ilk öykü kitabı yine de ala- dür artık yaşanan. Özlem, bu olup bitenleri olan-
DÖRT KADIN YAZARLA ÖYKÜMÜZE
na enerji katıp süreğenlik sağlıyor. Zaten bu ka- ca yalınlığıyla, kişilerinin yaşamlarına herhangi
EKLENMEK, AMA NASIL?
lemler arasında kadın yazarların öyküde apay- müdahalede bulunmaksızın yansıtıyor.
Yukarıda ilk öykü kitaplarına yer açtığım dört ka-
rı yeri var.
Ekonomik, sınıfsal savaşın orta yerinde boğu-
dın yazar İlke Mırık, Nazlı Deniz Güler, Özlem Yan-
Aşağıda ilk kitaplarıyla alana eklemlenen dört şan bu insanların yaşadığı döngüyü aktarırken
maz, Nazlı Ayça Özkarahan yayımladıkları bu ya-
kadın öykücünün verimini alabiliriz örnekçe anla-
okura enikonu bir artalan yoğunluğu bırakabili-
pıtlarla verimlerini ilgiyle okutup dikkati çekebiliyor.
mında, 14 Şubat Dünya Öykü Günü’nde.
yor, böylelikle ne denli olay aktarıcı, anlatıcı gö-
Elbette her birini, öykücülüğümüze eklemleye-
rünse de öykülerini ilgiyle okutmayı başarıyor.
NAZLI AYÇA ÖZKARAHAN: biliriz bugün için, ancak alanda üretim sürdürül-
NAZLI DENİZ GÜLER: ‘İÇİ GÜZEL OLSUN’
‘ŞEYTAN DÜĞÜNÜ’ meden, yazar varlığı korunmadan, bu yolla öykü-
Nazlı Deniz Güler’in daha önce yayımlanmış, azım-
Nazlı Ayça Özkarahan, Şeytan Düğünü (Monokl
cülüğümüzde kalıcılık sağlanmadan herhangi öy-
sanmayacak sayıda çocuk yazını ürünü görünüyor
Yayınları, 2021) adlı ilk öyküler demetinde, geç-
kücünün ileride öykümüze eklemlenmiş yazarlar
mişlerine dönük hesaplaşmaya giren, kesikli ge- yaşamöyküsünde, ancak İçi Güzel Olsun (Alakar-
arasında kendilerine yer bulamayacaklarının unu-
ga Yayınları, 2021), yine de onun ilk öykü kitabı.
çişlerle yeniden bunları kuran anlatıcılarıyla yapı-
tulmaması gerekiyor.
landırıyor verimlerini. Bu ilk veriminde, kişi-olay arasında farklı temel-
O halde nice öykülere, süreğen öykü verimine
Bilinen bir anlatı biçemi olsa da bu, yazarın öykü- de kurduğu git gele dayalı alaysamayla öne çıkı-
diyeyim. Şimdiden Dünya Öykü Günü’nüzü, Sev-
lere belirgin dinamizm kazandırmasının önünü açı-
yor yazar. “Alaysama” diyorum ya, önceden he-
gililer Günü’nüzü kutluyorum efendim.
n
yor elbet. İç huzursuzluğun dışa vurduğu ancak bu- deflediği bir işe soyunmaya girişmiş görünüyor
www.sadikaslankara.com, her perşem-
na karşın dış dünyaya tümüyle kapalı bir çıldırı ger- aslında. Bu yanıyla tek başına dikkati çekip öne
be öykü-roman, tiyatro, belgesel alanlarında
çekçiliği yönünde öyküleme getiriyor çünkü yazar. çıkabiliyor zaten.
Bu yanıyla iç dünyalarına mitil atan, her “küçük Çehov’da gözlenen, oyunları için getirdiği “ko- güncellenerek sürüyor.
18 9 Şubat 2023