Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Unuttuklarımız
kadar azız!
Kuşlu Köy! Olağanüstü güzelliği, rengârenk
evleri, yerin üstüne nazire yaparcasına coşkulu
yeraltıyla… Kuşları, ağaçları, sakinleriyle
bambaşka bir köy. Ya onca varsıllığın, elimizden
sanki ansızın kayıp gidişi. Dahası kendimizi içinde
bulduğumuz şu ıssızlığı gönüllüce desteklemiş,
geldiğimiz yalnızlığı alkışlamış olma hallerimiz.
Oysa her unuttuğumuzla biraz daha eksildiğimizi, o
oranda azaldığımızı fark etmeliydik.
Desen: ÖYKÜ AKARCA
düşmüş köylerini hatırlatıyor, anlatıyor bize… gelir; çocukların olmadığı bahçede durur mu oyunlar?
Y. BEKİR YURDAKUL
Belki çokça umutsuz bir tablo çıkıyor karşımıza 100. yı-
NELERİ TERK ETTİK NELERİ…
lı geride bırakırken bakınca Anadolu toprağına ne ki Se-
ir kalem bir fırça… El ele dokunuvermişler haya-
Sahi, “Başımıza gelenlere şaşırmadık” neler olup bit-
vim Ak’ın kahramanı Tombul Oğlan ve başka çocuklar da
tımıza; kendilerince zarif, incelikli, gürültüsüz pa-
tiğini “Sormadık, kanıksadık” mı? “Tembelliğimize gel-
bir yandan başka, eskinin kıymetini anımsatan, yakala-
Btırtısız… Ama ne dokunuş! Yazınsal yolculuğu-
di” belki de. Bahçeler, bostanlar, kuşların ötüşü, do-
yan yepyeni öyküler söylemeye, anlatmaya duruyor işte.
nun otuz beşinci yılında bir sözcük ustası: Sevim Ak…
ğuşu güneşin bizimken; tarlalar, bahçede su bizimken,
Öykü Akarca’nın baştan sona bütün güzelliği kararlı-
Geride kalan onca yıla karşın gepegenç sözcüklerle
akarken gürül gürül kaç tür elma, armut, kayısı ya da
lıkla yansıttığı hayata yüzümüzü yeniden dönme cesa-
titretiyor gönül tellerimizi. Yanı başında bir renk, desen
domates yetişirdi köylerimizde / bostanımızda?
reti sunuyor öykülerin kahramanları.
ve ayrıntı ustası Öykü Akarca…
Bir iki çeşide, hepsi tornadan çıkmışçasına düzgün
Niyetim öykünün beni çağırdığı yere ilişkin üç beş söz
Elimizden göz göre göre kayıp gidenleri, kalabalıklar
bir türe razı gelir olmuşsak bugün, unuttuklarımız ne
edip olup bitene değinmekti ne ki böylesi daha güzel ol-
arasında yalnızlaşmalarımızı; toprağın, ürünün, doğa-
denli azaldığımızın da kanıtı değil mi? Bütün yitirdikle-
du. Sevim Ak’ın capcanlı ve hepimize tanıdık gelen sanki
nın uzağında çırpınıp durmalarımızı, çoğun ne haller-
rimiz kuşlar gibi ağır yavaş mı geçip gitti dünyamızdan
hepsi kapı komşumuz karakterleriyle anlattıklarını biliyo-
deyiz onu bile fark edemeyişlerimizi hiçbirimizi üzme-
değilse biz mi fark edemedik? Ne o tat kaldı ne o koku
rum şimdi bambaşka bir merakla okuyacaksınız.
den anımsatmaya, şu olup biten, yitip gidenler üzerine
ne de o lezzet…
Evet, çokça keder batacağınız da bir gerçek ama
bir daha düşünmelerin iklimini kuruyorlar hepimiz için.
Ay’ın hallerini bilirdik, ekim dikim işlerimiz ona görey-
öykü bittiğinde kendinizi daha iyi hissedeceğinizden
di. Mevsim geçişleri de malumumuzdu, hava hareket-
DERİN BİR ÇAĞRI
kuşkum yok.
n
leri de öyle… Binlerce yılda çözdüğümüz doğanın dili-
Bir köyde buluveriyoruz kendimizi hem de ansızın, da-
ni ne ara ve nasıl terk ettik? O bilgiye yasladığımız ha-
Kuşlu Köy / Sevim Ak / Resimleyen: Öykü Akarca
ha iki usta bizi nereye çağırıyor hele bir bakalım derken.
yatın akışına ilişkin çözümlerimizi, “eski alışkanlıklarımı-
/ Can Çocuk / 46 s. / 7+ / 2023.
Duvarlarda uçan kuşlar, doğan güneş, oyuna durmuş ço-
zı tu kaka edip terk etmeyi kimler öğretti bize”. Oysa “si-
cuklar… Pembenin, yeşilin, morun canlı tonları… Kuş-
lip attıklarımızda, unuttuklarımızda neler neler gizli”ydi!
lu Köy burası, kıraç bir tepenin eteğine yaslı… Tepenin
ÜÇ YILDA 562 KITAP!
Kulaktan kulağa anlatılır söylenirdi öykülerimiz, ma-
ardı kesif ormanlık bir alan, hiç yerleşim yok o yanda…
sallarımız; her söylenişte yaşamın yeni başka bir ger-
Çıkıyorum öyküden ne ki aklım da öyküde bir yan-
ocuklarımız için yazan, çizen, onları birbirinden gü-
çeği sızardı aralara, o da masalın bir kıyısından bilgi
Ç
dan… Öykü Akarca’nın desenlerine uğrak vere vere,
zel kitaplarla buluşturmaya gayret eden dostlar…
olur gülümserdi hepimize…
yakından bakıyorum Kuşlu Köy’e. Bağrında barındırdı-
Okuyan, okutan, o güzel kitapların izini süren dostlar…
Efsaneler, destanlar, kıssalar, fıkralar, mitler de öyleydi.
ğı öyküyü yakalamaya duruyorum.
Çocuklar için özenle yayımlanan kitaplar üzerine
Anlattıkça çoğalır varsıllaşırdı her biri. Her dilde/ dile ge-
Toprağın altı üstü, gecesi gündüzü, börtü böceği,
yazmalarımızın, dertleşmelerimizin üçüncü yılını da
lişte başka bir boyut, bambaşka bir derinlik kazanırdı…
kuşu ağacıyla onca yalnızlığımıza karşın “dönün ken-
geride bıraktık.
Sonra, “Öykünüz de masalınız da budur; bizim anlattı-
dinize, anımsayın o elinizden kayıp gideni” çığlığından
Her kitapla yeni bir bahar bahçe açıldı önümüz-
ğımızdır! Ötesini aramayın…” dendi. İlkin ellerimizin, işin
asla vazgeçmiyor; oraya çağırıyor hepimizi.
de, her yazıda yeni yolculuklara / diyarlara yelken aç-
yerini uzaktaki hayaller aldı, derken sofralar küçüldü.
Sonra Sevim Ak’la yeniden başlıyor yolculuğum. O
tık. Cumhuriyet Kitap Eki’nin kitaplara tuttuğu aynanın
Dereler kurudu, ağaçlar mahzunlaştı, direnen yeşille-
güzelim Kuşlu Köy’ün terk edilmiş ancak için için yeni-
yerli yerinde durmaktan öte ışığının daha da artması
ri ateşe verdi birileri… Ve kuşlar da gitti. Tarlalar, bağ
den hayata dönme düşleri kuran, o gizilgücünü hiç yi- uğraşında az da olsa katkımız olduysa ne mutlu.
bahçeler yalnızlaşınca çocuklar da varmaz oldu o gü-
tirmeyen evlerinde dolaştırırken aslında gözümüzün
Üç yılda 75 yayınevinin 562 kitabından söz açtık.
zelim oyunlara…
önünde, gözümüze sokularak yaşanan Anadolu’nun Önümüzdeki yıllarda bu sayının daha da artması ön-
ÜRETİM YOKSA OYUN DA YİTER
terk edilişini söylüyor bize… celikli dileğimizdir. Kitaplarıyla buluşmamızı sağlayan
Bugün büyük bir inat ve dirençle 100 yaşına erişen Oyunlar ki her biri üretimden doğmuş, dönüşüp haya- dostlara, her sözcüğümüzü okuyup çoğaltan okurla-
tın başka pencerelerinden gülümser olmuştur hayata…
Cumhuriyetin neredeyse 75 yılı bulan diliminde ilkin in- ra, Cumhuriyet Kitap ekibine -başta Gamze Akdemir-
sandan, sonra üretimden derken kuş seslerinden uzak Üretim yoksa ne eskisi sürer oyunların ne yenileri çıka- binlerce teşekkürümüz var.
9 Kasım 2023
12