Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Haydi, çıkın bu yolculuğa!
Hatice Özgiden Çetin’in; kendi yolculuğuna yasladığı, Likya Yolu’nun da mucidi Kültür Rotaları
Derneği’nin içerik desteğiyle kaleme aldığı, Başak Taşkıran’ın resimleriyle güzellediği yapıt, hem
ülkemizin ilk kültür rotasının hem de bu alanın ilk yayını olma özelliğini taşıyor.
duğu yapıtını okumaya başladığınız Yolu’nu... en kolay biz yürüyebiliriz.”
Y. BEKİR YURDAKUL
anda kendi yolculuk planınızı da yaptı- Elbette barındırdığı binlerce yıllık ya-
şam alanları, varsıl ürün çeşitleri, doğal
ğınızı fark edeceksiniz.
ugün de var mıdır aynı tartışma, bil-
bitki örtüsünün yanı sıra Türkiye’nin en
mem; ortaokul-lise yıllarımda “Çok
İLK KÜLTÜR ROTAMIZ
uzun plajını da (Patara: 12 km) içine alan
B okuyan mı bilir, çok gezen mi” so-
Hatice Özgiden Çetin’in, annesi
bu görkemli “yol”u bir gidişte tamamla-
rusu kompozisyon sınavlarımız için ne-
ve halasıyla yola düşen 10 yaşındaki
manız gerekmiyor. Alanda deneyiminiz
redeyse başat konuydu. Dahası, müna-
Atlas’ın ağzından anlattığı bu yolculu-
varsa yaklaşık 35 günde kat edebilece-
zaralar için de biçilmiş kaftandı. Ne za-
ğu okurken her an kendimi onların yanı
ğiniz “Likya Yolu”nu, farklı zaman dilim-
man bu ikilemden açılsa söz; yıllar için-
başında duyumsayışım bir yana bu ki-
lerinde, bölüm bölüm de yürüyebilirsiniz.
de bir gün, “çok okuyarak çok gezen...”
tabın yazılış nedenlerini de düşündüm.
Bu konuda da ipuçları veren yapıt, sırt
deyip bu varsıl görünen tartışmayı, hiç
Kültür Rotaları Derneği’nin ortaya
çantanızda bulunması gerekenleri sıra-
değilse kendim için, kestirmeden bitir-
koyduğu; Fethiye’den Antalya’ya uza-
larken kitapları da unutmuyor. Atlas’ın
diğimi anımsarım. Ne ki şunu da söyle-
nan, çoğun zorlu bölümlerden olu-
tuttuğu bir “günlük” yoksa da bu yürü-
meden geçmemeliyim: Sanırım biraz da
şan 600 kilometrelik “Likya Yolu”,
yüşün her adımında günlüğünüze yaza-
bu tartışma açtı bana çok okumanın ve
Türkiye’nin ilk kültür rotası olarak ka-
caklarınızı getirip masanıza bırakıveriyor.
çok gezmenin yolunu...
yıtlara geçmiş. Yol üzerinde bulunan,
Her iki yönden bu yolculuğu yapan-
Hatice Özgiden Çetin’in, kişisel yol-
bize emanet antik kentlerin tamamı
larla karşılaşmalar, kimi zaman birlik-
culuğuna yaslayarak, kısa tümcelerle,
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde ya
te yürümeler, yörede yaşayanlarla ku-
günce tadında bir akışla kaleme aldı-
da Geçici Listesi’nde yer alıyor.
rulan dostluklar, bugün de ayakta olan
ğı Sırt Çantalı Atlas Likya Yolu’nda çı-
Kültür rotalarının, İpek Yolu, Baharat
ören yerlerini tanıma, çağları aşıp ge-
kagelince yeniden anımsadım o tartış-
Yolu vb. tarihte gerçekten kullanılmış len efsanelere kulak verme olanağı,
HEYECAN VERİCİ BİR SEÇENEK
mayı. Bir de onca gezip dolaşmaları-
ya da sonradan oluşturulmuş yollar ol-
ara ara zorlu hale gelen parkuru aşar-
Teknolojinin “tutsak aldığı” hayat-
mın arasında bu güzelim rotaya -var-
duğunu da anımsatıyor Çetin. ken yakalayacağınız başarı duygusu
lar yaşamaya yargılı çocuklarımızın, bir
lığından haberim olmasına karşın- ne-
“Likya Yolu”, kültürel mirası, do- ya da başarısızlık halinde vazgeçme-
parçası olduğumuz doğadan uzakla-
den yer verememiş olduğumu...
ğal çevresi nedeniyle tasarlanmış. me kararlılığı ve daha da fazlasını ya-
ra savruldukları günümüz için de ola-
Oysa daha iki yıl önce “Likya Yolu”
Anadolu’nun, on iki bin yıla uzanan şamaya, sınamaya çağırıyor okurlarını
ğanüstü ve heyecan verici bir seçene-
kültür rotasını, Fethiye’den Antalya’ya, -bilinen- geçmişi, barındırdığı tarih- Hatice Özgiden Çetin.
ği anımsatıyor bu yapıt.
n
araçla birkaç günde yeniden kat etmiş,
sel-kültürel değerler ve doğal varsıllığı
Likya Yolu’nu, kırmızı-beyaz bant-
yine kıyı yolunu izleyerek Mersin’e de- Sırt Çantalı Atlas Likya Yolu’nda /
anımsanınca “Likya Yolu” benzeri da- lar ya da babaların kılavuzluğunda yü-
ğin uzanmıştık. Bence hiçbirimiz için ha onlarca, yüzlerce kültür rotasından rüyenlerin genellikle yabancılar oldu- Hatice Özgiden Çetin / Resimler: Ba-
geç değil! Çetin’in, Likya Yolu’nda yo- rahatlıkla söz edebileceğimizi de dü- ğunun da altını Atlas’ın tümceleriy- şak Taşkıran / Atso Vakfı Yayını / 263
lunuza çıkacakları hoş bir akışla sun- şünmeden edemedim. le çiziyor: “Burada yaşayan biziz, Likya s. / 10+ / 2022.
Gerçeği fısıldayan masal
Belki bir rüya ya da zamanda yolculuk, belki de yalnızca fantastik bir macera ne ki Filiz Özdem,
bizi, masalların fısıldadıkları üzerine düşünmeye çağırıyor.
Düşsel bir yolculuğa çağırıyor bizi Filiz göbek bağı vardır.” (s. 97) çağdaş bir ma-
Y. BEKİR YURDAKUL
sal sunuyor bi-
Özdem; yok, öyle hayatın, zamanın öte- Umarsız kalmalarımız, öfkeyle kalkıp
ze Filiz Özdem.
sinde bir şey değildir bu. çözümü kapı dışarı etmelerimiz, düşün-
uradayım!” diye bağırsa da ken-
Son sözcüğü
Efsaneden gerçeğe, masaldan mite, meyle uzak akrabalık hallerimiz, verili-
di sesini yalnızca kendisi duy-
okuduğunuz-
alışkanlıklarımızdan düşlerimize, önyargı- yi/ sunulanı konfor sanmalarımız, boyun
‘‘B muştur. Kapkaranlık bir orman-
da ne düşüne-
larımızdan çaresizliğimize... sanki bir so- eğmelerimiz...
dadır. Derin bir sessizliğin içinde. Sade-
ceğinizi biliyo-
ce kuş ve böcek sesleri, arada sırada da lukta başlayıp biten, aslında hiç bitmeye- Alışmalarımız, hiçbir şeye şaşmazlığı-
rum: Bilinmezler Labirenti aslında “bi-
bilmediği hayvanların ulumaları... cekmiş gibi duyumsadığımız bir yolculuk- mız, dolayısıyla gerçekliğin uzak iklimle-
linmez” değil!
n
tur heyecanla, merakla süren; anlamaya, rine savrulmalarımız... Her sahnede biri
Yapayalnızdır. Ve üşümeye başlamış-
tır Mahir. Soğuk olduğundan değil, kor- arayışlara çağıran... çalıyor kapımızı...
Mahir Mercan Bilinmezler
kudan... Oraya nasıl gelmiştir, neden “Çünkü hayal ile gerçek birbirine sıkı Kendimizi Mahir’le koşarken, arar-
Labirenti’nde / Filiz Özdem / Resim-
Kâhini görmek istediğini söyler; bildi- sıkıya bağlıdır. Ne uydurursan uydur, ne ken, çözüm üretirken bulduğumuz; Bu-
leyen: Buket Topakoğlu / YKY / 134
ği yoktur. düşünürsen düşün, mutlaka gerçekle bir ket Topakoğlu’nun resimleriyle çoğalan s. / 10+ / 2022.
26 Ocak 2023
14
Desen: BAŞAK TAŞKIRAN