Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MERHABA
nsan, yalnızlık, aşk, geçmiş-ge-
lecek, zaman, düşler yoğunlu-
İ ğunda biçimlenen bir edebiyat-
çı duyarlılığı ile düşünsel birikimi-
ni kaynaştırarak yurdunun insan-
larının özgürlüğe ulaşması sevda-
Ahmed Arif’in şiiri
sıyla kucaklaşan ve Cumhuriyet-
le yaşıt olan ölümsüz usta, çağ-
Ahmed Arif’in şiirlerini topladığı Hasretinden Prangalar Eskittim
daş edebiyatımızın bilgelerinden
(Bilgi Yayınevi) adlı kitabının hemen her yıl yeni baskıları yapılıyor.
Oktay Akbal (20 Nisan 1923-28
Ağustos 2015) kapağımızda.
Bu kitabı böylesine önemli kılan, yalnızca içinde gençlik yıllarını
Önce öykücüdür Oktay Akbal.
yaşayan yazarına yapılan işkenceleri yansıtmasından ileri gelmiyor;
Öyküleri, yarın umudu olanlar için
yazılmıştır. Romanları, anıları, gün-
çektiği acıları şiir diliyle etkili biçimde dile getirmesiyle de ilgilidir.
celeri ve edebiyatçı kişiliğini kat-
İyi şairliğin bir ölçüsü de gerçeği yansıtan sözcük öbekleriyle tığı köşe yazıları da “Oktay Akbal
Aydınlığı”nın abecesidir.
şiirde yeni bir üslup yaratmak değil midir? Ahmed Arif’in şiirlerinin
Pusulası Atatürk olan, hep
seçkinliği buradan geliyor.
Atatürk ilke ve devrimlerini savu-
nan Oktay Akbal, 1956’da
Picasso, “Aramıyorum, çünkü bulamıyorum” der. Öyle der ama
Vatan gazetesinde başladığı köşe
resmine yerleştirdiği yeni bir çizgi bile ona özgü buluşun ürünüdür.
yazılarını, 1969’dan başlayarak
Cumhuriyet’te son soluğuna
Ahmed Arif’in buldukça yaratıcı dünyasında yeni oluşumlara
kadar sürdürdü. “Evet / Hayır”
uğrayan şiirlerini gizli tutmuş olması, yeni söylem arayışlarına
köşesiyle umut ve bilinç yarattı,
yakın tarihimize not düştü.
girmesiyle açıklanabilir...
İlhan Selçuk’un dediği gibi: “O,
edebiyatçı kişiliğinin yanında la-
KAVRAMLAR rana,/ Okyanusun en ıssız dalgasına/ Düş- sözcükleriniz var. Bu tazeliği nasıl yaka-
ik Türkiye Cumhuriyeti’nin ve in-
Ahmed Arif’in yarattığı her sözcük müş bir Kibrit çöpüne.” l “Yitirmiş tılsımı- ladınız?” sorusunu, “Sözcüklerin çağrış-
sanlarının haklarını savunmak için
yaşadıklarının izini taşır. Orhan Ve- nı ilk sevmelerin,/ Yitirmiş öpücükleri,/ Payı tırdığı duyguyla” diye yanıtlar:
büyük mücadele vermiştir. O, sı-
li Kanık’ın, Nâzım Hikmet’in şiirlerini bu yok, apansız inen akşamdan,/ Bir kadeh, bir
“Sorunuzu kısaca ‘halkımın dilini, tür-
radan bir edebiyat olayı değildir.”
tutkuyla kurguladığını sanıyorum. cıgara, bir dalıp gidene, Seni, anlatabilsem külerini, ağıtlarını, etkili masallarını sev-
Tahsin Yücel’in dediği gibi: “Ça-
seni.../ Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır/
Örneğin Nâzım “Hava kurşun gibi ağır, mek’ deyip yanıtlamak var. Ama sözcük-
ğımızın en içten, en güvenilir, en
bağır, bağır, bağırıyorum” derken o şiiri Üşüyorum, kapama gözlerini...” lerden bazı örnekler vermek, böylece ko-
soylu tanıklarından biridir.”
okuyan, yüreğinde kurşun ağırlıkları du- nuyu daha açık anlaşılır hale getirmek de
Ustamızı onurla taşıyoruz ka-
yar, “bağırtı” sözcüğü kulak zarını titreştirir. ŞAİRİN YOLDAŞI SÖZCÜKLERDİR elbette çok önemli: ‘Bir ben bileceğim
pağımıza. Öner Yağcı ve Rahmi
Toplumcu gerçekçiliği benimseyen Ah-
Ahmed Arif, ceza yasasına aykırı dav- oysa/ ne âfât sevdim.’
Ali’nin yazıları...
med Arif’in bir ayağı derin acı-
ranmak, gizli örgüt kurmak suçlamasıyla Buradaki âfât sözcüğünü,
Üçüncü sayfamızda, büyük şa-
larda, bir ayağı “yokluğun öbür
yargılanarak iki yıl hüküm giydi. Ne acı- halkım korkunç, kahredi-
ir Ahmed Arif’in (21 Nisan 1927-
adı olan cehennemde”dir. Ken-
dır ki sorgulama sırasında ağır işkence- ci, karşı konulmasının oluru 2 Haziran 1991) yaratısını merce-
dine özgü şiir dilini bu geçi-
lerden geçirildi. olanağı yok bir belâyı söz- ğe aldığı “Ahmed Arif Şiiri” başlıklı
şimler ortamında yaratmıştır. yazısıyla Adnan Binyazar yer alıyor.
18 yıl sonra yayımladığı Hasretinden Pran- cük, deyim ve kavramları
Şiirini sarsıcı acılarla besler- Yaklaşan 23 Nisan Ulusal Ege-
galar Eskittim’deki (Bilgi Yayınevi, 1968) yetersiz bulduğu yerde kul-
menlik ve Çocuk Bayramımı-
ken yaratıcı dünyasında “demir
şiirlerde geçen hasret, pranga, eskitme lanır. Ben de örneğin ‘Çok
zı içtenlikle kutluyoruz. Y. Bekir
kapı, kör pencere, yeşil soğan,
sözcükleri vicdanlı her okura ona uygu- sevdim... Yürekten sevdim.’
Yurdakul’un “23 Nisan’dır bay-
karanfil kokan cıgara”yı sıralar,
lanan işkencelerin acısını yaşatır. diyebilirdim. Sanırım bu-
ram!” başlıklı ana yazısında
memleketinin dağlarına bahar
Kitabının öyle bir ad taşımasının teme- na kimsenin bir diyeceği ol-
dediği gibi: “Sesimizi şarkıla-
geldiğini düşünür. İmgelemin-
linde, yaşamını karartan işkencenin la- mazdı. Ancak o zaman sıra-
ra katmak, sevinci rengârenk bo-
deki bu incelikli denge, öfke ile
netli havası eser. dan bir mısra kurulmuş olur
yamak, barış türküsüne dünyanın
yarattığı şiir dünyasında gider
Örneğin şiirin bir öbeğinde geçen vah-
ve ortaya şiir yükü bakımın-
her yöresinde aynı coşkuyla
gelir. Yaşadıklarını acı sızılarla
şeti yansıtan şu dizeler yüreklere kazı- dan yoğunluk, derinlik ve
katılmaktır bayram... Atatürk’le
şiirleştiren bu dengedir.
nacak denli seçmedir: çarpıcılıktan yoksun, tatsız
salıncağa binmek, kitaplarla
“İçerde” şiirinde “Haberin
“Seni, anlatabilmek seni./ İyi çocuklara, bir deyiş çıkardı.”
çoğalmaktır bayram!”
var mı taş duvar?” diye so-
kahramanlara./ Seni, anlatabilmek seni,/
Y. Bekir Yurdakul ayrıca Naz-
rar, ardından, “Demir kapı, kör pence-
Namussuza, haldan bilmez,/ Kahpe yala- ÖFKENİN, İNCELİKLERİN ŞAİRİ
lı Deniz Güler’in İki Kere İyi Gece-
re,/ Yastığım ranzam, zincirim” gelir. Şi-
na.“ l “Ard-arda kaç zemheri,/ Kurt uyur, Ahmed Arif’e yönelik bir yazıma “Öfke-
ler’ini merceğe alıyor.
irsel sızıyı, “Uğruna ölümlere gidip gel-
kuş uyur, zindan uyurdu./ Dışarda gürül- nin, inceliklerin şairi” başlığını koymuştum. Eray Canberk, “Yazılakalanlar”
diği mahzun resim” duyumsatır ona.
gürül akan bir dünya.../ Bir ben uyuma- “Akşam Erken İner Mahpushaneye, Ana- adlı yetkin derkenarlarının ikinci-
Her sözcüğünü resim gibi algılar Ahmed
siyle sayfalarımızda.
dım,/ Kaç leylim bahar,/ Hasretinden pran- dolu, Hasretinden Prangalar Eskittim, Adi-
Arif. Şiirine aradığı sözcüğü bulduğunun
İbrahim Tığ, Sertaç Çıralı’nın Şiir
galar eskittim./ Saçlarına kan gülleri taka- loş Bebenin Ninnisi” başlıklı uzun şiirlerin-
ölçüsü budur.
Bu Sokakta Öldü kitabını tanıtıyor.
yım,/ Bir o yana,/ bir bu yana...” de daha da belirgindir öfkeler, incelikler...
Şiirde sanatın işlevi de sözcüklerin ya- Alihan Irmakkesen, Haydar
Şiirin daha başında acının uyandırdığı Ahmed Arif, yaşamı boyunca o tür ben-
rattığı çağrışımları duyarlığına yerleştirip Ergülen ile Yüzeysel-Toplumsal
özlemi dile getirerek belleklerde ferahla- zetmeleriyle “halden bilmezlere, sarı enge-
Tipikler ve Yayan Yapıldak;
evrensel sızıyı yüreklere işlemek becerisi
tıcı bir dünya yaratır. reklere, yedi boğum akreplere, çıyanlara”
Hilmi Zafer Şahin, Çimen Tu-
değil midir?.. O nedenle Ahmed Arif’in
O anda, bir o yana, bir bu yana salla- öfke duydu, onları yanına yaklaştırmadı.
runç Baturalp ile AB’nin Kalbinde
şiir söyleminin kaynağı, Doğu Anadolu
nan sevgiliye bahar gülleri takmayı düş- Acıyı duyumsamak, şiirinin bileği ta-
Biz(siz) Onlar kitaplarını ve
halkının türkülerine, ağıtlarına, masalları-
leyecek denli sevda tutkunudur. şıdır. O bileği taşından geçmeyen duy-
Melih Günaydın, Aslıhan Dağıs-
na sinen iç sızlatıcı deyimsel sözlerdir.
Şair yüreği yufkadır, şiirin bir öbeğinde gular ona yabancıdır. Padişah da olsa,
tanlı Aysev ile Cesur Kızlara Yol
de insanca duyguları yansıtan sözcükle- en ağır işkencelerde bile namerde hiç-
Arkadaşları serisini konuşuyorlar.
HALKIN DİLİNİ SEVMEK
ri bir araya getirir: bir koşulda boyun eğmedi, çocukları ca-
Vitrindekiler, Güncel ve Musta-
Veysel Öngören’in, “Dilinizde etki-
“Seni, bağırabilsem seni,/ Dipsiz kuyu- nına soktu, aşiret geleneğine bağlı yaşa-
fa Başaran’ın hazırladığı Bulmaca
li olan ama şiirimizde kolay rastlanmayan
lara,/ Akan yıldıza,/ Bir kibrit çöpüne va- yarak erdi sonsuzluğa... n
ile düşün trafiği sürüyor.
İyi okumalar...
l İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Genel Yayın Yönetmeni: Arif Kızılyalın
l Yayın Yönetmeni: Gamze Akdemir l Tasarım: Bahadır Aktaş l Grafik: Mehmet S. Aman l Sorumlu Müdür:
Özgür Soyer l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ l İdare Merkezi: Prof. Nurettin
Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli- İstanbul l Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Reklam
Genel Müdürü: Esra Bozok l Reklam Rezervasyon: Tel: 0 (212) 343 72 74 Mail: reklam@cumhuriyet.com.tr l
Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. AŞ, Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:
KITAP 11A/41 Bahçelievler - İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir.