24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

(20 EKİM 1854 / 10 KASIM 1891) Arthur Rimbaud: Cehennemde Bir Mevsim! Cehennemde Bir Mevsim (Hazırlayan ve Çeviren: Özdemir İnce / Can Yayınları) dâhi şair Arthur Rimbaud’nun (20 Ekim 1854 / 10 Kasım 1891) hayattayken ve kendi olanaklarıyla yayımlattığı tek yapıtıdır. Kahin’in Mektupları’nda (Çeviren: Ayberk Erkay / Sel Yayınları) ilkelerini açıkladığı şiirsel deneyimi nasıl hayata geçirmeye çalıştığını ve bu çalkantılı dönemde yaşadıklarını 9 düzyazı şiirden oluşan bu kitapta inceler. 1873’te şair dostu Verlaine ile yaşadığı firtınalı ilişki sonrasında kaleme aldığı ve “Lanetli defterim” diye betimlediği bu başyapıtta Verlaine’in deyimiyle, “olağanüstü bir psikolojik otobiyografi” ortaya çıkarmıştır. tır: “Ne yaşam! Gerçek yaşam yok. Dünyada değiliz biz” der FERDA FİDAN Deli Bakire ve kocasının dünyayı değiştirme hasretini anım- sar: “Belki de yaşamı değiştirecek gizleri vardı? Hayır, diye ehennemde bir Mevsim (Hazırlayan ve Çeviren: yanıtlıyordum kendimi, bu gizleri arıyor yalnızca.” Özdemir İnce / Can Yayınları), başından itibaren “Sözün Simyası” adlı ikinci bölümde ise Rimbaud giriştiği C genç şairin içinden yeni çıkmaya başladığı huzur- insanüstü kâhinlik deneyiminin bir sayıklamadan ibaret ol- suz bir dönemin öyküsü gibidir. Daha ilk satırlarda Rim- 500 adet basılan eser dağıtılamamış, okuyan birkaç yakı- duğuna hükmeder. 1871’de, “Kâhin’in Mektupları”nda (Çe- baud geleneksel güzellik kavramına savaş açtığı tuhaf bir nı da değerini kavrayamamıştır. Rimbaud, yazdıklarının ne viren: Ayberk Erkay / Sel Yayınları) tasarlamış olduğu gele- buhrandan çıktığını bildirir: “Güzellik’i dizlerime oturttum anlama geldiğini soran annesine şu keskin yanıtı verir: “Ne ceğin şiiri “Bütün duyuların düzeninin uzun süre, sonsuzca bir akşam. -Ve acı buldum onu. -Ve sövdüm ona.” anlama geliyorsa o anlama… Hem sözcüğü sözcüğüne hem ve bilinçle bozulması” kuralına dayanır ve bu mektuplar da- Şair tarih, din, ırk ve aile kavramları arasında kendi- de her anlamda!” ha 17 yaşındaki genç Rimbaud’nun geleneksel şiiri bir çır- ne bir kimlik arayışındadır. Her şeyi bırakıp başka ufukla- pıda silip attığı ve yeni bir şiir arayışına giriştiği belgelerdir. MALLERMÉ: ‘RIMBAUD, ‘KENDİNİ ra doğru yelken açmak arzusunu dile getirir: “Ayrılıyorum Rimbaud bu yöntemi delice uygulamaya çabaladığını anla- ŞİİRDEN CANLI CANLI KOPARDI!’ Avrupa’dan. Yakacak ciğerlerimi deniz havası, yağızlaştı- tır: “Dinleyin beni. İşte çılgınlıklarımdan birinin öyküsü.” Cehennemde Bir Mevsim’den hemen sonra racak derimi yitik mevsimler.” O dönemde, bir simyacı gibi uğraşmış, “bütün duyuların Illuminations’u da (Hazırlayan ve Çeviren Özdemir İnce İnsanlığı soysuzlaştırdığını düşündüğü için uygarlıktan kaç- bozulması” kuralına uyarak kendi istenciyle her türlü halü- / Can Yayınları) tamamlayarak, henüz 22 yaşında şiiri ta- mak ister, ilkel ve yabanıl bir yaşama özlem duyar: “Evet, sinasyonun esiri olmuştur: “Alıştım basit sanrıya: bir fab- mamen bırakmıştır. Bu yüzden, Mallarmé, Rimbaud’nun gözlerim kapalı sizin ışığınıza. Bir hayvanım ben, bir Zenci.” rikanın yerine bir cami görüyordum düpedüz, meleklerin “kendini şiirden canlı canlı kopardığını” söyler. Ama kaçış fikrinin gerçekleşebilecek bir hayal olduğundan Hayatının son bölümünde Aden ve Harar’daki ticari se- oluşturduğu bir davulcu topluluğu, gökyüzünün yollarında kuşkuludur zira “Zenci”nin sığınabileceği en ıssız adalar bile rüvenlerine atılır. Uzun yıllar sürecek ve çok zor koşullar- Batılı sömürgecilerin tehditi altındadır: “Hiçliğe yuvarlana- faytonlar, bir gölün dibinde bir salon.” da sürdürülen sıkıntılı bir yaşam sonunda dizinde kanser- cağım günü kestiremiyorum bile, beyazlar karaya çıkınca”. DELİLİĞİN VE ÖLÜMÜN EŞİĞİNDE! li bir tümörle Fransa’ya dönecektir. Marsilya hastanesinde Hıristiyanlığa şiirlerinde yaptığı tüm saldırılara karşın, Böylece deliliğin ve ölümün eşiğine gelmiştir: “Geliyordu sağ bacağı kesilir. Birkaç ay sonra, 10 Kasım 1891’de öl- din kavramına kayıtsız değildir. Lanetli olduğu fikrine takı- büyük korku. Dalıyordum birkaç günlük uykulara ve kalkıp düğünde Rimbaud, 37 yaşındadır. lıp kalmış ve inançsız olduğuna pişman gözükür: “İsa ne- sürdürüyordum en kederli düşleri. Ölecek durumdaydım.” den yardım etmiyor bana, soyluluk ve özgürlük bağışlaya- RIMBAUD: ‘HAYATIM GEÇTİ, ARTIK Avrupa’yı terk etmeye kararlıdır ve Doğu bilgeliğiyle rak ruhuma? Yazık! Doldu vadesi İncil’in!” HAREKETSİZ BİR KÜTÜĞÜM BEN!’ karşılaştırdığı Batı uygarlığına duyduğu nefreti ifade eder: ‘DELİ BAKİRE VE ÇEKİLMEZ GÜVEY!’ “Cehennemin dibine diyordum, şehitlerin onur çelenkle- Son aylarında ona bakan kızkardeşi Isabelle’e söyledikleri ve yazdıkları yıllar sonra bile içindeki şairin ölmemiş oldu- “Sayıklamalar” başlığı altındaki iki bölüm farklı söylemler ri, sanatın ışığı, bulucuların gururu, yağmacıların şiddeti: aracılığıyla iki eleştirinin ifadesidir. “Deli Bakire ve Çekil- Doğuya dönüyordum, ilk ve ölümsüz bilgeliğe.” ğunu gösterir. Bacağı kesildikten sonra Isabelle’e bir mek- tup yazar: “Hayatım geçti, artık hareketsiz bir kütüğüm ben.” mez Güvey” adlı birinci bölümde Verlaine ile yaşadığı çılgın Daha sonra, bir ara dine döner gibi olduğunu ama hemen ilişkiyi anlatır. Aslında Verlaine’in ağzından kendini betim- vazgeçtiğini yazar. Geçici bir istektir bu, hemen zihninden Ölümün yaklaştığını hissettiği son günlerinde ise kız kar- ler Rimbaud, zira Deli Bakire Verlaine’dir, Çekilmez Güvey söküp atmıştır zira dinin temelindeki ölüm fikrini kesinlik- deşine söyle seslenir: “Ben toprağın altına gireceğim ve sen de Rimbaud. Bu sıra dışı yöntemle, şair Kahinlik dönemin- le reddeder: “Hayır! Hayır! Başkaldırıyorum şimdi ölüme!” güneşte yürüyeceksin!” Aslında bu son günlerini bile yıllarca deki şeytani karakterini çizerken Verlaine’in kadınsı ve za- Yapıtın sonunda, şiir yoluyla hayatı değiştiremeyeceği- önce Cehennemde bir Mevsim’de bir kâhin gibi öngörmüştür: yıf yaratılışını yerer. Mesafeli bir itiraftır okuduğumuz: “Bir ne göre, artık somut dünyayla yüzleşmesi gerektiğini ka- “Sıcak ülkelerden dönen kıyıcı sakatlara bakar kadınlar.” cehennem yoldaşının itiraflarını dinleyelim.” bullenmiş görünür: “Ben! her türlü aktöreden bağışık, mü- Çoğu birbiriyle çelişkili kitaplar dolusu yorumlar yazılmış- Çekilmez Güvey, Deli Bakire’nin dediklerini aktarırken tır bu eşsiz şair hakkında ama en doğrusu Yves Bonnefoy’nın neccim ya da melek olduğunu ileri süren ben, toprağa ge- Deli Bakire de kocasının dediklerini anlatır. Bu bölümü ri döndüm, araştırıp bulunacak bir görev ve kucaklanacak söylediğini uygulamaya geçirmek olsa gerek: “Rimbaud’yu Rimbaud’nun kendisiyle oynadığı bir ayna oyununa benze- kaba bir gerçeklikle!.” Ve yürek burkan şu sözleri ekler: anlamak için Rimbaud’yu okuyalım, onun sesini ona karış- tebiliriz. Sonuçta düşlenen hayatın mümkün olmadığı açık- “Ama bir dost el yok! ve yardım için nereye başvurmalı?” mış olan bir sürü başka sesten ayırmayı arzulayalım.” n 14 10 Kasım 2022 Çizim: Claude Jeancolas
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle