25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

MURAT UYURKULAK’IN ROMANI ‘TOL’ FRANSIZCADA Bir çeviri faciası! Son 20 yılda Avrupa’nın başlıca ülkelerinde Bu soruna ışık tutmak amacıyla ve örnek özellikle Fransa’da, Türk edebiyatından yapılan olarak Murat Uyurkulak’ın Tol adlı romanını çevirilerin arttığını görüyoruz. gözden geçirebiliriz. Jean Descat tarafından Fransızcaya çevirilerek, 2010’da Galaade Yayınevi Bu sayının artması oldukça tatmin edici ama söz tarafından Fransa’da yayımlanan romanın konusu çevirilerin ne derece başarılı olduklarını çevirisinin tam bir çeviri faciası olduğunu görmek ve yazarın üslubuna ne kadar sadık kaldıklarını için uzun araştırmalar yapmamıza gerek yok. kontrol eden bir mekanizma ya da kuruluş var mı? Böyle bir çevirin hiçbir denetimden geçmeden Zira bu çevirilerin özellikle Kültür Bakanlığı yayımlanması hem okura hem de yazarın emeğine çerçevesinde, yabancı yayıncılara teşvik veren gerçek bir saygısızlık örneği teşkil ediyor. TEDA projesi tarafından maddi yardımlarla desteklendiğini biliyoruz. Ayrıca Fransa’da aynı çevirmenin Sabahattin Ali, Murathan Mungan ve Aslı Erdoğan gibi yazarlarımızı Bu desteğin karşılığı olarak da yabancı editörlerden nitelikli da çevirmiş olması ve bu çevirilerin Le Serpent à plumes çeviriler yayımlamalarını istemek gayet doğal. ve Actes Sud gibi ciddi geçinen yayınevleri tarafından Konuyu biraz irdelersek, azımsanmayacak sayıda eserin yayımlanmış olması, durumun ne kadar içler acısı maalesef kaba yanlışlarla dolu olarak çok dikkatsizce, olduğunu açıkça gözler önüne seriyor. umursamaz bir anlayışla çevrildiğini gözlemliyoruz. türden affedilmez hatalar. Bölümün devamın- FERDA FİDAN da, Yusuf kendisine ne düşündüğünü soran ya- kınlarına verecek yanıt bulamıyor: “Aynur’un KÜLTÜR BAKANLIĞI VE TEDA PROJESİ! memelerini desem, hiç olmazdı. Aynur patro- Türk edebiyatının dünyaya açılmasını hepi- nun yüksek lisanslı metresiydi.” miz isteriz ama bu açılımın doğru dürüst ger- Burada çevirmen yine uydurmuş ama maale- çekleşememesini de az çok kabullenmiş gibi- sef tutturamamış: “Aynur’un memelerini görme- yiz. Bu konuda çevirmenlere büyük görevler dim. Aynur patronun metresiydi, çok klas!” (Les düştüğünü herkes bilir fakat gerekli denetimle- seins d’Aynur je ne les ai pas vus. Aynur, c’était ri kimin yaptığını ya da yapması gerektiğini de la maîtresse de mon patron, la classe!) Biz de çoğu kimse aklına bile getirmez. Sanki bir ese- çok saçma! diyerek yorumumuzu ekleyebiliriz. rin yabancı bir dile çevrilmiş olması başlı başı- Okumamıza devam ettiğimizde şöyle bir cüm- na bir başarıymış gibi. Yani edebiyat çevrele- le çıkıyor karşımıza: “Sahip olduğu yıllara ka- rinde herhangi bir eser için yabancı dillere çev- ralar bağladığı şeydi vakit”. Dikkat gerektiren rilip basılsın da nasıl olursa olsun düşüncesi bir düşük cümleyle karşı karşıyayız ve Fransız- genelde hâkim diyebiliriz. cası yine yanlış: “En az sahip olunabilecek şey, Son 20 yılda Avrupa’nın başlıca ülkelerinde, zamanın yıllar içinde getirdikleridir” (Le moins özellikle Fransa’da, Türk edebiyatından yapılan qu’on puisse posséder, c’est ce que le temps a çevirilerin arttığını görüyoruz. Bu sayının artma- apporté au fil des années). sı oldukça tatmin edici ama söz konusu çevirile- Yazarın düşüncesiyle hiç ilgisi olmayan hem rin ne derece başarılı olduklarını ve yazarın üs- toptan yanlış hem de içi boş bir düşünce! Bu- lubuna ne kadar sadık kaldıklarını kontrol eden aldı, niçin, ne zaman? Kitapta bir daha bu konuya hiç deği- rada da belli ki “karalar bağlamak” deyimi işi yokuşa sür- bir mekanizma ya da kuruluş var mı? nilmemesi çok tuhaf değil mi? Paragrafın devamında “An- müş. Ama kimse de bu garip önermenin kaynak dilde yazarın Zira bu çevirilerin özellikle Kültür Bakanlığı çerçevesin- nemin ağzı çok bozuktu” diyor Yusuf. Fransızcası oldukça kullandığı cümleyi karşılayıp karşılamadığını sorgulamamış. de yabancı yayıncılara teşvik veren TEDA projesi tarafın- şaşırtıcı: “Annemin ağzı korkunç şekilde yaralıydı” (La bo- Daha sonra, Yusuf içki içerek geçirdiği bir geceyi anlatıyor: dan maddi yardımlarla desteklendiğini biliyoruz. Bu deste- uche de ma mère était affreusement mutilée). “…gün ağarırken bir şişe daha kanyak aldığımı ve her da- ğin karşılığı olarak da yabancı editörlerden nitelikli çeviri- im taksilerin kuşatmasındaki o meydanda…” Ama oldukça ler yayımlamalarını istemek gayet doğal. MOTAMOT ÇEVİRİ! farklı olan Fransızca çeviride anlatıcı kanyak içtikten sonra Ancak, bu konuyu biraz irdelersek, azımsanmayacak sayı- Burada da demek ki çevirmen Türkçedeki “ağzı bozuk” bir takside kustuğunu söylüyor: (Après avoir pris une bou- da eserin maalesef kaba yanlışlarla dolu olarak çok dikkat- deyiminin anlamını bilmediği için motamot çeviri yapmış. teille de cognac et vomi dans un taxi…). sizce, umursamaz bir anlayışla çevrildiğini gözlemliyoruz. Yapmış ama annesinin yaralı yüzünden neden bir daha Böyle tuhaf bir değişikliğin nedeni tam olarak belli değil hiç söz edilmiyor. Ve yazar bu betimlemeyi hangi nedenle KABA HATALAR! ama belki kusmak ve kuşatmak fiilleri karıştırılmış olabilir, yapmış, insan biraz merak eder, araştırır ama ne çevirmen Bu soruna ışık tutmak amacıyla ve örnek olarak, Murat artık nasıl oluyorsa… ne de editör bu konularla hiç ilgilenmemişler. Uyurkulak’ın Tol adlı romanını gözden geçirebiliriz. Eser Biraz daha ilerlediğimizde, Yusuf büyük sıkıntılar içinde UYDURMALAR! Türkiye’de 2002’de yayımlandıktan ve ilgiyle karşılandıktan geçen gençlik yıllarını anlatıyor: “Her mesafenin yayası ol- Biraz daha ilerleyerek şöyle bir cümleye rastlıyoruz: sonra Jean Descat tarafından Fransızcaya çevrilerek, 2010’da muş, yaş günü partilerinin bir tekine bulaşmamıştım.” Fran- “Kafana kurşunu sıkana kadar da bundan başka bir şey Galaade Yayınevi tarafından Fransa’da yayımlanmış. sızcası şöyle: “Manzaraya karışıyor, yılbaşı partilerine bile yapacağın yok. Geçen sene aldığın o allahlık Kırıkkale tu- Aslında bu çevirinin tam bir çeviri faciası olduğunu görmek gitmiyordum.” (“Je me fondais dans le paysage, je n’allais tukluk yapmazsa tabii.” Çevirinin birinci cümlesi az çok için uzun araştırmalar yapmamıza gerek yok. Zira daha ilk même pas aux fêtes du nouvel an.”) sayfayı açtığımızda son derece kaba hatalarla karşılaşıyoruz. aynı ama ikincisi tamamen uydurma: “…Geçen seneyi o meşhur Kırıkkale hapishanesinde geçirdiğini hatırlatmam Eserin ilk satırlarında aynı zamanda anlatıcı rolünü de üst- UMURSAMAZLIK VE CEHALET! lenen roman kahramanı Yusuf annesinden bahseder: “İlko- gereksiz.” (…Sans même parler de ton séjour en prison Aynı cümlede iki büyük yanlışlık nasıl olur demeyin, kula başlamıştım, annem intihar etti.” Ama Fransızca çevi- umursamazlık ve cehalet her seye kadir! Cümlenin birin- l’an dernier dans ce fameux Kırıkkale.) risi tamamen değişik: “…Annem intikam aldı” (…ma mère Kırıkkale tabancayı bütün Türkler bilir ama bir Fransı- ci bölümü için Türkçeyi doğru dürüst bilmeyen bir insa- s’est vengée.) Açıkça belli ki çevirmen benzer (paronim) ol- nın anlamaması belki olağan karşılanabilir ama biraz olsun zın bu konuda Fransız kalmaması olanaksız gibi. Ayrıca “tutukluk” ile “tutukluluk” karıştırılırsa ortaya böyle bir maları nedeniyle intihar ve intikam kelimelerini karıştırmış. Türkçe öğrenmiş bir yabancının bile yaş günü ile yılbaşını Romanın Fransız okuyucusunun yerine koyalım kendi- karıştırması olanaksız görünüyor. Zira sözlüğe bakması ye- zırvanın çıkması kaçınılmaz. Birkaç satır sonra, anlatıcı mizi: Eğer kahramanımızın annesi intikam aldıysa, kimden terli. Bunlar ciddi bir çevirmenin istese bile yapamayacağı yine silahından söz eder: “Üzerine konan tozdan >> 4 6 Ekim 2022
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle